bildirgec.org

ressam hakkında tüm yazılar

Pablo Picasso

0xd3za | 03 September 2012 15:04

Pablo Picasso 20. yüzyılın en büyük sanatçılarından biridir. Birçok farklı stil deneyerek dünya sanatını değiştirdi.

Picasso, 1881 yılında İspanya’nın Malaga şehrinde dünyaya geldi. Babası resim öğretmeniydi. Pablo, 10 yaşında babasının öğrencisi oldu ve 13 yaşında ilk sergisini açtı.

Séraphine (2008)

ranasancak | 27 December 2010 12:46

Martin Provost’un yönetmenliğini yaptığı Séraphine (2008), ressam Séraphine Luise’nin nam-ı diğer Senlis’li Séraphin’in (Yolande Moreau), trajik hayat hikâyesini gerçekçi ve sanatçının ruhuna uygun bir yaklaşımla anlatan bir film.
1905 yılında 41 yaşında sade bir yaşantısı olan ve hayatını temizlik yaparak kazanan Seraphine, ona resim yapmasını söyleyen “koruyucu meleğini” dinleyip kendi kendine resim yapmaya başlar ve eline geçen az bir paranın hepsini resim yapabilmek için harcar. Gündüzleri çalışıp geceler boyu parlak renkli, naif doğa desenleri yaratır.

ÜNLÜ bir TABLO

maltoferfol | 23 August 2010 11:02

Hadi seviş benimle

Loş bir oda(da)…
Güneşle bezenmiş kızıllığın ortasına fırlatılmış bir tuval…
Palette biriktirilmiş –müebbet günahların bekçileri– asil renkler…
Tensel bir arzunun izleri resmedilen…
Ve parmak uçlarını andıran sabırsız –bekleme salonunda bekletilen ziyaretçiler gibi– fırça darbeleri…

Dokun gözerimdeki anlama, biraz siyah çal –soğukkanlı katilin mahalli– gözbebeklerime…
Ve ansızın –içindeki şehvetin rengi sızsın kadehten-bir ışıltı ekle bakışlarıma
Alıkoy kendini – bir günahı suça azmettirmekten– bir anda dudaklarıma dokunmaktan…
Ve sustur acıya renk veren kırmızıyı…
Dokun saçlarıma –hapsolmuş duyguların firar edişini– izle omuz hizama inişinde…
Hatırla –özgürlüğe hasret kaçışında– duyumsadığın kokuyu…
Ve yaklaş!
Boynumun uzunluğunda bitir sözcükleri – hücre cezasına çaptırılmış nefesimde– koyu bir gölge düşür sevgime…
Durma!
İlerle göğüs boşluğumda dokundur –sentetik bir fırçada çıplaklığa– yumuşak geçişlerini…
Ve durakla karanlığın derinleştiği –susuz kalan kuyuya sarkışta
çukurda…

Masaj ve Görme Engeli

wowo | 21 April 2010 15:16

Eski yazılarımdan “engelsiz dershane“de Tr’de görme engelliler için yapılan uygulamalardan birinden bahsetmiştim. Şimdi ki yazımda ise; Çin’de yaygın olan bir konudan bahsetmek istiyorum..

Çin’de yaşayan her engelli birey gibi görme engellilerinde ücretsiz olarak yararlanabildiği kurslar var. İsteyen her görme engelli verilen eğitimlere katıldığında, dokunma duyularının gelişmişliğinden yararlanılarak masör veya masöz oluyor ve çalışmaya başlıyor. yaptıkları işte en iyi olduklarını bilmek onları çok onore ediyor ve özgüvenliler.
bazı hastalıkları masajla tedavi bile ediyorlar !

ERNST BARLACH: Bir dışavurumcu

admin | 10 February 2010 16:16

ERNST BARLACH (1870-1938)
ERNST BARLACH (1870-1938) “Modern Çağın Heykeltıraşı”

19. yüzyılın sonunda, dünyanın ve özellikle Avrupa’nın ekonomi, politik ve sosyal boyuttaki hızlı temposuna ayak uydurmaya çalışan insanlar yeni yaşam koşullarını yaratmaya çabalarken dünyaya geldi Ernst Barlach. Devrimler yaratan bilimsel buluşlar, savaşları ve daha fazla hırsı doğurdu bünyesinde.

Barlach tüm bunlara uyum sağlayamadı. Bu büyük değişim yaşanırken, l. Dünya Savaşı‘nın gölgesinde, yaşamak dışında hiçbir kaygısı bulunmayan yalın ve doğal insanlarla buluştu. Onları anlamaya çalışırken, daha iyi bir dünyanın mümkün olabileceğine inandı, onun hayalini taşıdı ve eserlerine inancını taşıdı.

ll. Dünya Savaşı arifesinde ve sırasında bu düşünceleri sansürlendi. 1933 yılından itibaren eserleri arasında yer alan büyük anıtlar ya kaldırıldı ya da yıkıldı, müze ve galerilerdeki yüzlerce eserine el kondu, sanatçının kendisine de “yozlaşmış” damgası vuruldu ve dışlandı.

