bildirgec.org

savaş hakkında tüm yazılar

İspanya İç Savaşı’na Dair Bol Ödüllü Bir Film: “Ay, Carmela!”

768 | 26 February 2010 12:12

¡Ay, Carmela!
¡Ay, Carmela!

Yönetmenliğini Carlos Saura’nın yaptığı ve senaryosunun Rafael Azcona’yla beraber yazıldığı, 1990 yılında yapılmış olan Ay, Carmela! filmi, adını birçoğunuzun da bildiğini tahmin ettiğim ünlü şarkı Ay Carmela’dan alıyor. Şarkı, İspanya İç Savaşı (1936-1939) esnasında Uluslararası Tugayların ve Cumhuriyetçilerin dilinden düşmeyen ve savaşın bitimine iki sene kala ünlenmiş olan sosyalist bir şarkıdır.

İsmini verdiği filmde ise, yine İspanya İç Savaşı sırasında cephedeki Cumhuriyetçi askerleri eğlendiren üç kişilik gezici ve tiyatrocu bir grubun bir sabah kendilerini yanlışlıkla isyancı Milliyetçilerin tarafında bulmaları anlatılıyor. Carmen Maura’nın canlandırdığı Carmela, Andres Pajares’in canlandırdığı Paulino ve Gabino Diego’nun canlandırdığı dilsiz yardımcı Gustavete’den oluşan grup, kurşuna dizilerek öldürüleceklerini sanmaktadır. Oysaki tiyatro seven faşist bir İtalyan komutan onlardan sadece askerler için bir oyun düzenlemelerini talep etmektedir.

Bahman Ghobadi’den Ödüllü Bir Film: Kaplumbağalar da Uçar

768 | 25 February 2010 12:15

İran ve Türkiye arasında Amerika’nın işgal ettiği bir Kürt mülteci kampında, yaşıtlarından çok daha kötü şartlar altında hayatla mücadele eden, hiç çocukluğunu yaşayamamış gençlerin hikayesi anlatılıyor.

Kamptaki diğer çocukların liderliğini yapan 13 yaşındaki Saran, geçimini mayın toplayarak sağlamaktadır. Amerika-Irak savaşına az bir zaman kalmıştır ve Saran günlerini uydudan duyduğu haberleri köylülere çat pat İngilizcesiyle çevirerek geçirir.

Agrin ise aynı kampta yaşamakta olan, 14 yaşında bir annedir. Onun için Saran’ın ona duyduğu platonik aşkın da, hayatta kalmanın da artık pek bir önemi yoktur. Yaşamın tüm ağırlığını omuzlarında hisseden Agrin için ölmek belki de en mantıklı çözüm yoludur.

Aşk-ı Sema!

kharis | 18 February 2010 16:09

İçimde bir taşın altına sıkışmışcasına durdurulamayan bir çığlık,
Hergün biraz daha özlüyor ölümlerini,
Oracıkta ezilmesini istiyor sana ait ne varsa hücrelerinin,
Biliyorum benden nefret ediyorsun.
Yo Yo aslında sen beni hiç umursamıyorsun bile…
Benim ismimin sonsuzluğu sıkışmış, ulaşmamışki senin buzlu sularına,
Belki de tam ulaşıcakken kirlettim beyaz düşlerimi.
Belki de en mucizevi son olacakken döndün pamuk sırtını bana.
Sen, günde bir kere dahi olsa bana gülen hayalin sahibi.
Sen, o hayale gülerek karşılık verenin sevgilisi.
Sen, asla bil-e-meyeceğin ve anlamlandıramayacağın bir yanlışa sürükleyen beni.
Sen, özür dilemeyi çok istediğim insan.
Sen sen sen, sensizliği bana hediye eden duyulmamış mukedderat.
Duy artık!
Sana benzeyen vakıalarla ilgilenmeyeceğim artık.
Bitirdim savaşlarını…
Yalnızca tarih yazmak için varolacağım!

İngiltere Neden Savaşıyor – 3

admin | 08 December 2009 09:43

Bu yazı, Scottish Left Viewve Global Researchsitelerinde ortak olarak yayınlanan Why We Fight: The Nature of Modern Imperilasm adlı makalenin, her iki siteden de izin alınarak yapılan çevirisidir. Yazar Alan McKinnon, İskoç Nükleer Silahsızlanma Kampanyası’nınbaşkanıdır.

Önemli Not: Bu makaleyi çevirmek için zaman ayırmam ve burada paylaşmam, makalenin genel içeriğini beğendiğimin bir göstergesi olsa da, içinde yazan her şeyi yüzde yüz onayladığım anlamına gelmez. Burada okuyacağınız makaledeki fikirler yazara ait olup, öncelikli olarak kendisini bağlar.

