bildirgec.org

writerspace blog tutkunları için bazı sağlık önerileri sıralamış.

1. Gözler
   Gözleri korumak için biraz pahalı bir seçenek olsa da tüplü (CRT) ekranlar yerine LCD ekranları tercih edin yada ışığın gözümüz üzerindeki etkisini zararlı etkisini azaltan ekran fitrelerini kullanın. 20 dakikada bir gözlerinizi kapatıp, dinlendirin. Uzun bilgisayar kullanımlarından sonra gözlerinizi yıkamamaya özen gösterin. Ayrıca karanlıkta bilgisayar kullanmak da gözü aşırı yoran etmenlerden. Göz tamamen ekrana odaklandığı için yorulması daha fazla oluyor.
2. Eller
   Yorulan parmaklarınızı ve kaslarınızı dinlendirin. El hareketleriyle kanın akışını normal seviyesine çekin. Ayrıca bkz
3. Obezite(Şişmanlık)
   Bilgisayar ile aşırı uğraşanların neden kilolu olduklarını tahmin etmek aslında zor değil. Uzun süre hareketsiz kalmak, bunun yanında hamburger, kola, cips, patates gibi şeylerle mideye bayram yaptırmak aşırı şişmanlığa yol açıyor. Spor hayattır. Lütfen spor yapalım. Yürümek bile bir spordur. Biraz yürümek hepimize iyi gelecek.
4. Migren(Baş Ağrısı)
   Baş ağrısı bana göre ,çok özel bir sağlık probleminiz yoksa eğer, gözün aşırı yorulmasının bir sonucudur. Göz ile ilgili yaptığımız önerileri dikkate almanızı tavsiye ederim.
5. Bel Ağrıları
   Eğer belinizin çok fazla ağrıdığını düşünuyorsanız yeni komforlu bir sandalye almanın vakti geldi demektir. Arada sırada ayağa kalkıp açma germe areketleriyle kaslarınızı rahatlatın. Bir diğer bel ağrısı nedeni ise stres. Rahatlamak için ne yapmanız gerektiğini siz daha iyi biliyorsunuz.

http://www.haberturk.com/haber.asp?id=38762&cat=150&dt=2007/10/03

anoreksiya

Geçen gün metroda iki kadın konuşuyorlardı. Biri “Amaan, ben artık öğle yemeği yemiyorum. İyi oluyor, hem uğraşmıyorum, hem de belki zayıflarım böyle.” dedi. En temel yaşamsal ihtiyaçlarımızdan olan yemek yemeyi bile külfet kabul edip, hazırlamaya/yemeye üşenen bu insanların benzerlerine çok rastlanır oldu. “Her gün düzenli olarak 5 öğün yemeniz lazım,” diye ter ter tepinen diyetisyenlere inat, kimileri öğle yemeğini de hayatından çıkarmış. Çoğu kişi sabah kahvaltı bile etmeden evden fırlıyor. Arada ıvır zıvır bir şeyler atıştırıp günü geçirdikten sonra akşam eve gidince, açlıktan gözü dönen bünyenin etkisiyle, normal bir insandan çok, ortalama bir öküz kadar yemek yiyerek kendilerine ettikleri kötülüğü taçlandırıyorlar. Sonra da, “Ben niye şişmanım. Yemiyorum ki?” şeklinde ağlıyorlar.

http://www.ailem.com/templates/news/detail/detail5.asp?id=16233

Bilim adamlarının uzun bir süredir peşinde olduğu bir gen vardı. Havard Üniversitesinde görevli olan türk Prof. Gökhan Hotamışlıgil bu geni buldu.

genetic

Şişmanlık , şeker, kalp hastalıkları ve kanser gibi birçok hastalığın tedavisinde etkili olan bu gen için kamuoyu büyük bir ilgi gösteriliyor. İlerki günlerde gelişmeler dahada netleşecek. Haberin tam metni burada.

http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=230622&tarih=22/08/2007

Varallo Kasabası Belediye Başkanı Gianluca Buonanno, ayda 4 kilo veren erkeklerle 3 kilo veren kadınlara 50 avro para ödülü vereceklerini açıkladı.

Kendisinin de 6 kilo fazlası olduğunu belirten Buonanno, 5 ay boyunca kilo vermeyi sürdüren kasaba sakinlerine ayrıca 200 avro verileceğini ifade etti.

Kampanyanın geçen hafta sonunda başladığını söyleyen Buonanno, 7 bin 500 kişinin yaşadığı kasabada bazı kişilerin kayıt yaptırdığını bildirdi.

AB verilerine göre, İtalyanların yaklaşık yüzde 35’inin şişman ya da obez olduğu belirtiliyor.

Fuwa Pica firmasının bir ürünü olan bu koltuk, şişman kişilere ayrımcılık yapıyor. Üzerine oturan insanın şişman olduğuna kanaat getidiğinde kırmızı bir ışık yayarken, normal ölçülerde biri oturduğunda mavi ışığını muhafaza ediyor. İlgi çekici olduğu kadar, misafirlerinizi küstürebilecek cinsten 😉

bulaşıcı obezite

Amerikalı bilim adamları günümüzde hastalık olarak kabul edilen ve çağın en önemli hastalıklarından biri olan obezitenin bulaşıcı olduğunu ortaya koydu.
Bulaşıcı deyince aklımıza solunum veya kan yoluyla bulaşma geliyor ama obezitenin bulaşıcı olması biraz daha farklı. Obezite; yakın ilişkiler, örnek alma, sosyal etkileşim gibi unsurlar aracılığıyla kişiden kişiye aktarılıyor. Yani iletişim halinde olunan insanların kilosu, kişinin kilosunu belirleyici önemli faktörlerden biri.
Araştırmalar sonucu elde edilen veriler şu şekilde;
Yakın arkadaş obezse obez olma olasılığı; %57,
Kardeş obezse obez olma olasılığı ;% 40,
Eşlerden biri obezse obez olma olasılığı; % 37.

homo obezus

“Su, şeker, gıda boyası!” Dondurmam Gaymak filminin kahramanı dondurmacı Ali Usta böyle açıklıyordu büyük gıda korporasyonlarının ürettiği dondurmaların terkibini. Yalan da değil, cafcaflı ambalajlara sarıp gürültülü reklamlarla kafa ütüleyerek, özellikle çocukların ve hepimizin burnuna dayanan hazır gıdaların çoğunun içeriği aşağı yukarı böyledir. Zahmet edip paketlerin üstündeki küçük yazıları okursanız görürsünüz. (Ama böyle bir şeyle kim uğraşır, at nalı kadar yazıları okuyamayan, örneğin bindiği minibüsün üstünde kocaman harflerle BAHÇELİEVLER yazarken “Bahçelievler’e gider mi şöfer bey?” diye soran insanların yaşadığı bir yerde…)