Ukrayna, Çernobil nüklear reaktörünün dev bir çelik kapak ile kapatılmasını onaylamış. İnşaatı yapacak olan Fransız şirketi Novarka, maliyetin yaklaşık 700 milyon euro olması bekleniyor. İşlem 5 yıl sürecekmiş ve bundan sonra reaktör sökülmeye başlanacakmış. yapılacak olan kapak 190 metre genişliğinde, 200 metre uzunluğunda olacakmış. Diğer detaylar için buradan.
http://www.ntvmsnbc.com/news/420187.asp
http://www.ntvmsnbc.com/news/417651.asp
EurovisionŞarkı Yarışması öncesi sanatçı seçimi Ukrayna’yı ikiye böldü. Mevzu ise yarışmacının cinsel sınıfı yani travesti olması ülke de milliyetçi kesim imza kampanyasına başlamış durum da düşünüyorum da Türkiye’den de travestibir yarışmacı çıksa ne kadar renkli olurdu. mu ? İnsan haklarımahkemesine kadar sürüklenmese bari diyorum.
Ukrayna’da yaşananlar bir kenara dursun sizce yarışmacının travesti olması bizim için fark eder mi ? Fark ederse travestilere haksızlık etmiş olmaz mıyız ? Travesti yarışmacı olursa temsil ettiği ülke için ne gibi sakıncaları olabilir ? Ukrayna’da yaşanan bu karşıtlığın sebebi nedir ? Yarışmacı travesti olunca Ukrayna neleri kaybedecek yada kazanacak.
hürriyet‘teki bir habere göre Taklit ve korsanlık ile mücadele konusunda Türkiye “kırık not” aldı. Türkiye, fikir mülkiyet hakkının korunması konusunda en kötü performansı gösteren 10 ülke arasında 9. oldu. Listede ilk üç sırada Çin, Rusya ve Hindistan yer alıyor. Fikri mülkiyet hakkı açısından en olumlu ortam, ABD, İngiltere, Almanya, Fransa ve Japonya’da bulunuyor.
Uluslararası Ticaret Odası’nca 53 ülke arasında gerçekleştirilen bir araştırma, Türkiye’nin taklit ve korsanlık ile mücadele ve fikri mülkiyet hakkının korunması açısından en kötü ortamı bulunan ülkelerin listesinde 9. olduğunu ortaya koydu.
Ukraynalı bir bilimadamının icadı olan konuşan tabak, Aralık ayında AVING media tarafından 2006 yılının en tuhaf icatları arasında listelenmiş. Avuç içi bilgisayara bağlanan tabak, gerekli gördüğü hallerde “Yemeyi bırak!” gibi otoriter komutlar vermesinin yanı sıra, “Nerede kaldı senin iraden, utanmıyor musun!” gibi rencide edici sözler de ediyormuş…!
Shangri-La metoduna destek olarak kullanılabilir belki…
Pek çok filmde görmüşüzdür yurt dışına çıkan Türk insanının hallerini. Çoğunlukla çekingen, kabul edilmemekten korkan, içine kapanık, güven eksikliği içinde…
Sınırı geçince bağlanan kravatlar, fulara evrilen başörtüleri, mola yerinde olunan traşlar, sessizce tekrar edilen almanca cümleler, ceplerde yalan yanlış bir adres…
Tabii bu ruh halinde o filmlerdeki karakterlerin çoğunlukla -kaçak- işçi statüsünde olmalarının da payı var.
Şimdi, birazdan bağlantısını vereceğim videoda Türk insanının o yukardaki profilini nasıl aştığını; güven eksikliğini, çekingenliğini nasıl attığını göreceksiniz..
dolaşırken denk geldi. Artık ülke başkan ve cumhurbaşkanlarının kendilerine ait blogları ve siteleri var. işte bir örnek
fenerbahçe takımının d.kiev karşısında aldığı yenilgiyi ve takımın sahada tel tel döküldüğünü görmeyen ve bilmeyen kalmadı. Peki sebebini düşündünüz mü ? bu takım neden maça konsantre olmadı ? işte gerçekler otel dedikoduları ! fenerli türk futbolcular akılları maçta olması gerekirken ukraynalı çıtırlarla nerede beraber olacaklarını düşüneceklerine maça konsantre olmuş olsalardı, bu hezimet belki yaşanmamış olacaktı. Kiev deki barların adreslerini öğrenmeye çalışacaklarına d.kievli oyuncular hakkında bilgi edinmeye çalışsalardı bu iş kievde bitmiş olacaktı. İstanbulda bu kadar zorlanmayacaktık. Otelde futbolcular arasında geçen konuşmaları sizde duysaydınız tatile gelmiş olduklarını zannederdiniz…istanbulda da bu sorunlar olursa uzun bir türk ligi tatiline çıkabilirler…güle güle avrupa !
