“Peki, ya sıkılırsan?!..”Konuşma boyunca gözlerinden eksilmeyen güven ifadesi ilk kez gölgelenir gibi oldu. Ancak birkaç saniye süren bu durum yeterli bir cevaptı benim için.Kelimeler ağır ağır dudaklarından dökülürken, ben çoktan kararımı vermiştim. Ama O bunun farkında olmadığı için, halen cevapla ilgilendiğimi düşünüyor, bu yüzden de sabırsızlanmama neden olan bir çabayla yeni yeni cümlecikler oluşturuyordu.Baştaki birkaç saniyelik duraksama olmasaydı, her bir cümleyi gerçek bir ilgiyle dinleyecektim. Ama şimdi tek ilgilendiğim, gerçek cevabı örtmeye yönelik bu girişimin bir an önce son bulmasıydı.”Ne oldu?!”Bir an irkildim. Kendini konuşmaya tamamen kaptırdığını düşünmüştüm. Oysa bir yandan da beni gözlemliyordu.”Ne olsun ki?!” dedim apar topar. Hem suçluluk, hem ferahlama duyuyordum.”Çok dalgın görünüyorsun da… Biraz canın sıkkın galiba.”Ne söyleyebilirdim ki?! Neyse ki benim yerime O konuştu. Hem de tam olarak söylemek istediklerimi söyleyerek…”Sözlerime inanmıyorsun. Sana ne söylersem söyleyeyim, bir gün her şeyin son bulacağına kendini o kadar şartlandırmışsın ki!.. Senden vazgeçeceğimi düşünüyorsun. Başka bir kızı seveceğimi ve seninle ilgili tüm duygularımın bir anda yok olacağını…””Eninde sonunda öyle olmayacak mı?” diye girdim araya. Düşüncelerimin başka birince böylesine net bir şekilde ifade edilmesi, zihnimi şeffaflaşmış gibi hissetmeme yol açmıştı. İçindekileri saklamaya gerek görmüyordum artık.”Bir gün benden bıkacaksın. Benden çok daha genç ve güzel bir kıza ilgi duymaya başlayacaksın.””Bu yüzden evlenmemeliyiz. Öyle değil mi?”Sözlerime itiraz etmesini beklerken, böyle bir karşılık vermesi tuhaf bir hayal kırıklığı duymama neden oldu. İtiraz etseydi, sözlerimin doğruluğuna bir kez daha yürekten inanacak ve hayatımın bu sayfasını kati bir şekilde kapatacaktım.Ama O beklemediğim bir cevap vermişti. Konuşmanın devamını bekledim.”Hatta daha da ileri gidebiliriz. Diyelim evlendik. Kesinlikle çocuk doğurmamalıyız. E, hayat şartları malum! Böyle bir dünyada bir çocuğun mutlu bir yetişkin haline dönüşme ihtimali, aksi yöndeki ihtimalin yanında çok düşük bir oranda kalacaktır. Çocuğumuzu bu riske atmamız doğru olmaz, değil mi?”O’nu kızdırdığımı anlamıştım nihayet. Bunu anladığımda hem mutluluk duydum, hem korku…Mutluydum: Çünkü, göstermesini umduğum tepki buydu. Korkuyordum: Çünkü, yine umut duymaya başlamıştım.Umut ise ‘risk’ demekti.