http://www.youtube.com/watch?v=fbuqH_Gkgq0
uncategorized hakkında tüm yazılar
İstanbul’a “Hava Ray”
xvolvox | 10 October 2007 11:11
İstanbul’u trafik derdinden kurtarmanın yolları aranmaya devam ediliyor.Bu konuda İstanbul Büyükşehir Belediyesi yatırım plânları arasına “Hava Ray” sistemini de kattı.“Hava Ray” yatırımı ve haberin devamı burada
Soner Yalçın’ dan sınır ötesi operasyon hakkında bir yazı
kayvenk | 10 October 2007 10:54
http://www.ensonhaber.com/news_detail.php?id=86436&uniq_id=1193500348
aşk yasak mı?
dimoedes | 10 October 2007 10:52
bu hikaye şuan benim olduğum yerden ama memleketim değil yaşamak zorunda olduğum yer geçici süre için… bu hikayeyi okurken dar görüşlü düşünün çünkü buradaki insanlar diğer insanlara göre yaşamak zorunda bırakılmış küçüklüklerinden beri…Kadın adamı çok seviyor ailesi istemiyor fakat bütün olumsuzluklara rağmen evleniyorlar.. adam kadının çevresi sayesinde kariyer yapıyor… ilk gece adam farklı şekilde ilişkiye girmek istiyor kadın kabul etmiyor ve kavga ediyorlar ama kadın adamı terk edip giremiyor çünkü baba evinden çıkarken babadı bu evden gelinliğinle çıktın kefeninle girersin diyor.. ilk gece kadının başına gelen bunlar bunun gibi bir sürü örnek var adam kadını aldatıyor evden kovuyor on kişinin altında görsem umursamam diyor bütün bunlara rağmen hala kadın adama hizmet ediyor hatta ayaklarını bile yıkıyor.. kadın en son çareyi çocuk yapmakta buluyor ve bir erkek çocuğu dünyaya getiriyor ama buda çare olmuyor çünkü adam oğlunu kabul bile etmiyor elinden uttup gezdirmiyor ateşler içindeki çocuğu hastaneye götürmüyor… 9 yıl geçiyor ve adam evi en sonunda terkediyor ve başkasına gidiyor eşini mahkemeye veriyor… bu arada kadının halini düşünün.. derken bu kadına birisi yaklaşıyor ona kadın olduğunu hatırlatıyor onunla ilgileniyor kadının hayatındaki bütün boşlukları dolduruyor.. sizce bu kadının boşanmadan duygusal olarak biriyle yaklaşması yanlış mı??
ÂMÂ AMA KALBİ APAÇIK!
| 10 October 2007 10:35
http://www.youtube.com/watch?v=ubD75ZcIRmU
Chocolat – Aşk çikolatayla karışırsa…
| 10 October 2007 10:28
İnsanın hayatında birkaç şarkı, birkaç şiir, birkaç film vardır…Beynine kazınan…
“Chocolat – Çikolata” filmi benim için bunlardan biri oldu izlediğim günden beri.
Hayır hayır! Johnny Depp oynuyor ve hatta muhteşem uzun kumral saçlarıyla inanılmaz yakışıklı falan diye değil:) Ya da Juliette Binoche hem kendi güzelliği hem de yaptığı çikolataların güzelliği ile büyülüyor diye de değil…Filmde bambaşka bir şeyler var beni bu dünyadan bir süreliğine de olsa alıp götüren…
Bu filmi ilk “hocam”la izledim, sinemada…Hocam derken, eski ev arkadaşım ve benim kadar ruh hali değişken bir deli kadından bahsediyorum. Biz sadece bir film izleyeceğiz sanarak gittik sinemaya, aldık biletlerimizi, yerleştik bir güzel koltuklara…Ne olduysa o 117 dakika içinde oldu…Bunca yıl sonra hala birbirimize “Ne filmdir ama ya!” dedirten filmi izleyip, arızaya bağlamış bir modda çıktık sinemadan. (hala da toparlandığımız söylenemez).
Film bir anne ile kızın öyküsü. Çikolata kaplı bir öykü bu…Anne, kendi annesiyle de aynı serüveni yaşayarak büyümüş. Kızıyla beraber bunu sürdürmek amacıyla kasaba kasaba geziyor. Kuzey rüzgarları onlara “gitme vakti” dediğinde toplayıp bavullarını başka bir yere gidiyorlar…
Filmde geldikleri kasaba tutucu denilecek kadar dindar bir kasaba…Korkunç bir belediye başkanı ve iletişim kurulması neredeyse imkansız insanlar…Juliette işi biliyor ama…Kendinden emin, sunuyor çikolatalarını…Birkaç cesur insan dışında ilk başlarda kimseyle dostluk kuramasa da yenilgiyi kabul etmiyor.
Savaşının en alevli yerinde bir tekne yanaşıyor kasabaya…Johnny Depp…Ben bu noktada objektif olamayacağım Nasıl bir sahnedir, nasıl bir adamdır, siz izleyin, siz değerlendirin diyorum.
Aralarında “dostluk” adı altında başlayan aşk filmin ikinci yarısına renk katıyor…
Filmi ve sonunu anlatmayacağım. Lütfen izleyin. Kolaylıkla bulabileceğinize eminim.
