bildirgec.org

ölüm hakkında tüm yazılar

Hürriyet Ananın Güya G.tünden Doğmuşuz

Kuduz maymun | 16 December 2009 13:27

04.40

Dün berbat bir gün geçirdim. Şimdi Marks’ı çok daha iyi idrak ediyorum. Uzun zamandır, ne halta yaradığı konusunun beni doğrudan ilgilendirmediği bir iş için günümün 11 saatini vermemiştim. Biliyorsun, anlatmıştım.

05.34

Tam gün ders verdiğim yıl da, böyle çok erken kalkıp akşam geç dönüyordum. Ama orası farklıydı. Değeri kendim yaratıyordum. Ben karar veriyordum. Bazen konuları yetiştirmek için gemi azıya alıyor, ayrıntılara dalıp gençleri düşünmeye itiyor, bazense alabildiğine esnek, gevşek dersler yapıyor, aynı zamanda eğleniyorduk. Bunu ben yapıyordum ve parası az, tatmini yüksek birşeydi. Eminim ki, dersimi alan öğrencilerin de tatmin düzeyi yüksekti. Dersimi asan olmuyor, yarısında bile yetişseler koşup giriyorlardı derse. Sigara molası, çay molası serbest, sohbet etmek isteyen fikrini derslikte paylaşabiliyor ve her dersin ilk 7-8 dakikası gündem tartışmalarına ayrılıyordu. Çok alışmışlardı buna. Hoşlarına gidiyordu. İşin güzel tarafı, öğrettiklerimi de öğreniyor olmalarıydı. Pırıl pırıl gençler…

Buchenwald Cadısı: Ilse Koch

admin | 08 December 2009 15:00

Ilse Koch (1906 -1967)
Ilse Koch (1906 -1967)

İnsanlık tarihinin en acımasız kadınları arasında yer alan Ilse Koch (Köhler), 22, Eylül, 1906 tarihinde Almanya’nın Dresden şehrinde doğmuştur. İlk okulda çok sessiz ve uslu bir çocuk olmuştur. 15 yaşında muhasebecilik okuluna başlamış, sonradan da muhasebeci olarak işe girmiştir. 1932 senesinde Nazi Partisi‘ne katılmıştır. SA ve SS Nazi kuruluşlarındaki arkadaşları aracılığıyla Karl Otto Koch ile tanışmıştır.

Ilse Koch kocası Karl Otto Koch ile
Ilse Koch kocası Karl Otto Koch ile

1937 yılında Karl Otto Koch ile evlenmiştir. Bu esnada Sachsenhausen toplama kampında gardiyan ve sekreter olarak çalışmaktadır. Kocası, Buchenwald kampının müdürlüğüne terfi edince, ailece oraya taşınmışlardır.

Buchenwald kampı, Almanya’da kurulan ilk ölüm kamplarından biridir. Tüm Avrupa ülkelerinden 250 bin esiri toplayan bir “ölüm şehri” olmuştur.

Yaşamak üzerine…

admin | 07 December 2009 10:23

Kendini yaşamalı insan… Yaşayabilmeli…
Bilmiyorum bu işin sırrı nerede. Ama bir gizem olmalı mutlaka. Akılda durmayan bir şeyler olmalı. Yoksa nedir aldığım nefesteki anlam, zıtlıkların birlikteliği mi? Ya da göremeyip bildiğim, hissettiğim bir boşluğun aslının boş olmadığı mı?
Yarınlar güzel olacak dedim hep. Ama hiçbir yarına garanti vermiyor aklım. Neyi ne için ertelediğimi bilmiyorum. Ertelenmeyecek yarınlara bugün dendiğinin yeni yeni ayırdına varıyorum sanırım. Bugün, bugün olmuyor yaşamayınca…

Yaşamak bir sanattır.
Yaşamak bir sanattır.

BİR BABANIN GÜNLÜĞÜ

admin | 07 December 2009 09:35

7-Aralık-1999

Bugün biraz daha kaçınılmaz sona doğru yaklaştığımı hissettim. Ellerimdeki ve ayaklarımdaki şişlikler bu sabah biraz daha artmış. Vizitten çıkarken genç doktorların yaşlı profun ardında anne ördeği takip eden yavru ördekler gibi nizamlı ve tabii yürüyüşlerine endişeli de olsa gülümsemiştim. Odanın dışından içeriye yansıyan tiz sesin yankısı kulağımda patlayıncaya dek:

Bu kadar üreyle yaşaması mucize!

Ne mucizesi be yaşıyoruz işte!

Tetkiklerimin daha iyi yapılması için daha büyük bir hastaneye sevk edileceğimi öğrendim az önce. Kaç etti bu? üç galiba?
Rengimin limoni sarıya ve göz alltlarımın morumsu haresine rağmen bizimkiler ağız birliği etmişcesine iyi görünüyorsun diyorlar. Ben gidiciyim artık belki eve bile dönemeden ölürüm bu hastane köşesinde diyorum.Ağzından yel alsın o nasıl söz diyorlar.
Kâbeyi ziyarete gelir gibi köyden, başka şehirlerden akın akın geliyor akrabalar, arkadaşlar. Herkeste ölmeden son kez görelim gayreti. Ha bir de helalleşme kaygısı.Bilmezler mi ki bu, bir hastanın damarına şu serumdan daha çok ölüm endişesi zerk eder.

Richard Todd hayatını kaybetti

queennothing | 06 December 2009 12:44

11 Temmuz 1919, İrlanda doğumlu aktör Richard Todd‘u 2 Oscarlı “The Longest Day“, “The Dam Busters“, “The Virgin Queen“, “Stage Fright” ve kendisine ‘En İyi Erkek Oyuncu’ dalında Oscar adaylığı getiren 1949 çıkışlı “The Hasty Heart” gibi yapımlardan tanıyoruz.
İki evlilik geçiren ve her ikisi de boşanmayla sonuçlanan 90 yaşındaki aktör, 3 Aralık Perşembe günü hayatını kaybetti. İngiltere’de hayata veda eden aktörün bir süredir kanserle savaştığı belirtildi.