Ernst Barlach, hayatı boyunca basit ve gündelik yaşamdan dem vurdu. İçki içen, dua eden insanları, peygamberleri, konuşmayan hep suskun kalan insanları, arayış içindeki figürleri, her daim endişelileri, tembelleri, çalışkanları, dans edenleri kısaca tüm insanları anlattı eserlerinde. Alman ekspresyonizminin en tanınmış sanatçısıydı Ernst Barlach.

Edvard Munch: Hayata Atılmış Bir Çığlık

admin | 01 February 2010 13:06

Self Portrait with Burnin Cigarette (1895)
Self Portrait with Burnin Cigarette (1895)

Yaşam, aşk, acı, korku ve melankolinin dışavurumcu ressamı Edvard Munch 12 Aralık 1863’te gözlerini dünyaya açtı. Çocukluğunda tanıştığı ölüm, depresif sanatına yansıyacak en büyük olguydu. Henüz beş yaşındayken annesini, 1877 yılında da tüberkülozdan ablası Johanne Sophie’yi kaybetti.

Çocukluk dönemini şöyle ifade eder: “Deliliğin tohumlarını devraldım. Korku, hüzün ve ölüm melekleri doğduğum günden beri başucumdalar.”

1879’da mühendislik eğitimi için kaydolduğu teknik okulda fizik, kimya ve teknik resim derslerinde başarı gösterir. Eğitimine kronik hastalıkları engel oluncaya kadar devam eder, eğitimini yarıda bırakır. Babasının olumsuz tavrına rağmen “ressam” olmak için 1881’de The Royal School of Art and Design of Kristiania’ya kaydolur. Ortak bir öğrenci sergisinde sergilenen eseri “Karl Jensen-Hjell’in Portresi” eleştirmenler tarafından “sanat saçmalığı” olarak nitelendirilir. İlk “nü” çalışmaları “Ayaktaki Çıplak” (Standing Nude, 1887) hariç taslak halindedir. Nihilist arkadaşı Hans Jæger’le ilişkileri ve bohem hayatı babasını öfkelendirse de sanatı için belirleyici izler oluşturmuştur.

1886’da ablasının ölümünden etkilenerek yaptığı “Hasta Çocuk” (The Sick Child) tablosu yine eleştirmenler tarafından yerden yere vurulur.

resim programı

yucel5454 | 28 January 2010 11:41

resim programı
resim programı

Bu program resimlerinizi karakalem ve ressamlar gibi çizilmiş hale getiriyor ve program resimlerinize 100 çeşit çerçeve kullanma imkanı sağlıyor.bilgisayar kameranızdan resim alma ve ekleme özelliğine de sahip.kısaca süper bir program

“El Greco”: Domenicos Theotokopulos

24black mamba24 | 22 January 2010 15:53

El Greco
El Greco

Yıl 1570… Uzunca boylu, esmer, yakışıklı bir genç, Roma‘da Sistine Kilisesi‘ne girdi. Tavandaki Mikelanj‘ın muhteşem yapıtı olan “Son Hüküm” tablosuna bir süre baktıktan sonra, heycanlı bir sesle “Bu yapıt yere düşse aynını yapabilirim” diye bağırdı.

Nereden geldiği ve kim olduğu bilinmeyen bu genç adamın yorumu Roma’da uzun süre dillerde dolaştı. Söyledikleri unutulmaya yüz tuttuğunda yeni bir yorumuyla yine dikkatleri üstüne çekti. Mikelanj’dan, “iyi adammış; ama resim yapmasını bilmiyormuş” diye söz etme cesaretini göstermişti. Bu genç kimdi, şimdiye dek ne yapmıştı ki, sanatı ve yeteneği tartışılmaz biri için böyle yorumlar yapabiliyordu.

Tarihin ilk transeksüeli: Lili Elbe

nazokiraze | 27 October 2009 16:31

David Ebershoff tarafından yazılan Danish Girl adlı roman 2001 yılında tüm dünyada konuşuldu. Şimdi bu romanın beyazperdeye uyarlanması konuşuluyor. Başrolünü Nicole Kidman’ın oynayacağı film, Danimarkalı bir ressamın hayatını anlatıyor. Elbette kitabın bu kadar ilgi görmesinin sebebi sadece bir ressamın hayatını anlatması değil. Konu edilen Danimarkalı ressam Lili Elbe (gerçek adı: Einar Wegener).

Einar Wegener’in hayatı gerçekten de filmlere, romanlara konu edilesi cinsten. Erkek olarak evlendikten sonra karısı tarafından eşcinselliği kabul gören, hatta kendisi gibi ressam olan eşi Gerda‘ya kadın kıyafetleri içinde pozlar veren, ikinci bir kadın kişiliğine bürünüp eşiyle lezbiyen ilişki yaşayan Wegener, aynı zamanda tarihin ilk transeksüeli.