bildirgec.org

suç hakkında tüm yazılar

idamlık kadınlar– dördüncü yazı

nazokiraze | 31 May 2010 10:09

Tarihin en önemli olaylarından biri olan Fransız Devrimi getirdiği yenilikler kadar idamlarıyla ünlüdür, Fransa kralı 16. Louis ve Maria Antoinette idamları sonrasında her türlü fikir uyuşmazlığının çözümü giyotinde bulunmuş, bugün birinin idam hükmünü veren kişiler daha sonra kendilerini idam sehpasında bulabilmişlerdir.

İhtilalin ilk dönemlerinde oldukça sevinçli olan Olympe de Gouges sonraları eşitlik kelimesi ile ilişkili gerçekleştirilen devrimde aslında en büyük eşitsizliğin kadınlar ve erkekler arasında olduğunu düşünür.Kadınlara eşit haklar için çalışmalar yapan Cercle Social’e katılır, Erkek ve Yurttaş Hakları Bildirgesi’ne karşın Kadın ve Yurttaş Hakları Bildirgesi’ni yayınlar.(Bildirgenin onuncu maddesi:”Kadına darağacına çıkma hakkı tanınıyor; öyleyse kürsüye çıkma hakkı da olmalıdır”)

Yasaklanmalı bunlar…

witamin | 29 April 2010 13:33

Yasaklanmalı beyaz güvercin beslemek…
Yem atmak
İstanbul ‘ un herhangi bir semtindeki herhangi bir güvercine,
ya da bütün beyaz güvercinlere…
Hele gökyüzü maviyse ve uçuyorsa beyaz güvercinler gökyüzünde ; suç topluluğu sayılmalı
YAŞAMAMALI…
Suç olmalı bundan sonra beyaz güvercin sevmek ve hatta resmini çizmek bile…
Niye mi?….

Arıların da suçu epeyce fazla.
Hele o iğnesi yok mu iğnesiii….
Arı besiciliği de engellenmeli
Petekleri altıgen yapan arı idama mahkum edilmeli
Eşek arılarınca…
Ve düzgün onyedigen yapılmalı bütün petekler bundan sonra.
Bal yemek mi?
Bal mı kalır bu işin sonunda…

Sporcu da haddini bilmeli…
Okçuluk sporu yapılmalı ama :
6 ok olmamalı asla bir okçunun sadağında ,
6 nın katı da olmamalı
asla ve asla.
Bu da yasaklanmalı…

Okla göstermek de olmasın artık wc leri,
Parmakla gösterilmeli….

Coenler’in kara film şaheseri: ”Fargo”

gorcun | 25 March 2010 13:46

Fargo
Fargo

Amerikan sinemasının kendine has stillerini yaratmış olan yönetmen kardeşleri Coenler (Joel ve Ethan) 1996yılında gerçek hayattan esintiler taşıyan bir cinayet hikayesini sinemaya uyarladılar. Filmin başında yapılan ”Gerçek bir hikayedir” uyarısı daha sonra Coenler tarafından aslında gerçek bir hikayenin kurgusu olarak değiştirildi. ”Fargo” adını koyduklarını film, küçük bir kasabadaki sıradan insanların içinde bulundukları çaresiz durumlarda gittikçe dibe batmalarını gösterişsiz ama etkileyici bir şekilde anlatıyordu.

Steve Buscemi - Peter Stormare
Steve Buscemi – Peter Stormare

dikizleme illeti

taha3045 | 01 March 2010 16:01

Röntgencilik küçük yaşta oluşur, evcilik veya doktorculuk oynarken genellikle doktor olan erkek çocuk hastayı oynayan kız çocugun muayene amaçlı eteğini kaldıran çocukların varlığı azımsanamaz. Küçük yaşlarda karşı cinsten birinin cinsel organı ile kendisininkinin farklı olduğunu keşfeden küçük çocuklar bu keşiften oldukça hoşlanırlar.

