bildirgec.org

ölüm hakkında tüm yazılar

Yılmaz Duru hayatını kaybetti

queennothing | 03 March 2010 09:43

“İnce Cumali”, “Zalimler”, “Bin Yıllık Yol”, “Büyük Öç”, “Kara Doğan” gibi yapımlarla Altın Portakal Ödülü’ne sahip olan, onlarca filmde rol alan ve yönetmen, yapımcı, senaristlik yaparak Türk Sineması’na büyük katkıda bulunan 1933 doğumlu sinemacımız Yılmaz Duru, 2 Mart Salı günü hayatını kaybetti. Bir süredir hastahanede tedavi gören Duru’nun cenaze töreni, 3 Mart Çarşamba günü yapılacak.

Bilişim dünyasından bu seneki şiddet olayları

AlpYusuf | 24 February 2010 17:14

Herkes gerçek yaşamla sanal alemdeki yaşantıyı ayırt edemiyor. Oyuna kendisini kaptırmış birisi bıcakla saldırıyor ve Myspace’de kavga neticesinde AK47’ler konuşuyor.

Yeni yılın henüz başında olduğumuz halde sanal alem bağlantılı birçok şiddet olayı baş gösterdi. İşte bunlardan bazıları:

1. İnternet yasağı ölüme neden oldu

Romanya’da yaşayan 17 yaşında bir genç, üvey annesini bıçaklayarak öldürdüğü için akıl hastahanesine kapatıldı. Sebebi ise gencin Counter Strike başında çok vakit geçirdiği için üvey annenin internet bağlantısını kapatması imiş. Habere göre, genç olaydan sonra bir internet kafeye giderek oyununa devam etmiş.

2. Playstation için çıkan kavgada bıçak kullanıldı

İtalya’da yaşayan bir genç babasının ensesine bıçak sapladığı için tutuklandı. Habere göre kavga FIFA 2009 oyunundaki taktiğin nasıl olması gerektiği tartışması sonucunda ortaya çıkmış.

Sadullah Paşa Yalısı

nazokiraze | 18 February 2010 14:12

Sadullah Paşa Yalısı ,Sadullah Paşa’ya babasından kalan, Onun da kardeşlerinin hakkını ödemek şartıyla tek başına sahip oldugu muhteşem bir yalı. Ancak hakkında tüm boğaz yalılar için anlatıldıgı gibi anlatılan o kadar çok lanet hikayesi var ki , ancak kulaktan dolma şehir efsaneleri çıkartılacak olursa Sadullah Paşa’nın hayattaki akrabalarından birinin ve bu yalıyı korumak için kurulan bir vakıf tarafından çıkartılan kitabın anlattıklarını göz önüne alarak bilgi edinebiliyoruz.

Tanzimat Dönemi’nin önemli devlet adamlarından biri olan Sadullah Paşa pek çok dil bilen bir aydındır, başarılarından sonra Viyana sefirliğine atandıktan sonra ülkesi ve ailesinden ayrı kalmak, ülkesine dönmek için izin alamamak kendisinde bir bunalım başlatır, hizmetçisiyle ilişkiye giren paşa onun da hamile kalmasıyla iyice çıkmaza düşer.İntihar kararı alan paşa gaz hortumu ile intihar etmeye çalışsa da başaramaz ve kurtarılır ama çok kısa süre sonra ölür.1999 da vefat eden Sadullah Paşa’nın gelini Münevver Ayaşlı bir kitabında onun intihar etme girişimine asla inanmadıgını , ölümünde başka sebepler olduguna inandıgını belirtir. Sadullah Paşa’nın ölümünden sonra paşanın eşi Necibe Hanım şuurunu kaybeder ve öldügü zamana kadar her gün pembe elbisesini giyerekeşini bekler, bunun nedeni gençken paşanın O’na pembenin çok yakıştıgını söylemesidir.

ÖLÜMÜ TECRÜBE EDEN VAR MI?

keremx | 17 February 2010 20:16

ÖLÜMÜ TECRÜBE EDEN VAR MI?

DİRİLEN HOCA/ Bir Nasreddin Hoca fıkrasından hatırlıyorum. Öldü zannedilen Hoca’nın cenaze namazı kılınır. Musalladan alınan tabut mezarlığa doğru omuzlar üzerinde taşınır. Cemaat, mezarlığa nerden giriş yapalım, diye tartışırken, Hoca kendine gelir. Tabutun kapağını aralar ve yolu tarif eder. Gerisi tahmin ettiğiniz gibi; cemaatte büyük bir şok ve panik hali…

