bildirgec.org

uncategorized hakkında tüm yazılar

yemek sohbetleri

nazokiraze | 30 July 2009 12:42

Mutfak başka bir alemdir insanın mutfaga girince bütün havası değişir, yemek yaparken en hamarat kadının beceriksizliği, en beceriksizin hamaratlığı ortaya çıkar. Mutfakta yemek yapmak başlı başına bir kültürdür.

Yemek tariflerine sadece malzemeleri için bakanlardanım, asla ölçü kullanmam, hayatımda hiç birşeyi ölçerek pişirmedim göz kararı ile yola devam ediyorum şimdilik idare de ediyorum. Amma velakin yemek tarifleri sorunsalı yıllardır hayatımızda var olan konulardan biridir.

Televizyonlardan toton usta, tonguç usta, şu usta, bu hanım diye yemek programlarından programlarına kumandalarıyla koşan hanımlar orada ne çıkarsa pişirmeye çalışmaktalar. Kimisi sağlıklı yaşam altında (Ebru Şallı programı gibi)adını duymadıgımız ot, çöp lerle bilmemkaç kalori yiyecekler yapıp, içine her ev kadınının bulamayacagı şeyler koyarken, kimisi sanki her evde hassas terazi varmışçasına gramla ölçü belirtir. Gerçi son yıllarca bu ölçü bahsi çokça anlaşılmış olacak ki artık gazetelerin eklerinde bile tarifler evdeki ölçüler ve malzemelerle diye açıklanıyor. İnternet hayatımıza girdi gireli yemek blogları imdatlara yetişti, hiç olmazsa koskoca programı izlemeden her yemeği bulabiliyoruz.(Türk kadını yemek tarifini nette arıyor)

Mavi

makaleci | 30 July 2009 11:38

Beni bana haber ver! Geldim baş ucuna, gözlerine daldım. Bahset artık biraz benden… Senin ağzından dinleyeyim kendimi n’ olur…

Ben ki seni anlatacak kudrette değilim, rahatsız edici bir kusursuzluk, anlatmaya çalışmayı hâyâl bile edemeyeceğim yükseklikte zerafet ve iyi niyet!

Nasıl izâh ederim sana olan hayranlığımı? O kadar korkusuz değilim ben… Yaradan var, bilirim haddimi…

O yüzden sen konuş… Ne hatalarım kalsın anlatmadığın, ne sevgin; farkına varmadan büyüttüğün içinde belki de…

Damien Hirst ve Formaldehit Dünyası

Galanthus | 30 July 2009 11:22

Sanatçıların bir kısmı için “deli mi, dahi mi?” sorusunu sorarız çoğu zaman. İşte Damien Hirst de öyle, bu soruyu kendisi için sordurmayı başarmış biri.

Damien Hirst'in ta kendisi.
Damien Hirst’ün ta kendisi.

7 Haziran 1965 doğumlu İngiliz sanatçı, Young British Artist diye anılan grubun en önemli sanatçısıdır. Young British Artists grubunun “shock tactics” adıyla benimsedikleri şok edici sanat eserleri üreten iki sanatçısından biridir. Aslında Young diye anıldıklarına bakmayın siz, Damien Hirst’ün yaşından da anlaşıldığı gibi çoğu genç değil artık. Grup, Saatchi’nin 1992 tarihli bir sergisinde bu isimle meşhur olduğu için bu şekilde anılıyor. Bunun yanı sıra yaşayan en zengin, eserleri en pahalı, ayrıca sanat camiasının en nefret ettiği sanatçıdır. Biraz fazla mı oldu sanki? Sanmıyorum…

Bristol’de doğan sanatçı babasını hiç tanımamış ve iki kez dükkan soygunculuğundan tutuklanmış. Leeds Sanat ve Tasarım kolejinde okuyan Hirst, daha sonra Goldsmiths, Londra Üniversitesi’nde Güzel Sanatlar bölümünde okumuştur. Uyuşturucu ve alkol sorunları yaşadığını itiraf eden Hirst’ün artık sigara, alkol ve uyuşturucudan uzak durduğu biliniyor. Şu anda görünen, geçmişini geride bıraktığı ve kendine yeni bir hayat kurduğu. Kendisi evli ve iki çocuk babası.

Nedir Damien Hirst’ü bu kadar tartışmalı hale getiren, sanat camiasının sevilmeyen adamı olduğunu iddia ettiren ve aynı zamanda her daim ön plana çıkartan? Tabii ki eserleri! Damien Hirst’ün her yaptığı, sanat camiasında tartışılır.

Ahmet Güntan

kahramancayirli | 30 July 2009 01:57

Bu, sıkıcı bir şiir yazısı. Okuyacak daha keyifli şeyler muhakkak vardır elinizin altında.

Ahmet Güntan ismini ilk, Birhan Keskin’den duymuş olmalıyım. Sonra da Lale Müldürle birlikte çıkardığı Voyıcır 2’ye rastladım Metis Kitap’ta. Dün kitapçıya Ahmet Güntan – Mahkeme Kitap için gittim, kocaman Toplu Şiirleri ile döndüm. Ne iyi oldu. Birkaç şiiri için gittim bir sürü şiirle döndüm. Nar hesabı.
Adamın ömrü boyunca yayımladığı tüm şiirler var kitapta: İlk Kan (1976-1981), Köpüklü Bir Kan, Bir Duman (1981-1983), Nezle (1987-1989), Romeo ve Romeo (1990-1994), İkili Tekrar (1995-1999) ve Mahkeme Kitap (2002-2005). Velhasıl 30 yılda yazılan şiirler bunlar. 200 sayfa. Az şiir yazmış bence, Güntan.
Güntan, şiirlerini şimdilerde Heves ve Fayrap’ta yayımlıyor. Yeni şiirlerini görünce heyecana kapıldığım bir isim. Parçalı Ham Manifesto’dan sonra özellikle.
Nezle’ye gelene dek, kalabalık şiirler yazmış, Güntan. Bu şiirler beni yordu, okurken. Ama Nezle öyle mi? Nezle’deki şiirleri dün gece bir daha okudum. Bu sabah bir daha okudum. Birazdan yine okurum.