Ben işe gidip gelirken, (evet, şaşırdınız belki ama benim bir işim var. boş gezenin boş kalfası değilim. hoş kalfası olsam onun da en iyisi olurum o da ayrı) deniz yolunu da kullanıyorum. Tamam karayolundan da bir parça tadıyorum. Ama var mı denizyolusu gibi ha sorarım size. (-denizyolusu? -evet, yanlış kullanım fakat sence de hoş bir tınısı yok mu? -var. -varım diy.. -sigigit).
Kadıköy’den kalkan motorlar var. Bir de Maya Dağ’dan kalkan kazlar. Ben motorları tercih ediyorum. Kazlar sorun yaratıyor genelde. O Nils denen ibişe özeniyorum bazen. Ne de güzel yolculuk ediyor kaz üstünde. (-kaz üstünde ha. o zaman bazen bilet alırken, oradaki görevliye uyarıda bulunmak gerekebilir. tercih eden olur, etmeyen olur. -nası yani? -şey gibi işte, ‘motor üstü olmasın’ uyarısı gibi. ben kaz üstü gitmem mesela, hayatta gitmem. gitmem de gitmem. rica ederim ısrar etme.) Çoğunlukla da motorun üst bölümünde oturup, Uykusuz ya da Penguen dergimi püfür püfür esen rüzgar eşliğinde, zevkle okuyarak yolculuk ediyorum . Rüzgarın efil efil estiği zamanlar da oluyor. O zaman ona bir merhabamı eksik etmiyorum tabi. Neyse efenim, bu motorların bazı seferlerinde motor, direk bir güzargaha gidip dönmek yerine, önce Karaköy’e sonra Eminönü’ye uğrayıp dönüyor. Ben de dergi ile haşır neşir olduğum ve dur şurayı da okuyayım, şu bölümü de bitireyim, hem bak sayfa bitmek üzere derken en son inenlerden biri oluyorum Karaköy’de ve zaman zaman koşa koşa inmek zorunda kalıyorum. Kimse kalmamış oluyor etrafımda inmeye çalışan, inmek için hareketlenen.Etrafımda sadece Eminönü’nde inecek olmanın verdiği rahatlıkla yayım yayım yayılmış insanlar oluyor ve ben bir telaş onların arasından geçmeye çalışıyorum. Bu insanlar öyle rahatlar ki, öyle ziklemez bir tavır içindeler ki dövesim geliyor. (dövesim gelir, dövesim geliiiiiir. allah allah..) Bazıları ağızlarını yan yapıp, pppııfff sesi çıkarmak suretiyle telaş içinde koşuşturan bana alaycı gözlerle bakıyorlar. Pata küte giresim geliyor.(giresun) İşte motordan inebilmek için koşturduğum o sırada yaşadığım korkunun çok sahici bir gerçekliği var. Motordan inemeyip, Eminönü’ye gitmek zorunda kalacağım sanıyorum. Yüreğim bir kuş misali pır pır hareketleniyor. Gözlerim kararıyor. Sanki o deli dolu neşe dolu kişi ben değilim sanki, o derece yani. Yok yok çok abartılı oldu bu anlatım. Sadece bazen ben inemeden motor hareket edecekmiş gibi geliyor, o kadar. Ne pır pır kuşu allahasen ya, yok gözlerim kararıyormuş da bilmem ne. Olduuuuuuu, güleyim bari…!
yorumlar
Arrogante bende eski 60 lardan kalma(sıktım) kırmızı ortadan birleşmiş kocamaan otobüslerden büyük haz alıyorum.Yol az girintili çıkıntılı olsun 100 kişi birden senkronize dans grupların gibi sallanmıyormu bitiyorum o duruma.Dergi yazısı gibi olmuş oyun dergisi yazıları gibi hane en arkada herbiri birşeyler karalıyor onlardan bahsediyorum.Bu arada boş gezenin boş kalfalığında rakibin çok söyliyim dedim 🙂
maya dağdan kalkan kızlar deyu okudum kendimden tiskindimarrogante eminönü he:)
@avalianch, bahsettigin ortadan birlesmis (körüklü) kocamaaan otobusler ile ilgili şöyle ve böyle yazılarım var. onları da oku..;)@majorian, sigara kullanmıyorum. ehliyetim yok. esasında cok ilginctir sadece alkol aldıgımda kullanıyorum sonra kıllanıyorum noluyoo len bi yanlışlık var bu işte deyü.
