bildirgec.org

özenti hakkında tüm yazılar

sen düşman ol ben terörist!!!

agabey04 | 05 May 2008 09:48

doğunun en doğusunda bir şehir ve o şehirin kenarda kalan mahallelerinden birinde bir taş yığını üerinde çocuklar oturmuş ne oynayacaklarına karar veriyorlar, biri teklif sunuyor:

hadi savaş oynayalım sen düşman ol ben terörist

evet şimdi 5 dakika kadar düşünelim ve cevap verelim sorulara:
1: bir çocuk oyun olarak neden savaş oyununu seçer?
2: bir çocuğun hemde 6-7 yaşlarında bir çocuğun hafızasında neden terörist kelimesi bulunur?
3: bence en vahimi; bir çocuk bir oyunda bile olsa neden terörist olmak ister???
4: kan döken, kadın çocuk demeden öldüren insanlık dışı bir varlığa özenti neden? neden?neden?
5: bizler çocuklarımızı neden insan sevgisiyle yetiştirmiyoruz?
6: “neden senin deden bu vatan için şehit oldu” cümlesini neden unuttukta çocuklarımız terörist olmaya özenir oldu?
bu özenti niye. bu saçmalık neden???
benim aklım bu mantığı anlayamıyor… bir çocuğu terörist olmayı özendiren nedir? bana biri anlatsın lütfen…

tecavüz etmek istiyorum…

eratnow | 31 March 2008 13:13

tecavüz hakedelir mi? işte size hakeden bir konu!
bu yozlaşmanın hakkını gasp etmenin zamanı geldi…

bir kızınız ve ya kız kardeşiniz var ve hiç tanımadığı bir şehire üniversite okumak için ya da iş nedeniyle gidiyor.
korkar mısınız?
kızıma güveniyorum da ah bu hain dünya!
tuzağa düşürülen genç kızların haberlerini ne çok duyar olduk. aşkın sevginin neler için kullanıldığına hayretle bakan gözler, maalesef gün geçtikçe azalıyor.
avrupaya özenti,medya, dogu-batı arasında sıkışan bir toplum yada, bilemiyoruz nedir ne değildir.
yakın zamanda duymuş olduğum bir tecavüz olayı yazdıyor bana bunları. elini öpüp saygı duyduğunuz bir amcanızın bir mal gözüyle baktığı körpecik bir kıza üzülüyoruz bazen ya da beyefendi bir genci bastan cıkartan şeytani ruhlu bir kızla karşılaşıyorsunuz eğitimin küflenmiş sıralarında. mideniz bulanıyor hissiyatımı paylaşıyorsanız. bu ne biçim dünya diye haykırmak geliyor içinizden. bunlar yetmezmiş gibi hastalık diye türettikleri aynı cinslerin karşılıklı ilgileri çatlatacak oluyor beynimizi. yeter..! bu kadar basit bir toplum olmamalıyız. satılmış yazarların, satan tv programlarının, eğitimden habersiz eğitimcilerin, ahlaksızlığı benimsetmeye çalışanların karşısına dikilip ne yapıyorsun haddini bil demenin vakti gelmedi mi artık!

GOSSIP GIRL

behman | 27 January 2008 17:46

gossip girl oyuncular
gossip girl oyuncular

Sosyetenin tatlı ve ekşi yüzü!

Aslında klasik bir hikaye. Zenginler ve fakirler. Fakirler mi? değiller tabi. Marka giyimli, özel okullu, diksiyonları herkese taş çıkartan insancıklar. Manhattan‘da ne kadar fakir olunabilir ki? Konu tabi bu değil. Konu sosyeteye adım atmak üzere olan zengin çocukları ve onlara özenen alt düzey diğerleri. İşin içine bir de “gossip girl” denen (asla göremediğimiz ama sesini duyduğumuz hınzır kız) internet sitesi ve telefon mesajlaşma servisi sahibesi dedikoducu kız girerse ortalık epey karışır. “cw“da ilk sezomu gösterilen ve pek bir ilgi toplayan dizi, grevdeki senaristler yüzünden şimdilik duraksama dönemini yaşıyor. Dizideki entrikaları bir kenara bırakıp dikkat çekmek istediğim nokta şudur; ÖZENTİLİK ve GRUBA DAHİL OLMA HEVESİ. Özellikle genç kızların tavır ve düşüncelerini değiştiren bu gruplara dikkat!!

Anti-Converse Hareketi Başlasın… >:(

cossack35 | 22 June 2007 18:14

şu iğrençliği moda yapan zihniyetten tiksiniyorum...
şu iğrençliği moda yapan zihniyetten tiksiniyorum…

Yazmassam çatlardım, isteyen ciddiye alarak, isteyen dalga geçerek okusun. İkisi de kabulümdür… 🙂

Converse…
Hem sürü psikolojisinin, hem özentiliğin, hem enayiliğin en güzel ve en bariz örneğidir converse…
Kendisini dünyanın merkezi zanneden birkaç kişi bir şeyler giymeyegörsün, aman Tanrım, moda artık odur. Artık bir insanın şık giyinmesi, üzerindekini yakıştırması artık tamamıyla o şeyi giyip giymemesine bağlıdır.

