bildirgec.org

otobüs hakkında tüm yazılar

daha iyi bir başlık bulana kadar yeşil balığın son demeci

super hero | 05 May 2010 14:53

Kahramanımız Cevat henüz kahramanımız olduğunu bilmemekte ve sürücüsü olduğu otobüsün gazına devamlı surette basmaktadır. Sinirli olduğunu biz onun her davranışından anlamaktayız. Cevat iki şeye sinirlenmektedir. Bunlardan ilki, güzelim yazı otobüs şoförlüğü uğruna heba etmesi üzerinedir ve kendisi hiç tatil yapamazken tatile giden insanları taşımak fena derecede moralini bozmaktadır. İkinci ise, mevsimin en civcivli zamanında bile otobüsü dolduramamıştır; yani yeteri kadar adamın tatile çıkmamasından şikayetçidir.

Otobüsün yarı dolu olmasından gerek, Cevat otobüsü boş farz etmektedir ve arkadaki, canlarını bu sinirli adama emanet etmiş masum, içleri tatil heyecanıyla dolu zavallı insanların hayatıyla oynamaktadır. Sanki tabakhanede bok varmış da yetişmesi gerekirmiş gibi, habire hatalı sollama yapmakta, hız sınırlarına tecavüz etmektedir. Yine, önündeki uzunca bir mesafenin boş olması gerekçesiyle gaz pedalının kapasitesini ölçme testlerine girmişken önüne aniden bir Eskimo ineği çıkar. Tabi Cevat harbi şofördür; ve hızlı refleksleriyle hemen frene asılır. Otobüsün zınk diye durması neticesiyle ki bunda yeni aldığı lastiklerin payı büyüktür, yüksek olasılıklı bir çarpışmayı önler; fakat başının otobüsün camıyla moleküler yapıda karşılaşmasını engelleyemez. Oracıkta gidiverir.

Gözlerini açtığında karşısında çok güzel bir zenci kadın vardır. Kadının üzerinde sadece bacak arasını örten bir bez parçası… Cevat doğal olarak çok şaşırır ve repliğini unutarak şöyle der:

-Üf yavrum, hepsi senin mi?

İlginç Bir Hareket: Gazeteni Paylaş!

ugurgenc | 20 March 2010 16:03

bir kesinlik vardır ki ülkemizde bir şeyler okuma isteği çok az. en iyi avukatlar yada doktorlar bile ellerine bir gazete olsun alıp okumuyorlar. bazılarımız da gerçekten bilgisizlikten memnun durumdalar.

Hareketin İlk Başarısı :D
Hareketin İlk Başarısı 😀

Hareket Adresi: GazeteniPaylas.Co.Cc

gazeteni paylaş hareketi; 2 Öğrencinin 18 mart 2010 da bir otobüsteki anlık kararlarından ortaya çıkmıştır.

gazeteni paylaş hareketiyle bu iki öğrenci ve arkadaşlarıyla milletimizi şikayet ederek değil, küçük hareketler ile düzeltmek amaçlanmıştır.

Sağanakta Kaybolmak

super hero | 24 January 2010 14:33

Saat tam 12:08’de telefonum çaldığında taksideydim. Mesai arkadaşım Volkan neden daha işe gelmediğimi, yoksa yağmurda kayıp mı olduğumu soruyordu.

“Onun gibi bir şey.” dedim; ama aslında cevap “Evet.” olmalıydı. Resmen kaybolmuştum. O yağmurda o ara sokakta bir taksi bulduğum için şanslıydım. Taksinin içinde bir müşteri daha vardı ama taksici yine de durmuştu. Diğer müşteri zaten inmek üzereymiş. Önce onu bıraktık, sonra benim gideceğim yere gittik.

O taksiye denk gelip de binmeden önce en az 10 dakika yağmur altında yürümek zorunda kaldım. Metrobüsten yanlış durakta inmişim. İnşaat halindeki adliye sarayını görünce ineceğim durak orası sandım. Ancak üst geçide çıktığım zaman bir durak önce indiğimi fark ettim. Adliye sarayının inşaatı hemen karşımda olduğuna göre gitmeye çalıştığım yerden çok da uzak olmamam gerekirdi. Acaba, dedim, şuradan şöyle yürüsem yolumu bulabilir miyim? Sağanak olmasaydı belki bu maceraya atılabilirdim.

