bildirgec.org

uncategorized hakkında tüm yazılar

Neden kötü bişey olunca “üstüne bir bardak soğuk su” içilir?

ErkanTayyareci | 05 April 2008 01:02

Su, Soğuk su...
Su, Soğuk su…

Niye kötü bişey olunca üstüne bir bardak soğuk su içilir???

Kişisel kanaatimce, hayattan öğrendiğimce…

Tavlada kaybedince, sim kartı bozunca, fenerbahçe Galatasaray’ı yenince, cüzdanı çaldırınca, arabayı çarpınca, kızı kaptırınca,…

“abi sen bunun üstüne bir bardak soğuk su iç…”

bu “soğuk su” niye içilir diye düşündün mü sen hiç? ben de düşünmemiştim… ama bir gün tuvaletteydim…

“bir gün”

SON

semaszen | 05 April 2008 00:12

parçaSON

Her vakit yazılar yazıyorum ama sonları olmuyor. Hayatım da buna benziyor işte benim. Bir kişi oluyorum. O kişinin sonu yok. Sonra başka kişi oluyorum. O kişinin yeri yok. Çünkü verdiğim tüm sözlerin bir sonu yok, sonucu yok. Bu başkalarını değil en çok beni kapsıyor. Kendime verdiğim sözleri tutamıyorum. İşte bu beni başka bir kişi yapıyor. Bunun da sonu yok. Tamamlamadım daha hiçbir ilişkimi, tamamlamadım daha kendimi, parçaladım daha çok. Parçalandım daha çok. Tamamlamadım daha hayatımı daha yapacak çok şeyim var. Gidemem hiçbir yere. Olamadığım çok kişi var. En çok kendim. En çok çocukluğum. Olamadığım çok şey var. Sonu gelmemiş bu kadar iş bırakılıp gidilir mi benim çok işim var.
Somutlaştırıyım mı hislerimi? Bir kişinin en çok gözlerinde somutlaşır hisler. Yüzü güler. Dudakları güler. Sözleri güler. Ama gözleri söyler ne anlatmak istediğini. Gözler tanır başka bir insanı en çok gözlerinden. Ve en çok da saniyelerin sonu yoktur gözler salıverdiğinde hislerini. Birkaç saniye anlatır gerekeni. Çünkü bilenir duygular keskinleşiverir hele de doğru insana baktığında.
Ve bir yerlerde bir şarkı başlar insanın içinden. Herkesin şarkısı bir başka mırıldanır. Her bir insanın ritmi farklıdır hayatta. Tercihler vardır her adımda. Hayatta iyi bir dansçı ya da kötü bir dansçısındır. Ya da sadece dansçısındır. Adımların doğru olduğuna kim karar verir peki? İzin mi vermeli başkalarının adımlarımızı karıştırmasına. Özgür mü bırakmalı yoksa? Yaşamı kabul etmezsin hayır yaşama seni kabul ettirirsin işte bu noktada. Ve senin şarkın başlar. Senin dansındır şimdi sadece kendi adımlarınla bir başkasınınkiyle değil. Başkaları yön vermez hayatına, yalnızca pusula olur. Hangi yöne gideceğine sen karar verirsin yine. Sonu yoktur kısıtların kendimize koyduğumuz.
Toprağa girer vücut, tek olur, yağmura karışır, rüzgarı şaşırtır. Bir bedenin nefesinde çok olur yine sonu yoktur tekrar tek olana dek.

SON

Ağlayamazsın…

plakton | 05 April 2008 00:10

Birinin zamanladığı periyot dilimlerinde gidip gelen, sıyırdığı su sesiyle berraklaştırdığı ve tekrarında bulanmaya mahkum araba camının ardından…

Çalışmayan yâda olmayan kalorifer sistemi yüzünden buz kesmiş ellerinle, saatlerinin geçmesine rağmen ısıtamadığın o plastik içerikli direksiyonun başında…

Bir şemsiyenin altında, tanımadığın bir sokak lambasının ışığında, “Sen” olduğun için ıssızlaşmış bir yolun kaldırımında…

Titrek parmaklarının ters yüzüyle, dudaklarını kapatırken, dirseklerini dayadığın bir pervaz kenarından ve sadece karşı binanın sarı boyalı, çatlamış, nem kapmış duvar manzarasına bakarak…

Dalgıç

xmetisx | 04 April 2008 22:13

patavatsız hislerim, durmuyor yerinde
soğudu, ürpertiyor bedenimi,
gitmek ister gibi yüreğimi sallandıran rüzgarla
toz tanesi olup gözlerine batmak,
acıtmak
ya da yerleşmek vücuduna,
gözlerinle bütünleşmek…

tanımlayamıyorum yaklaşmakta olanı
uzaklaşmakta olanınsa farkındayım
farkındalığım yoğunlaştırıyor hayal kuraklıklarımı,
açık denizlere demir atmış bir gemi gibiyim
güvertem rüzgar harici miras almamış geçmişimden…
rotam yanlış olduğunda
yakalandığım girdaplarla öğrenmişim
sabitlemeyi kendimi
ya da
gideceğim yeri bilmeyi
akşam sefası kokusu geliyor
iyot kokusu ardından
bir avuç yıldız düşüyor aksimin üstüne
bir avuç külüm serpiliyor
geç de olsa yanmaya başlayan bileşenlerine,
durulmayacak gibi duran suların
“bitişim yeni bir liman bulamayışımdan.”
diye düşünüyor kaptan
ve terk etmiyor beni.
beklemekteyken seni
boyluyoruz en dibini dünyanın
öyle içerlerde bir yer ki burası;
olmuş olduğun gibi.
yorgunum,
yaprak olamadığım için
kirişlerim çürüdüğü için dipte.
kaldırım taşlarının arasında
öylesine güçlü, çiçek açamadığım için.
kaptan gitmiş, diyor balıklar
inanmıyorum.
bir ışık yaklaşıyor
gözlerim kamaşıyor birden
sonra palet sesleri
sonra…

ŞERR

osmanziya | 04 April 2008 21:35

ŞERR…
Şerim şerim.. üzerine işerim:
şirin şuur.. şuur şirin..
iş’ar-ı şuura vesile.. vesvas..
teşhir-i şehre vasıta… neffas..
Şerait-i kevniyye… gasık gab..
Şeriat-ı insaniyye… fasık hased..
şems-i şahs.. si

n.. şın..
sinüzodial dalgalar..
evre-n-sel eğriler..
tüm titreşim ve bütün salınımlar…
iki nokta.. üç nokta…