“suç nedir ? ” demeyeceğim. bunun adam gibi bir sürü tanımı vardır bir sürü yerde. ayrıca tekil olarak “neler suçtur?” gibi bir soru sormanın da alamı yok. zira internetin bile sınırları zorlanır sanıyorum bu durumda. kişiye, toplulma, bölgeye, ülkeye ve hatta zamana göre bile değişen bir şeydir suçdostoyevski bu konuya değinmeseydi bile yine de “suç” kelimesi illa ki “ceza” ile birlikte anılırdı sanıyorum. zira suç olan yerde mutlaka ceza olmalıdır. bu suça ait, bu suça karşılık suçu işleyene verilen ceza.işte bir süredir ben bu ceza kavramına taktım.orada burda yazılar yazıyorum diye, hayatım boyunca hiç yapmadığım bir şeyi yapıp, çok az da olsa haberlere göz atıyorum bu aralar “gündem” denen o uyduruk kavramdan haberdar olmak için. tabi bu haberlerin bir çoğu da muhtelif “suç”ları ve bunların”ceza”larını içeriyor.bir suça bakıyorum, bir de cezaya. bana o cezayı garantilesinler hemen gider o suçu işlerim diye düşünüyorum bazen. sonra da ceza dediğin nasıl olmalı diye düşünüyorum.”işleyenin bir daha suç işlememesini sağlamalı” diyorum. çocuklara verilen cezalardaki temel amaçta olduğu gibi. bunu hem yapabilirlik olarak engellemeli, hem de suçu işleyen kişinin eğitilmesi/bilinçlendirilmesi hiç olmadı korkutulması bakımından düzeltmeli.”suç yüzünden zarar göreni tatmin etmeli” diyorum. zira suç iki taraflı bir olay, suçlunun engellenmesi kadar, mağdur olanın da bu suçtan sonraki hayatına önceki gibi devam etmesi sağlanmalı.”başkalarını aynı suçu işlemesine engel olacak nitelikte olmalı” diyorum. eskilerin “ibret-i alem” dediği olay yani. hoş birileri suç işlerken “dur bakayım bir araştırayım daha önce haltı yapanlar ne ceza almışlar” diye düşünmüyorlardır. ama olsun. ceza “yeterli” olduğunda bu kavram zaten kendiliğinden oluşur sanıyorum ki.bir kavram daha var ama bunu tam olarak adlandırıp da tırnak içinde paragraf başı yapamadım. bütün bu yukarıda saydıklarım gözönünde bulundurulurken bir de “adil” olmalı. adil derken “gereğinden fazla olmamalı” demek istiyorum. kırmızı ışıkta geçip de bir yaya hafifçe çarpan sürücüyü alıp asarsanız, muhtemelen bu 3 konuyu da çözmüş olursunuz ama biraz haksız olur sanki :)bir de “uygulanabilir olmalı” diye düşünüyorum. mesela bir kaç yıl önce “moda” olan ve heryerde göre göre alıştığımız ve artık umursanmayıp ankara’nın kırmızı ışıklarına dönen “sigara yasağı” olayı vardı. hala da var… boy boy ( aslında tek boy) her yere asılan ve kocaman siyah harflerle ( harflerin 10 cm olması zorunluluğu vardı) gözlerimize sokulan “filanca kanun ile sigara içmek yasaklanmıştır. içenler hakkında falanca lira paza cezası uygulanacaktır” kanununda olduğu gibi cezayı kimin neseceği bilinmeyen şekilde olmamalıdır.cezaevlerimiz dolup taşıyor diyorlar. herkesi hapishaneye göndererek mi cezalandırmalıyız ki illa. bizde son zamanlarda ufak tefek örnekleri görüldü, yurt dışında “kamu hizmetinde çalışma cezası” diyorlar, görünce “ne güzel ” dediğim cezalar var. bunlar daha çok uygulansa ya.iyi kötü, doğru yanlış, az çok; ama illa ki her suça bir ceza uygulanmalı.