Bazı insanlar vardır, bir yere doğru yürürken yol üstünde bir mağazaya girip içeride 5 dakika oyalansalar, dışarı çıktıklarında ne yöne gideceklerini şaşırırlar. Ben işte öyle biriyim. O yağmurda, nasıl olsa kaybolacağımı, belki bir yerlere çıkar ümidiyle hiç bilmediğim sokaklara dalıp duracağımı, üstelik de nasıl bir zihniyetse artık çevredeki insanlara kaybolduğumu belli etmemek için nereye gideceğimi biliyormuş izlenimi vererek poz keseceğimi çok iyi bildiğimden, bu seferlik pas geçtim. Geri döndüm.

Aslında koca adliye sarayı orada duruyordu işte ya, ben yine de emin olmak için gişede bekleyen görevliye “Çağlayan yönü ne taraf?”diye sordum. Kendimi biliyorum çünkü, kolay kaybolan biriyim.

Dev Yılan Şehir Otobüsüne Saldırdı

CihanTurK | 29 December 2009 19:19

Dev Yılan Şehir Otobüsüne Saldırdı

Dev yılan şehir otobüsüne saldırdı. Otobüsdeki insanlar panik içinde kalır ve kurtulma şansları yok gibi yılan metal yığını olan otobüsü sarmıştır ve yavaş yavaş sanki avını boğarmış gibi sıkarak eziyor…

Tabiki de böyle bişey sadece bilim kurgu filmlerinde olur. Ama bir reklam ajansı bilim kurgu filmi gibi bu reklamı bir hayvanat bahçesi için yapmış.

Şehvetle Şeyederim Enstrümanı Ben!…

Kuduz maymun | 23 August 2009 10:24

Sabah vakti. Otobüse bindim. Hemen muavinin ardındaki koltuğa çöktüm. Muavine;
‘Afedersiniz saat kaç?’ dedim.
‘Yirmi dakika sonra orada oluruz abla’
Demek yirmi dakika sonra orada olurmuşuz. Çevremdeki herkes –bendeniz müstesna- matematik olimpiyatlarına gitmeye hazırlanıyor herhalde. Demek ineceğimiz vakit bana saati söyleyecek, ben de söylenen vakitten yirmi dakika düşüp ilk bindiğim zamanki saati hesaplayacağım.
İnince bir taksiye bindim.
‘Günaydıııın, ablam!’
‘Günaydın.’
Ve 5 dakika boyunca beyabimiz karadenizli olduğunu, 65 yaşında olduğunu ama ‘20’ hissettiğini söyleyecek fırsatı buldu. Aslında taksici olmadığını, müzisyen olduğunu söylerken iyice coştu.
‘Ben o müzisyenlerden değilim!… Ben var ya. Şu ben, ta Amerikalı müzisyenlerle çaldım Paris’te. Adam hayran oldu. Ben çalmam enstrümanı. Sevişirim. Şehvetle şeyederim enstrümanı. Bak yanlış anlama abla’
‘Yok estağfurullah çok iyi anlıyorum sizi’Vapura bindim.
Bir aile. Aşağı yukarı 15 kişi var. Enik-encik doluşmuşlar. Ellerinde torbalar, kilimler, halılar, bavullar, denkler, heybeler, bohçalar… Bir tanesi halıyı yere sermiş. Diğerleri de vapurun orta yerine yayılı bu halının üstünde oturuyorlar. Bir genç kadın. Rüzgar çarpmasın diye oturduğu halı üstünde battaniyeye sarınmış. Derken o battaniyenin altından bir velet çıktı bir süre sonra. Uyuyormuş çocuk.
Karşımdaki kanepede oturan bir kadın bacağını kaşıyor. Yanındaki adam dişleriyle bıyıklarını çiğniyor. Arkamda ayakta duran bir grup genç var. Ellerindeki simitlerden kopardıkları parçaları martılara atmaya çalışıyorlar. Kucağım simit parçacığı doldu. Yesem mi acaba. Kafama da geldi bir parça.
Hasbinallah…