ÖLDÜ ZANNEDİLEN İNSANLAR/ Akıl defterinizde kayıtlı olsun: Ölüp de geri dönen insan yok. Yani ölüm tecrübesine sahip insan hiç olmadı. Öldü zannedilen insanlar var. Kim bilir kaç insan böyle diri diri gömüldü? Düşünsenize toprak altında kendinize geliyorsunuz. Çığlıklar, feryatlar, duyan yok… Ölenlere dair dini vaazlarda anlatıldığı gibi: başını teneşir tahtasına vurunca, öldüğünü anlamak…

Kendini dünyanın en çirkin kadını ilan eden Mary Ann Baven

admin | 08 February 2010 17:09

Mary Ann Webster olarak sekiz çocuklu bir ailenin bebeği olarak 1874 yılında Londra’da dünyaya geldiğinde her kız çocugu gibi normal bir fiziğe sahipti. Hayatına hemşirelik yaparak devam eden Mary , manavlık yapan Thomas Bevan ile evlendikten kısa bir süre sonra yüzünde ve vücudunda anormal değişimler farketmeye başladı, Akromegali adlı bir hastalıktan kaynaklanan bu değişimler dört çocuklu genç kadını herkesten daha farklı bir hale getirmeye başlamıştı.Fiziksel değişimin yanı sıra şiddetli başağrısı ve görme yeteneginin azalması gibi sorunlarla da uğraşan genç kadın eşini kaybettigi zaman kendine ve dört çocuguna bakabilmek için mücadeleye başladı.

1914 yılında eşinin ölümüyle dört çocukla dul kalan Mary, çirkin kadın yarışmasını kazandıktan sonra 1920 yılında Sam Gumpertz tarafından Coney Island’s Dreamland SideShow’a dahil edildi. Mary Baven hayatının geri kalanında bu sirkte çalışmıştır ve çeşitli fuarlara katılmıştır. Yaşadıgı zamanda kendisine musallat olan hastalıgın getirdigi kötü görüntüyü çocuklarının ve kendisinin hayatını devam ettirmek için kullanmayı başarmış,öldügü 59 yaşına kadar çalışan Mary Ann Bevan o dönem insanlarının bu tür gösterilere meraklı olmasından dolayı maddi sıkıntı çekmemiştir.

Nedim Doğan hayatını kaybetti

queennothing | 26 January 2010 09:47

1945 doğumlu dizi/ film/ tiyatro oyuncusu Nedim Doğan‘ı “Abuzer Kadayıf”, “Gölge Oyunu”, “Olacak O Kadar” gibi yapımlardan tanıyoruz. Ali Poyrazoğlu Tiyatrosu, Yasemin Yalçın Tiyatrosu, Çevre Tiyatrosu gibi tiyatrolarda senelerce oyunculuk yapan Doğan, bir süredir kanserle savaşıyordu. Ancak, durumu daha da kötüye giden aktörü 24 Ocak 2010 tarihinde kaybettiğimizi öğrendik. Aynı gün Erdinç Dinçer’i de kaybetmiştik hatırlayacağınız gibi.

Erdinç Dinçer hayatını kaybetti

queennothing | 25 January 2010 09:30

Sinema, tiyatro ve dizi oyuncusu Erdinç Dinçer, 24 Ocak 2010 sabahı hayatını kaybetti. “Bizimkiler” dizisinden ‘Ergun’ karakteriyle tanıdığımız aktör, “Duruşma”, “Anka Kuşu”, “Otostop”, “Abuzer Kadayıf”, “Çark”, “Mavi Kuş” gibi bir çok sinema filminde gerek oyuncu olarak, gerek kurgu aşamasında yer almıştı. Uzun süredir hastalıkla boğuşan ve geçim zorluğu çeken aktörün naaşı, 25 Ocak Pazartesi günü Edirnekapı Mezarlığı’na defnedilecek.

Japone..

pillibebekkuyuda | 18 January 2010 09:22

Ayrılmazdı bu eller,
Karşı sokaktaki,
En büyük ağacın,
Kendine benzemeyen,
Dağılmış gölgesinden,
Çıkışta, al beni.

Bu bir hikaye mi ? Size göre evet, bana göre hayır..
Bir hayat hikayesinin içinden bir gerçeği alıp düşe yerleştirmek istedim. Düş kabul etmedi. Nereye koyacağımı şaşırdım, burayı uygun buldum..

”Küçük Japon kız” dı onun adı, aynı okuldaydık..

Hayatının aşkını buldu, hiç tereddüt etmedi, hemen evlendi. Herkesi kıskandıracak mükemmel bir aşk yaşandı.
Tam on yıl sonra, eşini kalp krizi sonucu kaybetti.
Yanına gitmek istedim, acılı Japon arkadaşımın. Tam 6 ay geçmişti ölümünden. Beni bekliyordu, tek başına..Öyle yıkılmıştı ki.. O’nu görür görmez omuzlarım düştü, içim çekildi. Sarılır sarılmaz ağlamaya başladım, ne sulu gözdüm..