bildirgec.org

uncategorized hakkında tüm yazılar

ÖLDÜREN KIYAFET

keremx | 01 December 2008 12:47

ÖLDÜREN KIYAFET

İlkokuldaki bir başarı sonrası babam; hediye olarak sana kot pantolon alacağım, demişti. Küçücük çocuk, ne bilsin kot pantolonu. Ben o zaman ki aklımla kotu, “got pantolon” olarak algılamıştım. Ben utangaç çocuk, böyle bir pantolonun arkadaşlarım arasında alay konusu olacağını düşünerek, Gözü yaşlı anneme koşmuş;” ben bu got pantolonunu giymem” demiştim.

Sonra öğrendim kot pantolonun ne olduğunu. Ancak bu olayın etkisi olsa gerek hiç sevmedim kot pantolon giymeyi.. Kendime hiç yakıştırmadım onun içinde durmayı. Ama arkadaşlarım, dostlarım bana çok yakıştırdılar. Aldığım birkaç kot pantolon da arkadaşlarım sebebi iledir.

KATI

redorack | 01 December 2008 11:24

Bir orta boy hediye paketi yapıp, kurdelesini takıp yollayabilirim şimdi sana acımı.

Veya çocuklar onunla futbol oynayıp sevgisiz bir ihtiyarın camlarını indirebilirler…

Mesela, ancak bir elmas ustası kesebilir; kesmeye yanaşsaydı ve yeterince değerli olsaydı…

Ya da kapının ardına ağırlık diye koyabilirim cereyana mahal vermesin diye…

İleride taşınırken yanıma almayabilirim ağırlık olur diye. Onun için hamal tutmayabilirim; taşımaktan yorulduğumdan…

…ve ancak böyle anlatabilirim, göğsümdekini sana. Başka türlü değil…

HAMDOLSUN

deLe | 01 December 2008 10:14

http://postmedya.com/news_detail.php?id=6231

Hesaplaşma

| 01 December 2008 10:14

....
….

Uzak ara öndeydi yaşam ondan. Bir müddet yakalamaya çalıştı, olmadı. Ne yaşam yavaşladı, ne o hızlanabildi. Uzanıp tutabildiği zamanlar olsa da, saklayamadı avuçlarında. Oysa böyle başlamamıştı hiçbir şey. Kaçan da yoktu, kovalayan da. Peki neden şimdi önde idi?

Gitti, nerde ne kadar fotoğraf varsa çıkardı, döktü hepsini odanın ortasına. Bakmadı hiçbirisine, geri de koymadı. Attı kendini sokaklara, bıraktı yağmurun altına. Birikintilerin başında durdu zaman zaman. Bazen kendini gördü, bazen kocaman binaların yansımasını. Nedensiz bir biçimde ayağını soktu birikintilerin içine ve dağıttı yansımaları. Yürüdü, sigara yakmaya çalıştı, olmadı. Aklına bir şey gelmiş gibi geri döndü ve dikildi birikintinin başına. Yansımanın tekrar oluşmasını istiyordu, sanki bir şeyi kaybetmiş bulmak ister gibiydi. Küçük dalgalar ve yağan yağmur izin vermedi, birikintide biraz önce gördüklerini görmesine.

Yağmur hızlandı, yağmuru suçladı.Neden sonra kendisini de…

güvenmek mi?çok zor artık

secretzone | 01 December 2008 09:41

Bir insanla bir ömür geçirmeye sebeb olan sevgi, saygı, güven değilmidir?
Güvenmek aslında çok zordur. Ama işin içine sevgi girdiğinde çoğu zaman gözümüz kapalı güveniriz. Çünkü seviyoruzdur ve seviliyoruzdur. Sonuna gelinceye kadar neredeyse hiç düşünmeyiz. Sevdiğimiz insan bizim güvenimize layıkmı yaşıyor? Oda gerçekten sizin onu sevdiğiniz gibimi seviyor? Bir insanla beraberken aşkınız gözünüzü kapatmışken kaç defa düşündünüz bunları. Yada düşündünüzmü?
üst üste hatalar yapılmasına karşı kaç defa görmezden geldiniz? kaybetmekten kaç defa korktunuz çoktan kaybetmiş olmanıza rağmen?
hayat öğretiyor insana. bu hayatta sevdiğinize bile güvenmemeniz gerektiğini.