Benden rahatsız olanlar bilir uzun bir zamandan sonra bayramda İstanbuldaydım. Bir heves bir merak bir endişe ile başladığım 3 haftalık serüven son buldu. Yediğim içtiğim benim olsun gördüklerimi benim gibi gariban gurbetçilere anlatayım.
Öncelikle uçaktan iner inmez bir sigara kokusuyla karşılandım sadece koksa eyvallah sözünü etmem. Ama Bloomberg’e nazariye yaparcasına uçaktan platforma yürüdüğümüz boru duman altıydı. Ecnebilerden altta kalmadığımıza ise bavulları taşımak için el arabasına 5 milyon verdiğimde kani geldim. Yalnız şuna da dikkat çekmek isterim kuru bir kopyalama değil bu. Türkiye’ye yakışır biçimde bir doğu batı sentezi ile vücud bulmuş olay. Şöyle ki: onlarda makinaya atılan para ile sahip olabildiğiniz el arabasına atatürk hava limanında makina orada olmasina ragmen bizzat ücreti yetkiliye teslim ederek kullanma hakkı kazanıyorsunuz. Samimi bir toplum olduğumuzun şiarı daha bismillah kapıdan çıkmadan gavura kanıtlanıyor.