bildirgec.org

sanat hakkında tüm yazılar

yemek konulu

nazokiraze | 10 August 2009 10:37

Yemek içmek eskiden belki sadece sofraya ve mutfağa ait bir konuydu, artık hayatımızın her yerinde var, yemek yemediğimiz veya yapmadığımız zamanlarda da gerek yarışmalarla, ,internet yoluyla , filmlerde pek çok yolla artık bilim ve sanat haline gelen bu kavramlarla içiçeyiz.

Aşk Mutfakta Pişer çok sevdiğim Maeve Binchy romanlarından biridir. Catering şirketinde çalışan iki kişiyi ve çevresindekileri anlatır kalp kırıklıkları, aşk ve yaşama dair güzel bir romandır. Roman baş kahramanlarını sürekli tabak dizerken, et keserken veya sebze doğrarken görebilecegimiz bir eser yazar hayranlarına tavsiye ederim( İtalyanca Aşk Başkadır kadar güzel oldugunu söyleyemem)

Geçtiğimiz yıllarda yayınlanan Bir Tutam Baharatadlı Türk-Yunan ortak yapımı bu film Yunanistan’da ödül almıştır.Yunanlı aşçı Fanis geçmişte ailesiyle uzaklaştırıldığı İstanbul’a çocukluk aşkını görmek için gelir. (Biber acı ve kavruktur, tıpkı güneş gibi,tuz, ihtiyaç duyulduğunda birinin hayatınına ekilebilir, tarçın acı ve tatlıdır, tıpkı bir kadın gibi)

2000 yapımı Çikolata filmi Vianne’nin çikolatalarını anlatır.Küçük bir kasabada çikolata dükkanı açan ve kiliseye gitmeyen birinin önce aldığı tepkiler sonrasında çikolatalarıyla herkesi etkilemesini anlatır.(Juliette Binoche- Johnny Depp)

Damien Hirst ve Formaldehit Dünyası

Galanthus | 30 July 2009 11:22

Sanatçıların bir kısmı için “deli mi, dahi mi?” sorusunu sorarız çoğu zaman. İşte Damien Hirst de öyle, bu soruyu kendisi için sordurmayı başarmış biri.

Damien Hirst'in ta kendisi.
Damien Hirst’ün ta kendisi.

7 Haziran 1965 doğumlu İngiliz sanatçı, Young British Artist diye anılan grubun en önemli sanatçısıdır. Young British Artists grubunun “shock tactics” adıyla benimsedikleri şok edici sanat eserleri üreten iki sanatçısından biridir. Aslında Young diye anıldıklarına bakmayın siz, Damien Hirst’ün yaşından da anlaşıldığı gibi çoğu genç değil artık. Grup, Saatchi’nin 1992 tarihli bir sergisinde bu isimle meşhur olduğu için bu şekilde anılıyor. Bunun yanı sıra yaşayan en zengin, eserleri en pahalı, ayrıca sanat camiasının en nefret ettiği sanatçıdır. Biraz fazla mı oldu sanki? Sanmıyorum…

Bristol’de doğan sanatçı babasını hiç tanımamış ve iki kez dükkan soygunculuğundan tutuklanmış. Leeds Sanat ve Tasarım kolejinde okuyan Hirst, daha sonra Goldsmiths, Londra Üniversitesi’nde Güzel Sanatlar bölümünde okumuştur. Uyuşturucu ve alkol sorunları yaşadığını itiraf eden Hirst’ün artık sigara, alkol ve uyuşturucudan uzak durduğu biliniyor. Şu anda görünen, geçmişini geride bıraktığı ve kendine yeni bir hayat kurduğu. Kendisi evli ve iki çocuk babası.

Nedir Damien Hirst’ü bu kadar tartışmalı hale getiren, sanat camiasının sevilmeyen adamı olduğunu iddia ettiren ve aynı zamanda her daim ön plana çıkartan? Tabii ki eserleri! Damien Hirst’ün her yaptığı, sanat camiasında tartışılır.

Ölü Ozanlar Derneği

elchancho | 28 July 2009 15:19

Dünya Sinemasına adını altın harfler ile yazdırmış filmlerden bir tanesidir Ölü Ozanlar Derneği. 1989 Yapımı olan filmin yönetmeliğini Peter Weir yapmıştır. Başrollerde ise usta bir isim olan Robin Williams (John Keating)ve günümüz filmlerinde sık sık gördügümüz Robert Sean Leonard (Neil Perry), Ethan Hawke (Todd Anderson), Josh Charles (Knox Overstreet), Gale Hansen (Charlie Dalton) , Dylan Kussman (Richard Cameron, Allelon Ruggiero (Steven Meeks), James Waterston (Gerard Pitts), Norman Lloyd (Bay Nolan) gibi oyuncular bulunmakta.

