bildirgec.org

psikiyatri hakkında tüm yazılar

Travma sonrası stres bozukluğu- 2/ Hamamböceği

mansonilized | 08 August 2008 11:33

Ben küçükken çok akıllı ve sağlıklı bir çocuktum. Maalesef hayat ağlarını örmüş ve beni yaşamım boyunca garip kılacak bir dizi olayı hazırlamıştı. Bunların birkaç tanesinin sebebi olan zayıf sümüklü ve ağlak bir kız vardı. Bugün ondan bahsedeceğim.

Bir gece annem beni sıcak yatağımda uyandırdı.Terlemişti ve saçları yüzüne yapışmıştı. Annemin saçları simsiyahtı upuzundu. Siyah kollar gibi annemin yüzünü sarmıştı. Korkmuştum. Annem inliyordu. Ben şaşkın şaşkın bakarken kızım kardeşin geliyor şimdi üst kattaki komşuya bırakacağız seni, sonra gelip alacağız dedi. Kardeşim dediği şey bir süredir annemin karnında taşıdığı koca şişlikti. Annem büyümüştü. Elleri, ayakları ve karnı kocaman olmuştu. Bana, eve bir kardeş gelecek şimdi karnımda büyüyor demişti. Annemi o hale sokan pis yaratıktan o anda nefret etmiştim.
Üst komşu şahane bir insandı. Bana kurabiye ve süt verip kızının bisikletine binmeme izin verdi. Sabah babam gelip aldı beni. Evde bir bebek vardı ama annem yoktu. Annen hasta oldu biraz doktorlarla kalacak dediler. Aşağılık bebek annemi hasta etmişti. İşte şimdi kızdırmıştı beni. Sonra yaşlı bir kadın geldi. Bebeğe süt verip bize bakacaktı. Kız kardeşim olan hainle tanışmam böyle olmuştu.

Travma sonrası stres bozukluğu- 1/ TÜKÜRÜKÇÜ

mansonilized | 07 August 2008 18:55

Ben küçükken çok akıllı ve sağlıklı bir çocuktum. Maalesef hayat ağlarını örmüş ve beni yaşamım boyunca garip kılacak bir dizi olayı hazırlamıştı. Bugün bunlardan biri hakkında konuşup belki de hiç duymadığınız bir meslekten bahsedeceğim sizlere.

Tükürükçülük.

Yurdumuzun Mersin’lerinde yetişmiş bir çocuk olarak sıkça rastlanan bir deri hastalığından muzdariptim. Hala latincesini bilmediğim ancak buralarda terme denilen bir hastalık. Bu terme dediğimiz gudubet hadise genelde ağız çevresinde derinin pul pul olmasıyla karakterize olup gerginleştikçe acı vermesine neden olmaktaydı. Ben çok rahatsız değildim ancak annem bu sorunun çözülmesini hem de ivedilikle çözülmesini misyon edinmişti. Efendim malumunuz halk arasında çok şahane koca karılarımız vardır. Bunlar gerek kurbağa ciğeri olsun gerek yılan kuyruğu olsun çeşitli nesnelerle çorba kaynatır, efendim ottan boktan reçetelerle insanı tedavi ederlerdi. Annem zaferle adi ve aşağılık komşular yardımı ile terme olayına kesin çözüm öneren bir tükürükçü bulduğunu deklare ettiğinde mesleğin isminin mecazi olmadığı konusunda hiçbir fikri olmayan masum bir yavruydum. Birkaç kaçma çabasından sonra randevu alındı ve annem beni de peşine takıp tükürükçü insanının mağarasına ( yok artık daha neler) doğru yola çıktı.

Sms hasta ediyor

makaleci | 30 March 2008 22:01

American Journal of Psychiatry araştırmacılarına göre; ilaç, madde bağımlılığı gibi insan hayatına çok zararlı bağımlılıklarla benzerlik gösteren bir diğer bağımlılık da cep telefonundan ‘sürekli’ olarak mesaj çekmek. Tedavi edilmesi gerektiği belirtilen bu bağımlılığın tüm diğer bağımlılık çeşitlerinde olduğu gibi hayattan kaçmak, sorunlardan kaçmak gibi gerekçeleri olduğu da belirtilenler arasında. Detaylar burada ve şurada

erkekler neden oyun sever?

nihilanth | 14 March 2008 10:18

The Journal of Psyciatric Research dergisinin yaptığı bir araştırma, erkeklerin beyninin video oyunlarında kadınlara göre daha fazla bağımlı olduğunu ortaya çıkardı.

11 erkek 11 kadından oluşan gönüllü bir grup seçilip oyun oynatılırken M.R.I aleti ile beyin fonksiyonları gözlemlendi.

Kadın ve erkek katılımcıların aynı oyunu oynadığı deneyde erkeklerin daha başarılı olduğu ve kadınlardan daha çok motive olduğu görüldü.

Antidepresan

makaleci | 27 February 2008 07:17

Depresyon denen durumun (ki olmasına müsaade ettiğiniz sürece var olan şey) ilaçlarla hizaya geldiğini ben şahsen hiç düşünmedim.

