bildirgec.org

üçgen hakkında tüm yazılar

TıKıRTı

witamin | 03 January 2011 16:28

selim-selam
derya-selam canım
s-
s-
d-pardon profil resminiz aynı olunca seni yeliz sandım.ondan canım dedim.
s-sorun değil:) deryacım.
s-deryacım dememden rahatsız oldun mu?
d-
d-
d-yok.olmadım.

Bu diyalog Derya’nın erkeklere ve özellikle evli erkeklere karşı olan mesafeli duruşunu bir hatayla da olsa yerle bir etmişti.Genç ve evli bir erkeğe ilk defa tüm içtenliğiyle(!) canım demiş,bu içten enerji o anda Selim’e geçivermişti.Biliyordu Selim’in ona ona özel bir güveni ve ilgisi vardı.Eşine Derya’nın yanına gitmesini ,onu aramasını sıklıkla söylerdi.Zaten Selim de Derya’nın evine geldiklerinde ya da onunla konuştuğunda çok mutlu olurdu.Çünkü Derya’yı ve kedisini çok severdi.Hatta gelmediği zamanlarda kediyi özlediğini söylerdi.Maço-Feminen yapısı çözülememekle beraber Derya Selim’in yakın davranışlarını feminen kısmına yorardı.Ta ki bu diyaloğa kadar…Devamında işler daha kafakarıştırıcı bi hal almaya başladı çünkü:
“-deryacım sana bişey soracağım ama yanlış anlama lüften.
-sor tabi.
-seni daha yakından tanımak istiyorum

yok artık” dedi Derya tabi ki içinden.dışından ise sadece:
zaten yeliz beni yeterince tanıyor.yani siz tanıyorsunuz beni ama ne soracaksın ki?

diyebildi,düzgün ama temkinli dizmeye çalışarak kelimeleri.Sorunun cevabı hemen geldi:
s-yani mesela nasıl karar verdin mühendis olmaya?
oh” dedi Derya içinden.Oh demek için henüz erkendi ama bu konuşma devamında tehlikeli bir noktaya gelmeden bitmişti o akşam.Buna rağmen Derya’nın içini kemiren birşey vardı ki ; bu diyaloğun Yeliz 1 haftadır evde olmadığı bir zamanda oluşu gerçeğiydi.Toplumsal bir bilinçaltı baskısı olduğunu düşünerek geçiştirmeye çalıştı beynindeki tıkırtıları.
Derya’nın çevrimdışı geçirmeye çalıştığı birkaç günden sonra bir gaflet anında Selim selam verdi yine.Bu defa Deryacım diyerek verdi selamı.Belli ki bu hitap hoşuna gitmişti.Çevrimiçi olduğu ilk dakikalarda hemen çakıveriyordu selamı.

Körebe..

pillibebekkuyuda | 13 May 2010 13:17

I.
Evden ayrılırken son kez yüzüne baktı kadının..
Çoğu zaman suskunluktan vazgeçmek istediğinde kelimelerin güçlü olması gerektiğine inanırdı..Güçlü kelimeler bulamaz hep kadına yenilirdi..Kadın hırslıydı, konuşurken kolunu kanadını kırardı adamın..Ama hassas kalbine giden yolu bir türlü bulamadı, adamın en değerlisi olamadı..

”Hoşçakal, geçliğim” dedi içinden adam..

Adam evliliği süresince, hep suçlanmıştı kadın tarafından..Kadın tüm sevgisini vermiş adamın her istediğini yerine getirmişti.. Ama adam hiç mutlu olmamıştı..Sadece kadın istediği için yaptığı evliliğini, yaşadığı küçük an lara, o küçük aşk heyecanlarına feda eder gibiydi..Bu aslında bir veda, kendine ”merhaba” ydı.. Adam o kadar çok başkasının tercihleriyle yaşamıştı ki, kendini tanımıyordu bile..O kolayı tercih etmiş, düzenli sevgi filminin, sevilen aktörü olmuştu..Giriş, gelişme, sonuç yoktu sadece kurulan düzenin ortasına oturuş, reddetmeyiş vardı..Çoğu geceler hayal kurdu, başka bir kadın hayali, hiçbirşey paylaşmadığı sadece hissettiği o gizemli kadının hayalini..

