bildirgec.org

osmanlı hakkında tüm yazılar

padişahların tılsımlı gömlekleri

nazokiraze | 27 March 2010 11:38

Padişah Kaftanları Osmanlı döneminde padişahların gücü ile orantılı oldukça ihtişamlıydı. Günümüzde ülkemiz dışında pek çok müzede bu kaftanlar sergilenmekte.Saray kumaşları denilen padişahlar için özel dokunan kumaşlar onları dokuyanlar tarafından başka hiç bir iş yapılmadan sadece saray için çalışılarak yapılırdı.(Osmanlı Kumaşları)

Sultanların giydigi belirli zamanlarda dokunan ayet,hadis ve dua içerikli tılsımlı denilen gömlekler nazardan korunmak ve şifa bulmak için giyilirdi.Denizli pamuğundan dokunan kumaşlardan yapılan iç gömlekler hattatların aharlama tekniği ile üzerlerine yazı yazılmaya elverişli konuma getirilir, nakkaşlar tarafından üzerleri işlenirdi.(bu işlemin 3-4 yıl sürdüğü olurdu)

Doç.Dr. Hülya Tezcan‘göre bu iç gömlekler grafik sanatının en güzel örneklerinden biri. (Tezcan 1978 yılından beri bu gömleklerle ilgili çalışmalar yapıyor) Zülfikâr (HZ.Ali’nin kılıcı ) ve Süleyman Mührü gömleklerde en çok kullanılan şekillerdi, bununla birlikte pek çok mühür ve ayet gömleklerde yer alırdı.( Esmaul Husna, Hilye-i Şerif, Kaside-i Burde,Âyete’l-Kürsî, Fâtiha..)Hürrem Sultan‘ın oğlu 2.Selim’e hediye ettiği gömlekte Selim ve Bayezıd’ın saltanat mücadelesi ve Şehzade Mustafa’nın sonu yer alır. (Topkapı Sarayı’ndaki şifalı gömlekler)

Osmanlı önemli kadınları –Safiye Sultan

nazokiraze | 24 March 2010 14:31

Hürrem Sultan‘ın torunu, Nurbanu‘nun oğlu olan III. Murat’ın cariyesi olan Safiye Sultan ile III. Murat dillere destan bir aşk yaşayarak Osmanlı tarihinin en popüler kadınları arasına girmiştir.

Yıllar önce okuduğum Safiye Sultan kitap serisinden beri aklımda yer edinen Safiye Sultan’ı Nurbanu ile ilgili okumuş olduğum kitaptan sonra ikisini kıyasladım, hangisi daha kurnaz, hangisi daha hırslı diye. Bana Safiye Sultan daha tehlikeli gibi geldi. Ancak onların üzerine Hürrem Sultan’ı anlatan Bir Hürrem Sultan Masalı / Cehennem Kedisi ve Kanarya Harem adlı kitabı okuduktan sonra karar veremedim.Hepsi önemli kadınlardı hepsinin meziyetleri farklı, entrika tarihin her ülkesinde var.

Osmanlı önemli kadınları –Nurbanu

nazokiraze | 23 March 2010 14:06

Sarı Selim olarak bilinen 2. Selim’in oğlu III. Murat’ın annesi olan Nurbanu Sultan kimi kaynaklara göre yahudi kimilerine göre Venedikli bir kızdır.Küçükken Osmanlı korsanları tarafından kaçırılan, kendini sarayda bulan Nurbanu zekasıyla Hürrem Sultan‘ı etkileyerek eğitim için Manisa’ya gönderilir.Yıllar sonra Manisa ziyareti sırasında kendisinin güzelliğinden oldukça etkilenen Hürrem Sultan’ın isteği üzerine II.Seli ‘in haremine alınan Nurbanu daha sonra Selim’in gönlünde yer edinmeyi becerir, öyleki Selim’in ona yazdığı mektuplar ve şiirler divan edebiyatına damga vurmuştur.

