bildirgec.org

politika hakkında tüm yazılar

İsrail Konsolosu Gazze Savaşı Hakkında Tweetliyor

admin | 05 January 2009 09:54

Her yerde karşımıza çıkan mikro bloglama servisi Twitter, İsrail’in New York Konsolosu’nun düzenleyeceği “Vatandaş’ın Basın Toplantısı” etkinliği duyurusunun yayımlanmasıyla yeni politik haber gündemine oturdu. Medya ve Kamu İşleri Konsolosu David Saranga, İsrail ve Gazze’de olanlara yönelik soruları Twitter üzerinden yanıtlayarak bir ilke imza attı. 140 SMS-dostu karakter dahilinde sorulan sorular İsrail Konsolosluğu’nun Blogu‘nda yayımlanacak.

İsrail Konsolosu, etkinliğin tamamlanmış olmasına rağmen halen bazı soruları twitter.com/IsraelConsulate üzerinden cevaplıyor.

Eğer Tweet ve Yanıtla sistemine halen yabancıysanız, kısa bir ders verelim: Twitter’da kullanıcılar herkese açık olan “tweetler” gönderebilirler (temel Twitter iletileri 140 ya da daha az karakterden oluşuyor). Diğer kullanıcılara yanıt vermek için ise kullanıcı adının başına @ sembolünü eklemeniz yeterli.

Siz Bush Ayakkabıyı Yemedi Mi Sanıyorsunuz?

admin | 02 January 2009 22:57

Arap ayakkabıyı fırlattı da Bush çevik bir hareketle bu saldırıdan kurtuldu sanıyorsunuz değil mi?
Güdümlü medyanın oyununa geldiniz, farkında değilsiniz.
Bush ayakkabıyı yedi gözünün üstüne. Sadece size göstermediler.
İşte size yeni yıl armağanı burada

Korsan Partisi

belesh | 02 January 2009 20:58

Belki bu günlerde basında Korsan Partisi haberleri dikkatinizi çekmiştir. Kurulduğundan beri çeşitli esprilere konu olduğu için belki de okumadan geçtiğiniz haberlerden biriydi. En azından ben öyle yapmıştım. Yeni kurulan bir partinin bu kadar hızlı bir şekilde büyümesi, acaba bizim içinde bir umut olabilir mi demiştim kendime. Lakin her zaman olduğu gibi yine yanıldım.

Başlangıç olarak bu hareketin ne olduğundan kısaca bahsedelim. Asıl adı Piratpartiet olup 1 Ocak 1996 tarihinde Rickard Falkvinge adında bir İsveçli tarafından kuruldu. Mühendis olacağım deyip, açmayınca okulu terk edenlerden kendisi.

Basında konusu sadece internetten bedava film, müzik veya oyun indirmenin cezalandırılmasına karşı oldukları şeklinde geçse de, Korsan Partisinin amacı bütün fikri mülkiyet yasalarını kaldırmak, kişisel bilgilerin gizliliğini yeni yasalarla korumak, terörizmi veya ticari güvenliği gerekçe göstererek çıkarılan, kişisel bilgilerin saklanmasını ve devlet kurumları arasında paylaşılmasını öngören yasaları kaldırmak şeklinde özetlenebilir, özet olmasa da.5 sayfalık parti programında (isteyen manifesto da diyebilir) yazdıklarına göre istekleriyle bağlantılı olmayan hiçbir siyasi görüşün yanında olmadıklarını belirtiyorlar.

