bildirgec.org

mutluluk hakkında tüm yazılar

Werther ve Zalim Sevgili

karuma76 | 27 July 2010 10:26

Yalnızlık kokan saatler, keder dolu günler, karamsar düşünceleri besleyen geceler ve bunların ışığında:
– Yaşamak zor geliyor!
Bitirilmiş bir kitap ve tekrar yitirilmiş umutlar… Sen haklıydın Werther, baştan sona hep sen haklıydın. Seni savundum hep, senin yanındaydım. Düşüncelerimi okumaya başladığın anda ben de girdim kitabın içine. Ben de o gencin avukatlığını yapmak istedim. Ne diyor bu demeyin sakın. Bir kitap okudum ve bana aktarabildiklerini sizinle paylaşıyorum. Hey zalim sevgili! Orada mısın? Sen de dinle bunları olur mu? Sen de yaşa bu dramı.
Ah Werther, söylemediler mi sana: “O çok güzel bir bayan fakat nişanlı” Bunları bilerek atıldın bu maceraya. Ama haklısın, gönül ferman dinlemiyor. Sevdi mi bir kere, her türlü zorluğa meydan okuyabiliyor. Onu gördüğün ilk andan itibaren ben de sevmeye başladım Lotte’yi. Tabii sen benden şanslıydın. Sen onu gördün onunla yaşadın. Ben de hayallerimle sağlamaya çalıştım bu durumu. Biliyordun bu işin olmayacağını Werther, niye yaptın? Hatta Lotte ne demişti hatırlıyor musun?
“Niçin ben Werther? Niçin bir başkasına ait olan ben? Evet, korkarım ki, yalnızca bana sahip olabilmeniz imkansız olduğu için beni bu kadar arzuluyorsunuz.” Bu sözlere rağmen… Buna benzer kelimeleri ben de dinledim. Bana da “Benim neyimi seviyorsun, beni neden seviyorsun?” dediler. Bizi anlayamazlar Werther. Ne seni, ne beni, ne de bizim gibi sevenleri… Sakın Lotte’yi suçlama olur mu? Bu olayda en masumumuz o bence. Ben bile okuyucu olarak suçluyum. Okurken içimden ona kin besledim. Oysa onun yapabileceği hiçbir şey yoktu. O başkasına aitti ve bu da duygularına zincir vurmaya yetiyordu. Fakat… Fakat! Werther öldü, zalim sevgili! Genç Werther, Lotte’ye karşı beslediği yüce sevgiye yenilip öldü. Sevmeyi öğrendi, sevgi gibi yüce bir duyguyu kazandı, fakat onun haricindeki herşeyini kaybetti. Werther öldü!Duyuyor musun zalim sevgili, Werther öldü…
Uzun süredir suskunuz ve konuşmak yazmak içimden gelmiyor. Defalarca mektup yazmayı denedim. Olmuyor işte. Birşeyler yitip gitmiş anlaşılan. Yazıp da göndermek istemediğim mektuplar da var. Niye bu isteksizlik! Galiba dostluk yetmiyor bana. Daha fazlasını istiyorum. Yine Werther’e dönelim isterseniz. Hikayeyi kısaca anlatmak istiyorum:
Werther değişimi ve gezmeyi seven bir genç. Yaşadığı yerden uzaklaşmak için bir kasabaya gidiyor. Kitapta Werther ve Lotte’den başka önemli bir isim göremediğim için isim kullanmayacağım. Bu kasaba onu önce doğaya sonra yaşama bağlıyor. Bu arada kasaba sakinleriyle de sıkı ilişkiler kuruyor. Arkadaşına gönderdiği mektuplar ve yaşadıklarının kısa sentezi… Bazen yüksek zümre ve sosyete hayatıyla mücadele ediyor. Yine de doğanın ve yaşamanın zevkini çıkarıyor. Tabii güzeller güzeli Lotte ile tanışana kadar. Lotte kasabada iyilikten iyiliğe koşan, halk tarafından sevilen, çevresine neşe, mutluluk saçan fakat nişanlı genç bir bayan. Uyarılara rağmen başlayan bir gönül oyunu ve ölümle noktalanan kara sevda…
Ölüme ulaşmanın tek nedeni, karşılıksız verilen sevginin kontrolden çıkıp Werther’i esir alması. Yaşam bitiyor o anda. Artık Lotte başlıyor. Her yer, her şey, her saniye Lotte. Baştan beri zincire vurulmuş sevgiler ve ölümün soğuk yüzü…
Ölüm çizgisinde ayrıldım Werther’den, ona layık görmedim ölümü. Çünkü haketmemişti. Daha iyilerine layıktı. Fakat dedik ya, gönül ferman dinlemiyor. Lotte’nin elinden olacak herşeyi kabullenmişti Werther ve ölümü de Lotte’nin elinden oldu. Werther öldü, zalim sevgili, anlıyor musun, Werther öldü!.. Ben gidemedim onunla ölüme, ben beceremedim. Belki de korktum. Beni hayata bağlayan, beni Werther’den ayıran bir farklılık olmalı ki, yollarımız ayrıldı. Hangimiz kazandık acaba? Çektiği azabın ödülünü ölüm zanneden Werther mi? Yaşamayı seçip de azap çekmeye devam eden ben mi? Fakat herşeye rağmen olan oldu, Werther öldü zalim sevgili!
” Werther: Ne mutlu bana; senin uğruna ölüyorum, senin uğruna vazgeçiyorum kendimden.”

