bildirgec.org

sessizlik hakkında tüm yazılar

BU DA GEÇECEK Mİ?

kahvekokusu | 02 November 2009 15:16

Nefesinle can bulup, sesinle can verecek bir tek cümlenin iki dudağının arasından dökülüp bana gelmesini öyle çok bekledim ki… Kaç saattir sürüyor bu intizar ya da kaç gündür, saymadım… Batan güneş, işte bir gün daha bitti haberini alay edercesine fısıldarken kulağıma, her sabah yeni bir umut ekleyip bir önceki güne, bekliyorum aynı musaberet ile… Belki bugün diye…

Kahvaltımı sensiz yapıyorum… Tadı tuzu yok hayatın… Çayım hep acılara demliyor kendini ve hep boğazımda bir düğüm…

susuzluk

ben lik | 10 October 2009 18:04

çok sözüm var söyleyecek ama susuyorum,
sustukça susatıyorum kendimi ,
sözsüz sessiz sensiz bensiz kalıyorum..
seni özlüyorum ,
sadece sen olduğundan da değil
sadece seni bildiğimden özlüyorum ama susuyorum,
sustukça “su” suyorum

mezarı yapılan ağaç

massay | 06 October 2009 09:22

Nijer’de 17-22 kuzey enlem dereceleri arasında ve Agadez kentinin doğusunda Sahra’nın mutlak çöl niteliği taşıyan Tenere bölgesi; sessizlik, susuzluk ve yalnızlık toprağıdır.
Tenere, Targui kabilesinin dilinde “apayrı bölge” anlamına gelir. Renkli Nijer haritasında sarı renkle gösterilen Tenere çöl bölgesinin ortasında “Tenere Ağacı” adıyla mavi bir nokta vardır.
İşte bu noktada, bütün kaşiflerin bahsettiği ve yer aldığı çöl bölgesinin tamamında merkezi bir yer görevi yapan, şaşırtıcı bir ağaç bulunmaktadır. Ağacın hemen yanında 1938 kış döneminde bir kuyu kazılır ve dibi 36 metrede bulunan, fazlaca ümit vermeyen bir su kaynağına rastlanır. Söz konusu su kaynağını bulmak için ağacın köklerinin toprak yüzeyinden 33 metreden fazla bir derinliğe indiği anlaşılır. 4 metre boyundaki; kısa, çatallı iki gövdeden oluşan bu ağaç, “acacia albida” diye bilinen akasya ağacıdır.
Şemsiye şeklinde bir tepe çatısına sahip, hafif maviye çalan gri yapraklarıyla kurak mevsim süresince sadece bu ağaç, insan ve hayvan tüm canlılara değerli bir gölge sağlamaktadır. Odunu mükemmel olan bu ağacın, yaprakları ve meyveleri sürülerin güç besin bulunan haftalarda beslenmesine yardımcı olur.

Tenere ağacı artık yok. Yanlış manevra yapanve koyun taşıyan bir kamyon, bu ağacı devirir. Nijer’in başkenti Niamey’de bulunan milli müze, bu efsanevi ağaçtan artakalanları toplar ve ağaca bir kabir yapılır. Ağacın yıldönümünde özel pul basımı yapılır.
Ağacın bulunduğu yere ise, her sonbaharda pası kaybolan metal bir ağaç ve yan tarafına da dikenli telle çevrili üç çalı dikilir. Bunlar herhalde güzel ve yalnız “Tenere ağacı” geleneğini sürdürecektir.

Söz verildiği üzere bir dosta yazılmıştır.

impulse[pilli_silinen_hesap] | 27 August 2009 15:01

Rastlantısal hayatın tezat gülümsemeleri gibi, seni tanımak.
Ölü bir şairin hiç okunmamış dizeleri gibi, seni koklamak
Sonu olmayacak bir yazı!
Bu naçizane ve divane çıldırışlar…

Seni tanımak bir cennet kaçkını meleği anlamak ve cehennemde yanmak
Seni tanımak susuzluktan can verirken dudaklarında hayat bulmak
Seni tanımak gözlerinde acemice kaybolmak
Seni tanımak ilk defa aşık olmak

Gecenin karanlık yeleğini üstüne çekip ay’dan üşümemek için güneş’e bir komplo girişimi.
Yakamozların üstene basıp dalgakıran yüzdürmesi.
Mehtapla kadeh kaldırıp çocukluğumu o pütürlü toprakla fondöten edası ile kaplaması.