Hürrem Sultan tarafından kendisine Nurbanu yani tanrının ışığını saçan kraliçe adı verilen genç kadın eğer herşey normal seyrinde gitseydi belki de padişahların tahta çıkmalarından sonra yaptıkları erkek kardeşlerini ve onun çocuklarını taşıma ihtimali olan cariyelerini öldürtme geleneği nedeniyle mutlaka öldürülecekti, ancak Hürrem Sultan tarafından uygulanan planlar sayesinde olmaz denen olmuş ve Kanuni’nin oğulları yok edilip tahta babasına hiç benzemeyen içki, keyif düşkünü İkinci Selim çıkmıştır.(Padişahlar içinde ilk defa İstanbul’da ölen kişidir, hiç sefere çıkmamıştır)

Osmanlının önemli kadınları- hürrem sultan

nazokiraze | 22 March 2010 14:36

Osmanlı İmparatorluğu’nun en başarılı hükümdarlarından ,Muhteşem Süleyman lakaplı Kanuni Sultan Süleyman’ın eşi Hürrem Sultan imparatorlukta kadınların saltanatı devrinin kurucularındandır.Kendi oğullarından biri padişah olsun diye eşinin oğullarını katlettirmesine sebep olacak kadar hırslı bir hanım olan Hürrem Sultan istediğini başarmış Kanuni’den sonra kendi oğlunu, oldukça yeteneksiz ve keyif düşkünü Sarı Selim’i tahta geçirmiştir. (Hafifte: Hürrem Sultan’ın saraya girişi )

Osmanlının önemli kadınları-kösem sultan

nazokiraze | 21 March 2010 17:00

Her medeniyette yönetimde erkek kadar sahne arkasından da olsa kadının rolü vardır, iyi ya da kötü olsa bile imparatorlukların gidişatını çoğu zaman krallar kadar kraliçeler, imparatorlar kadar imparatoriçeler belirlemiştir. Osmanlı İmparatorluğunda da durum değişmemiştir, diğer ülkeler gibi tahta geçip yönetime ortak olma hakları olmamasına rağmen Osmanlı İmparatorluğu’nun belli bir dönemipadişah anaları veya kadınları tarafından oldukça etki altına alınmıştır.

saraylar ve hikayeleri –1

nazokiraze | 26 February 2010 11:45

versailles sarayı ya da versay sarayı (le château de versailles) avrupa’nın en büyük ve ihtişamlı sarayıdır, önce av köşkü olarak inşa edilen yapı daha sonra xiv. louis tarafından saraya dönüştürüldü. güneş kral tüm uyarılara rağmen buranın yapımına inanılmaz para harcar ,onlarca yıl süren sarayın yapılışı sırasında binlerce işçi çalışır.

maria antoinette tarafından sarfedildiği iddia edilen ‘ekmek bulamıyorlarsa,pasta yesinler’ sözünün burada söylendiği anlatılır. babasının av köşkünü bu denli ihtişamlı saraya dönüştüren kral tüm soylularu burada ağırlar ve avrupa’nın gözünü kamaştırır. uzun zaman tuvaleti olmayan bu yapı bir bayram günü havuzlardan fışkıran su ile 600,000 kişinin bir günlük su tüketimine eş değer su harcar güneş kral’dan sonra gelen her hükümdar sarayı bir öncekinden daha gösterişli hale getirmek için uğraşır. sarayın duvarlarında fransa tarihinin ihtişamı kadar iflasının sebepleri de görülebilir.

iki yalı

nazokiraze | 23 February 2010 13:09

Yeniköy’de bulunan Tahsin Bey Yalısı ilk önce Sağır Ahmet Bey Yalısı olarak yapılmıştır, Apdülaziz döneminde karargah olarak ta kullanılan bu yalı adını barajlar kralı olarak bilinen Tahsin Uzel’den alır.Arap İzzet Paşa’nın kızı Seniye Hanım’ın çok istemesine ragmen 500 lira daha fazla vererek yalıyı ona kaptırmayan Tahsin Uzel,baraj inşaatlarından kazandıgı parayla bu yalıyı alır , yıktırır ve yeniden inşa ettirir, daha sonra nedense inşaat bittiten sonra iş hayatında tersliklerle karşılaşır ,iş ve aile hayatı biter. İlk olarak Avrupa’da okuyan oğullarının uçurumdan düşeren öldügü haberi ile yıkılırlar, sonrasında Tahsin Bey’in şirketi aniden biter. ( Tahsin Paşa Yalısı’nın emektarı batık patronlardan yıldı…)