Ortaokul çağına gelmiş ergen çocuklar için durum daha farklıdır, olay küçüklüğün masumluğundan çıkmıştır, aralarında sık sık cinsellik konuşuyor, kızlarla ilgili erotik espriler yapılıyordur. Artık sütyen takmaya başlayan kızlar sürekli konuşma konusudur. Ayrıca sürekli kalemlerini , silgilerini yere düşürerek kızların bacaklarını görme umudu taşıyan yeni yetişen erkek çocukları oldukça yaygındır.Beden eğitim soyunma odası kapısı gözetlemek için oldukça uygun bulunur,yanlışlıkla eteği açılan kızlar muhabbet konusudur. Hatta kızlar tuvaletine saklanan bile vardır.

Üniversite yıllarında ev arkadaşları eğer karşı cinsse röntgencilik içgüdüsü yakayı bırakmaz, duş alırken izlemeye cesaret edilmese de (herkes için genelleme yapmıyorum örnekleme sadece) iççamaşır dolapları merak edilir, günlükler okunmaya çalışılır.Yapılan araştırmalara göre röntgencilik illetini okul yıllarından normal hayatına taşıyıp sahip olduğu magazaların soyunma kabinlerine kamera yerleştirenler bile var, partneriyle birlikte olmak yerine izlemeyi veya birlikte olurken izlenmeyi tercih edenler de.. (Röntgenci mahkum suçüstü yakalandı)

Muhteşem üçlüden bir komplo hikayesi: ”The Score”

gorcun | 23 February 2010 11:54

The Score
The Score

2001 yılında gösterime giren ”The Score” (Komplo) daha çok komedi ağırlıklı filmler çekmiş olan Frank Oz’un yönettiği suç ve macera türünde bir film. Senaryosu Daniel E. Taylor ve Kario Salem’in hikayesinden uyarlanan filmin kuşkusuz en ilgi çekici yönü ise Hollywood’un üç ayrı kuşaktan başarılı oyuncularını içinde barındıran kadrosu. Marlon Brando, Robert De Niro, Edward Norton gibi yıldızların yanı sıra Angela Bassett, Gary Farmer ve Jamie Harrold gibi isimler de kadroda bulunuyor. Hikayenin ana kahramanı Nick Wells (Robert De Niro), yasalara uygun bir hayat süren bir Caz kulübü işletmecisi görünümünün yanı sıra aynı zamanda profesyonel bir hırsızdır. Artık, aşık olduğu sevgilisiyle evlenip risksiz bir hayat kurmak isteyen Wells, yasadışı ortağı Max’in (Marlon Brando) getirdiği bir teklifle son bir iş yapmak için yeniden hırsızlıktaki dehasını canlandıracaktır.

söz yangını

nazokiraze | 20 January 2010 10:29

Kimse hakkında konuşulmasını istemez, sevmez ama çogu kimse kendine yapılmasını istemedigi halde başkası hakkında konuşur, ille şu şununlaymış, bu böyle yapmış şeklinde dedikodu yapmasa da mutlaka o kişinin ayıbını , ettiği bir sözü, yaptıgı hareketi mutlaka eleştirir,dile getirir.

Başkası hakkında kötü söz etme, eleştiri, ayıbını dile getirme ,hoşlanmayacagı laflar etme, duydugu taktirde üzülecegi şekilde konuşma kısacası gıybet insana yapması en kolay ve tatlı gelen üzücü davranışların başında gelir. Birisi hakkında konuştuktan sonra, ne var olanı söylüyorum demek işin kötü yanını örtmez, zaten olanı söylemek dedikodu ve gıybettir, olmayanı söylemek iftira olur. (Her doğruyu söylemek bazen dogru değildir)

Another “Brick” In The Wall *

ashg | 14 November 2009 10:02

Uyarı: Bu yazı filmin sürpriz gelişmelerini açığa çıkarmaktadır. Lütfen filmi seyretmeden yazıyı okumayınız.