PARİS HİLTON’A ÖZENEN ADAM

macro | 06 March 2007 13:26

Bir çoğumuz paris hilton un şu siyah arabayı sabun ve şampuan köpükleri arasında yıkadığı reklam sahnesini görmüşüzdür.Peki saçı uzun, sakallı ve göbekli bir adam o sahneye özenip mayo giyipte arabayı öyle yıkamaya başlarsa nasıl bir manzara çıkar ortaya? Yok artık daha neler 🙂
Tabi ben paris hilton un reklamını tercih ederim. Bu adresten paris hilton a özenen sakallı ve göbekli vatandaşı izleyebilirsiniz

ELDEN GİDEN TÜRKÇE

astral | 19 October 2006 00:45

harschena’nın dilimiz üzerine yazısına atfen!!

Thedor Adorno Frankfurt Okulu’nda bu duruma kültür endüstrisi diyor. Öyle ki mesajı aktarandan, ideoloji sistemli ve düzenli olarak kitle iletişim araçlarından hedef kitleye ulaşmaya devam ettiği taktirde ileti bir süre sonra pekiştirilir, farkında olmadan içselleştirilir.

Devletin İdeolojik Aygıtları’nda Althuser bizim de doğal olarak değişim göstermememize neden olan ideolojinin eğitim kurumları, devlet ve aile aracılığıyla nasıl yayıldığını anlatır.

Bu anlamda değişim normal fakat hangi konularda değişmeli buna dikkat etmeli. Küreselleşmeye tamamen kaptırıp yerel bir değer olan dilimizi tamamen boşlamalı mıyız??

Aksiyon Yüzüğü

zabun | 29 June 2006 21:14

Bazı insanlar hayatlarını film gibi yaşamaya özenirler. Onlar her yaptıkları hareketle bir film kahramanı olduklarını gösterirler. Eğer hayatınız çizgi roman ve film kahramanları gibiyse, alın size kahramanlıklarınızda yardımcı olacak bir yüzük. Bu yüzüğün üzerindeki döner şekilde tutturulmuş makarayı bir iple kombine ederseniz filmlerdeki “yüksek binalardan kaçış sahnesini” canlandırabilirsiniz. Linkte düz duvara tırmanmanızı sağlayan bir başka yüzükte buluyor.

