bildirgec.org

uncategorized hakkında tüm yazılar

Zamanda Yolculuk

ibocu | 02 January 2011 15:57

Sizce zamanda yolculuk yapılabilir mi?İşte dünyayı sarsan yeni konulardan biri ile karşınızdayım.Yeni nesil insanların günümüzde en çok merak ettiği konulardan birisi zamanda yolculuk yapmayı hayalden gerçeğe taşımaktır.Bu konuyu sizinle farklı bir şekilde ele alalım isterseniz.İlk önce zaman kavramını bilmemiz gerekir.Günümüzdeki zaman kavramı ise dünyanın kendi ekseni etrafında dönmesini başladığı noktada bitirdiği ana bir gün,24 saat denir.Şimdi bu tanıma göre zamanı durdurmak için dünyanın sabit kalması gerekir başka bir deyişle güneş ışınları gün ve yıl içinde aynı gelmelidir.Dünya yı durdurmamız halinde zamanın durduğunu ve dünyanın ters yönde dönmesini sağladığımız zaman zamanın geriye akmasını sağlayabiliriz.Fakat bi düşünün dünya durduğu zaman biz yaşlanmaya ve hücrelerimiz yapım yıkım olaylarını sürdürmeye devam edecektir.Dünyanın tersine döndüğünü düşünelim.O zaman da ölen hücrelerimiz tekrardan oluşmalı ve oluşan hücrelerimiz yok olmalı yani küçülmemiz gerekmektedir,fakat tersine dönen dünyada buna bir çare deildir biz genede yaşlanmaya devam edeceğiz.O zaman ya zamanda yolculuk denen birşey yok ya da zaman denen kavramı artık dünyanın dönmesi şeklindeki tanımdan kurtarmak gerekir birde işin diğer yönü var tabi ki bir hayal edin zamanda yolculuk yaptık eski zamanlara gittik ve hoşumuza gitmeyen nedenleri ortadan kaldırdık.Bizim çocuklarımız olacak ve neslimiz devam edeceğinden bizim bi gelecek zamanımız var bide dedelerimizden dolayı geçmiş zamanımız var şimdi biz dedelerimizin geleceği olarak zamanı değiştirdik,peki bizim geleceğimizde var.Bizde gelecek neslin dedeleri olacağız bu yüzden onlarda zamanda bir yerde geleceği değiştirmiş olacak ve bizde bunun farkında olmayacağız tabiki.Tıpkı geçmişimiz gibi.yani aslında biz hiçbişeyi değiştiremeyeceğiz sürekli aynı olaylarla karşılaşacağız.Bu nedenle zamanda yolculuk vardır veya yoktur ama şunu biliyorum ki biz aslanda hem gelecekte hem geçmişte hemde şu anı yaşıyoruz.Bu konuyla ilgili hertürlü yorumlarınız ve görüşleriniz bilimin ilerlemesi için önemli lütfen görüşlerinizi paylaşın.

yürü lan evleniyoruz:)