Ben Sevgimi Zirvede Bıraktım

karuma76 | 26 July 2010 15:35

Bu gece dağınık düşüncelerim arasında sen dolaştın durmadan. Sen takıldın göz kapaklarıma ve sen ıslattın kirpiklerimi. Ya sen? Sen ne kadar düşündün beni, sen ne kadar duyumsadın bensizliği? Sen ne kadar umursamaz olsan da ben yine sensizliğe karşı koyacağım. İçimde kabaran feryadı duymasan da, ben yine “Seni Seviyorum” diye haykıracağım.
Korkma! Artık yaşamayacaksın ızdırap zannettiğin o güzel günlerimizi. Tekrar dönemeyeceksin mutluluğuna inandığın o dakikalarımıza. Sevgim izin vermeyecek buna, yine sevgim hapsedecek seni dört duvar arasına. Arama sakın beni, bulduğun yalnızlıkta, karanlıkta arama beni. Ben inandım sevgime ve sevgimin yüceliğine. Şimdi bahardayım. Papatyalar arasında ufuklara uzanan yaylalardayım. Mutluluk bir esinti şimdi, sevgi bir kır çiçeği. Yüreğime çarpıyor esintiler ve yamacımda bitiyor uçsuz bucaksız sevgiler. Benden sevmemi bekleme artık. Çünkü BEN SEVGİMİ ZİRVEDE BIRAKTIM!

Bir Yudum Sevgi

karuma76 | 22 July 2010 10:04

Sevgi gözlerimde bir ışık
Yanağımdan süzülen gözyaşı bana
Sevgi kalbimin gökyüzüne feryadı
Dudaklarımdan dökülen küçük bir nağme bana

Dostumun yüzünde bir gülücük
Annemin yüzünde manalı bir öpücük
Mutluluğun kapısını aralayan tek sözcük
Sevgi birkaç duygusal satır bana

Sevgi ufuklara attığım her adım
Karanlık gecelerde son durak bana
Yağız atın yelesinde bir çif el
Umuda açtığım bir küçük yelken bana

Sevgi kulağımda çınlayan melodi
En tatlı hayalerimde yönetmen bana
Sevgi şiirlerimde konu
Hüzün akşamlarında bir şölen bana

SİNEK İLACI ARABALARI VE AKŞAM ÜZERİLERİMİZ

il mare | 19 July 2010 11:10

Akşam üzerilerimiz.Bulutlarla randevulaştığımız vakitlerimiz.

Kulaklarımızın tek bir sese odaklandığı,sanki koca bir mahalleyi süpürebilecek koca bir elektrik süpürgesinin çıkardığı uğultulu sesi beklediğimiz vakitlerdi. Vuuuvvvvv,vuuuuvvvvvv.

Bu sesin birkaç çift kulağa çalınmasıyla, ‘geliyorrrr,geliyorrr’ çığlıklarımızın, mahallenin yaşlı amca ve teyzelerini,ders çalışan ablalarını,ağabeylerini, ama en çok da zehirleneceğimizden korkan ebeveynlerimizi sövdürdüğümüz zamanlardı.

RİSK

mavilikler | 02 July 2010 16:25

“Peki, ya sıkılırsan?!..”

Konuşma boyunca gözlerinden eksilmeyen güven ifadesi ilk kez gölgelenir gibi oldu. Ancak birkaç saniye süren bu durum yeterli bir cevaptı benim için.

Kelimeler ağır ağır dudaklarından dökülürken, ben çoktan kararımı vermiştim. Ama O bunun farkında olmadığı için, halen cevapla ilgilendiğimi düşünüyor, bu yüzden de sabırsızlanmama neden olan bir çabayla yeni yeni cümlecikler oluşturuyordu.

Baştaki birkaç saniyelik duraksama olmasaydı, her bir cümleyi gerçek bir ilgiyle dinleyecektim. Ama şimdi tek ilgilendiğim, gerçek cevabı örtmeye yönelik bu girişimin bir an önce son bulmasıydı.

SONSUZLUK

mavilikler | 13 June 2010 14:40

Şu anda sadece ellerimi tut, olur mu? Boş ver her

şeyi bunun dışında. Gökyüzü ve ellerimiz, diye düşün. Martılar, deniz, simit ve çay… sonra ellerimiz, diye düşün.

Sonsuzluğu hatırlatan, yüzyıl önce de var olup yüzyıl sonra da var olacak tüm bu şeyler arasına ellerimizi de koyduğunda göreceksin ki, onlar da diğerlerinden daha az ait değiller sonsuz olana.