ÇÖL GÜRUHUNUN YEŞİLLE İMTİHANI

il mare | 03 August 2009 16:01

işte aynen böyle:mangal içinki kömürün yeşili ateşe boyadığını göstermekten sakınca görmeyen bir reklam,uygunsuz yerde pikniğe devam!
işte aynen böyle:mangal içinki kömürün yeşili ateşe boyadığını göstermekten sakınca görmeyen bir reklam,uygunsuz yerde pikniğe devam!

Yeşile çok daha farklı bakıyorum artık…
Onların aldıkları nefesin farkında olup ilgi alakaya da muhtaç olduklarını göz ardı etmememe rağmen,hiç bu kadar insancıllaştırmamıştım onları.

Öldüklerini gördüm,öldüm…

Bir orman yangınına ilk şahitliğimi gerçekleştirdim geçen gün. Piknik heyecanıyla çıktığımız yolda,tam da piknik alanımızın ortasında uzaktan bizi selamlayan ateşin küstah sırıtışı, ateşe kinimizi ön plana çıkarttı önce. Alana yaklaşıp,her zamanki gibi kendine izleyecek bir şey bulabilen kuru kalabalığın arasına karışıp da yok olan birşeylerin çıtırtılarının kulaklarımda her yankılanışı,o gün benim de sonum oldu sanki…Ateşin galibiyetini ilan edercesine bir yerden bir yere sıçrayışına duyduğum kin yerini gözyaşlarımla birlikte koca bir şevkate bıraktı,bir derin üzüntüye,yalnız bir insana besleyebileceğimi sandığım o güne dek…

İşkence cümleleri

zyprexa | 22 June 2009 15:27

Çığlığım duvarlarına tırmanırken, daha çok yerin dibine girdi cümlelerimin özneleri.
Onlardı tüm suçlu ve cümlelerim, kırbaç kıvamıyla yalayamadı tenini.
İşkencenin nedenine işkencenin tadını katamadım.
Bana bunlar yüzünden deli dersiniz yada suskun .
Asla !
Susmuyorum sadece sanırım içimden konuşuyorum .

SİYAH LÂL(e)

sevde837 | 16 April 2009 10:52

Siyah soluk, bir beyazın teninde
Dokunuşları inkar, adımları isyan!
SİYAH bir LAL her vuruluşu…
Ayak tabanları pembe, ayaları pembe…
Yüreği pembe…
Gizil bir öğrenme kuyuya söylenmiş sır.
İniltilerin sazlıklardan Ney’e dönüşümü…
Bir ruh, Adem olmuş secdede
Ey Saki!
Sun SİYAH LAL’İ sükunet bulsun LÂLEZÂR!

15/O4/2009

Tankerler

pilli pati | 12 January 2009 10:57

natural world winner
natural world winner

Ruhumda açığa demirlemiş tankerlerin cüsseli sessizliği uzanıyor çok uzun zamandır. Yükü deli, bir kıvılcıma bakan tankerler!

İçlerindeki metalin soğuk, nemli; hani dokununca o insanı iliklerine kadar buz kestiren, yadsınamaz varlığı…

Uğradıkları hiçbir liman kendi evleri olmamış, hiçbir kaptan tam başedebilmiş değil onlarla, ne ki; bunca zaman derin suların, tehlikeli şafakların, metrelerce dalgaların sevgilisi olmuşlar. Kuzey denizlerine yalnız varıp, balinaların sonarlarını ninni tutmuşlar. Uyumuşlar, uyumuşlar.

Islık

| 07 November 2008 16:48

Bu yaşıma geldim beceremedim iki dudak arasından çıkan bu sesi.Bazen ne çok lazım oluyor.Yok işte olmuyor, denediğim zamanlar o kadar çok oldu ki.Kaçırdığım otobüsün arkasından çalamamam çok önemli değil de, yalnız kaldığım zamanlarda ya da yürürken bir başıma tenha yolda, çok isterdim ıslık çalmayı.
Kimisi alt dudağı ile üst dudağını çember biçimine getirerek çıkarıyor bu sesi.Kimisi bir elinin işaret parmağı ile orta parmağını bir araya getirip dilinin üzerine koyarak başarıya ulaşabiliyor.Sadece serçe parmak ile ıslık çalanlar da yok değil.