| 02 January 2011 14:10

“Beni dinle öyle git” dedim ona“yaşamak için yaşaman için yaşamamız için gitme” dedim.“Kahvemi bitireyim gidiyorum “ dediRuhumu ısıtan adam nereye giderdi nasıl giderdi,inanamıyordum, bir türlü..“masal bittimi ?”“tek mevsimlik bir kadın mıydım ben?”Hiç bağlanır mıydım hiç bağlanır mıydım allahım nasıl bir adam nasıl bir adam?
Gönlüm sıkılıyor,boynum bükülüyor..Oturduğu yerden bana öylecene bana bakıyor sadece bakıyor..İçime kor kor alevler düşerken sadece bakıyor ve kahvesini içiyor..Yavaş yavaş ölüyorum,kül kül kül oluyorum,utanıyorum kendimden…Daha düne kadar” aldığım her nefeste sen varsın” diyen adam gitmiş karşımda taşlaşmış bir yabancı var sanki..Ben onun bu git gel hallerine alışkındım ama bu sefer hiç konuşmayan gitmeye kararlı bir adama ne yapacağım ne yapabilirim tanrım..Yan odaya geçtim gözyaşlarım ve ben yalnızız. Aynaya bakıyorum hala çok güzelim hala canlıyım hala ona tapıyorum hala attığı her adıma gözü kapalı ortak olurum..hala ölürüm yoluna ne istersen nereye istersen ne şekilde istersen gelirim, bana neden öyle bakıyordu sanki bir yabancı sanki bir yabancı kadın varmış gibi karşısında..İstemiyorum istemiyeceğim senden sonra hiç kimseyi hiç kimseyi gideceğim işte yolumu kestiğin amerikaya gideceğim seni ordan da seveceğim ordan soracağım sağlığını soracğım merak edeceğim gel tamam hadi gel dediğin an geleceğim köpeğin olacağım koşa koşa geleceğim hep gelmedimmi hep gittin ben hep gelmedimmi? Kimin emeği daha fazla kimin ? allahım ne olur kapı açılıp kapanmasa ölürüm ölürüm dayanamam gidişine salonda hala biliyorum ama yanıma gelmez evet gelmez .
O da ne saçma sapan bir keman sesi.. gel de gülme kemanımla oynuyor içerde iki nota bilse bari.. koca adam çocuk adam bilge adam hayran olduğum taptığım yolunu gözlediğim emekler verdiğim yoluna her şeyi göze aldığım mınışım kedim gözbebeğim gitmeeeeee.Kapı çalınıyor! Bakamam bu halimle.
O da ne bir gürültü bir patırtı annemin babamın perlinin bizim ortak çocukların sesleri çığlıklar gülşmelerrrrr m……….ni! m……..i! bebeğimmmmm biz geldikkk.
Tam o sırada aşkım yanıma geliyor içeriye kimseyi almıyor kapıyı kapatıyor ıslak yüzümü nefesi ile kurutuyor.. “ herkes bizi bekliyor aşkım yürü lan evleniyoruz yürü köpek “ diyor..
Bayılmışım..
Seni seviyorummmmmm..
deli gibi mutluyumm..

Çizgi filimlere dikkat

nihansage | 02 January 2011 10:55

Çizgi filim izlemek tüm çocukların olduğu gibi küçük kızımında hoşuna gidiyor.Fakat bazı çizgi filimler, tuhaf yaratıklar ve saçma sapan konulardan oluşuyor.Bu durumda seçici olmak biz ebeveynlerin görevi olmalıdır.TRT bu konuda üstüne düşen görevi fazlasıyla yapmaktadır.Manon, çuf çuf diyarı, paytak, pepe ve diğer çizgi filimler çok başarılı.Çocuklara dostluk, hayvan sevgisi, nazik olma ve terbiyeli davranmaları konusunda çok güzel telkinler vermekteler.Çizgi filimler, çocukları yönlendirmek ve onları istediğiniz gibi düşünmelerini sağlamak için bir silah olarakta kullanılmaktadır.Çoğu anne ve babanın bunlardan haberi bile yoktur.Çizgi film ressamı ilk önce işlemek istediği konuyla ilgili objeyi çizer.Bu bazen cinsel içerikli dahi olabilmektedir.Daha sonra da resmi, bir kuş yuvasına bazen de insan yüzüne çevirmektedir.Çocuklarımız masumane bir şekilde çizgi filmini izlerken, bilinç altı da filmin, aslında vermek istediği mesajı alır.Ve sonuç ; ahlak yoksunu bir nesil olur.Çocuklarımızı ekranın karşısına oturturken gayet seçici olalım.Bu anne ve baba olarak bizim görevimizdir.

canı sıkılan yazı

nazokiraze | 01 January 2011 18:30

Seneye görüşürüz esprilerinin yapılmadığı bir ortamdan yazmak isterdim bu yazıyı, herkeste normal geçen grip ve bademcik enfeksiyonu benim gelmişimi ,geçmişimi enfekte ettiği için 2011’e hastanede girdim.

Wireless candır diyerek bekliyorum sakallı hemşireyi gelip iğnemi yapsın diye ,baktım twitter falan derken buradan uzak kalmışım kürkçü dükkanına dönüp dolaşıp uğrayayım dedim. Hayır hayır yalan küllüyen yalan burada kim online kim değil bilemeden yazacağım için geldim, 2010 kastı 2011 e girelim mi diyenlerden kaçmak için, arkadaşlarımın çoğu çılgınlı partilerde, bazısının da partide, karıda,kızda olduğu zannedilsin diye hiç nete girmemelerinden dolayı sıkıldım da geldim.

