bildirgec.org

uncategorized hakkında tüm yazılar

SE(K)S

neceff | 24 November 2008 17:51

dinlerken dalmış sizi, hayran
bağışlayın bayan
oranız geldi aklıma
kamaştım sesinizden

Anadolu Ajansı 2 – (1920-1925)

todesengel | 24 November 2008 17:23

Zor günlerden geçiyordu ülke,en önemli dönüm noktasındaydı.Savaştan zaferle ayrılırsa yeni bir başlangıç yapacaktı, hemde daha güçlü olarak.Ama kaybederse meçhuldü geleceği, belirsizdi olacaklar. Belki de öyle bir ülke kalmayacaktı artık yeryüzünde.

Zor günlerdi Anadolu Ajansı’nın doğduğu, faaliyetine başladığı zamanlar. Bir tarafta savaş, bir tarafta vatanına ihanet edenler, bir tarafta imkansınzlıklar, öbür tarafta ise vatanı korumak için canını ortaya koyanlar, varını yoğunu bu uğurda harcayanlar. Zordu tüm dünyaya karşı gelmek, ben daha ölmedim ve beni öldürneden bu vatana el süremezsin diyebilmek, tek başına kalsan da, hemde başka bir savaştan henüz yenik çıkmış ve binlerce vatan evladını şehit vermiş olmana rağmen.

Kadınların Erkeklerden Üstün Yönleri

keremx | 24 November 2008 16:51

KADINLARIN ERKEKLERDEN ÜSTÜN YÖNLERİ

Benim anlayışıma göre üstünlük ne cinsiyetle ilgilidir, ne de bedeni özelliklerle… Ben ırklar ve renkler arası üstünlüklere de rağbet etmiyorum. Bana göre bir insanı üstün yapan yine insani özellikleridir. Boyu, postu, soyu, sopu, mevki ve makamı çok sonraları listeye alınacak şeylerdir.

İnsanı kadın ve erkek diye de sınıflamak doğru değil aslında. Kadın veya erkek bir çift ayakkabı gibiyiz. İşlevleri farklı, yerleri ayrı ama çifttirler, yani birbirini tamamlayan özelliklere sahiptirler.

Kendine Dön, Kendini Dinle…

keremx | 24 November 2008 16:39

KENDİNİ ÖDÜLLENDİR CAN!

Ben gün içersinde sürekli başkaları ile konuşan, başkalarını dinleyen biri olarak kendimle konuşmaya ve kendimi dinlemeye çok ihtiyaç duyarım. En azından aynaya baktığımda kendime tebessüm ederim. Nasıl gidiyor,diye sorarım. Can deyişim bundandır…

İşte kendimle paylaştıklarım:

1-Dünün başarısızlık ve yanlışlarını unut Can! Olan olmuştur ve dün geçmiştir. Payına düşeni al, dersini çıkar ve her şeye yeniden başla olur mu?
Bugünü yaşa ve bugün için heyecanlı ol.

Başörtüsü üzerine bir deneme

hearon | 24 November 2008 16:28

Başörtüsü ve üniversite kavramlarının aykırılığının kafamda yer etmeye başladığı ilk günü hayal meyal hatırlayabiliyorum. O zamanlar bu konunun yıllardır tartışıldığını nereden bilebilirdim ki? Pespembe dünyamın içerisinde çizgi filmler ve yapmakta zorlandığım ilkokul ödevlerimden başka bütün bu karışık düşüncelere yer var mıydı? Hiç sanmıyorum. Baş örtüsü üzerine tek bildiğim ailemdeki kadınların çoğunun yıllardır başörtüsü taktığı idi. Gazetelerde türbanlı öğrencilerin büyükçe bir kapı önünde -tahminimce bir üniversitenin kapısı- eylem yaparken çekilmiş büyük resmi zihnimi epeyce kurcalamıştı. Türbanlı bir öğrenci elleri havada slogan atarken.. Bugün bile hatırlarım. Şu anda üniversite öğrencisi olduğuma göre aradan uzunca bir zaman geçmiş olmalı. Gazetelerde türban ve üniversite tartışması hala yapılıyor. Peki, nedir bu işin iç yüzü? Neden üniversitede türban istenmez? Neden bu ülkede türbanlı türbansız ayırımı var?

BEN BİR ÖĞRETMENİM

teacher07 | 24 November 2008 16:00

Sarı Hasan doktor olmuş
“Minik kuşum” hemşire
Derman dağıtıyorlar dağ başlarında
Biliyorum
Kuşlar söyled

Üzerdi beni zaman zaman
Yaramazdı, Mühendis Mustafa
Elektrik akıtıyormuş evlere
Beni utandırdı
Duyuyorum yeller den öğrendim.

O da tutmuş minik bir el
Yazıyor yazdırıyor.
“Atatürk” yazdırmıştım
Boncuk Ayşe öğretmen olmuş.
Görüyorum.

Gecenin kör karanlığında
Kara bulutlar çöker de
Keskin eser yel.
Ama mutluyum.
Dağ başlarında yalnız mıyım?
Soruyorum.