Pembe ÜÇGEN

admin | 04 March 2009 13:07

Susmak=Ölüm (SILENCE=DEATH) yazılı poster
Susmak=Ölüm (SILENCE=DEATH) yazılı poster

Pembe üçgenin tarihteki serüveni, Adolf Hitler’in adını yavaş yavaş dünyaya duyurmaya başladığı, II. Dünya Savaşı’ndan hemen önce Almanya’da iktidara gelişiyle başlar. II. Dünya Savaşı’nda cinsiyet kavramları üzerinde yaşanan ırkçı politikanın en önemli simgesi haline gelir; pembe üçgen…
Bu üçgeni oluşturan çizgilerin içini dolduran pembe renk, yılların kötü anılarını yutmuş gibidir…
Sanki hiçbir şeyi görmemiş, duymamış gibi durağan…
Yaşanan acıların ve bu büyük trajedinin en önemli temsilcisi olmasına rağmen, sadece duruşuyla anlatıyor tüm isyanını…
Beyazla kırmızı arası bir karışımın sessiz çığlığı gibi; Beyazın saflığı, kırmızınınsa sıcaklığı ona konuşarak anlatacak bir şey bırakmamış adeta…

Ama şu bir gerçek ki; geçmişte Nazi rejiminin yok etmeye çalıştığı bir grubun, farklılığı için kullanılan bu etiket; o tarihlerde yaşamaya hakkı olmadığı düşünülen eşcinsel toplumu ifşa ederken, bugünse eşcinsellerin dünyada, özgürlük ve eşitlik adına verdiği mücadelenin en büyük görsel ifadesi haline gelmiştir.
Bu nedenledir ki; bahsi geçen “Pembe Üçgende”ki PEMBE, sadece bir renk olmaktan ziyade tarifi o kadar da kolay olmayan bir karışım, o ÜÇGENse; varoşlun en anlamlı geometrik formu haline gelmiştir.

Ters Pembe Üçgen
Ters Pembe Üçgen

1970’li yıllarda eşcinsel hakları savunucuları, geçmişte Naziler tarafından bambaşka bir anlamla kullanılmış olan pembe üçgeni, eşcinsellerin özgürlüklerini genişletmek adına verdikleri mücadelede tekrar gündeme getirdiler.

Eş Kenar Muhakeme

Kuruvaze | 23 January 2009 13:44

Ne zamandı hatırlamıyorum, bildiğim tek şey; ölmek için zamansız bir gündü! Bir çok zaman olduğu gibi. (?)————————–Bütünsel bakış açısının, kuşatacağı manzaralar kadar devasayken… ne kadar çömelinse de ayrıntılarına erişilemeyecek kadar soğukken… en yüce fırtınalara rağmen sürüklenemeyecek kadar toprakken… hiç umulmadığı kadar vazgeçilmesine rağmen, hatırdan çıkmayacak kadar dağınıkken…————————-“Hayır! Hayır, sadece bu kadar değil” denileceğinden emindi. Bu yüzden, gömdüğü şehirler dirilemesin diye; ahiret haberini yalanladı gizlice. Yamamaktan aciz olduğu için, gedikleri daha da büyüttü haince. Kimseye sezdirmese de, bedduaların şahlanışını tahkikle dizginledi sessizce.———————————–Kubbe aralandı. Yere doğru sürüklenen boşluğun esintisiydi, saçlarımızı dağıtan. En geniş şapkalarımız bile kelimizi gizleyemezken, sadece kepeklerimizden şikayet ettik. Atamadığımız adımların hesabını; ellerimiz yerine, ayaklarımızdan sorduk! Hayır, biz hiç uslanmadık!———————————————–Tik tak, tik tak, tik tak… sarkaç hiç durmayacakmış gibi bir o yana, bir bu yana. Hiç susmayacak sessizliğin arasındaki sinir bozucu tekrar… tik tak, tik tak, tik tak… saat nihayete çeyrek var. Ve zemberek son sürat varış noktasına savrulurken yolculardan biri seslendi “Çıldırmış olacak ki; yaşanmayan dakikaları da hesaba kattı” diye. Hepimiz gibi o da fikr etmiyordu, israfın hesaptaki negatif etkisini.

********************************************************************************

Üç köşeli odanın etkisinde, okuduğu tablolar sadece uyuklamanın simgesiydi. Islak bakmış olacak ki, duvardaki resimler kurumak için akmaktan kendilerini alamadılar. Duvarları tek tek yokladı, sezgilerine güvendi Bergson gibi. Emindi ki bir gün bir çıkış kapısı muhakkak bulacaktı. Ellerinin bıraktığı izler tekrar edince canını acıtıyordu. Bu yüzden ayaklarına bulaşan görüntülerin ağırlığını kabul etti ve yine bir kenara çöktü. Düşündü uzun uzun içinde bulunduğu odanın bu halini;

Optik İllüzyonlar – I

tentena | 03 July 2008 10:26

optik illüzyonlar genelde görsel algılamamızın aldatılmasıyla oluşturulur. Bu sitede en ünlü örnekleri bulunmaktadır. Yazının devamında türkçe açıklamaları bulabilirsiniz.