İyi bir yıl diliyorum herkese, Kurban Bayramında koyun,dana haklarını savunanların aynı kıyağı hindiye de yapmalarını dileyerek başlıyorum bu yıla.(2011 Ocak etkinlikleri)

YILBAŞINA GİRMEDEN YILSONUNDA HİSSETİKLERİM

turguttt | 31 December 2010 14:23

Yine bir yıl daha arkamızda kalıyor biz bir kez daha yaşlanırken.Neler yaşadık , nelere üzüldük ,nelere sevindik , hatta bazılarını unuttuk değil mi:)Bugün şirketimizin terfi duyuruları yapıldı nasıl heyecanlı , nasıl istekli güler yüzlerle içeri girdi herkes birer birer…sevinenler de oldu üzülenlerde
tabi ama sabır ve azim gerekiyor neyse bunlar hayatın acı gerçekleri 🙂 güzel şeylerden bahsedelim
neler yapıyoruz yılbaşında ? kimileri tatile giderken, kimileri evde ailesiyle geçirecek yılbaşını (benim gibi)
bazıları ise eğlenerek dışarıda kutlicak.Kırmızı iç çamaşırları alınmıştır adet oldu artık bizde de.Bu yılın bana kazandırdığı en güzel şey sevgilimdi şimdi sözlüm 🙂 aslında en gerek duyduğumuz şey bir ses değil midir? yada bizi dinleyecek bir çift göz ve sıcak omuz……….Herkese mutlu,sağlıklı,huzurlu bir yıl diliyorum sevdikleriyle birlikte…………

UNUTMADIM SENİ

saklimimoza | 31 December 2010 12:36

Unutmadım seni, kimse unutturamadı. Özel değildin oysa herhangi biriydin. Ne boyun bosun vardı, ne kaşın gözün, yoktu albenin. Nedendi sana bu bağ, bu sensiz yoksunluk neden? İçim peşine akıyor hala, deldiğin yaralar sızım sızım. Savrulup gittin benden ne varsa?! Daha mı mutlusun şimdi, bensiz tam mısın? Bense yarımım sensiz, belki de daha azım. Tutunduğum hiçbir dal taşıyamadı beni, koptu gitti hepsi. Bir tek ellerin tutabilirdi, bıraktılar, düştüm. Hem de öyle bir düştüm ki derine, en derine. En çok onlara güvenirdim, gözlerin de çekti gitti. Zifiri karanlığa terk ettiler beni, ışığım yok. Yüreğimde huzursuz bir sessizlik senin bozmanı bekliyorum hala. Yoksun. Yaşayıp yaşamadığımı merak ederdin arada, senede bir sorardın ” iyi misin” diye. İyi olmam mutlu etmezdi seni demek ki, bir daha aramazdın. Sadece iyiyim diyebildim sana her seferinde değilim oysa. Hiç iyi değilim. Çöreklendin kaldın orada ıssız kalbimin bir köşesinde, eşeleyip duruyorsun olduğun yeri. Bi dur, bırak kazma küreği. Acıyor anlamıyor musun!! Neymiş efendim dünyanın bir yerinde hala yaşıyormuşsun, yaşıyormuşum. Bu nasıl yetiyor sana. Yaşıyorum evet yaşamaksa nefes almak, yürümek, yemek, içmek. Dışımdaki ben canlı, içim kupkuru bir ucube haberin yok. Geldin bitirdin beni, gittin yitirdin. Geldiğinde başkasıydım gittiğinde başkalaştım. Şimdi dön desem sana, yetti desem, dönüp gelsen tanımazsın beni. Ya da tanırsın belki de, doğru ya eserinim…