sigara değil de tansiyondan olabilir.
pazar sabahı TRT 109:00 Haberler09:15 İştime Engelliler için Haber Bülteni09:30 Uçan Kaz Nils10:00 Pazar Sineması (Western)11:30 Pazar Konseri (Hikmet Şimşek)12:30 Ödev..
arrogante yazıların yardı beni.Ben her bindiğimde kurbanımı özenle seçip gazabımı üzerine yağdırırım gözlerimle, 4 vasıta vakası beni de vurmuştur deja gibi .Tıklım tıklım dolu bir otobüsün 4’te 3’ünün inmesi üzerimde ılıksuyla alınan bir duşun devam eden evrelerinde gözünü kapatıp suyu soğuğa çevirip tekrar sıcağa çevirme sonrasında gözleri açma ekşinında olduğu gibi yeni bir sayfa açar hayatıma bebeğin aldığı ilk nefeste attığı çığlığı getirir aklıma ve hayat aslında güzel mina koyim dedirttirir.Bu kadar içli dışlıyım toplu taşımayla bende 🙂
@kayvenk;höööytt, gidin leeeeyn başımdan. yüreğimin pır pır ettigi falan yok. gözlerim de kararmıyor.sigara içmiyorum, tansiyonum da yok. çok iyiyim ben. çok iyiyim. çoook. iyi..ben..hık..mık..!@Avalianch, ne guzel tanımlamalar oyle onlar..;)
Başın eğik birşekilde dergileri okuyorsun, sonra birden ayağa kalkınca çok normal göz kararması.. Tıpta buna bişi diyorlardı şimdi açamayacağım tıp sözlüğümü ondan işte..Yazıya bayıldım, o uçan kaz çizgi filmine de kıl olurdum ben küçükken…
beyin cıklaması..;)onnupro da yazmış. uçan kaz nils diye geciyor bak. benim aklımda da oyle kalmış. halbuki nils ve uçan kaz. yani cocugun adı nils. uçan kaz nils deyince kazın adı zannediyorsun. aslında kazın ayağı oyle degil. adı da oyle degil. (-sus beee..)
Normalmiymiş allah allah ben hep evhamlanırdım o var bu var bide tansiyon nerden çıktı.Acaba tümörmü diyerekten ama ablamlar kendilerine hiç öyle birşey olmadığını söylediler ne yapıcam aman tanrım arada kaldım şimdi. doğruyu söyleyin uleeeyn .Kaç gün ömrüm var 🙂
Vapurda sigara yassahyeme bizi arrogantee:)
yahu sigara icmiyorum ben..aloooo…!
“yardı beni kış güneşi””giresun”a her gün ek sefer de benden…
nasıl arrogante çıldırtılırchildren children çıldırııın
o giresunda seferin tadı da yok başka yerin lütfu ne yazdadızzzttbu adamın yazılara gelince hep böyle oluyorum müdür
sizi gidi sizi, suzi diller sizi..
hombre, beni hasta yatağımda bu denli güldürme arkadaşım..karın kaslarım ağrıyor:)
sen iyileşmedin mi daha yahu?
hombre sheaper sayesinde formda vücutlarkaslı gövdeler:)
yorumum gitti gene, bunu yazınca çıkacaktır bağışlayınız
he valla, cevrem vucut gelistirme takımı gibi benim zaten. kalcalar da taş gibin hepsinin. malum soylediklerime gotuynen gulenler de oluyor. herkese kendimi begendiremiyorum.