Yaratcılıkla ilgili basit bir önerme vardır: Tersine düşünmek yaratıcılıktır. Ama bu önerme her yerde her zaman geçerli değil. Rian Johnson’ın “Brick” inde de olduğu gibi…

“Brick”

2005 yapımı “Brick” Rian Johnson yazıp yönettiği ilk uzun metrajlı film. “Brick” Güney Kaliforniya’ da bir lisede geçen aşk, cinayet ve uyuşturucu konuları üzerine kurulmuş. Yönetmen başlıca karakterlerini Amerikan gençlik filmlerinin klişeleşmiş tiplerinden farklı bir biçimde sunuyor: Sosyopatik seks düşkünü yerine tiyatro kulübünün kraliçesi, polis şefi yerine müdür yardımcısı, dedektif niyetine gözlüklü bir “inek”, kötü adam yerine adı çıkmış bir liseli uyuşturucu satıcısı, femme fatale olarak ise her Amerikan lise filminde mutlaka bulunan ponpon kız… Joseph Gordon-Levitt, kız arkadaşının öldürülmesinin ardından gerçeğe ulaşmaya çalışan ana karakter “inek dedektif” Brendan’ ı canlandırıyor.

Yönetmen bu ilk uzun metrajlı film deneyiminde bir kara film ekseninde türler karmasına beyazperdeye aktarmaya çalışmış. Oldukça zor bir işe girişen Johnson bana göre tüm filmi eline yüzüne bulaştırmış. Bunun nedenleri arasında öne çıkan ilk özellikler filmin bir bütünlükten uzak olan yapısı ve karmaşık bir olay örgüsüne sahip olması.

Hayatkurtaran yakın planlar
Hayat kurtaran yakın planlar

Filmin iki saate yaklaşan süresine rağmen sorduğu sorulara doyurucu cevap vermediğini düşünüyorum. Ayrıca filmin inandırıcılıktan uzak olan oyuncu seçimini ve canlandırdıkları karakterleri de ekleyebiliriz. Tüm bunlara rağmen “Brick” açılış sekansında öyküsünün en dramatik sahnesini seyircinin zihninde soru işaretleri uyandıran sürükleyici bir başlangıçla açılıyor.

The Taking of Pelham 1 2 3

soren | 07 August 2009 16:56

Ülkemizde “Metrodan Kaçış” ismiyle vizyona giren The Taking of Pelham 1 2 3 hepimizin hafta sonu veya boş vaktinde izlemeye değer bir yapım. The Taking of Pelham One Two Three adlı 1974 yılı yapımın yeniden değerlendirilmesi. Her iki filmin senaryoları ise John Godey‘in kitabından uyarlanmış. 2009 yılı uyarlamasının senaryosu Brian Helgeland tarafından yazılmış. Brian Helgeland’ın daha önce senaryosunu yazdığı filmlerden bazıları şöyle: Mystic River, L.A. Confidential, Man on Fire ve The Postman. Filmin yönetmen koltuğunda ise Tony Scott var.Suç, drama, gerilim tarzındaki filmin başrol oyuncusu Denzel Washington. Yardımcı oyuncu olarak John Travolta karşımıza çıkıyor.New York Metrosu’nda görevli Walter Garber için sıradan bir gün devam ederken metro trenlerinden biri bir grup adam tarafından kaçırılır. Bir süre sonra kaçırılan tren aniden durur ve telsiz üzerinden vatmanla haberleşme imkansız hale gelir. Vatman ve yolcuları rehin alan bir grup silahlı adam treni hazırladıkları plan doğrultusunda kullanmaya hazırlanırken grubun lideri Walter Garber’la telsiz üzerinden trenin durumunu, rehin aldıkları yolculara neler yapabileceğini ve rehinelere karşılık istediği fidyeyi açıklar.