bildirgec.org

uncategorized hakkında tüm yazılar

VAKİT TAMAM,BU BİR VEDA HAVASIDIR….

kelebeklerozgurdur | 15 October 2007 12:20

Sana sarıldığım o an..o bir kaç kısa dakikada neler düşündüm bilemezsin….Yaşanan onca şeyden,binlerce anıdan,vazgeçmek o kadar zorki…..
Boğazıma hıçkırıklar düğümleniyor ağlamak istiyorum ama bir el boğazıma sıkı sıkı sarılıp buna engel oluyor sanki…
Gidiyorsun,aklımda ikimize ait onlarca şey…İç çekiyorsun buğulu gözlerini gözlerime dikip ,sende ben kadar üzgün ve sıkıntılısın saklama bunu…Ah biriktirdiğimiz nice hevesler vardı daha yaşamamız gereken...
gitme demek istiyorum,düşlerimizin başındayız kal ne olur…0ysa bunu yapamam,hakkım da yok zaten…..Biliyorum ki,onun yanında,kollarında,hayatında olsan dahi ben hep aklında olacağım,hep düşüneceksın,anacaksın biliyorum…Beraber yaptığımız, yaşadığımız her şeyden ya gözlerin dolacak ya derinlere dalacaksın….Anılarımız belleğinden hiç ayrılmayacak…
Daha fazla uzatmayalım bu sahneyi artık…

en derin boşluğumla selamlarım sizi!

| 15 October 2007 11:48

varlık yokluk ikilemi içersine dışardan bakar buldum kendimi.baktım bu uçmak gibi bişi.ordan aklıma arizona dream geldi…sadece gülümsedim geçip giden karelere ve ağıt gördüm bağırıyodu biri bunu yapmaya hakkın yok söz vermiştin diye.
hayat dedim anlamlandıramadığım bi gerginlik bazen yada doğru orantılı bi denklem.İŞTEE!!dedim olay muallaklıktan kaynaklanmaktadır.ya da algılayamamakta gerçeği.
GERÇEK;işte o başlıbaşına bi denge herşeyi kapsayan.tabi görebilene.ama ben %40 gören biri olarak yeşil kadife koltuğumda oturup çekirdek çitlemeyi tercih etmekteyim…

hiç

cheyenne | 15 October 2007 11:22

ruhuma tekrar tecavüz etti hiç bir kelimeyi yakıştıramadığım adam. tek yaptığım cevap vermekti. hayatımıza sıçtığı her olayda kendine bakmadan başkalarına saldıran işine geldiği gibi herkesi ve herşeyi kullanan zavallı adam karşısında susmadım sadece. son söz olarak sen kimsin dediğimde cevabı erkeğim oldu sadece. üzerime yürümesi hiçti bu cevaptan sonra. gözümün önünde eriyen bir anne, içimde son sözüyle yaşayan bir abi ve kendine erkek diyen bir baba. erkek olmak sadece ben demek mi. hayatını yaşamaktan korkan annemi kaçıramadım. sadece nefes aldığını söyleyen abime yardım edemedim. kendim hiçliğimde kayboldum hep. zarar verebilmeyi çok istedim. tek yapabildiğim konuşmak oldu. bedenim acı duyamadı çünkü ruhum sırasını vermedi ona asla. nasıl bir adam istediği cevabı duymadığında zarar vermeye başlar öğrendim ilk. zayıflık bencillik eziklik kabalık ahlaksızlık eşit oldu erkek kelimesine. nefretim yok sevgim yok hüznüm yok heyecanım yok… kaldım çırılçıplak. bir daha giyinmemek gerek zaten. çıplak olmak gerek her zaman.

CIA

| 15 October 2007 10:54

İlker benim iyi arkadaşlarımdan biriydi. Alt komşumuzdu. Kerizdi, her şeye inanır, saf biriydi ama temiz kalpli bi insandı. Bi dediğimi iki etmez, her arzumu yerine getirmeye çalışırdı. Hatta bazen durumu abartır, kapıma kadar gelir, bi isteğim olup olmadığını sorardı.

O gün pazar günüydü ve ben bütün günü kendime ayırmak istiyordum. Gönlümce gezecek, eğlenecektim. Lakin sabahın bi saatinde, aniden kapım çaldı. Gittim açtım. İlker’di. “Abi bi isteğin, arzun vardır senin, söyle hadi söyle, çekinme” dedi. Ben de bi anda öfkelendim ve elimde neden durduğunu bilmediğim kornişle ağzına vurdum. “Kafamı buluyon lan sen benimle” dedim. Korktu, merdivenlerden yukarı doğru çıkarak iti gibi bakmaya başladı. Ben hızımı alamayarak “Yok ya yok. Bu insanlara değer veriyorsun, kıymet bilmiyolar. Nasıl insansınız lan siz” dedim. O ise şaşkın gözlerle bana bakıyordu. Birden dile geldi ve “Abi naptık yaaa” diye ağlayarak, anırmaya başladı apartmanın içinde. Apartmanın biricik yöneticisi Fehmi Bey geldi, beni sakinleştirmeye çalıştı. Ben de “Bırakın beni Fehmi bey. Şunun ağzına iki tane daha vurayım kornişle.” dedim. Bırakmadı. Ben de “Bırksana lan skerim” diye bi anda bağırdım. İkisi de bu tavrımdan etkilendi. Fehmi Bey bıraktı ve ben de İlker’in üzerine doğru elimdeki kornişlr yürüdüm. Ortalık bi anda savaş alanına döndü ve bütün apartman sakinleri bi anda orada toplandı. Adeta tek vücut olmuş, bütünleşmiştik. İlker beni dövdü. Fehmi Bey’de bana nasihat ederek evine doğru gitti. Ben ise rezil olmanın getirdiği eziklikle birlikten kapının önüne oturdum ve ağlamaya başladım. Sağ olsun Sibel abla geldi, beni sakinleştirdi, başımı okşadı ve gitti.