Ben bu yazıyı filmi anlatmak için yazmıyorum aslında…Bu filmi her izlediğimde bir küçük bavul toplayıp “gitmek” isteğini çok güçlü hissettiğim için yazıyorum…Kuzey rüzgarına bırakıp kendimi, gitmek…Bilmediğim bir yere yerleşip, orada tanımadığım insanların içine girmek. Her biri ayrı bir hikaye olan hayatlar görmek, yaşamak, tanımak..Ve sonra tekrar “gitmek”…
İmkansız diye bir şey yoktur…Buna inandırıyor kendimi ve bir gün belki diyorum…
Belki de hiçbir zaman…
Olsun.
Hayali benim içimi ısıtıyor işte.
Sanırım ruhumun bir şekilde asi bir yanı var. Ya da belki de bu sadece yaşadığımız ezici zorunlulukların, zoraki seçimlerin kaçınılmaz sonucu…Her neyse…
Lütfen izleyin filmi…
Yanınıza da mutlaka bir paket en sevdiğiniz çikolatadan alın:)
Bacon Sayısı ve Kevin Bacon
nihilanth | 10 October 2007 10:18
Sinema dünyası çok ilginç. Biz forumlarda İlişki ağı oyununu oynardık. Yıldızlar arasındaki bağlantılara en kısa sürede varmaya çalıştığımız gayet eğlenceli bir oyundu bu. İMDB sağolsun az bir uğraşla üstesinden gelirdik. Şimdi ona da bir çözüm bulunmuş. Giriyorsunuz 2 oyuncu ismini. Hemen aradaki bağları kuruyor. İşin bu kısmında karşıma farklı bir şey daha çıktı ki, ünlü oyuncu Kevin Bacon‘un meğer çok ilginç bir özelliği varmış. Bu adamın dünya üzerindeki tüm oyuncularla bağlantısı var.İşin daha da enteresan yanı bağlantı ortalaması da 2.9 gibi düşük bir değer. En yüksek bağ ise 8, yani bir oyuncu adı giriyorsunuz en fazla 8 bağda sizi Kevin Bacon’a ulaştırıyor. Merak ediyorsanız hemen buraya giripKevin Bacon ile kim arasında bağ kurmasını istediğinizi yazın. Emrah mı? Ahu Tuğba mı? Hepsiyle var efendim. Kevin Bacon ne çok filmde ne çok adamla oynamış meğer..
HABER X3 EVLENDİMİ?
haberhaberhaber | 10 October 2007 09:59
Bende her insan gibi evlenip mutlu olmak istiyordum.
Evet, yuppiiiii evlendim.
Zaman zaman sıkıntılarım olacak, güçlükler çekeceğim ama değer diye düşünüyorum. Onu görmeme, hiç tanımadığım birisi vesile oldu. Hemen içim ısındı hatta sevdim desem yalan olmaz. Bundan sonraki kalan hayatımı bununla geçirebilir miyim diye düşündüm, evet geçirebilirdim.
Dış görünüşü fena değil hatta ortanın biraz üzerinde sayılır. İç güzelliğini de görünce hayran oldum, kendi kendime bunu kaçırmamalıyım dedim. Kızımla da konuşup fikrini almalıydım.
Bebem böyleyken böyle ben çok beğendim, ne dersin seninde onayını almak istiyorum. Bu durum seni de ilgilendiriyor nede olsa sen de evlenene kadar benimle yaşayacaksın.
Kız anne iyi gibi ama biraz araştırıp soralım derim.
Yavru neyini araştıracaksın, borcu harcı yokmuş, üst komşusu da çok methetti.
Tamam, iyi hoş ta bu zamana kadar bunu niye boş bırakmışlar, niye kimse sahipçıkmamış, bunun bir marazası olmasın?
Bebem demek ki benim kısmetimmiş.
Kızım birkaç günlük zaman zarfında düşündü, araştırdı. Bana verdiği cevap aynen şöyleydi.
Anne tam sana uygun kaçırma, gördüm bende sevdim. Ama önemli olan senin kararın bundan sonra ömrünün sonuna kadar onunla oturacaksın. İyi düşün bir daha değişmek olmaz. Bak birinciyi bıraktın bu ikinci ona göre.
Tamam, kızım ben kararımı verdim, istiyorum, inşallah onunla mutlu olurum. Ama şimdilik ablana söyleme her şey olup bittikten sonra sürpriz yaparız.
Evet, haber küp evlendi. Merak edenler olabilir belki biraz tipini anlatayım.125 metre kare 3+1 kaloriferli salonu kocaman, ana caddeye balkonu var, içinde hiç masrafı yok.
Kredilerden dolayı biraz sıkışacağım ama ne demişler kıç ıslanmadan balık tutulmazmış
Müftü cenazede ağzını bozdu : Bu Ermeni p..lerinin dersini ulus olarak millet olarak vermeyi bizlere nasip et Yarabbi.
saltindagli | 10 October 2007 09:57
http://www.internethaber.com/news_detail.php?id=108009
2007 ALES Sınav İlânı
xvolvox | 10 October 2007 09:42
2007 Sonbahar ALES(Akademik Personel ve lisansüstü Eğitimi Giriş Sınavı ) sınavı Ösym tarafından belirleneni illerde 18 Kasım 2007’de yapılacak başvuru ise 24 Eylül’de başladı 10 Ekim 2007’de yani bugün sona eriyor.Sınavla ilgili ösym ilânı ve haberin devamı…