bildirgec.org

Sinepil hakkında tüm yazılar

Şehrin Azizleri

Mutreft | 14 April 2008 23:02

Poster
Poster

Komedi ve aksiyonun bir arada olduğu güzel filmlerden biri, Kendilerini kötü insanları öldürmeye adamış kanun kaçakları 🙂 Baş rollerini Willem Dafoe, Sean Patrick Flanery, Norman Reedus, David Della Rocco, David Ferry‘in paşlaştığı filmde ;

İrlanda asıllı ikiz kardeşler Connor (Sean Patrick Flanery) ve Murphy (Norman Reedus), Boston’da yaşamaktadırlar. Dindar insanlar olan bu ikili, Tanrı’nın kendilerine dünyayı kötülüklerden korumak misyonu yüklediğine inanarak, Boston’un azılı suçlularını ortadan temizlemeye başlar. Kurbanlar kötü insanlar olunca, halktan kimse paniğe kapılmaz. Aslında, ikizlerin peşine düşen FBI ajanı Paul Smecker bile, kendisinin yapmak isteyip yapamadığı birşey olarak görmektedir bu temizliği. Veritas (hakikat) ve Aequitas (adalet) kavramlarını kılavuz edinen kardeşler, arkalarında halk desteğiyle yollarına devam etmektedir ki, oyunlarını bozdukları kesim bu işe bir son vermekte karar kılar…

50 İlk Öpücük

toz66 | 14 April 2008 17:18

50 İlk Öpücük
50 İlk Öpücük

Her gün hafızanızı kaybettiğinizi düşünün. Her sabah dünü unutuyorsunuz, yani hiç geçmişiniz olmuyor; hayat geçip gidiyor olsa da. İşte böyle nadir bir nörolojik hastalığı olan Lucy’nin her günü aynı geçmektedir. Bunu babası ve kardeşi sağlamaktadır. Çünkü travma geçirmesine sebep olan o günü hatırlamasını istememektedirler. Yani her sabah kalkıyor, her sabah aynı yerde kahvaltı yapıyor ve her gün doğum gününü kutluyor. Çünkü onun için dün diye bir kavram yok.

Henry ise soğuk deniz hayvanları veterineri olan ve tatil yapmak için gelen turistleri ayartan, seviş-bırak zihniyetinde birisidir. Onun için gerçek aşk yoktur. Ya da o hiç yaşamamıştır… 10 yıldır planladığı Alaska’da morsların yaşamını inceleme planlarını gerçekleştirmek istemektedir. Fakat teknelerinde bir sorun çıkar ve o da sorun halledilene kadar etraftaki bir kafeye gider. Kafede dikkatini çeken çok güzel bir bayan görür ve onuna konuşmak ister. Zamanla onun her gün orda olduğunu anlar. İlk tanışmalarından sonra kızın kendini hatırlayacağını düşünen Henry, kız kendisini hatırlamayınca şok olur. Biraz takip edince onun durumunu öğrenir. Bundan sonra Henry her gün onunla farklı bir yöntem bularak tanışmayı deneyecektir. Ve her tanışmalarında bir öpücük. Fakat her seferinde o opücüğü unutan bir kız… Her şeye rağmen Henry mücadele edecektir. Ve en sonunda Henry’nin gösterdiği fedakarlık ise takdire şayandır doğrusu 🙂

50 İlk Öpücük
50 İlk Öpücük

Arkadaşım Şeytan

emsvizyon | 14 April 2008 13:58

bir Atıf Yılmaz şaheseri olan 1988 yapımı arkadaşım şeytan‘ın başrolerini mazhar alanson ve ali poyrazoğlu paylaşıyor. özkan uğur ve yaprak özdemiroğlu‘nun da rol aldığı film, ülkemiz sinema tarihinde az rastlanır bir tarz a ve kendine özgü bir tad a sahiptir…

hani bilmeyen varsa diye konusuna şöyle bir değinelim;
efenim, bar şarkıcısı fatih sanatının gerektiği değeri alamadığına isyan etmekte ve hep arayışlar içinde düşmektedir.
hatta içinde bulunduğu bu sıkıntıdan kurtulmak, yalnızlığına, anlaşılamamasına son vermek için ruhunu şeytana satmayı haykırır… şeytan da bunu duyar! o’na ruhu karşılığında istediği herşeyi bu dünyada yakalayabilme sözü verir ve macera burada başlar…

Pink Floyd The Wall

kadirgunay | 14 April 2008 12:28

The Wall Afiş
The Wall Afiş

Pink Floyd‘ un 1979 yılında yayınladığı albüm ile aynı adı taşıyan film 1982 yılında Alan Parker tarafından çekildi. Alan Parker’ ı Gece Yarısı Ekspresi filminden hatırlayabilirsiniz (Midnight Express). Animasyonları ve sevilen müzikleri ile sinema dünyasında kült bir film olarak yerini alan The Wallfilmi çok fazla konuşma içermeyen daha çok görsel ve işitsel olarak yani müzikler ile izleyiciye anlatım yapan bir filmdir.