Yetmişli yıllarda yalıyı satın alan Kemal Ilıcak bu yalıda 14 yıl oturur, oğlu ve kızı burada dünyaya gelir.Ancak Kemal Bey burada otururken iflas eder ve yalı Sadi Gülçelik’e geçer, Gülçelik uçak kazasında ölünce yalı tekrar Ilıcak’ların olur, Doğuş Grubuna olan borçlar nedeniyle yalıya haciz uygulanır ancak Ilıcakların borçlarını Doğuş Grubu’nun patronu Ayhan Şahenk üstlenir ve 7,5 buçuk milyon dolara yalıyı satın alır. Bu arada Kemal ılıcak ölür ve eşi Nazlı Ilıcak ise burayı İktisat Bankası’nın sahibi Erol Aksoy’a satar.Ilıcaklar ve Şahenk arasında yalının satışı ile ilgili anlaşmazlık çıksa da Şahenk parasını alarak aradan çekilir ve yalıyı devreder.Erol Aksoy yalıyı alır almaz Nazlı Ilıcak’ı yalıdan atar.

Sadullah Paşa Yalısı

nazokiraze | 18 February 2010 14:12

Sadullah Paşa Yalısı ,Sadullah Paşa’ya babasından kalan, Onun da kardeşlerinin hakkını ödemek şartıyla tek başına sahip oldugu muhteşem bir yalı. Ancak hakkında tüm boğaz yalılar için anlatıldıgı gibi anlatılan o kadar çok lanet hikayesi var ki , ancak kulaktan dolma şehir efsaneleri çıkartılacak olursa Sadullah Paşa’nın hayattaki akrabalarından birinin ve bu yalıyı korumak için kurulan bir vakıf tarafından çıkartılan kitabın anlattıklarını göz önüne alarak bilgi edinebiliyoruz.

Tanzimat Dönemi’nin önemli devlet adamlarından biri olan Sadullah Paşa pek çok dil bilen bir aydındır, başarılarından sonra Viyana sefirliğine atandıktan sonra ülkesi ve ailesinden ayrı kalmak, ülkesine dönmek için izin alamamak kendisinde bir bunalım başlatır, hizmetçisiyle ilişkiye giren paşa onun da hamile kalmasıyla iyice çıkmaza düşer.İntihar kararı alan paşa gaz hortumu ile intihar etmeye çalışsa da başaramaz ve kurtarılır ama çok kısa süre sonra ölür.1999 da vefat eden Sadullah Paşa’nın gelini Münevver Ayaşlı bir kitabında onun intihar etme girişimine asla inanmadıgını , ölümünde başka sebepler olduguna inandıgını belirtir. Sadullah Paşa’nın ölümünden sonra paşanın eşi Necibe Hanım şuurunu kaybeder ve öldügü zamana kadar her gün pembe elbisesini giyerekeşini bekler, bunun nedeni gençken paşanın O’na pembenin çok yakıştıgını söylemesidir.

