bildirgec.org

uncategorized hakkında tüm yazılar

Tarih Bilinci

cilo6 | 07 January 2011 10:00

Tarih konusunda çok şeyler yazılıp çizilmiştir, bunu herkes bilir. Yüzlerce ve hatta binlerce yorumlar yapılmıştır. Okullarda kitaplardan öğrendiğimiz veya araştırmalardan okuduğumuz yüzlerce döküman bizde belirli bir tarih bilinci oluşturmuştur.

papatya kokulu bacaklar..

| 07 January 2011 09:46

Diyorsun ki hala,
“Hiçbir şey istemem hiçbir şey
Devrilip yıkıldığını görmekten gayrı..
Belki de bir gök gürültüsüyle parçalandığını..”
Razıysan altında kalmaya eyvallah..
Görürsün bir gün evelallah..
Daha dün puşkinden mısralar okuyan o dudaklar
Evet aynı dudaklar,
Lanetler yağdırıyor insafsız köhne dünyama..
Hala söyleniyor,
Kendi hasretini boğazlayarak..

Oysa,
Ses çoktan yitirdi amacını
Sadece yankısı yaşıyor kulaklarımda
Söylenmiş son sözüm(n) donsa dudakların(m) da
Lanetli bir mirası taşımaktansa sırtında,
Sormalısın semaya istiyorsan inanmak..
ya da,
şafak sökene kadar bekle,
bak yüzüme, mağrur melike bakışlarınla
gir kandırıcı ihtiraslar odamıza
uzat,
Papatya kokulu bacaklarını
Sarayım için için yanarak

Cihat Duman – ya da pişman değilim

kahramancayirli | 06 January 2011 13:40

Turgut Uyar ya da Ece Ayhan, hayatta olup, şimdilerde şiir yazıyor olsalardı tam da böyle bir şiir yazıyor olurlardı diye düşündüm Cihat Duman’ın şiirlerini okurken. Bu, öncelikle bir övgü elbette, bir kitap boyunca, tüm şiirlerde çizgiyi yüksek tutmak hiç kolay bir şey değil. Hele ki genç şairlerin ilk kitaplarında. Tabii ki şiirler öncelikle bir geçmişe, geleneğe yaslanacak. Sonra güncel mevzular, şairin sözcük oyunları, özgün dize kurguları bu geçmişten gelen binaya eklemlenecek. Duman’ın şiir isimleri de ayrıca övülmeyi hak ediyor, şiirlerindeki ironi ve özgünlük şiirlerin isimlerine de sirayet etmiş.

Stresten Korun

meflug | 06 January 2011 12:24

Şu hareketli hayatlarımızın içinde ara sıra dinlenmeye, stres atmaya hepimizin vücudunun ihtiyacı var. Acaba hepimiz yeteri kadar dinlenebiliyor, sağlıklı uyuyor muyuz? Strese karşı ne kadar savaşıyoruz?

Stresin vücudumuza olan yan etkilerinden devamlı bahsediliyor. Bir süre önce katıldığım bir eğitimde stresin etkilerini anlatılırken bir anti-stres çayı tarifi vermişlerdi.

Rüya ile Gerçek Arası

ibocu | 06 January 2011 11:12

Felsefeye göre bir mantık vardır.Düşünüyorum o zaman varım.Düşünün adam varım demekse o zaman karmaşık bi durum ortaya çıkabilir.Nasıl mı?Hemen anlatıyım. Bir insan düşünüyorum öyleyse ben varım.düşündüğüm insan beni düşünüyor,o zaman ben düş benim düşünüpte beni düşünen adam gerçek oluyor.ben o zaman bir rüyada oluyorum.

Zamanda Yolculuk 2

ibocu | 06 January 2011 09:54

Hiç düşündünüz mü gelecekte mi? Geçmişte mi yaşıyoruz? Şimdide miyiz yoksa? Bana göre aslına gelecek ve geçmişi yaşıyoruz ama şimdi asla olamayacak biz ışığın nesnelere çarparak gözümüze gelmesiyle nereye bakarsak geçmişi görüyoruz.

ben mi ağırım kurşun gibi, yoksa mermi gibi mi sözler?

scapegoat35 | 05 January 2011 16:50

günlerdir dalgın dalgın geziyorum.

neden birisine yardım ettikten sonra, yardım ettiği kişiyi ezer ki insan? ya da yaptığı iyiliğin yükünü hissettirir? o zaman bu iyilik olur mu ki?
olmaz olsun dedirtmez mi insana? al diyetini deyiverip kolunu kesesi gelmez mi insanın?

Wireless sosyalleşmeler

kahramancayirli | 05 January 2011 12:41

Yakın bir arkadaşımın bana küstüğünü, beni “facebook”undan silince anladım. Tabii Msn listesinden de. İlginç değil mi? Ya da en mahrem fotoğraflarımızı “feys”e koymak, bir çeşit kamusal alanda (facebook’ta) görünür kılmak için yarışmak, size hiç garip gelmiyor mu? Bu yeni, kahve dükkanı zincirlerine genç ve orta yaşta insanlar geliyor genelde, görmüşsünüzdür. Her biri deri, konforlu koltuğuna gömülür gömülmez, diz üstü bilgisayarını açıyor ve bir anda bilgisayarından sosyalleşmeye başlıyor. Bu, gerçek bir sosyalleşme mi? Mekandan ayrılana dek kendi aralarında neredeyse hiç konuşmadıklarını gözlemliyorum. Çalıştığımız yerlerde, masa arkadaşlarımızla ofis yazışma programları ile iletişim kurmayı tercih ediyoruz. Konuşmak yerine yazışmak. Her gün uyanır uyanmaz ilk işim, facebook ya da twitter hesaplarımı kontrol etmek. Bu, benim giderek yalnızlaştığımı göstermiyor mu? Ya da bu sanal (aslında olmayan) mesajları gerçek muhabbetlerle ikame etmeye çalıştığımı?

Tartışma ve Eleştiri

cilo6 | 05 January 2011 09:47

Herhangi bir haber, sohbet, olay ve ilgili konularda tartışma kuralları olmalı mı? Daha açık olarak herhangi bir konu hakkında fikirlerinizi söylerken veya yazarken eleştirinin boyutu ne olmalı? Eleştiri derken bizler Türk insanı olarak aklımıza önce karamsar olan duygu ve düşünceler gelir, acaba neden? Bu konuları araştırdıkça ve detaylarına indikçe çok geniş boyutlu bir döküman ile karşı karşıya kalırız. Önce “eleştiri” kelimesi ve “tartışma” kelimesini dikkate alalım. Şimdi sizler bu yazıyı okurken eleştiri ve tartışma kelimelerini okuduğunuzda büyük bir çoğunluğunuz ilk etapta bu kelimelerin olumsuzluk belirttiğini düşünmüş olmalısınız. Şunun olmasını çok isterdim; bu iki kelimeyi okurken aklınızdan olumlu düşüncelerin geçmesi ve konu bütününü öyle anlamanızı dilerdim.