NEDEN SAVAŞIYORUZ – 3

Kısacası, savaş dünyasını anlamak için modern emperyalizmin yapısını, ve ulus devletlerin kendi en büyük şirketlerinin kârını maksimize etmesine yardım etmek için nasıl uluslararası çalıştığını anlamamız gerekir. Bu politikalar dolaylı ya da dolaysız olarak dünya üzerindeki çatışma ve savaşlara sebep olmaktadır. Dahası, bu sorun, devlet bütçesinden cömertçe destek alan silah şirketlerinin bütün dünyaya ölümcül silahlar satarak savaşların devam etmesine olanak sağlamasıyla iyice karmaşıklaşmaktadır. 2007 yılında, dünyanın önde gelen ilk 100 savunma sistemi üreticileri, son 10 yıldaki satışlarını %10 artırarak 347 milyar dolarlık silah satmıştır. Şu anda, pek çok ülkede yasadışı işlem yürüttüğü için inceleme altında olan İngiltere’nin “şampiyonu” BAE Systems, Suudi Arabistan ve İsrail gibi insan hakları konusunda sabıkalı ülkelere her türlü silahı satmıştır.

İngiltere Neden Savaşıyor – 2

admin | 07 December 2009 15:42

Bu yazı, Scottish Left Viewve Global Researchsitelerinde ortak olarak yayınlanan Why We Fight: The Nature of Modern Imperilasm adlı makalenin, her iki siteden de izin alınarak yapılan çevirisidir. Yazar Alan McKinnon, İskoç Nükleer Silahsızlanma Kampanyası’nınbaşkanıdır.

Önemli Not: Bu makaleyi çevirmek için zaman ayırmam ve burada paylaşmam, makalenin genel içeriğini beğendiğimin bir göstergesi olsa da, içinde yazan her şeyi yüzde yüz onayladığım anlamına gelmez. Burada okuyacağınız makaledeki fikirler yazara ait olup, öncelikli olarak kendisini bağlar.

NEDEN SAVAŞIYORUZ – 2

Bankacılığın çöktüğü ve iç borçların büyüdüğü, doğudaki ekonomilerin yükseldiği, hegemonyasına Latin Amerika’dan siyasi olarak meydan okunduğu, ve Irak ve Afganistan’daki savaşların kazanılamadığı, dolayısıyla da iddia ettiği gücüne meydan okunmaya başlandığı hızla değişen dünyada, bu durum daha da elzem olmaktadır. Özellikle, hızla büyüyen Çin ekonomisi sebebiyle dünya petrol talebindeki daimi artış, Rusya’nın Suudi Arabistan’a rakip bir petrol ve doğalgaz devi olarak ortaya çıkışı, ve dünyadaki petrol ve doğal gaz rezervlerinin neredeyse yarısını Amerikan kontrolünün dışında bırakarak Rusya, İran, Çin ve Orta Asya’daki ülkeleri birbirine bağlayan bir ağ meydana getiren Asya Enerji Güvenlik Şebekesi’nin kurulması, ABD’nin dünya petrol şebekesinin atardamarını kontrol etme stratejisini krize sokmuştur. Üretim maliyetlerinin hâlâ en düşük seviyede olduğu Basra Körfezi bölgesinde bilinen petrol rezervlerinin yüzde 70’e yakını bulunmaktadır. Bu açıdan bakınca, Amerikan politikasının, dünyanın ikinci en büyük petrol ve doğal gaz rezervine sahip olan İran’a odaklanmış olması hiç de şaşırtıcı değildir.

İngiltere Neden Savaşıyor – 1

admin | 07 December 2009 11:09

Bu yazı,Scottish Left View ve Global Research sitelerinde ortak olarak yayınlanan Why We Fight: The Nature of Modern Imperilasm adlı makalenin, her iki siteden de izin alınarak yapılan çevirisidir. Yazar Alan McKinnon, İskoç Nükleer Silahsızlanma Kampanyasının başkanıdır.

Önemli Not: Bu makaleyi çevirmek için zaman ayırmam ve burada paylaşmam, makalenin genel içeriğini beğendiğimin bir göstergesi olsa da, içinde yazan her şeyi yüzde yüz onayladığım anlamına gelmez. Burada okuyacağınız makaledeki fikirler yazara ait olup, öncelikli olarak kendisini bağlar.

NEDEN SAVAŞIYORUZ

Savaş dünyası günümüzde bir tek süper gücün hakimiyetindedir. Askeri anlamda, Amerika Birleşik Devletleri, tıpkı dev Colossus heykeli gibi bacaklarını açmış, dünyanın üzerinde durmaktadır. ABD, dünya nüfusunun sadece yüzde beşini oluşturan bir ülke olarak, küresel silahlanma harcamalarının neredeyse yüzde ellisini gerçekleştirmektedir. 11 uçak gemisi filosu bütün okyanuslarda devriye gezmekte, 909 askeri üssü bütün kıtalara stratejik olarak dağılmış bulunmaktadır. Hiçbir ülkenin mütekabil olarak ABD topraklarında üssü yoktur – bu düşünülemez ve anayasaya aykırıdır. Soğuk Savaş’ın sona ermesinden bu yana 20 yıl geçti; Amerika Birleşik Devletleri ve müttefikleri günümüzde herhangi bir kayda değer askeri tehditle karşı karşıya değildir. Neden dünya barışı umduğumuz gibi dünyaya yayılmamıştır? Neden dünyanın en güçlü ülkesi askeri harcamalarını artırarak, günümüzde 1,2 trilyon dolara kadar çıkarmıştır? Ne tür bir tehlikeye karşı durulmaktadır?