kapılar–2

nazokiraze | 17 February 2010 11:45

İslam dininde cehennem kapısı pek çok bölümde geçer, hesap gününde cehenneme girenlerin üzerine kapıların kapanıp kilitleneceğine inanılır.Hz. Ali ‘Cehennemin kapıları yedidir.Onlar birbirlerinin üstündedirler.Birinci dolar,sonra ikinci,sonra üçüncü,nihayet hepsi dolar.” der.( İçinde ebedi kalıcılar olarak cehennemin kapılarından girin. Büyüklüğe kapılanların konaklama yeri ne kötüdür.Zümer Suresi, 71-72)

cibali kapı-eğrikapı
cibali kapı-eğrikapı

İstanbul’da 55 kapı bulunuyor .Marmara Denizi kıyılarında yer alan kapılar ondokuz tanedir.Bazıları:
Mermer Kule Kapısı
Narlı Kapı
Yeni Kapı
Kumkapı
Kadırga Limanı Kapısı
Bukoleon Sarayı Kapısı
Çatladısu Kapısı
Ahır Kapısı
Balıkhane Kapısı
Ayia Maria Hodegetria Manastırı Kapısı
Mangana Kapısı
Aya Yorgi Kapısı
Demirkapı
Değirmen Kapısı
Top Kapısı

Blakhernai Kapısı..
Blakhernai Kapısı..

Şu an çoğu bulunmayan Haliç kapıları ise 25 adet.
Kentenarios Kapısı
Uğrakkapı
Yalı Köşkü Kapısı
Porto Bonu
Bahçe Kapı(Çıfıt Kapı)
Unkapanı Kapısı
Balık Pazarı Kapısı
Yeni Cami Kapısı
Zindan Kapı
Ayazma KapısıDiğer kapılar ise şöyle:Yeni Cami Kapısı, Cibali Kapısı,Aya Kapısı, Petri Kapısı, Fener Kapısı,Diplofaros Kapısı, Basilike Kapısı , Küngoz Kapısı, Balat Kapısı,Atik Mustafa Paşa Kapısı, Ayvansaray Kapısı, Dideban Kapısı, Blahernai Kapısı, Eğri Kapı , Edirne Kapısı, Sulukule Kapısı, Topkapı, Mevlana Kapı, Kalagru Kapısı, Silivri Kapısı, Belgradkapı, Yaldızlı Kapı,Paşakapı,Azap Kapısı (Yaz yaz bitmedi yahu)

Deniz Haydutları: Dünden Bugüne Korsanlık

admin | 09 February 2010 14:30

Kaptan Keitt (1907, Howard Pyle'ın tasviri)
Kaptan Keitt (1907, Howard Pyle’ın tasviri)

Siyah bayrak, kanlı çarpışmalar, tahta bacaklı kaptanlar… : Edebiyat ve sinema, ganimet peşinde denizlerde dolaşanların efsanelerini daima canlı tutmuştur. Korsanlık, deniz ticareti tarihi ve ticaretle uğraşanların veya rakiplerine karşı kullanan ülkelerin tarihinden ayrı düşünülemez. Bu yasadışı faaliyetle düzenli ve resmi deniz savaşlarını birbirinden ayıran sınır, pek de net ve belirgin değildir.

Yunan demokrasisinin ortaya çıkışıyla hırsızlık ve haydutluk reddedilmiş, ticari kurallar geliştirilmiştir. Tukididis, gelişimin önündeki en büyük engelin yasadışı yollarla yapılan korsanlık olduğunu varsaysa da, Ksenefon savaş çerçevesinde yararlı olduğu sürece korsanlığı meşru sayar. 5. yüzyılda Atina Devleti’nin çöküşüyle Anadolu kıyıları ve Girit korsanlığa elverişli hale gelir.
M.Ö. 2.yy‘da, Anadolu’da bir korsan konfederasyonuna rastlanır; Romalıların ülkeye sızmasını engellemek amacıyla Kilikya’da (günümüzde Tarsus) Pontus Kralı Mitridates’in yardımıyla kurulmuştur.

Ünlü korsan Calico Jack'in bayrağı (Jolly Roger)
Ünlü korsan Calico Jack’in bayrağı (Jolly Roger)

Romalıların Akdeniz’de sağladığı ticari güvenlik, imparatorluğun yıkılışıyla son bulur. Bizans İmparatorları düzeni sağlamaya çalışsa da, doğudaki Arap fetihleri ve batıdan gelen Haçlı Seferleri Doğu Akdeniz’i “korsan yatağı” haline getirir.