okuyunca iyileştim:)..daha sık yazıp iyileşme sürecine destek olman bekleniyor..günde en az üç kez hombre alacaksın dedi doktorum..
hıım, o zaman daha sık yazmaya calısacagım. saglık sektorune hizmet herseyden once gelir.
bak yazıdaki ‘ufak ufak’ yanlışlarımı da duzelttim korkudan. simdi daha iyi..;)
Sen yazım yanlışı yapmazsın
oluyor arada..
senin yazında göze batmaz demek istedimŞimdi bu dediğimden “sen baştan aşşağa yazılım yanlışısın” manası çıkartma lütfen bayılırım şuracıkta
hangi göz olduğu da önemli dejj, sen hiç ufakufağın gözüyle baktın mı dünyaya:)
O benim gözümle bakmış mı:)
heh işte o sebepten duzelttim..
Beni bi o anladıo da yanlış anladı
bir göz var bende, göz göz olmuşgözlerden içerü…deja’ya: bakmış.
ali atıf: 1ufakufak: 2arrogante hombre: 8amma ve lâkin: “deli dolu” değil; “delidolu”.”deli”ler bir mekânda “dolu”dur, buna itiraz yok!cümle içinde kıllanalım (doğru, kıllanalım!):”bu hafif deli dolu, diyenler var.ne yani, sanki dışarısı (ki, “içerisi” neresi?) deli doludeğil mi dostum?haklısın, hayatı delidolu yaşamaya bak be hocam!kalemine sağlık arrogante!
akşam şööyle bir bira içerken okuyayım bari bu yazıyı demiş idim gündüz iken, iyi ki öyle yapmışım:))beni gülümsettin, ihtiyacım vardı, eline sağlık arrogante…
rembetiko dinliyorum abim gelip “kimin cenazesini kaldırıyoruz” diyor. Tanrım nasıl bir evde yaşıyorum..
🙂 dejaaaaaaaaaaaaaa! sen iyi ki varsın, biliyor musun…
🙂 Teşekkürler mak, utandırma beni tamamSabah da şöyle bir dialoğumuz oldu kendisiyle-dej aferim yavrum çayı enfes yapmışsın-Ciddi mi-Evet altını yakmamışsın
thing ne indiriliyor nasıl yaniöhmm
garavel ile arifin başbaşa rakı muhabbeti:garavel: içindekini çıkarıcaz, sende olanı sana koyucaz arif.arif: (bozulur) hocam böle imalı laflarla ayıp olmuyo mu biraz.
biralar soğuk olsunnn:) zaten soğuk, bu arada
Şu mutfakta çöpe atılmayı bekleyen adi yunan içkisini doldurem çay bardağına hele
deja, sen içmezdin:) hayırdır?thing; bu akşamda mı? şerefe:)
arrogante,yazıların ve aynı güzellikteki eğlenceli yorumların nasıl iyi geliyor anlatamam:))hep burda, bizle kal emi…
içmiyorum zaten çiçeğe döküyorumÖyle tatmin işteİzlerken sarhoş ediyor
hele hele yunan içkisi…sen onu bana yollasana:)
bunu benden isteme mak..Mafolursun, çarpar
dejj farkında olmadan enfes bir yol keşfetmişsin..çiçek güzel bir taşıyıcı olmuş arada..izlemekten değildir o şarhoşluğun..o çiçekle aynı havayı çok soluma:)
çarpmaz dej… o toprakların hiç bir şeyi beni kötü etkilemez…ve zaten onların içkileri bizim rakıya benzer, o da güzel…
çiçek alkolu havayamı salar sence absence öyle oluyorsa bağımlı olmuş deja 🙂
Yok her içkileri bizim rakıya benzemiyorBu bendeki çok ağır içkiouzo değil..
anladım, ne ki acaba?
üstünde yazmıyor desem inanır mısınAma inanki yazmıyor sadece şekiller var
anladım var öyle değişik markalar, sadece sembolleri kullanan..neyse ben şimdilik bira ile idare edeyim, sen bana midye yollarsın şimdi…
Tabii ki..
e hani?
