bildirgec.org

uncategorized hakkında tüm yazılar

Değerimizi düşüren şeyler

taha3045 | 07 November 2009 10:41

Yalandan başlayalım , insanın değerini sıfıra indiren şeylerin en başında gelir yalan. Hiç kimse ne olursa olsun yalan söylemek gibi bir hakka asla sahip değildir.Yalanın özürü olmaz ama kendilerini avutmak isteyenler beyaz yalan masalıyla en başta kendilerini kandırırlar.

Şikayet etmek te bana göre insanın gerçek anlamda değerini düşüren bir olay, memnuniyetsizlik ,şükürsüzlük hem Allah’ı hem aileyi hem de patronları kızdırır. Sürekli halinden sızlanan kişiyi kim benimser ki.

Kin kadar kötü bir şey yoktur, kin gütmek kin güden kişinin sevgisizliğiini temsil eder, hiç birşey kazandırmayan kin ,merhametsizligin bir örneğidir.

Rasyonel düşünce

hafifmesrep | 06 November 2009 16:20

Doğduğumuzda çok az duygu destekli isteğimiz vardı. Acıktığımızda biraz süttü esas olan. O zamandan beri, yaşamımızı fiziksel olarak sürdürmemizle hiçbir ilgisi olmayan yüzlerce duygu destekli istekle programladık kendimizi. Bu bağımlılıklarımızın çoğu, duygusal olarak kendimizi bağladığımız çeşitli rollerin oynanması olan sosyal bir danstı sadece. Duygu destekli bir bağımlılık modeli ya da beklentisi, hep yanımızda taşıdığımız ve birisi patlatmasın diye sürekli koruduğumuz şişmiş bir balona benziyor.

Egomuz, güvenlik korkularımızı, duygulu arzularımızı ve güç öfkelerimizi harekete geçirerek bizi hatalı biçimde korumaya çalışırken, rasyonel düşüncemiz de egomuzu desteklemekte üstüne düşeni yapmak için çalkalanır durur. Neden “haklı” olduğumuza, başkalarının ise neden “haksız” olduklarına dair nedenler bulur. Kimlik bulmamızı sağlayan, kendimizi özdeşleştirdiğimiz çeşitli roller ve oyunlardaki “başarı” modelini yaşamımıza yardımcı olmak için plan yapar ve yönetir. Aslında gelişimimizle, yaşadığımız tüm korku, üzüntü ve öfkelerin, yaptığımız boş danstan kurtulmamıza yardım eden – dünyanın bize sunduğu – dersler olduğunu idrak etmeye başlarız.

Dünya oynadığımız çeşitli bağımlılık rollerinin mekanikliğini kavramamız için fırsatlar sunuyor. Herhangi birinin yaptığı ya da söylediği bir şey için duyduğumuz her yabancılık, huzursuzluk, sinirlenme hissi, yaşam oyunumuzu bilinçli olarak oynamadığımızın bir kanıtı.

Egomuz ve rasyonel düşüncemiz, dünyanın nasıl olması gerektiği ve çevremizdeki insanların nasıl davranmaları gerektiğine dair belli bir yolun olduğunu söyleyen haşin bir programla çalışıyor, işi doğru yoluna koymak rasyonel düşüncemize bağlı.

Aşk’ın, Şarab’ın ve Acı’nın En Acem Şairi….”Ömer Hayyam”…!

| 06 November 2009 13:47

herkes,gönlünce bir yol ariyor kendine..kimi arayisi sürdürmekte,kimi buldugundan emin..ama bir gün,bir ses haykiracak göklerden:
“herkesin yolu kendine varir,arama baska yerde!”

Asıl Adı Gıyaseddin Eb’ul Feth Ömer İbni İbrahim’el Hayyam olan; 18 Kasım 1048 doğmuş ve 4 Aralık 1131 yılında vefat etmiş;

Bilim adamı.
Matematikçi.
Şair
Müneccim.
Alim.
Filozof.
Hepsi bir tarafa gönül adamı.Rubailerinden anladığım kadarıyla aşkı iliklerine kadar yaşamış İranlı Şair.Sevmeyenlerinin,özellikle müslüman olan halkın şarapçı diye tanımladığı,tanıdığı; kendi zamanın ve hatta bizim zamanımızın aşmış insanı…

kelebekler ölmez

nazokiraze | 06 November 2009 13:43

25 Kasım 1960’da Dominik Cumhuriyeti’nde üç kadın cesedi bulunur, uçurumun dibinde bulunan bu cesetler üç kardeşe aittir.(Patria, Minerva ve Maria Mirabel) İlk olarak trafik kazası olarak duyurulan ölüm olayında gerçek sonradan anlaşılır. Kadınlar önce tecavüz edilmiş sonra öldürülmüşlerdir.

Rutini Kırmak

Colpadan | 06 November 2009 10:31

Dön dur bütün gün aynı şeyleri yap
Acaba bugün neler yaşanacak?
Merak etme sadece dön, düne bak.
Tekrar edince ismi bugün olacak

Dön dur her gün aynı şeye tak
Acaba yarın neler olacak?
Bugün düşündüğün herşey
Yarın sana koşacak.

