bildirgec.org

uncategorized hakkında tüm yazılar

yarı kutsal, tam yüce mahkemenize arzederim

OguzKagan35 | 24 April 2008 13:47

YARGITAY BAŞSAVCISI MAKAMINA
gönderilmek üzere
NÖBETÇİ YARGITAY CEZA DAİRESİ BAŞKANLIĞINA
yürütmenin hızlandırılması taleplidir
duruşma istemlidir

DAVACI : türk milleti adına OguzKagan35

DAVALI : onur öymen

DAVANIN KONUSU : chp den ve siyasetten iptal ve tam yargı davası

TEBLİĞ TARİHİ : hafifte yayınlandığı gün

DAVANIN İZAHI : kaosa oynayan “testis” ve “diri diri mini etekli” zürriyetsiz hürriyet kazatasının patlattığı bombaya, pardon manşetten at nalı puntolarla çaktığı habere göre “kadınları dansa kaldırmayı bilmeyen ab ye giremez” fetvası ve 22 temmuz sonuçlarından “aptal halkın irrasyonel davranışları”nın sorumlu olduğu bilimsel tespiti ile meşhur onur öymen isimli chp vekili “başörtülüler nazi ve kara gömleklilerin üniformalarıyla özdeştir” şeklinde bişi daha yumurtlamıştır. bu kafayla giderse kendi partisinin kapatılmasınada sebebiyet vereceğinden malum şahsın bir an önce siyasetten menedilmesini yarı kutsal, tam yüce mahkemenizden talep ediyor, üstüne bide saygılarımı arz ediyorum.

ilaçta toplatma

mansonilized | 24 April 2008 10:05

http://www.milliyet.com.tr/default.aspx?aType=SonDakika&Kategori=turkiye&ArticleID=520239&Date=24.04.2008

Son Bakire “Richard Branson”

atakner | 23 April 2008 18:50

Yaklaşık bir sene önceydi hafif.org ve pilli.com ile tanışmam. Bu son bir senede genel olarak çok şey değişmedi hayatımda (hala öğrenciyim mesela 🙂 fakat bu tanışıklık bana çok şey kattı. Aynı bu hoş tanışıklığa benzer bir tanışıklığı da bu sene yaşadım www.fikiratolyesi.com ile. Sahibi Tunç Kılınç kendisini ilk kez okulumuzdaki bir konuşmada tanıdım ve fikirlerine hayran kaldım. Sonra nette kendisi hakkında yaptığım ufak araştırma sonucu fikir atölyesinde buldum kendimi. Bir çok etkileyici yazının içinden beni en çok etkileyenlerden biri “Richard Branson” un başarı hikayesinden bahsetmek istiyorum. Hafif.org’da daha önce hakkında yazılmamış olması bu yazının gerekçesi oldu benim için. Diğer yazıları merak edenler artık adresi de biliyorlar araştırmak size kalmış.

Tiyatro ve Haybeden Gerçeküstü Aşk

toz66 | 23 April 2008 18:14

Tiyatro
Tiyatro

Tiyatro… Hemen hemen insanlar yerleşik düzene geçti geçeli var olduğu tahmin ediliyor. Şu bildiğimiz meşhur mağaralar var ya, hani duvarlarında resimler olan. Bu resimlerden yola çıkılarak o dönemlerde tiyatronun temellerinin atıldığı tahmin ediliyor. Resimlerde üzerlerine hayvan derisi geçirmiş insanlar ritimli olarak yer değiştiriyor, ve tabi atalarımız da bunu resme döküyorlar. Tiyatro, aslında bir metnin oynanması için ayrılan özel bölümde insanların bunu hareket, mimik ve seslerle canlandırmasıdır. İsmini de Yunanca’da Seyirlik yeri anlamına gelen theatron sözcüğünden almış ve zamanla değişime uğrayarak bugünkü halini almıştır.
Tiyatro da birçok sanat dalı gibi dinsel ögelerin etkisiyle oluşuyor ve zamanla kendini ondan sıyırıp başka bir hal alıyor. Dinsel ögelerin oynandığı ilk oyunlar tiyatronun oynanan ilk oyun örnekleri arasında kabul ediliyor. Birçok sanat dalı gibi tiyatro da çeşitli safhalardan geçiyor ve bugünkü halini alıyor. Rönesans’ın etkisi oldukça fazla bu alanda… Birçok değişim ve gelişim evresinden sonra günümüz çağdaş tiyatro anlayışı oluşuyor. Günümüzde bilindiği üzere tiyatro salonlarında sahne, kulis ve seyirciler için özel bir bölüm bulunmakta.

Tiyatrolar, Türkiye’de yeteri kadar seyirci bulamasa da turne imkanı olan bazı oyunlar birçok insana ulaşabiliyor. İşte iki kişilik bir tiyatro. 3 sene kapalı gişe yaptıktan sonra Dvd formatına getirilen Yılmaz Erdoğan-Demet Akbağ klasiği. Haybeden Gerçeküstü Aşk… İkilinin mükemmel uyumu bizlerin tiyatro sevgisini artırır nitelikte olmuş gerçekten. Oyun kadın-erkek ilişkisi üzerine kurgulanmış…
Oyundan Bir Kesit
Resmi Web Sitesi

patron kim?

mansonilized | 23 April 2008 17:22

Gündelikçimin (şimdi bak aşağılıyor filan diyecek olan olur isteyen ev işleri yardımcısı, isteyen temizlikçi desin bir rahat verin ama ben gündelikçi diyeceğim ) ütüledim dediği giysileri dolapta kırış kırış bulmam üzerine cinnet geçirip seri bir şekilde bulduğum yeni gündelikçi yanıma ilk geldiğinde açıkçası biraz ezildim. Gözlerine sürme çekmiş, rengarenk boncuklardan oluşan küpeler, kolye ve bilezik takmış, hafif bir makyaj yapmıştı. Sabah zorla tokanın içine sokuşturduğum solgun saçlarım, üzerime döktüğüm mürekkep yüzünden lekelenmiş önlüğüm ve ailevi göz altı morluklarımla bir an özür dilerim siz şöyle koltuğa oturun ben ayakta beklerim demek geldi içimden. Aslında o an her şeyi anlamalıydım…