Şarkılar Seni Söyler…

admin | 04 December 2009 11:18

“Şarkılar seni söyler,
Dillerde name adın…”

Her insan biraz şarkıdır aslında. Her insan biraz şarkıcı… Ne önemi var ki geçen zamanın. Şarkıcı şarkısını söylesin yeter. Yaşamak bu değil mi ki özünde? Başlamak ve bitirmek… Gülmek ve ağlamak… Uyumak ve uyanmak… Yaşamak ve ölmek…
Şarkıcı şarkısını söylesin yeter. Şarkı olmadan nedir ki şarkıcı! Ya da söz söyleyenini bulmadan şarkı olabilir mi! Var olmak şarkıcının şarkısını söylediği anda başlar. Ve şarkı bittiğinde şarkıcı da yok olur o an.
Her insan biraz şarkıdır aslında. Her insan biraz şarkıcı…
Şarkıcı şarkısını söylesin yeter. Varlık, sözün ses bulmasıdır aslında. Yaşamak da bu değil mi özünde. Ne önemi var geçen zamanın…

Ahmet Uluçay hayatını kaybetti

queennothing | 01 December 2009 09:37

Son dönem Türk Sineması‘nın en başarılı yapımları arasında yer alan 2004 çıkışlı “Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak“ın yönetmeni Ahmet Uluçay, 30 Kasım Pazartesi günü hayatını kaybetti.
Bir röportajında “Sinemasız yaşayamam” diyen 1954, Kütahya doğumlu yönetmen, yaklaşık iki aydır beynindeki tümör yüzünden hastahanedeydi. Uluçay’ın ölüm haberi, akşam saatlerinde duyuruldu.
Uluçay’ın anısına, 1 Aralık Salı günü, saat 11:00’da Taksim/ Beyoğlu Sineması önünde kısa bir tören düzenlenecek.

ölümünün 91. yılına yaklaşırken oyunbozan bir kadın Rosa Luxemburg

nazokiraze | 26 November 2009 10:52

Rosa Luxemburg Yahudi bir ailenin çocuğu olarak 5 Mart 1871 yılında dünyaya geldi.Çok küçük yaşta kalça hastalığına tutularak bir yıl yatağa bağlı kaldı ve yatakta yattığı sürece beş yaşını doldurmadan kendi kendine okuma yazma öğrendi.Yaşamını kaybedene kadar taşıdığı aksaklığın sebebi bu hastalıktır.(Film)

Yaşıtı olan genç kızlardan daha farklıydı ,çok genç yaşta solcu gruplara katılarak sosyalizm ile haşır neşir oldu,herkes tarafından yola gelmez bir kız olarak tanımlanmaya başlandı Lehçe konuşmanın yasak olmasına sürekli karşı çıktı , bunlar yüzünden İsviçre’ye kaçtıgında ise henüz 18 yaşındaydı.Orada Zürih Üniversitesi’nde politika, tarih,ekonomi,doğa bilimleri ve matematik üzerine eğitim gördü. Marksizminin en önemli merkezi konumunda olan İsviçre aslında tam ona göre bir yerdi.

Dondurucu Soğuğun Mucizesi

turritopsis | 25 November 2009 14:19

İnsan vücudunun donması en iyi takdirde ciddi hastalıklara, en kötü durumda ise ölüme neden olmaktadır. Ancak her zaman değil. Bazen olağanüstü tehlike durumlarında nerdeyse buz parçasına dönüşen bazı insanlar hayata dönmekte, hiçbir tıbbi müdahalesiz yaşamlarına devam etmekteler.

Bunun nasıl bir açıklaması olabilir? Bu durumla ilgili kesin bir bilgi bulunmamakla birlikte, birçok teori mevcuttur. Bir teoriye göre, korkunç soğuklarda insanların hayatta kalma nedeni, o anda yaşanan şokun beynin, biyokimyasal süreçleri yöneten merkezi sinir mekanizmasını bloke etmesidir. Sonuç olarak, tüm biyokimyasal süreçler durmakta, ancak yumuşak ısının etkisi ile tekrar işlevselliklerini devam etmekteler. Ancak her olay ayrı ele alınmalı, çünkü olası tepkiler her vücudun kendisine özgü özelliklerine ve onun eşsizliğine bağlı olarak gelişmektedir.

Hey İnsanoğlu

24black mamba24 | 22 November 2009 18:33

Hey İnsanoğlu,
Buldun mu Allah’ın yolunu,
Sardı mı yılan boynunu,
Gördün mü cehaletin sonunu,

Hey İnsanoğlu,
Bir cehennem çukuruna düştün mü,
Vücudun kömüre dönüştü mü,
Anladın mı boşuna tükettiğin ömrünü,

Hey İnsanoğlu,
Karlar üstünü örttü mü,
Kara toprakta üşüdün mü,
Azap meleklerini gördün mü,

Hey İnsanoğlu,
Açlıktan ölenleri, bir parça yemek yiyemeyenleri,
Anne nedir? Baba nedir? Bilmen öksüzleri,
Görmeyen gözlerin şimdi açıldı değil mi?

Hey İnsanoğlu,
O tutmadığın oruçların şimdi bir düşmanın öyle değil mi?
Eziyet ettiğin çocukların, karının seni ele verdiğini görmedin mi?
Ellerin, kolların, gözlerin yaptığın kötülüklere tanıklık etmedi mi?