bildirgec.org

uncategorized hakkında tüm yazılar

Sallama

deLe | 10 March 2009 08:33

http://www.sabah.com.tr/2009/03/09/haber,AE2EB741B3D94BB897097C1816909A02.html

Hooop Kamera Gidiyor İsmail

| 10 March 2009 00:43

http://www.milliyet.com.tr/MsnGaleriHaber.aspx?aType=msnGaleriHaber&ArticleID=1068396&reftype=2&PAGE=2

çorba iki

kahramancayirli | 09 March 2009 17:40

www.turkjapan2003.org adresinden alınmıştır, portre - neş'e erdok
www.turkjapan2003.org adresinden alınmıştır, portre – neş’e erdok

murathan mungan’ın son öykü kitabı kadından kentler’in kapağı bilmem dikkatinizi çekti mi. o güzel kapak, yılların ressamı neş’e erdok’un bir resmi aslında. mungan, öykülerinin içeriğine en uygun resmi seçmek için epeyce taramalar yapmış erdok’un tüm ürünleri arasında. ne kadar yerinde bir seçim yaptığını, bilmem söylemeye gerek var mı…

Pastoral bir öykü…

| 09 March 2009 15:56

Bir çiftlik evi, ovanın tam ortasında, küçük, rustik ve aslında sofistike bir yer; bembeyaz badanası, eskimiş ahşap payandası, yemyeşil çamlarla çevrili bahçesi ve rengârenk çiçeklere bezenmiş iç bahçesi. İki tarafı bembeyaz pamuk tarlası, saflık ve sükûnetin simgesi beyazlık ile maviliğin üstüne şekilden şekle bürünen beyaz bulutların kaydığı bir gökyüzü…
Kabarık kaz tüyü yastıklara baş koymak ve ardından baykuş sesleri ile uyanmak, sabahın dördüne veyahut beşine. İlk ışıkları iliklerinize çekerek nefes almak ve doğanın sessizliği ile baş başa sanırken, horozun vakitsiz ötüşü ile bir daha uyanmak. Traktörün horultusu ile gürleyen, artezyen kuyusundan fışkıran, suyun soğuk sesini duymak ve hatta yüzünüzü o su ile yıkamayı tercih ederek; yüzünüze çarpan buz gibi su taneciklerinin batırdığı iğnelerle bir daha uyanmak. Tavukların arasına dalarak, biraz sonra midenize inecek daha soğumamış yumurtaları toplamak, pamuk tarlalarında toplayacağınız beyazlıkları elinizde hissetmek, kazları kızdırarak peşinizden koşturmak ve daha neler yapmak.
Aslında saflık ve sükûnette, çocukken attığımız her adım trajik bir önem taşıyordu; sonra aynı yelpaze iç dünyalarımıza taşınırken, siyah ve beyaz hamlelerle büyüyen hacmimizi çarpıcı hale getiriyordu. Bunun başlıca nedeni, renk yelpazemiz; siyah, beyaz ve arada yansıyan bilumum renkler. İşin içine karıştırdığımız başka renklerle birbirine giren her şey; saflık, sükûnet, siyah, beyaz ve diğer renklerle eskiyen hayatlar…

Oksibenzon

absynthe | 09 March 2009 14:42

pro-to-go
pro-to-go

Bugün tesadüfen arkadaşımın rujunun kutusunda “Contains Oxybenzone” yani “Oksibenzon İçerir” yazısını gördüm. Aynı rujdan bende de olduğu için (Avon pro-to-go rujdan bahsediyorum) meraklandım. Böyle ayrıca yazdıklarına göre kesin bir bit yeniği vardır bu işin içinde dedim ve araştırmaya başladım.

Oksibenzon (diğer adı Benzophenone-3) genellikle güneş kremleri ve kozmetiklerde kullanılan bir çeşit organik bileşen. UVB ve UVA ışınlarını emdiği için tercih ediliyor. Fakat Benzophenone denen bileşenden türetilen oksibenzon cildin altında emilip DNA’ya zarar vererek cilt kanserine neden olabiliyor. 1993 yılından beri oksibenzonun zararlarına dair araştırmalar yapılmış ve halen yapılıyor. Şu an Avrupa’da %0.5’in üzerinde içeren ürünlere “Oksibenzon İçerir” uyarısı konuluyor. Konu hakkında Türkçe kaynak internette bulamama rağmen anladığım kadarıyla Türkiye’de üretilen ürünlere böyle bir uyarı koymak gerekmiyor.

oksibenzon
oksibenzon

Dediğimiz gibi oksibenzon’un işlevi ultraviyole ışınları cildin yüzeyinde filtrelemek, bunu da ışığı ısıya dönüştürerek yapıyor. Aynı anda cilt tarafından da emiliyor. Yani aslında UV ışınlarını yok etmiyor, ısıya dönüşmüş ışınlar cildin üst tabakalarında hücrelere zarar verebiliyor. Bu da melanoma denilen cilt kanseri türüne sebep oluyor. Birçok kanser türünden koruduğu doğru, ama melanoma en tehlikeli ve ölümcül olan cilt kanseri türü.