Çamaşır makinesi, oturma grubu, düğün davetiyeleri… unut! Tüm bunların birer ayrıntı olduğunu, mutluluğumuza giden yolu döşeyen taşlardan sadece biri olduğunu hatırla! Çünkü şu an burada olmamızdan… gökyüzü ve martılarla bir arada birbirimize bu kadar yakından kalplerimizi duyurup, gözlerimizle sevgimizi anlatabilmemizden daha önemli olamaz hiçbir şey!

Aşkın Soğuk Yüzü

HBOZTOPRAK | 19 May 2010 15:06

Çatışma iki özne arasında gerçekleşen ve bir amaca yönelik olarak diğerine üstünlük kurma amacı taşıyan bir durumu ifade eder.Çatışma,hayatın doğasındaki diyalektiğin bir sonucu olarak da düşünülebilir.Sıcak-soğuk,artı-eksi,siyah-beyaz,gece-gündüz v.b. evrenin yaradılışındaki dualist yapılar sonucu ortaya çıkan karşıtlıklar bir anlamda çatışmayı ifade etmektedir.

İnsanoğlunun kimliğine işleyen,bir takım karşıtlıklar, bütün ilişkilerinde varlığını sürdürür. Kişiler her konuda aynı düşünmeyebilir, aynı duyarlılığı taşımayabilir, aynı müziği sevmeyebilir, kısaca hayata açılan pencereleri karşı cephelerde bulunabilir.

evli bir adamdan ilk yorum

taha3045 | 24 February 2010 09:41

Köşe bucak kaçmayın efendim, maddi durumum düzelsin, sakalım uzasın, olgunluk kazanayım, aşka doyayım, kadınların olayım gibi bahanelerle kaçmayın.

Büyüklerimizin anlattıgı can kulağıyla dinlediğimiz süper babaanne hiper dedeli evlilik hikayelerini sadece masal zannetmeyiniz, evlilikten kaçmak için yüzlerce bahane bulabilen beyniniz sevdiğinizi düşündüğünüz her şeyi paylaştıgınız biriyle evlenme fikrine neden sıcak bakmıyor baksın efendim baksın.

Evet her işi kendiniz yapıyorsunuz ,istediginiz zaman dilediginiz türden kadınla sevişebiliyorsunuz bunları yapmak için neden bir kadın dırdırına ihtiyaç duyalım ki diye düşündüğünüzü duyar gibiyim, evliliği ev temizletme, biriyle sevişme artı dırdır dinlemek olarak tanımlayan kişiliğe usanmadan yılmadan söyleyebilirim, nikahta keramet var.

14 şubat

admin | 02 February 2010 13:11

14 Şubat geldigi için heyecanlıyım, ancak Sevgililer Günü’nde yalnız olacagım için değil, o günde kız arkadaşıma alacagım gereksiz hediyenin ne olacagını düşünmekten de değil, kısmet olursa bundan böyle 14 Şubat benim için Sevgililer Günü gibi kültürümüze girmeye yüz tutmuş, neredeyse bayramlar kadar önemsenen bir gün olmayacak, bundan sonra o günü gerçekten unutmamam gerektigini, hatırlamazsan başıma gelecekleri bilecegim, o günü çok önemseyecegim.

Az kaldı ilkbahara evli biri olarak girmeme, az kaldı artık.Heyecanımı sizinle paylaşmak istedim, bu ayın 14. günü evleniyorum, tektaşımızı aldık, gelinlik dikildi bize sadece beklemek kaldı. Düğün falan yapmayacagız, nikahtan sonra gelinlik ve damatlık içinde iki kişi yemeğe gidecegiz, böylesi daha ,ilginç olacak. Sonrası on günlük bir balayı(kısmet olursa tabiki)

Herkes kadar bende mutlu olmak için dua ediyorum, herkes mutlu olsun ben de olayım.İnşallah bir ömür boyu sürsün.

Gerçektende ilginç duyguymuş evlilik gününü beklemek, kalbim yerinden fırlayacakmış gibi, bunun sebebi evlenecegim insanlar aynı evde yaşamamış olmak, uzun yıllar çıkmamış olmak değil, biz aynı şehirde bile değiliz yani insan uzun zaman görmedigi biriyle evlenecek olunca daha çok sabırsızlanıyor 🙂

Daihatsu Aşkıyla

rpc | 01 February 2010 18:37

Sevgililer günü yaklaşıyor, hala bir hediye alamadıysanız; Daihatsu size süpriz bir yarışma hazırlamış. Daihatsu ile Mutluluğun Fotoğrafı isimli kampanyada; daihatsu modellerinden biriyle aynı karedeki fotoğrafınızı siteye yüklüyorsunuz. enbeğenilen 2 fotoğraftan biri sizinki seçilirse sevgililer gününü sevgilinizle birlikte 5yıldızlı bir otelde akşam yemeği ile kutlayabilirsiniz.