İkarus’ta Avaz ve Subap

Kuduz maymun | 07 August 2009 09:46

Macar Yapımı İkaruslar
Macar Yapımı İkaruslar

Bir İkarus‘ta bir saatlik bir yolculuğum… Koltukları ard arda değil de yan yana dizilmiş Macar yapımı otobüslerden. Hani yan yana oturur 6-7 kişi de; karşısında da aynı şekilde bir dizi vardır. Böyle karşılıklı bakışa bakışa yol alır insan. Rahatsızdır bu koltuklar. Araba hızlandığında soluna, fren yaptığında sağına abanır kişi. Yan yana oturulduğundan, yol boyu yanlara bakmak güçleşir. Önde zaten o yana bakmakta olan bir dizi insan vardır. Yani dosdoğru ileriye, karşıda oturanların gözlerine de bakılmaz.
Perdeciler‘ geldiğinde biraz rahatlar durum. O da görece bir rahatlıktır. Perdeciler, araçta oturulacak yer kalmadığında ayakta seyahat eden yolculardır. Bu karşılıklı bakışan iki dizinin ortasında ayakta durur, adeta bir perde oluştururlar. Böylece artık dosdoğru ileriye bakılabilir. Fakat bunda da bir nezaket peyda olur. Neden derseniz… Bu kez dosdoğru ileri bakıldığında görülen, ayaktaki perdecilerin avret mahallidir. Hatta bu nahiye o kadar yakındır ki, araçtaki inen binen yolcu deveranı sırasında insanın burnunun dibinden sayısız avret mahalli geçer. Hele de araç sarsılıp hızlandığında yahut fren yaptığında bu nahiye bazen tehlikeli koordinatlara dek yaklaşır.

Perdeciler
Perdeciler

Ne lanet otobüsler şunlar. Artık bu otobüsü planlayan mühendisler kimlerse; ne amaçlamışlarsa… Herhalde yolcuların birbirinin gözlerine bakıp sosyalleşmesini, yahut avret mahalline sokulup sosyalleşme olgusunu yakından irdelemesini amaç edinmiş olmalılar.

hayat böceği 6 -bahara doğru

taha3045 | 16 July 2009 09:47

Bahar’a az kala( Alanya civarında sezonun açılmasının yaklaşmasından bahsediyor, yoksa aynı dönem henüz pek çok yerde kış yaşanıyor) Alanya yollarında kapatılmış bekçisiz bungalowlara girip yatıldı, ayaküstü sevişildi, banyo yapılmadan oradan oraya gidildi.

Birkaç sene önve Tuncay’ın komilik yaptıgı restaurantın aşçısına rastladılar ne güzel bu gece takılacak yer bulunmuştu. Akşam olunca aşçı ve garsonların kış bitene kadar memleketlerine gitmek yerine kalmayı tercih ettikleri barakada soba sıcacık yanıyor, kapının önünde mangalda köfteler pişiyordu, böcek aylardır yarı aç yarı tok geçen hamileliğinin ilk aylarında böylesi bir ziyafete hayır diyemezdi, bu kalabalıkta tek kadın hatta genç kız oldugunu (henüz 16 sındaydı) bile umursamıyordu, zaten yanında dolaşan karnındaki bebeğin babasının onu sakınmak ve korumak namına hiç bir çekincesi de yoktu, küçük kadın günü kurtarmaya bakar olmuştu. Tıka basa yiyip barakada herkes buldugu yere uzandı, genç kadın zaferin omuzuna uzandı ve uyuyakaldı, rüyasında oradaki adamların Zafer’i öldürüp kendisine saldırdıgını gördü ve sıçrayarak uyandı.

Havaş Otobüs Seferleri

mimar71 | 21 May 2009 12:53

Havaş otobüslerinin tüm Türkiye’deki seferlerini, servis saatlerini, otobüs güzergahlarını ve ücretlerini NeredenNereye de bulabilirsiniz.
İstanbul ( Atatürk, Sabiha Gökçen Havalimanı), Ankara ( Esenboğa ) , İzmir, Antalya, Samsun, Malatya, Bodrum, Çorlu, Gaziantep, Dalaman, Hatay, Konya, Şanlıurfa Havaalanı