Demedi deme ama
dedin evet:) peki tamam…bugün bana hangi şarkıyı göndermek istemiştin, hani dinleyemem şimdi dediğimde?
şey ıı, ama burası rapidshare kabul etmiyor mak ne yapacağız şimdi
şarkının adı ne?
sen boşver bunun yanında şunu dinle…;)
@aRRoGaNTe, harikasınnnn…
hep mi? böylesin… yarabbimmm
deja, tam cevap veriyordum kiiiiii:(((((((buradan söyleyeyim; bu kadar olur:)
deja, aradığım numaraya ulaşılamıyor…
arrogante hep böyleyse uzun yaşayacak demektir
maküzmedim umarım..
üzülmedim, bugün dedim ya, içim burkuldu, özlemden…
söyleyemem derdimi de güzel yorumlanmış şevval sam tarafındanTüm albümü edineceğim
🙁
mak postane !
Bir arrogante yazısında içlendik, bu işte bir terslik var
kesinlikle….dünya her an tersine dönebilir…
Bende etiket özürü var itiraf ediyorum. Yazılarıma etiket yüklemek güç geliyor. Arrogante kısa ve öz eklemiş ne güzel. Belki yazı stillerimizle alakalıdır..
hööööyt, ben yokken neler dönmüş burada bakayım/bakiyim/bakkem..;)begenen herkese tesekkurlerimi sunarım.yazım yanlışı uyarısı için ayrıca tesekkur ederim. hep böyle miyim? genelde böyleyim. ama uzun yaşayacağımı tahmin etmiyorum. ne kadar yaşarsam yaşayayım o anlarda siz hafifçilerle paylaştığım anlar benim için önemli. hep diyorum, tekrar diyeyim. burası gercekten acayip bir yer. sizler de iyi ki varsınız…
bu ne yaa..mazur görün. içip geldim…:))
yolu bulmuşun helal sana arrogant:)
yok o kadar degil. benim hayatımda en cok dagıldım gecelerden biri hafif gecesidir. onda bile evin yolunu buldum..:)
hıı duymuştum:))
senin duymadıgın bir sey var mı:))
pazar konserini sevmezdim, haftasonu bitiyor diye sıkıntı basardı. üstelik öncesindeki uçan kaz nils i de sevmezdim. ne kadar huysuz bir çocukmuşum ben 🙂
yeri gelmişken, değerli insan hikmet şimşek i analım. bu yazı yine ciddileşti birden arrogante, kusura kalma 🙂
rica ederim. devam edin, ilgi ile takip ediyorum..:)
ama ben yine de sevmezdim! 🙂 cidden haftasonu bitiyor duygusunu en net hissetiğim andır pazar konserinin başlaması. keşke cumartesiye koysalarmış.
Havadan sudanlığı böyle akıcı anlatmanı çok seviyorum.:)
bir de jumbo vardı uçak. o sevimliydi ama. jumboooooo….!
şimdi çatal kaşık bıçak setleri bile çıktı
yazıda işim gücüm var dediydim fakat hala buradayım. sabah mesai var 9:00. gidin yatın kardesim. beni tutmayın bilgisayar başında..
davul bile dengi dengine!
ne jumbosu yahu, bırakın jumboyu, nils i diyorum ben çok gıcık bir kazdı kendisi.jumbo fil değil miydi??
fil de vardı evet. yoksa uçak dumbo muydu, hehehe..
jumbo çatal kaşık seti puellacımindirimde bu sezon
tabi fildi jumbo. yoksa tüm çocukluğum bir yalan üzerine kurulu olur.
aha buldum jumboyu..
dejam jumbonun çatal bıçak seti nefistir, o başka. hatta tencerelerine bile değinirdim şimdi, ama arrogante beni yaka paça blogdan şutlar 🙂 o yapmasa ben şutlarım zaten.