Yeni birşeyler yapmanın adı
Rutini kırmak! Rutini kırmak!
Sanmaki böylesine kolay
Bilinmeyene sapmak
Sürekli yeni birşeyler yapmak, yeni hayatlar yaşamak.

Tek bir fark yaratmak, rutinde sadece bir çatlak
Dene, kır rutini bugün, yepyeni bir şey yap
Sonra çekil, resme uzaktan bak
Aylar, yıllar önce de aynı şeyleri yaşadın muhakkak
Rutini rutin yapan
Hep aynı çatlak.

Teraneler 5 – Domuz Garibi

Yuzeysel Fikirler | 06 November 2009 09:51

bana hastalık belirtileri taşıyorsun demişler. evet. sizin bu saçma sapan hal ve hareketleriniz beni hasta ediyor.

son günlerde bir domuz gribidir gidiyor efendim. otobüse biniyoruz… o nedir? maskeli tipler. otobüsten iniyoruz… o nedir? arkadaşlarımız bizimle tokalaşmaktan eriniyorlar. bu bendenizin bünyesinde hastalıktan daha vahim vehimlere sebebiyet vermekteyken toplumu yeni bir tartışma sarmış olduğunu okuyorum sabah aldığım gazeteden… aşı olmak ya da olmamak! işte bütün mesele bu. öpüşmekten sevişmekten zaten uzağız.

İklim Değişikliği Zirvesi

misskitten | 06 November 2009 09:50

Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) tarafından yapılan araştırmalar tehlikeli iklim değişikliği eşiğini dünyanın ortalama sıcaklığının iki santigrat derece daha artması olarak ortaya koymuştur ve yine biliminsanları en kötü durum senaryolarını engellemek için önümüzde sadece 10 sene kaldığını söylemektedirler. Peki eğer 10 sene içinde gerekli önlemler alınmazsa oluşacak bu senaryolar neler?
– Tatlı su kaynakları azalacak, su kıtlığı yaşanacak,
– Değişen sıcaklıklar ve kuraklık sonucu çölleşme artacak, gıda sıkıntısı, fırtınalar ve seller gibi doğal afetler artacak,
– Kıyılarda yaşayan 2,4 milyon insan bu bölgelerin sular altında kalması sebebiyle göç edecek,
– Küçük ada devletleri tamamen yok olacak ve bu bölgelerde yaşayan insanlar göç etmek zorunda kalacak,
– Bu durumlar en fazla hızlı iklim değişimine karşı hazırlık yapamayan yoksul ülkeleri etkileyecek,
– Değişen iklim koşulları sebebiyle birçok bitki ve hayvan türünün nesli yok olacak,

Ruhu Tazeleyen Ülke; “İtalya”…!

| 05 November 2009 19:30

Mozzarelle
Şarap
Makarna
Limondan yapılan harika içkiler
Yakışıklı erkekleri
Pizza Kulesi
İncecik hamurdan Pizzası
Vatikan’ı
Tarihle olan iç içeliğin baş döndürücü büyüsü…İtalya ile ilgili akla gelen ilkler bunlardır. Akdeniz ülkesi olması daha bir cazip kılar ülkeyi diğerlerine oranla.

Büyüdür İtalya, şu iğrenç dünyada sizi ve ruhunuzu dinlendiren, yeni doğmuşcasına yenileyendir. Atalarla ve geride bıraktıklarıyla iç içelik farklı heyecanlar katar benliğinize.

İnternetsiz Üç Gün Kalabilmek

Colpadan | 05 November 2009 18:48

Kulağa ne kadar da basit geliyor değil mi? Ne var ki bunda? İnternete girmeden uzunca bir süre yaşayabilirim; eskiden internet mi vardı; Pek tabi ki, sadece üç gün değil, haftalarca dahi internete girmeyebilirim diye düşündüğünüzü hisseder gibiyim. Kuruyup yanan gözlerden, iki büklüm olmuş omurgamızın verdiği ağrılardan, hareketsiz kalmaktan erimiş boyun kaslarımızın yerine kafamızı taşımaktan yorulmuş boyun omurlarının verdiği acıdan kim kurtulmak istemez? En önemlisi, kuytu bilgisayar odasından çıkıp, güneşli bir günde harika bir sahil yürüyüşüyle kim ruhunu dinlendirmek istemez ki? Aslında insan doğası ile hiç de bağdaşmayan bu teknolojiden mahrumiyet durumunda, teorik olarak büyük bir rahatlama ve mutluluğa erişmemiz gerekir. Fakat insan doğasındaki diğer bir unsur malesef mutluluğa giden bu yolu engelliyor; Bağımlı olma potansiyeli! Farkında olmadan gelişen bir tür bağımlılıktan bahsediyorum: Teknoloji ve internet bağımlılığı.