Eagle Eye | Kartal Göz

emsvizyon | 21 October 2008 09:30

başrollerini shia labeouf( transformers’da ki eleman ) ve michelle monaghan‘ın paylaştığı eagle eye‘ın yönetmeni d.j. caruso. günümüzde geçen bu bilim kurgu aksiyon filmi esasında bir dramı anlatıyor. kimimize komplo teorisi gelebilen ancak filmde abartılarak da olsa bize sunulan bazı olguları sürükleyici bir şekilde yansıtmaktadır.

eleman hep biryerlere koşuyor
eleman hep biryerlere koşuyor

günümüz dünya politikalarına ve insanlığın teknoloji bağımlılıklarına göndermelerde bulunan film, kimimiz için bir amerika propagandası, kimimiz için bir komplo teorisi ve ya kimimiz için biraz patlamış mısır ve gazoz ile 2 saatimizi öldürmek isteyeceğimiz, film bittikten sonra hiç hatırlamayacağımız boş bir yapım olabilir… ama benim için elbette değil… ancak kartal göz, can atarak taktığımız ve büyük paralar dökerek havasını attığımız elektronik prangalarımızın zincilerinin nereye ne amaçlarla bağlı olabileceğini gözler önüne seriyor… izlenmeli 😉 fragman

Tribünlere Oynayan Twitter

Culture Orange | 28 September 2008 22:16

Twitter bu aralar ABD tribünlerine oynuyor gibi gözüküyor. Ateşli bir şekilde ülkenin her alanında tartışılan başkanlık seçimleri, sanal ortamların da işine yarıyor gibi gözüküyor…

Yeni açtığı bir servisi duyuran Twitter

twitter
twitter

üyelerin bu sayfadan başkanlık seçimlerini takip edebileceklerini ve gelişmeleri yorumlayabileceklerini söylüyor.

5 farklı anahtar kelime hakkında yorumların yayınlandığı özel Twitter sayfasında seçenekler şöyle;Baracak Obama, John McCain, Joe Biden, Sarah Palin ve hepsi bir arada

boğazın soluğu çınarlardaydı

aylakadamveben | 09 September 2008 17:11

emirgan çınaraltında,çaybahçesinde oturuyorum,yanımda insanlar..şimdi iyice zor..gerçi şu kızlar.leman falan okumuşlukları var onların.yine de genel düzeyin düşüklüğünden bahsedilebilir.bana göreliğini de ekliyelim.biraz komik görünüyolar.onlar farkında değiller tabii.kıyafetlerinin çizgisi hemen hemen aynı her zaman.bir tek renkleri.. biri ne renk giymişse,diğeri zıt renk giyiyo,giymeye çalışıyo.bu zıtlık bi tür bağımlılığı peşisıra getiriyo sanki.hissediyosun yani.bi kızkardeş ben şunu giyiyim dediyse,diğeri bakıp hee o bu renk giydiyse ben de şu renk giyiyim diyo.birbirine görelik.efe kucağımda bi sağa bi sola eğiliyoruz.bunu tekrarlıyoruz.çok hoşuna gidiyo efe’nin.annesini haberdar etmek istiyo bu hoşnutluktan.bi süre uğraşıyo bunun için.sonunda beceriyo.annesi bize dönüp gülümsüyo.ama yapmacık bi gülümseme bu.efe’nin kahkahalarla gülmeye devam etmesi..sonunda anlıyo anne efe’yi güldüren olayı.annenin bi süre durumu kavrayamamasına hak veriyorum.çünkü ben de pek ihtimal dahilinde diye düşünmüyodum efe’nin bu kadar hoşuna gideceğini bu sağa sola sallanmaların.sen de sallanarak oku bu yazıyı..nasıl okunuyo o ya.yani ingilizce mantığıyla çözmek gerekiyo heralde.yolda durup hangisine oturalım dediklerinde de ben bu ismi zor mekanı seçmiştim.bank benzeri tahta koltukların üzerine turuncu minderler koymuşlar hem kıçının altına hem sırtının yaslanacağı yere.çok rahatmış gibi duruyo ya.kıçımın aklı o koltuklarda kaldı valla.isim ve koltuklar değil yalnız fark.bir sosyal statü farkından da bahsedilebilir.tikimekanı diyo bizimkiler.koltuklardan üzerinde oturanlara çeviriyorum bakışlarımı.pek şaşırtıcı bi görüntüyle karşılaşmıyorum.hani söyledikleri doğru ama,bu tür mekanların genel profili budur ki..tavla oynayan yaşlı insanlar.işte bu görüntü asıl farkı yaratan ve bizim mekanın diğerinden ayrılığını vurgulamaya çalışırken ‘halk’ kavramını kullanmaya götüren bizi.yandaki mekanın adı mı ne..tamam söylüyorum.ama dikkat et çözmeye çalışırken moralin bozulmasın;sheesha..aynen böyle yazılmış..iki bardak çaydan sonra bi fincan da sütlü kahve geliyo.sütlü içerim ben.sütlü ve şekerli.o sabah baktım evde nescafe kalmamış.markete gitmeye de üşeniyorum.hızır gibi yetişen türk kahvesini buluyorum buzdolabında ve çocuklar gibi seviniyorum.içince farkediyorum ki bu türk kahvesinin tadı nescafeden daha hoş.yok üstüne içimi yumuşak falan yazmışlar da..hayır efendim,ne kadar yırtınarsan yırtın bu türk kahvesinin yerini tutmaz senin nescafen.ha duyanı ağzını bi karış açık bırakacak bi hayretle başbaşa bırakacak olan türk kahvesine süt katma durumu var..sen ne diyosun bilmiyorum ama ben pekala orjinallik diyebilirim ve diyorum buna..sen bunca öv türk kahvesini sonra ertesi sabah evde hala türk kahvesi bulunmasına rağmen markete yollan nescafe almak için..ne diyim..alışkanlık diyim mi..kafamı sağa çevirip,kucağımdaki ali efe’den uzakta tumaya çalıştığım elimdeki fincan sabit dudaklarımı fincana doğru uzatıyorum..biraz sonra tepsiyle yeni çaylar geliyo isteğimiz dışında,hiçbirimiz almıyoruz..bu zorla çay içirtme politikasından rahatsız söyleniyo içimizden bir kaçı..kimbilir belki de o an karar veriyoruz ortak bir içgüdüyle,bi daha gelirsek ismi zor sheesha’da oturmaya..

