bildirgec.org

nostalji hakkında tüm yazılar

Küskün ev halkının intikamı..

darjeeling | 28 May 2007 23:55

Eve geldiği nadir gecelerden biriydi..
Mumları yakıp loş bir hava verdiği o daracık ve soğuk diye nitelendirdiği odası daha da beter görünüyordu ona şimdi. Daha kolay uyuyabileceğini düşünmüştü halbuki ama nafile. Birden hiç beklemediği bir şey oldu. Ev halkı ona sıkıntılarını anlatmaya karar vermişti. Onu karşılarına aldılar ve anlatmaya başladılar.

Duvarcıklar o yokken astığı resimlere bakarak hep ağladıklarını söylediler.. Sandalyecikler masanın etrafında öylece yapayalnız hiç mutlu olmadıklarını, onun ayak sesini bile özlediklerini söylediler. Televizyon kumandası oradan oraya fırlatılmayı, içinden pillerinin fırlamasını özler olmuştu. Telefonun tuşları özlem dolu hiç bir arayışa ev sahipliği yapmıyordu ve çok sıkılıyordu. Ama en çok yastıkçık kızgındı ona.. O değilmiydi en sıkıntılı olduğu günlerde üzerini gözyaşıyla doldurduğu ama gıkını bile çıkarmayan eşyası. Sarılıp yatışı, bazen tekmeleyip uzaklaştırışı… Her halini seviyordu sahibinin..

Clementine

mansonilized | 24 May 2007 09:35

80li yılların çocukları mutlaka hatırlayacaktır.O zamanlar çok fazla alternatif yoktu ve ne bulursak onu izlerdik.80 kuşağının az biraz sorunlu olmasının temel nedenini üşenmedik aradık bulduk.İşte günah keçisi!Villacoublay köyü şirin bir fransız kasabasıdır.Clementine ve savaş pilotu olan babası Alex bu köyde yaşayan insanlardır.Herkes mutludur.Hayat güzeldir; laylaydır hatta loyloydur.Bir gün köye bir sirk gelir.Çalıştırıcısının adı Molache’dır.Bu Molache denyosu hayvanata işkence etmektedir ve Clementine adlı işgüzar yavrucak bir Ayşecik moduyla sirki birbirine katar.Ama bilmediği bir gerçek vardır ki Clementine’nin başını yer.Molache aslında Malmotte adlı ifritin adamıdır.Malmotte sinirlenir pek bir alevlenir ki bünye buna çok müsaittir zira kendisi ateşten imal edilmiştir.Clementine babasının uçağına biner ve Malmotte uçağın düşmesini sağlar.Clementine uyandığında Malmotte’nin mağarasındadır ve Hemera adlı kişilik bunalımı yaşayan az biraz anime kızı az biraz çarıklı şalvarlı doğu gülü formatındaki peri tarafından kurtarılır.Hemera Clementine’ye ona geziler yaptıracağına dair söz verir.Clementine uyandığında bir hastane yatağında ayvayı yemiş vaziyette yatmaktadır nitekim sakatlanmıştır ve onu iyileştirebilecek sağlık ordusunun yılmaz neferi olan doktor Malmotte’nin adamları tarafından 4 kolluyla uzun bir gezintiye çıkarılmıştır.İşte macera bundan sonra başlar Clementine gündüzleri sakat bir kızdır geceleri de Hemera’nın mavi balonu ile dünyayı gezer.Malmotte’nin adamları onları takip eder asla yakalayamaz.Malmotte ne akla hizmetse başarısız ajanlarını önce böceğe çevirir sonra ateşe atar her bölümün sonunda.Yakacaksın madem neden böceğe çeviriyorsun böcek yaptın madem bırak öyle yaşasın işkence çeksin.Ben o kısmına vakıf olamadım.Gelelim yan karakterlere.Bir garip kedisi vardır bu kızcağızın Felix adında.Kafasında pervaneli bir şapkası ve iğrenç yeşil gözleri vardır.Sürekli uçuşur Clementine’nin etrafında.Yanlış değilsem ki bu kısmı uyduruyor da olabilirim bunun devamlı kafasını ütüleyen bir piresi vardır kulağının etrafında.Bir de garson(uşak mı desek) vardır.Yemek saati olduğunda bunlar Fizan’da da olsa elindeki tepsiyle yanlarında biter.Bir de değişik bölümlere ünlüler konuk olur Oliver Twist,Pinokyo,Hansel ve Gretel,Peter Pan…Psikolojik,felsefik yönleri vardır.Çok severdim.Korkar mıydım hatırlamıyorum ama hiç kaçırmazdım.

burada Bruno Hucez’le söyleşi var(yapımcı)

Bir Dönemin Yerli Dizileri… :) Nelere Katlandık, Neler İzledik?

cossack35 | 23 May 2007 10:53

bir döneme damgasını vurmuş(!) hepimizi kangren eden şahane dizilerimiz… 🙂

1. Küçük İbo: bu diziye bir isim bulmak lazım demişler, ama sonra parlak zekalı bir arkadaş demiş ki, ya madem dizinin başrol oyuncusu Küçük İbo, o zaman dizinin adı da Küçük İbo olsun… Bu müthiş öneri ekip tarafından coşkuyla kabul edilmiş ve dizinin aranan ismi bulunmuştur. Dizide senaryo diye bir şey yoktur. Çok önemli bir olay olur, bu olayı bölüm boyunca 30 kişi birbirine anlatır dedikodusu yapılır ve bölüm biter. Yeni bir olay bulunana kadar eski olayın dedikodusu yapılır. Mekan derdi yoktur, dizinin seti bir ev ve bir kahveden ibarettir. Zaten başka mekana da gerek yoktur. Bunlar dedikodu yapmak için yeter de artar bile. Küçük İbo’nun muhteşem performansı görülmeye değerdir.

Kaybolan sokak satıcıları

maviyagmur | 20 May 2007 12:49

biraz da nostalji…
macuncu,süpürgeci,yoğurtçu,baloncu ve daha nicesi…sokak satıcıları…
bu yazıyı ve beraberindeki fotoğrafları görünce eskiye doğru gitmemek ve kaybolmamak elde değil.
eskiye dair ne varsa,hepsi kaybolmuş ve hepsi burnumuzda tütüyor.insanlar daha mı temizdi daha mı masumdu her şey?sanki tadı biraz buruk şimdi düşününce.herkes nereye kayboldu? eski güzel günleri düşünmek hüzünlendiriyor beni.ve aklımdan geçen binlerce soru…
eskiyenler güzel…
link:http://www.sihirlitur.com/nostalji/sokak/index.html