bildirgec.org

müslümanlık hakkında tüm yazılar

İnsan Ne İşe Yarar?

eunlu | 06 August 2012 14:37

Müşahhas (somut) varlıklarız. Tanrı’yı bir ütopya olarak gören de var, bir yaşam biçimi olarak gören de, hatta ve hatta kendini O’nun yerine koyan da…

Nasıl ki; insan, “sen bana kendime inanmayı öğrettin” diyor ya…

Ben de (nacizane) diyorum ki…

İnsan kendi olarak bir yere kadar gidebilir. Ölebilir, konuşabilir ve yazabilir. Kendin olmak güzeldir fakat bu merdiven dokuz basamaklı değildir. Tanrı teorik olarak insanın kafasında yer eder. İşte bu yüzden; aklın alamadığını kalp alır diyor Hikmet abi, aklın alamadığını kalıp alır demiyorlar.

1977 1979’a Karşı

A D A L I | 23 February 2010 11:30

1977 1979’a Karşı

<a href=Ayetullah Humeyni’nin yandaşları Tahran’da yürüyüş yapıyor. 1979 devrimi Humeyni’yi iktidara getirince, militanlık bir adım daha ileri gitti.

Yemen’de ayrılıkçılık, dincilik, baskıcı rejim ve teröre karşı mücadele veren genç reformculara bakınca; bölgeyi şekillendiren güçler aslında 1977-1979 yıllarına dayanıyor ve o günden bu yana pek de bir şey değişmemiş. Hatta bugün Ortadoğu siyasetinde, 1977’yle 1979 arasındaki mücadelenin egemen olduğunu bile söyleyebiliriz. Ve maalesef 1979 hâlâ üstün geliyor. Nasıl mı? 1967 savaşında Mısır ve diğer Arap ordularının İsrail’e yenik düşmesinin ardından, dönemin hâkim ideolojisi olan Cemal Abdülnasır‘ın liderliğini yaptığı Arap milliyetçiliği sona erdi.

Sünnet İslam’ a nasıl girdi?

kaankisisi | 16 June 2009 22:44

Daha önceki yazımızda, sünnet ismi verilen cerrahi operasyonun İslam dini açısından yerini irdelemiş ve sünnetin İslam’ ın özü olan Kuran’ da yer almadığını, İslam’ a hadis-sünnet yoluyla girdiğini ancak hadis kitaplarının her konuda olduğu gibi bu konuda da çelişkilerle dolu olduğunu saptamıştık.

Sünnet, antik Mısır uygarlığından bu yana yapıldığı bilinen bir uygulama. Kaynaklar M.Ö. 5000 yılına kadar sünnet operasyonunun uygulandığı yönünde bulgular olduğunu söylüyor.

Azıcık Ucundan : Sünnet ve İslam

kaankisisi | 14 June 2009 11:57

Doktorsunuz… Bir anne-baba, elinden tuttukları 7-8 yaşlarındaki çocukları ile birlikte size geldiler ve sizden çocuğun kulak memesini, hiç bir tıbbi zorunluluk olmadan, “bu bizim geleneğimiz” diyerek kesmenizi istediler… Üstüne üstlük, bu operasyonun inançları açısından da gerekli olduğunu, ayrıca kulak memesinin şimdiden kesilmesi halinde, ileride bazı yaralanma ve hastalıkların önüne geçilebileceğine dair, tamamen öngörüden ve istatistiksel verilerden (Örnek : Kulak memesi olmayan insanların, kulaklarına taktıkları küpelerin bir yere takılması nedeniyle yaralanma riski % 0′ dır…) oluşan gerekçeler sıraladılar… Ne yaparsınız?