Birçok çeşidi olan bu durumun (hastalığın bile demeye dilim varmıyor) yegane çözümünün kişinin düşünce gücü ile var olacağına inanırım. Kişi, beynine gönderdiği emirler ve telkinler sonucu ruh halini belirler bana göre…

Türkiye’de kadın çok eşliliği neden kabul ediyor?

makaleci | 09 January 2008 18:18

Kadınlar çok eşliliği niçin kabullenirler? Eşlerini kaybetme korkusundan mı? Kendisi ile ilgili maddi-manevi muhtemel yok oluşların kaygısı ile mi? Sadece ‘kadınlık gururu’ diye toplumun isimlendirdiği gururun cinsiyete dayandırılmış son hâlinin üzerlerinde bıraktığı etkiden mi? Çocuk mu? Ben uzman değilim, uzman olan Psikiyatrist Doç. Dr. Oğuz KARAMUSTAFALIOĞLU’ nun konu ile ilgili ilginç araştırması burada, şurada da 59 ülkede yapılan konuyla ilgili araştırma var

çok hastayım çok

mansonilized | 25 December 2007 15:31

Hipokondriazis terimi yunanca bir sözcük. Kaburganın altındaki bölge yani hypocondriumdan geliyor. Terimi ilk olarak hipokrat kullanmış. Günümüzde bu terim halk arasında hastalık hastası anlamına geliyor.

Hastalık hastalığı psikiyatrik bir rahatsızlık olarak ele alınıyor. Hastaneye başvuran hastaların % 4-6 gibi bir aralığını kapsıyor. En çok 20-30’lu yaşlarda görülüyor. Bu hastalar hastaneye en çok karın ağrısı, karın bölgesinde batma – şişlenme, gerginlik, bulantı gibi şikayetlerle geliyor. Yapılan fizik muayene ve tahlil sonuçlarına göre hasta sayılmamalarına rağmen ve hekimin görüşünün aksine hasta olduklarını iddia ederler. Teşhis koymak çok zordur.

haksızlık bu…

vareste[pilli_silinen_hesap] | 02 December 2007 17:27

Bakırköy Prof.Dr. Mazhar Osman Uzman’ın yaptığı ilginç bir araştırmanın beni nekadar etkilediğinden bahsederek başlamak istiyorum ilk yazıma…

Hayat bazen insanın istediği yönde ilerlemeyebiliyor.Kimimiz kötü bir çocukluk geçirmiş,incitilmiş olabiliriz.Bize öğretilen kimseyi hor görmemek,insanları anlamaya,onların yaralarını sarmaya çalışmak değil miydi? Öyleyse neden etrafımızda eğitimli olsun,cahil olsun insanları kırmaya,eleştirmeye hatta yargılamaya çalışanlar var?

Elektro Konvulsif Tedavi (EKT)

woofwoof | 20 November 2007 19:37

Requiem for a Dream‘i izleyenler Ellen Burstyn‘in Oscar’ı hakeden oyunculuğuyla canlandırdığı Sara Goldfarb karakterini ve karakterin bilinçsizce habire yuttuğu speed haplarının etkisiyle sıyırıp nasıl elektroşok tedavisine maruz kaldığını hatırlayacaktır (Bu sahneler akıl yetkinliği olmayanlara tavsiye edilmemekle beraber şuradan ve şuradan izlenebilir (18+)).
İşkence olup olmadığı tartışıladursun, tıbbi adıyla Elektro Konvulsif Tedavi (EKT) 1940 – 50lerden beri major depresyon, mani, bipolar bozukluk, şizofreni, deliryum gibi hastalıkların tedavisinde yaygın şekilde kullanılmaktadır. Genellikle anti-depresanlara cevap vermeyen veya (haplardan çok daha hızlı ve kesin bir yöntem olduğundan) intihara meyilli hastalara uygulanmaktadır. İşlemin temeli beyine elektrik verilmesidir. Bu sayede hastaya bir nevi epileptik nöbet geçirtilmekte ve depresif durum ortadan kaldırılmaktadır. Olan bitenin gerçek şekli kesin olmamakla birlikte, beyinde, anti-depresanların yarattığından çok daha fazla, çeşitli biyokimyasal değişimlerin gerçekleştiği kabul edilmektedir. Elektrik verme işlemi iki adet elektrod ile yapılır. 90lardaki gelişmelerle, beyin ısısındaki artış çok az olduğundan beyin dokusuna bir zarar gelmediği literatürde mevcuttur. Tedavinin bir kürü genellikle haftada 2-3 kez olmak üzere toplam 6-12 uygulamadır.

Günümüzde anestezi ve kas gevşetici uygulanması zorunluluğu, yöntemin anestezisiz, ceza veya işkence olarak kullanılmasını engelleyememiştir. Yöntem ne kadar etkili, sonuçları ne kadar parlak olsa da (vakaların %90’ında belirli bir düzelme) One Flew Over the Cuckoo’s Nest filminde söylendiği gibi yıllarca akıl hastanelerinde cezalandırma ve kontol etme amaçlı suistimal edilmiştir ve hala sorgulanmaktadır. Modern uygulamalarda hasta veya vasisinin onayı gerekmektedir ancak bazı durumlarda rızanız olmadan da yapılabilmektedir.

Yöntemin en ilginç tarafı akut yan etki olarak bellek kayıplarına yol açabilmesidir. Hasta hem uygulamadan haftalar veya aylar öncesine ait olayları hatırlayamayabilir hem de uygulamadan sonra olayları uzun süreli hafızaya atamayabilir. Ancak bu durum yöntemi bir hafıza silme yöntemi yapmaz. Zira bu bellek kayıpları uzun dönemli değildir. Genellikle de ufak tefek şeylerin hatırlanmamasına yol açmaktadır. Hafızasını silmek isteyenler için üzücü ancak merak etmeyin yakında şu haplar ile bu da mümkün olacak (ayrıca bkz.).