Son yıllarda düşünce özgürlüğü konusunda ülkede ciddi bir değişim var. Durumu özellikle değişim olarak adlandırmak gerekir. Çünkü aynı anda hem düşünce özgürlüğü konusundaki tabuları yıkmayı hedefleyen ve bu yolda canla başla çalışan insanlar hem de karşı yönde baskıcı ortamlar geliştirip sürekli dava açan, halkı provoke etmeye çalışan insanlar var.
Orhan Pamuk, Hrant Dink, Perihan Mağden ile doruk noktaya ulaşan fikirlerini özgürce açıklama eylemine karşılık ciddi saldırılar yaşandı. Üçü de kendi düşüncelerini beyan ettiklerinden gerçekten düşünce özgürlüğü kapsamında değerlendirilebilecek, bu konudaki karşıt görüşlerin de kendilerince haklı ifadelerini dile getirmelerine sebep olacak bir durumdu. Herkesin düşüncesi kendine doğrudur. Belirli noktalarda benzer düşünebildikleri insanlar da taraftar olurlar. Ama takım taraftarlığı ile fikir taraftarlığını karıştırmamak lazım. Bir fikrin tarafında yer alabilmek için öncelikle kendi önyargılarından kurtulup fikri mümkün olduğunca objektif değerlendirmek gerekir.