Hadis Hadisesi (3)

kaankisisi | 10 June 2009 21:12

Bundan önceki iki yazımızda (1, 2), geleneksel İslam anlayışındaki en temel dini kaynaklardan kabul edilen hadisleri ve “ehl-i sünnet ve’l cemaat” in başucu kitapları olan “kütüb-i sitte” yi incelemiştik…

Hadis kaynaklarının geneli ile ilgili şimdilik son (“şimdilik” çünkü İslam konusunda yazmaya devam ettikçe hadis meselesini ister istemez daha çok irdeleyeceğiz) tespitimizi, en önemli beş hadis kitabının baş kaynağı, hatta baş kahramanı olan Ebu Hüreyre hakkında yapalım…

Hadis Hadisesi (2)

kaankisisi | 09 June 2009 23:39

Bir önceki yazımızda (Hadis Hadisesi 1) geleneksel İslam anlayışında Kuran’ dan sonra ikinci kaynak olarak kabul edilen hadisler ve en geçerli hadis külliyatı olan kütüb-i sitte’ den bahsetmiş, bu külliyatın önemli bir parçası olan Sahih-i Buhari’ nin yazarı Buhari’ nin kendi ağzından “1 Milyon hadisi nasıl ezberlediğini(!)” , “1 Milyon hadisi 40 yılda nasıl derlediğini(!)” çözmeye çalışmıştık.

Hadis mevzusunu deşmeye devam edelim…

Buhari’ nin kendi “itirafına” göre, tek tek derlediği 1 Milyon hadisten, 7 binini kitabına koymuş, diğerlerini “sahih” yani güvenilir olmadığı gerekçesiyle “çöpe atmış”…

Hadis Hadisesi (1)

kaankisisi | 08 June 2009 22:43

Geleneksel İslam anlayışında Kuran‘ dan sonra ikinci kaynak kabul edilen hadislerin, en “güvenilir” ve “sağlam” kabul edilenleri “kütüb-i sitte” denilen beş ana kitapta toplanır. Bu kitapların birinin yazarı olan Buhari, hadis külliyatı olan Sahih-i Buhari‘ nin girişinde, eserinin toplanma ve yazılma evreleriyle ilgili bilgi verir.

Hızır kimdir, ne iş yapar?

kaankisisi | 06 June 2009 19:47

Genelde Türk ülkelerinde, Orta Asya, Orta Doğu ve Şii ülkelerde kutlanılan Hıdrellez ve onun baş kahramanı olan Hızır hakkında, bir çok hikaye ve efsane anlatılır.

Bunlardan en bilinenleri, Hızır isimli kişinin bir peygamber olması, ölümsüz olması, kendisine ihtiyaç duyanların yardımına koşması, istediği zaman istediği kişinin veya hayvanın formuna bürünebilmesi gibi “süper kahramanvari” özelliklerdir.

Hızır’ ın bastığı kuru toprağı bile yeşerttiği (Hızır Arapça “yeşil” anlamına gelen bir kelimeden türemiştir ve bu isim ona bu özelliği nedeniyle verilmiştir.), bulunduğu yere bolluk bereket getirdiği, dilekleri kabul edip yerine getirdiği kendisine yakıştırılan özelliklerden bir kaçı…

İslamda Reform : Kuran’ a Dönüş

kaankisisi | 04 June 2009 22:49

“İslam’ da Reform” denilince bir çok kişinin aklına, din kurallarının çağın gereklerine göre yenilenmesi hatta bazı ritüellerin kaldırılması, bazı kavramların çok yumuşatılarak yeniden yorumlanması gibi şeyler gelir. Örneğin geçmişte yaşanan “İnsanlar günümüzde her gün duş alıyor, o zaman namazlardan önce abdeste gerek yok.” gibi tartışmalar, “dinde reform” adıyla anılmıştı.

Ancak bu İslami Reform hareketi, bu anlayışla uzaktan yakından ilgili değil. Hareketin amacı, İslam’ da Kuran merkezli bir anlayış oturtmak ve ibadetler, davranışlar, sosyal etkileşimler dahil olmak üzere dini tek referans olarak Kuran’ ı kabul etmek.

İslam’da mezhepler

kaankisisi | 04 June 2009 22:20

Genelde, İslam dininde mezhepler iki ana başlıkla bilinir; şiiler ve sünniler.. Sünnilerin de dört mezhebe ayrıldıkları bilgisi yaygındır.

Oysa ufak bir araştırma ve derleme, İslam’ ın kaç parçaya ayrıldığını ortaya koyuyor :

İSLAM

1) Siyasal nitelikli bölünmeler : Muhammed Peygamber’ in ölümünden sonra, halifelik kavgasına tutuşanlar, daha Peygamber’ in kemikleri çürümeden birbirlerine girmiş ve bir çok sahabe bu savaşlarda ölmüştür.