bildirgec.org

http://www.tribundergi.com/forum/viewtopic.php?t=29823

Öyle bir yağmur yağıyor ki gök delindi derler ya işte öyle. Akşam yavaş yavaş bastırmaya yüz tuttu. Bense camın kenarında
benim olmayacak bir aşk için yanıyorum. Şu an yağmurda, sırıl sıklam ıslansam umurumda olmayacak. Yağmur damlaları şiddetle cama vuruyor. Ben şiddetimi, içimde ki öfkeyi, kime göstereceğim. Bağırmak geliyor deliler gibi. O da mümkün değil. İçime ata ata hasta olacağım sonunda. Sevenler mutlu olmazmış. Bu mısraları şarkılarda ve şiir dizelerinde dinliyerek büyüdüm. Keşke büyümeseydim bu aşkla da tanışmasaydım. Yanan bir köz gibi kaldım burada. Hani beni seviyordun. Benim için ölüyordun. Ne bırakıyorsun ne de bensiz yapabiliyorsun. Böyle bir aşk olmasın. Sevgi dolu yüreğim seni sevdiyse suç mu işledi. Bir ömür kalbi boş, sevgisiz yaşadım. Sonunda aşk yolunu şaşırdı bana da uğradı. Keşke uğramasaydı. Ben zaten alışık değilmiydim yalnızlığa,
aşksızlığa. Ama öyle bir aşk verdin ki dünyam değişti nerdeyse. Ama sen yoksun yine. Hep sana hasret ve özlem dolu olarak mı yaşayacağım. Senin de adaletin bu mu yaşamımda.

Haber
Vicdansız insanlar kötü emellerini gerçekleştiremedikleri gibi birde zavallı kadını 10 kere bıçaklamış ve dövülmüş bir halde yok kenarına atıp kaçmışlar.

Hiç mi vicdan yok …!

Bu tür haberler okudukça aklım duruyor insanlık nereye gidiyor sorusunu soruyorum kendime inanın insanlığımdan utanıyorum. Bu gibi mahlukları ne yapmak gerek yakala, yakalaya bilirsen, yakaladık ya sonra yatır,doyur sonra tekrar sal …..Bu gibi olayların merkez noktası nedir bir insan bunu baska bir insana nasıl yapar bu insanın diyelim ki bacısı yok anasıda mı yok çok yazacağım ama bozuk olacak bu tür olayların önüne geçmek için ne yapabiliriz ? önce kendimiz ne yapmalıyız ?

İnternet insanoğlunun bulduğu en önemli icatlardan biridir.İnsanlara birçok konuda kolaylık saglayan ve bir cok bilgiye ulasmasını saglayan muhtesem bir olay.Ama gelin gorun ki bir cok zararlarıda vardır bu cagımız teknolojisinin.İnternet sayesinde dünya ayaklarımıza seriliyo bu yüzdende insanların gercek alemde asosyallesmesini saglıyo.Ayrıca bir cok suca da ön ayak oluyo bu internet.Hacker denilen insanlar insanların bilgisayıran girip özel bilgilerine ulasıyor hesap numaralarını alıyolar.Ayrıca pornografik sitelerle cocuk istismarları yapılıyor cocukları ve gencleri cinsellikte yalnıs bir sekilde yonlendiriyor ki bu Türkiye de hatsaffada olabilecegini dusunuyorum.İnternet her ne kadar guzel birşeysede onu kullanırken ve ogretirken cok dikkatli olmak gerekir.Cocuklarımız interneti kullanırken yetiskinler yardımcı olmalı ve onları denetlemeliyiz.