Başrolde Bob Geldof vardır. Film Roger Waters‘ ın kariyerinde sayısız olarak imza attığı eserlerden birisidir. Bu film hakkında çok şey yazmak istiyorum ama inanın tüm sözler düğümleniyor diyebilirim. Kısaca bahsedersek rock yıldızı olan Pink’ in çocukluk ve gençlik çağındaki sorunlarına, mutsuzluğuna, özlemlerine ışık tutarak başlıyor film. Hayatın anlamı ve isteklerini görsel efektler ile sorgulayan film aynı zamanda şatafatlı hayatın da içine dalarak hayattan alamadığımız zevkleri farklı şekilde dile getirmesiyle büyülüyor izleyiciyi.

Horton (2008)

electro | 14 April 2008 11:42

Horton (2008)
Horon (2008)

Ice Age‘in yaratıcılarından olan Hortonbir filin kimsenin göremeyeceği ufaklıktaki bir toz zerreciğine yardımını anlatıyor.

Zaman geçtikçe toz zerreciğinin asında Kimler Şehrin’de yaşayan Kimler’in olduğun öğrenir Horton.

Uçuk bir konuya sahip olan Hortonfilmi Ice Age’in yaratıcılarından olduğu için izlenilir düşüncesindeyim.

the air i breathe

snaking | 14 April 2008 10:34

the air i breathe
the air i breathe

Crash ve Babel gibi; Birbirinden farklı hayatlar ve bunların bir noktada kesişimi ile biten, ilginç finalli filmler furyasının örneklerinden biri daha.

Hayatını ortaya koyarak bahis oynayan “kelebek seven” bir çalışan(Forest Whitaker) , acımasız mafya babası (Andy Garcia) adına çalışan ve geleceği görebilen bir gangster(Brendan Fraser), hayatından bezmiş, yalnız hisseden bir pop yıldızı (Julie Delpy) ve hayatı pahasına sevdiği kadını kurtarmaya çalışan bir dokturun(Kevin Bacon) hikayeleri.
Filmde hayatı dört duygu ile ifade eden eski bir çin atasözünden yola çıkarak dört farklı hikayede mutluluk, haz, acı ve aşk temaları işleniyor.
Zengin oyuncu kadrosuna sahip olan “the air i breathe” IMDB puanı 7.7 ve kesinlikle izlenilmeyi hakediyor.

Sizin Top 10 Listeniz ?

necronamber | 14 April 2008 09:45

1.Bir rüya için ağıt (Requiem for a Dream)

Bu filmi ilk izledim zamanı hatırlıyorum da etkisinden uzun bir süre kurtulamamıştım. Yönetmen Darren Aronofsky Pi sayısı filminden sonra ikinci filmi 2000 yılı yapımı olan requiem for a dream konusu ve müziği ile ön plana çıkmıştır. Özellikle müzik Clint Mansell tarafından ve Kronos Quartet tarfından derlenmiştir.

Romulus, My Father – Babam Rumulus

ggecim | 14 April 2008 05:32

Eric Bana, Franka Potente, Marton Csokas, Kodi Smit-McPhee’nin oynadığı ve Richard Roxburgh’un yönettiği Romulus, My Father (Babam Rumulus) oğulları olan bir çiftin onu yetişrirken yaşadığı çekişme ve sorunları ele alan Avustralya yapımı bir film. Yönetmenin ilk uzun metraj filmi olan Babam Rumulus, ailesi Yugoslavya’dan Avustralya’ya göç eden Raimond’ın, kırsalda ailesi ile birlikte yaşam mücadelesini ve ailenin zaman zaman dram sınırında yaşanan hikayesini ele alıyor.

Hancock – Will Smith (2008)

oceangray | 14 April 2008 04:02

i am legend ve umudunu kaybetme‘den sonra tamamen farklı bir rolle karşımıza çıkan will smith hancock ile karşımızda.. Filmde güçlerini kontrol edemeyen, insanları kurtarmak için sakarlıklarıyla çevreye büyük maddi zararlar veren bir süperkahramanı canlandırıyor.. Peter Berg‘in yönettiği ve Ağustos’ta gösterime girecek olan Hancock’u sabırsızlıkla bekliyoruz… Aşağıda filmin fragmanını bulabilirsiniz..