Blivet
Blivet

Blivet çözülememiş bir çizim ve gerçekte varolması imkansız bir cisimdir. 3 adet silindirik uç gibi görünen çıkıntılar ortak noktada dikdörtgensel bir hal almaktadır.

Bezold Efekt
Bezold Efekt

Alman bir meteorolog olan Wilhelm von Bezold tarafından adlandırılan bu efekt, renklerin ortam rengine göre farklı görünmesi temeline dayanıyor. Beyaz arkaplandaki kırmızı renk daha açık, siyah arkplandaki kırmızı renk ise daha koyu görünüyor.

Cafe duvarı illüzyonu
Cafe duvarı illüzyonu

Dr.Richard Gregory’nin ilk olarak farkettiği bu illüzyon siyah beyaz briketlerin dizili olduğu bir düzende, yatay ve birbirine paralel çizgilerin eik gibi görünmesine dayanıyor. İllüzyonu yaratmak için 2 püf nokta var. Birincisi; briketlerin etrafı “mortar” denilen gri çizgiyle çevrili olmalı çünkü bu siyah ve beyaz arasındaki geçiş rengi. İkincisi; aynı renkteki briketler aynı sütunda sağlı sollu kaydırılarak belli bir düzene göre yerleştirilmeli.

bir ,iki

siirimsi | 29 January 2008 22:08

adım attım,odaları dolaştım,çok gezdim,

çok yoruldumsiyahtı, kurşun gibi…

belki kalemdibelki silgisilgi olsasilinirdiyok, silgi değildi.hesabını bileydimçözer miydim ki…

hep sayıları saydım;bir iki,bir, ikiüçe geçemedi ritmik saymalarımbir iki, bir iki,bit _miyor kisonsuz benim rakamlarım,yazdım ,yazdım

hep bir iki, bir iki

küçüktüm,boş bir sayfa açtım kendimebir kare çizdim,güzeldi, içi boştu,vazgeçtim,üçgene çevirdim yüzümüüçgenin kenarları da

bir iki, bir iki,üçe dönmüyor kibenim sayfam dolmuyor kibir türlü !…

Üçgen Hesaplayıcı

retrospective | 21 November 2007 23:23

Ostermiller.org’daki üçgen hesaplayıcısıyla her turlu ucgeni değişik arguanları girerek hesaplayabiliyorsunuz.Sitede bunun yanında bircok ilginc hesaplama aygıtı mevcut.Siteye suradan ve anasayfasına suradan ulasabilirsiniz.

Üç, 3, III

pilli pati | 31 October 2007 16:06

III
III

III
Eğer bir sunum yapacaksanız, baştan bilmelisiniz ki; olayın bitiminde insanların aklında sadece üç şey kalacaktır. Tıpkı anneniz sizi küçükken bakkala gönderdiğinde ve bakkal amca size ne almak istediğinizi sorduğunda, aklınızda sadece üç şeyin kalması gibi; dördüncüyü hatırlamak için zorlanmanız gibi…

… ve yine bilmelisiniz ki; dünya guruları bu konuda kontrolü ele almanızı öğütler. Yani sunumun hedef aldığı kitleye iletmek istediğiniz mesajı en kısa, en anlaşılır ve en sade yoldan ulaştırmalısınız.

3 gün çalış 1 gün tatil yap !? :)

taninmayan-68170 | 17 October 2007 08:38

Memurlara 2008’de 115 gün resmî tatil !.

Devlet ve belediye çalışanları,
2008 yılında hafta sonlarında 104 gün
millî ve dînî bayramlarda da 11 gün
olmak üzere toplam 115 günü
resmî tatil ile geçirecek.

konuyla ilgili farklı yorumlar :115 gün tatil

üçgenin morgülü

famtone | 27 April 2007 07:12

bir nostradamus denemesi:

doğuyla batının köprüsü bir ülke…

ülkenin sağ yüzü geometrinin yüz karası bir üçgen.

bu üçgenin bir ucu “mor gül” hemde bütün göndermeleriyle..

cumhur’un “başı” üçgenin “g” noktası bir aday. yeşil kuşak savunucusu 367’ye alerjik sağa sola sallanıyor.

“yeşilin” yüzü desen o dağa beter. “deniz feneri” sönmüş “7” pislik… “kanal” pis kokuyor.

ılımlı bir din doğmak üzere doğuyla batının karması, irtica denemesi aziz yohanna’nın hatırına…

yeni bir seçim gözüküyor bu sefer ki “sol” ile “sağın” doğruyla yanlışın iyiyle kötünün seçimsiz sonucu…