Filmin konusu ise; 1950’li yıllarda saygın, disiplinli ve otoriter bir okul olan Welton Akademisindeki öğretmenler ciddi ve muhafazakar tavırları ile saygın kişilerin çocukları olan öğrencileri bunaltmaktadır. Okula yeni atanan İngilizce öğretmeni John Keating’in görevine başlaması ile birlikte Akademide yasak tabular haline gelmiş birçok düşünce ve eylem değişecektir.

Rembrandt; Işığın ve Gölgelerin Ressamı

Galanthus | 27 July 2009 11:48

Hollanda’nın altın çağında yaşayan bir ressam… Işığın ve gölgelerin ressamı… Birbirinden değerli 38 adet self portre… ve daha nice portreler, gravürler… Bahsettiğimiz kişi tam adıyla Rembrandt Harmenszoon van Rijn.

17. yy’ın önemli resim ve baskı ustası Rembrandt Harmenszoon van Rijn 15 Temmuz 1606 Leiden , Cornelia ve Hermen Gerittz’in oğlu olarak Hollanda’da dünyaya gelir. Bir değirmencinin oğlu olan Rembrandt’ınailesi onun eğitimiyle yakından ilgilenir.

Tanrı bilim, klasik edebiyat ve tarihe ağırlık veren bir ortaöğretim döneminden sonra Leiden Üniversitesi’nde öğrenim görür. Öğrenimi sırasında Jacob Van Swanenburg’un takdirini kazanır ve öğrencisi olur. Ne ilginçtir ki, Swanenburg hakkında az bilgiye sahip olabiliyorken, Hollanda’nın altın çağında yaşayan Rembrandt adını Işığın ve Gölgelerin Ustası olarak tarihin tozlu sayfalarına yazdırmıştır.

Cam işleme sanatı (galeri : 25 resim)

lazaronnie | 20 July 2009 11:50

renklerin + insan hayatı üzerindeki önemi tartışılamaz bile. canlı ve sıcacık renkler olmasaydı sadece bazı soluk mat renkler hayatımızı sarsaydı kuşkusuz her birimiz keyifsiz, geçimsiz, sinirli, sürekli birşeylerden huzursuz insanlar olurduk.

muhteşem renkleri olan bu sanatsal + ürünlere eğer kızarsanız bir tek onları yiyemediğinizden kızabilirsiniz. çünkü insanın yiyesi gelecek kadar sıcak renklere sahipler.

Göz zevkinizi muhteşem renklere okşatmaya hazırsanız buyrun başlayın. Uzun uzun bakıp içinizdeki negatif enerjiyi atmak serbest ve ücretsizdir..

Nermin Er; Gölgelerin Gücü Adına

Galanthus | 09 July 2009 12:07

1972 yılında İstanbul’da doğan Nermin Er, 1995 Mimar Sinan Üniversitesi Heykel bölümü mezunudur.

Nermin Er, malzeme olarak kağıtları kullanır ve aynı zamanda ışıktan da yararlanır, kurgulamış olduğu hikayelerini kağıtları keserek anlatır. Değişik boyutta ve kalınlıktaki kağıtları keser, eksiltir ve yapıştırır. Her bir hikâyeye bakarken içinde kaybolursunuz.

İşine, sanatına heykel ile başlayan Er, ilk başlarda malzeme olarak metali kullansa da sonrasında malzeme olarak kağıdı tercih eder ve kağıttan 3 boyutlu, ışıklı gölgeli heykeller yapmaya böyle başlar. Aslında kâğıt hayatının her döneminde vardır. Sadece artık onu daha yakınına almıştır, malzeme olarak kullanmaya başlamıştır.

Kendisinden bahsettirir çalışmalarıyla gazetelerde ama internete bakınca çok bir şey bulamazsınız, bulduklarınız dişinizin kavuğunu doldurmaz…İşte tam böyle düşündüğümde Bant dergisinin geçen sayısında kendisiyle yapılmış röportaja denk geldim. Gönül ister ki adından daha çok bahsettirsin, duymamış biri kalmasın….