Sen Benim Masalımın İyi Kahramanıydın, Soyunma Üstünde Kalsın Namın!

admin | 02 December 2009 14:12

httpwww.fotolog.comchilek adresinden alınmıştır
httpwww.fotolog.comchilek adresinden alınmıştır

Ya siyahtı ya beyaz, ortası yok muydu seni kuşatan renklerimin?

Çocukluğumun pembeye belenmiş düşlerinde üç nokta duruyor oysa hala…
Yorgun gözlerle semaya dalan bir balıkçı karısı gibi karaya vurmuş düşlerin beklentisi mi tutuyor elimi sonsuz umutlarda?
Grilere bulaşmamış gözlerine maviyi eksem değişir miydi aşka gücenmiş yüreğinde sevdanın rengi?

Ya da beyaza saldığım tülden hâsıl bir gülücük kadar seyrek dokunur muydu ellerin melalime?

Rusya & Hindistan Savaş uçağı: PAK FA

a caglar | 25 November 2009 14:47

PAK FA; Amerikanın üretimini yaptığı F-22 ve F-35 uçaklarına muadil olması için Rusya ve Hindistan’ın ortaklaşa geliştirdiği 5. nesil (*) jet, avcı, savaş uçağıdır.

Rusların MiG-29 ve Su-27 uçaklarının yerini alması planlanan ve 90’ların sonunda iptal aşamasına gelen Rusya’nın yeni nesil savaş uçağı projesini yeniden isimlendirilmiş hali de denilebilir.

2007 yılında çalışmalarına başlanan projenin bu sene ilk uçuşu yapılması planlanıyordu fakat

GLADIO

blackjack38 | 22 November 2009 12:06

Günümüzde hızla yayılan bir söylem var ‘Gladio’. Aslında bu kavram veya örgüt çok eskilerden bugüne kadar gelebilmiştir. Biz yazımızda bu ‘Gladio’ nun tarihini araştırca, tabi ki Türkiye açısından.Gladio II. Dünya Savaşı sonrasında Batı Avrupa’da gelecekte olması beklenen bir Varşova Paktı işgaline cephe gerisinde bir direniş başlatmak amacıyla İtalya’da NATO tarafından gizli olarak örgütlenen Kontrgerilla (stay-behind) operasyonunun kod adıdır ve İtalyanca daki kelime anlamı kısa kılıçtır. aslında anlaşılır bir dilde açıklamak gerekirse bu oluşum o dönemde Komünizme karşı Nato ülkelerini korumak amaçlı kurulmuş olan gizli örgütlerdir ancak isim olarak İtalyadaki örgütün adı Gladio dur. ilk olarak İtalyada ortaya çıkarılan bu örgüt aslında artık Komüniz e karşı değil bulundukları ülkelerin kendilierini geliştirip, kendilerini yetiştiren ve para ödeyen güçlere karşı durabilcek kadar güçlenmelerine yönelik faaliyetlerde bulundukları anlaşılmaktadır çünkü artık dünya üzerinde Komüniz gibi bir tehlike kalmamıştır. Türkiye de darbelerle beslenen bu örgüt kendine en verimli yaşama alanı olarak askeri birimleri ve rütbeleri görmüştür. son dönemlerde bu örgüte karşı bir araştırma, tutuklama gerçekleşse bile İtalya da olduğu gibi bu örgütlerin liderleri ve yönetildikleri güçler hep sır olarak kalacak gibi görünüyor. kendilerine güç olarak gördükleri her alanda yer almışlardır. milliyetçi kesim, sol kesim, sağ kesim, komünist kesim…Türkiye bu tehdite karşı hep konusulur ancak birşey yapılmaz bir ülke iken bunun konusulması ve bir takım hukuki eylemlerin gerçkeleşmesi gelecek açısından gerçekten umut verici.

Ölümün Yaşatma Gücü Teorisi

turritopsis | 17 November 2009 13:51

1883 yılında Krakatau yanardağı “uyanmıştır”. Yanardağın püskürmesi çok büyük gürültü yaratmıştır, patlama gücü de 150 megaton hidrojen bombasının gücüne eşit olmuştur. Ada nerdeyse “çatlamıştır”. Tüm canlılar yok olmuştur. Ancak kısa bir zaman sonra bu alan yine canlanmaya başlamıştır. İlk olarak da buraya körfezden bir piton gelmiştir…

2. Dünya Savaşı zamanında Alman uçakları, Kuzey Denizi’ndeki ulaşım gemilerini durmadan bombalamıştır. Su bombaların patlamasından “kaynayacak” hale gelmiştir. Ancak belli bir zaman sonra denizin suları birden çoğalan balıklarla dolmuştur. Bir türün kitlesel yok oluşunun başka türlerin birden çoğalmasına neden olduğu ortaya çıkmıştır. Bu, doğanın bazı türlerin tamamen yok olmasını engelleme sistemidir.