Hafif’in eski müdavimlerinden, Paris’ten ziyaretime gelen Mösyö Labyrinth‘in, Beyoğlu’nda sürterken “rakay” gibi olduk demesi üzerine biraz ondan bilgiler aldım biraz da araştırdım. Racaille kavramı Fransa’da banliyölerde yaşayan, eğitim, sağlık ve iş gibi sosyal haklardan sınırlı olarak yararlanabilen bu nedenle suça eğilimi yüksek gruba Sarkozy tarafından yakıştırılmış tanımlamadır.

racaille’lar ve en sağda sarkozy

Kendileri: banliyölerdeki arabalar yakılmaya başladığında bu sosyal tepkinin tamamen suç odaklı bir girişim olduğunu iddia etmiştir. Racaille olarak adlandırılan bu grubun (aslında fare gibi bir anlamı var ama Türkçe’ye çapulcu olarak çevirmek daha doğru) büyük çoğunluğunun Kuzey Afrikalı ve diğer Fransız sömürgelerinden gelenler olduğunu hatırlamakta fayda var.

İstanbul Emniyet Müdürlüğü‘nün internet sitesinde, pek çok konu hakkında bilgi bulabilmek mümkün. Bunlardan bir tanesi de Bilişim Suçları

Örneğin;

BİLİŞİM SUÇUNUN TANIMI

Bilgisayar, çevre birimleri, pos makinesi,cep telefonu gibi her türlü teknolojinin kullanılması ile işlenilen suçlardır.

vb. gibi, daha pek çok konu hakkında merakınızı giderebilirsiniz. Bilişim suçları ve bu suçların işlenmesinin ardından karşılaşılan yaptırımlar ve cezalar için iem.gov.tr adresini ziyaret edebilir ya da buradan bilişim suçları hakkında detaylı bilgi alabilirsiniz.

Aslında pek hoş olmayan benzetmelerle başlamak istiyordum.
Ama neyse…
Teşkilatımızın kendine özgü yapısı ve çalışma şekli var.
Diğer kurumların basın açıklaması yapmasını normal karşılarken
MİT’in yaptığı pek alışılagelmiş birşey değildi.
Zaten bugüne kadar böyle bir açıklama da yapılmamıştı.

Peki ne oldu da sayın müsteşarımız böyle bir şeye gerek duydu.

Bunu anlamak zor.

Fakat vatandaş olarak bizim de bilgilenmek hakkımızdır umarım.
Eğer yanılıyorsak bilgilerimizi düzeltmelerini umarız.

İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün internet suçlarına karşı yaptığı araştırmada tam 3,5 milyon e-mailin dolandırıcıların elinde olduğu saptanmış. Emniyet müdürlüğü websitesinde

Spam Posta Sorgusu isimli bir sistem oluşturmuş ve biz internet kullanıcılarına kendi postaları kötü niyetli kişilerin eline geçmiş mi geçmemiş mi öğrenme fırsatı vermekte.

Ben yazdım ve oh dedim çünkü geçmemiş kimsenin eline ama emniyet müdürlüğünün uyarısına kulak vermekte fayda var.
“Bu listede e-mail adresinizin yer almaması böyle bir tehlikeye maruz kalmayacağınız anlamına gelmemektedir. Bu yüzden her zaman size gönderilebilecek bu tür e-maillere karşı dikkatli olunuz.”

Son internet dolandırıcılığı operasyonunda ele geçen 3,5 milyon e-mail adresi var.
Kendi e-mail adresinizin de bu listede olup olmadığını buradan kontrol edebiliyorsunuz.

“suç nedir ? ” demeyeceğim. bunun adam gibi bir sürü tanımı vardır bir sürü yerde. ayrıca tekil olarak “neler suçtur?” gibi bir soru sormanın da alamı yok. zira internetin bile sınırları zorlanır sanıyorum bu durumda. kişiye, toplulma, bölgeye, ülkeye ve hatta zamana göre bile değişen bir şeydir suç

dostoyevski bu konuya değinmeseydi bile yine de “suç” kelimesi illa ki “ceza” ile birlikte anılırdı sanıyorum. zira suç olan yerde mutlaka ceza olmalıdır. bu suça ait, bu suça karşılık suçu işleyene verilen ceza.

işte bir süredir ben bu ceza kavramına taktım.