keneye karşı kınalı keklik…

| 29 August 2008 15:03

Elazığ Orman Bölge Müdürlüğü keneyle mücadele kapsamında kent ormanına 50 kınalı keklik bırakmış. Ayrıca orman zararlılarına karşı geçen yıl başlatılan mücadele kapsamında bölgedeki 13 ilde de doğaya kınalı keklik bırakılmış. Bunun yanında kuş popülasyonunu arttırmak amacıyla ağaçlara yuva yerleştirme çalışmaları da devam ediyor. Geçen yıl bölgeye 2000 kınalı keklik bırakılmış ve ağaçlara 2000 kuş yuvası asılmış. Alkışlanacak çalışmalar…

Doğanın dengesini koruma amaçlı çalışmaların tüm yurda yayılması, daha da önemlisi devlet politikası haline getirilmesi gerekir… Politikacıların ve hükümetlerin bu işlere ciddi zaman ve kaynak ayırmaları şarttır… Keşke din ve laiklik üzerine harcadıkları zamanı ve gösterdikleri inanılmaz performansı bu konuya yönlendirebilselerdi… Ancak politikacıların bunu yapacaklarını, iyi ve örnek insan olacaklarını düşünmek bile çok saçma…

Osmanlı’da Dış İşleri: Reisülküttâplık

alemdar mustafa | 28 August 2008 11:26

Reisülküttâp Osmanlı devlet teşkilatı içinde bir bürokratın adıdır. Osmanlı devletinde bürokrasi kalem adı verilen bürolardan yönetiliyordu. Bu bürolarda devletin idaresini ilgilendiren kararlar Dîvân-ı Hümâyûn’dan gelen emirler doğrultusunda çıkarılıyordu. İşte bu büroların ilk kademe amiri Reisülküttâp’tır.

Reisülküttâp bu kalemlerin idaresiyle ve çıkan emir, hüküm ve fermanların düzen ve doğruluğuyla sorumlu idi. Katiplerin hatalarını düzeltmek ve müsveddeleri hazırlamak gibi işlere bakar ve hatasız bir bürokrasinin işlemesine çalışırdı.