GÜÇ RUHU UTHA

nihansage | 31 December 2010 10:50

Akşam oluyordu.Obaya dönemezlerdi.Mete çevreden odun topladı ve mağarada ateş yaktı.Yanlarında getirmiş olduğu yiyecekleri İbrahim dedeyle birlikte yediler ve çok geçmedende günün vermiş olduğu yorgunlukla hemen uyudular.O gece mete çok değişik rüyalar gördü.Rüyasında, içinde yatmiş oldukları mağarada, toplu halde intihar etmiş olan halkı gördü.Onlardan biriymiş gibi aralarında gezindi.Onlarla konuştu.Hepsi ümitsizlik içersindeydiler.Halkın içersinde bulunan şaman ile göz göze geldi ve uykusundan sıçrıyarak uyandı.Rüyasını ibrahim dedeye anlattı.O bölgede yaşayan, eski ilmleri bilen bir adam vardı.İbrahim dede meteyi, onun yanına götürdü.Rüyayı ona da anlattılar.Yaşlı adam rüyayı büyük bir dikkat ile dinledi.Yaşayan bir şaman’ ın meteye büyü yapmış olabileceğini söyledi.En büyük delili ise metenin şaman ile gözgöze gelmesiydi.O şaman’ı bulmalarını tavsiye etti.O nu bulmak ve meteden ne istediğini anlamaları için ise tekrardan mağarada bir gece geçirmelerini tavsiye etti.Mete’ nın kendini koruyabilmesi için Ayetel kürsiyi yedi defa okumasını istedi.Ellerine okunmuş su verdi.Bunu daire şeklinde yere dökmelerini ve içersinde uyumaları gerektiğini anlattı.Mete alime pek inanmamıştı.Ama ibrahim dede yaşlı alimin her dediğini büyük bir itinayla yaptı.Mete de ayetel kürsiyi yedi defa okudu.İkisi birden dairenin içersinde yattılar.

O gece de mete rüya gördü.Rüyasında, içinde bulundukları mağaradaydı.Etrafına bakındı.İnsanlar vardı.Elbiseleri yıpranmış,üstlerı toz toprak içersindeydi.Bu insanların eski türkler olduklarını anladı.Onlarla konuştu.Ve konuştuğuna cevap aldı.Demek ki bu insanlar da onu görüyorlardı.Konuştuğunu duyuyorlardı.Fakat bu konuştuğu dil çok farklıydı.O da onlar gibi eski türkçe konuşuyordu.Şaman ın yanına gitti ve ona sordu.-Sen kimsin?-Benim adım GÜÇHAN.Son şamanım.-Benim ile neden rüyamda konuşuyorsun?-Sana ulaşmamın ve dikkatini çekmemin tek yolu buydu.-Benden ne istiyorsun?-Atanın yarım bıraktığı işi tamamlamanı istiyorum.Senin atan metenin bana vermiş olduğu bir söz var.Onu senden istiyorum.-Neymiş bu söz?-Atan metenin soyundan gelecek olan ve duru görüye sahip bir taşıyıcı.Bu taşıyıcı atan metenin çocuğu olacaktı.Ama savaş sırasında öldürüldü.O da halkının kurtarılması karşılığında, soyundan gelecek kişiyi bana verdi.

NE KADAR BÜYÜMÜŞTÜM

mavilikler | 31 December 2010 09:39

O’na kendi ellerimle çorba yapacağım. Tarhana çorbası sever en çok… Sıcak sıcak ısıtsın içini. Kapıdan girdiğinde tüm soğuğu dışarıda bıraktığını anlasın kaşığı her ağzına götürüşte.

Ne kadar yorgun olur o saatlerde sevgilim, kimbilir?! İlk kez evimde göreceğim O’nun o halini. Yolda rastladığım işten dönen insanların yüzlerinden çok iyi tanıyorum o görmeyen bakışları. Bu yüzden buraya geldiğinde, gözlerinde sevgisinden izler bulmaya çalışmayacağım. Bütün gün koşturup durmuş insanların gözlerine inen o perdeyi biliyor olacağım çünkü.

“Hadi, iç çorbanı canım.” diyeceğim. “Sevgini gözlerinde görmeye ihtiyacım yok, hissetmek için. Yorgunsun şimdi. Ruhun çoktan uykuya çekildi bile. Ama ben sadece bedeninle de olsa yanımda olmandan öyle mutluyum ki!”

Bir Teknik Serviszedenin Ruh Hali

sinjob | 30 December 2010 17:19

Yetkili servis diyince akla çile geliyor artık. Elektronik ürün şanstır derlerdi artık teknik servis de şans oldu.

Çok beğenerek ve isteyerek bir ürün alırsınız.Hatta pahalı olmasına aldırış etmezsiniz ama bir de bakarsınız bozuluvermiş. Neyse dersiniz nasıl olsa garantisi var ama öyle kolayı yoook!!!Öncelikle bulunduğunuz bölgede teknik servis var mı? Eğer İstanbul ya da Ankara’da yaşamıyorsanız öyle her teknik servisi bulamazsınız yakınınızda. İzmir’deyim ama İzmir’i saymadım çünkü Asus gibi bir markanın teknik servisi yok İzmir’de.