Action Ring

27 Maddede Bir Köşe Yazısı Yazdım

MisterMadDog | 13 June 2006 23:12

  1. Geçen bir yerlerde bahsi geçti de hayvanseverler falan. Ben de hayvanseverim ama tek bir hayvanı seviyorum. Baykuş. Baykuş’a aşığım ben. Çok süper, asil, efendi, sakin, bilgili, kültürlü, güçlü, karakterli, tuttuğunu koparan, cesur, yürekli, mert, delikanlı bir hayvandır. Gözlerindeki anlamı başka hayvanlarda arayamazsınız. Size bazen boş boş bakar ama aslında hayatınızın ne kadar da amaçsız, ne kadar da gereksiz ve milyarlarca insanın yaşadığı bu dünyada ne kadar önemsiz olduğunuzu anlatma çabasıdır. Baykuş, çok zeki hayvandır. Bir de Baykuş, hiç lakait değildir. Çok hoşsohbettir. Böyle bir başlarsınız dertlerinizi anlatmaya hem dinler, hem de derman olur. Böyle de enteresan bir kişiliğe sahiptir Baykuş. Baykuş, sadece bir hayvan değilidir, farklı bir manifestoya sahip komünisttir Baykuş. Siyasi görüşü hiç değişmez, hep solcudur. Tek eksiği belki de tarafsız bakamamasıdır siyasi olaylara. Eee, gülü seven dikene katlanır.
  2. Havalar diyorum çok ısındıı…
  3. Cidden çok sıcak. Bu sabah gazete almak için çıktığımda, insanların yüzündeki sıcaktan bezmişlik ve boşvermişlik bana da yansıdı. Gazeteyi de almadım. İki ekmek, altı tane de sade poğaça (ne manyak bi kelimeymiş poğaça bu arada) aldım. Gittim eve, evin balkonunda ohh misler gibi yayıla yayıla…
    Sıcaklardan kafayı yiyen insanlar konusunu açmak istiyorum yüksek müsadenizle. Bazen rastlıyorum da sokakta aşırı sıcak nedeniyele kaldırım taşına çömmüş “sıcaksssıcakksıkcakkk” diye sayıklayan çocuklar mı dersiniz yoksa serinlemek için toprağı kazanlar mı? Bu tür şeyler hep oluyor. Yanlız bakıcağınız yeri biraz dikkatli seçmeniz mühim olan.
  4. Elektrik süpürgesine katlanamam.
  5. Yeri gelmişken söyliyim bu köşenin anafikri Alpay Öktem’e aittir. Kendisi bu köşenin orjinalini Penguen’de yazmaktadır, ben ondan çalaraktan bu köşeyi nesilden nesile aktarıyorum.
  6. Esin Özbek’in çizim tarzı her ne kadar enteresan olsa da diyalogsuz karikatürlere daha bir hakim gibi geliyor bana…
  7. Hakim dedim de aklıma Danıştay geldi. Üzücü şeyler bunlar, kınıyoruz.
  8. Ekşi Sözlük’te “Tayyip Bey’in Yumurtaları” başlığına bir bakıverin. Bakın ki AKP’ye oy vermiştiyseniz kimi başımıza getirttiğinizi görün. Görün ki ders alın. Ders alın ki aynı hatayı bir daha yapmayın. Aynı hatayı bir daha yapmayın ki ülke kurtulsun. Ülke kurtulsun ki refah içinde yaşayalım. Refah içinde yaşayalım ki sokakta rahat rahat yürüyebilelim. Ki, zaten çoğunlukla o konuda aşırı bir sıkıntımız yok. İşte zincirin koptuğu yer…
  9. Avni’yi özledim.
  10. Oğuz Aral’ı da özledim.
  11. Fikret Mualla ile ilgili bir yazı yazmaya karar verdiğimde daha 20 yaşındaydım. Şimdiyse 21 yaşındayım. Doğum günümden bir gün önce karar vermiştim.
  12. Biliyorum iğrençti.
  13. Ama napabilrdim ki akrabalarınız sizden bişey rica etti mi yapacaksınız…
  14. Çok saçma bir olay bu da.
  15. Ayh, havalar da ısındı.
  16. Havalar diyorum havalar…
  17. Akrabalar, ne garip bişeydir akrabası olması insanın. Ya da akraba olmanın gerekleri nedir? Sadece kan bağı mı? Yok işte öyle değil, akraban oldu mu gideceksin ondan köşesine aptal bir espri yazmasını isteyeceksin, arabanı yıkamasını isteyeceksin, internetten kız bulmasını isteyeceksin, kız msn’i isteyeceksin, paraydı borçtu isteyeceksin, televizyonun kumandasını isteyeceksin ki kendi kanalını açabilesin, futbolunu akrabanın kendi evinde izleyebilesin, sonra akrabanın son model arabasını ödünç alacaksın, o arabayla kız tavlayacaksın, arabayı gidip bir güzel vurup da yüzünde aptal bir sırıtışla akrabadan özür dileyecek, anahtarı eline tutuşturup bir minübüsle ortamdan sıvışacaksın, DVD’leri ödünç alıp 6 ay sonra çizik içinde getireceksin, yeni bir elektronik alet varsa akrabanın onu alacaksın, bir gün sonra getiririm deyip aletin bir tarafına koyacaksın, evleriniz yakınsa dakka başı kapısını çalacaksın, iki dakka rahat bırakmayacaksın, bilgisayarına el koyacaksın, çok önemli bir işi olsa bile iki dakka oyun oyniyim diyecek, akşama kadar gitmeyeceksin…
  18. Akraba dediğin böyle olur. Ben başka şekilde akraba istemem
  19. Bir televizyon programı yapsam ve o programa canlı yayında Bülent Ersoy bağlansa en dikkat edeceğim şey Bülent Hanım’a yanlışlıkla Bülent Bey dememek olurdu.
  20. “Eşitliğe inanmayanlar mezarları ziyaret etmelidirler” diye bir söz duyumsadım geçenlerde, kime söylesem çok güzel deyince yazma ihtiyacı hissettim.
  21. Okan Bayülgen çok enteresan bir tip yahu…
  22. Sanki bilmiyormuşsunuz gibi söylüyorum üzerime afiyet… hehe…
  23. Yanlız o değil de bazen Medya Arkası’nda yada Top5’lerde falan Okan Bayülgen oluyor ve “duur” diye bağırdığında VTR’deki Okan’ın sözü dinleniyor. Bundan komiği yok. Hayatımda görmedim böyle birşey…
  24. Bizim okulda çeteler vardı. Ortaokuldan bahsediyorum. Ne feci şeydir o çeteler. Ya da çete demesek bile böyle serseri çocuklar vardı. Her sınıfta vardır ya onlardan. İşte bir gün bu serseri çocuklardan biri benden yarın getirmem için bir miktar para istedi. Hatırlamıyorum ne kadar istediğini, neyse önemli değil o zaten. Ama iyi paraydı yani, öyle hemen elde edemezdim o parayı. Getirmezsem beni dövmekle tehdit etmişti. Hatta o anda nasıl döveceğini anlamam için karnıma bir yumruk bile yemiştim. Ama “hayır” dedim. “Getirmeyeceğim”. Çok pis dayak yemiştim ama en azından o serseriden korkmamış, cesurca ona karşı durmuştum. Bu yeterliydi benim için.
  25. Kavga etmeyi bilmek lazım olabiliyor bazen.
  26. Evet evet, kavga etmeyi bilmek lazım gerçekten…
    Kavga izlemeyi severim yanlız. Kavga izlemek güzeldir. Catfight daha bir ilginç olur. Saç-baş kalmaz ortalıkta…
  27. Bu köşeyi de burda bitirmeyi uygun buldum, okuyan tüm Hafif.org sakinlerine selamlar sevgiler, Alpay abi affet, köpeğin olayım…