yahu jumbo şu pembe fil değil miydi? o jumbo değilse pembe fil kim?
isim benzerligi..ben fili de hatırlıyorum. o da jumboydu, sorun yok sakin ol puella..:)
benim uçak mı acaba demiştim ama senin fil dumboymuş yahuu..
zaten o dumbo yazılır, jumbo okunur..
uçan fildi hemi de. cidden öyle uçan pembe fil jumbo vardı. hay allah. yok muydu yahu..
e verdim ya linki..
e evet.. tüh.. bunca yıl yanlış bilmişim demek kine.
bak şu allahın işine
ekşide de aynı geyik olmuş. jumboydu dumboydu deyü..
bu arada benim uçağın jimbo olduguna dair soylentiler var..
yok ben olduğu gibi kalsınlar istiyorum.
isimler önemlidir öyle deme. renkler değişkendir.
İsimler önemlidir.. Unutmak kişiye saygısızlık olur..
sana bundan sonra, “hey beyaz adam! naber?” diye hitap edeceğim. siyahsan da siyah adam diyeceğim. isimlerin ne önemi var değil mi? ben seni renginle değerlendiriyorum. hafıza işte.
Ama isimler hafıza da kişiye benzer şekillerle eşleştirilirse, unutulmaz..
algılama felsefesi isimleri saklayamaz diyemezsin, belki resimleri ve görüntüleri -ve hatta kokuları- daha iyi saklar diyebilirsin. balık hafızalı değilsen, primat değilsen, isimleri normal şartlarda, belli limitlerde hafızada tutarsın. bu kişiden kişiye değişse de. ama “isimleri saklayamaz” yanlış ifadedir.
Bir insan hiçbirşeyi asla unutmaz. İsimleri de unutmaz. Evet, görüntü ve kokular daha iyi hatırlanır ama “isimler hafızada kalmaz” mutlak ifadesi bilimsel değil. ıspatlanmış bir iddia değil. dolayısyla katılıyorum Puella ve Pibek’e.
Yaşlı bir şöförümüz vardı, bir gün ona dedim ki..-Ayyy arkadaşımı aramayı unuttum.Dedi ki bana-Eğer senin için önemli olsaydı, onu sevseydin asla unutmazdın..o haklıydı, insanlar unutmak istemediklerini unutmuyorlar..Bu kulağıma inci taşlı küpe oldu..
jumbo ve dumbo bahsi konu dışıdır diye düşünüyorum, lakin dönemin çocuklarının pek çoğu mevzu bahis fili jumbo olarak algılamıştır. bunun nedeni emin olun jumbo çatalı bıçağı değil, bize aktarılış biçimidir hayvancağızın. isimler kalır sayın thing. ve hatta nickler bile kalıyor ki – kalmasa idi emin olun size cevap vermezdim.
Tom ve Jerry i görünce benim de aklıma Anthro geliyor.
İşlerine son verdim be Pibek’im. Sezon kesat bu sene. Ayıp oldu çocuklara ama. Yalnız çalışıyorum bu ara.
Çok yaratıcıydı bence, yeni kahramanlarını bulunca haber ver..Anthro’cum..
Kaz tadinda bir yazi olmus Hombre:)
:)))
Ama kaz tutulmuyor ki be Nico. Üç kezdir tutuyorum tutulmadı hala. Kaçan kazın eti daha lezzetli olur diye mi acep? Yakalayacam ama sonunda Arrogantenin kazını.
Merhaba arkadaslar, gecenin bu vakti kimse olmaz saniyordum burda.:)
Merhaba arkadaslar, gecenin bu vakti kimse olmaz saniyordum burda.:)
Ben bu gece sabahlayabilir konumdayım. Ama burda ne kadar dururum, Allah bilir.
thing sakin ol 🙂 bak gökkuşağının altında sen, üzerinde bir düzine ay var. sarımsı daha cok kırmızımsı (ve hatta turuncu) güneş, dağları pembe bir dokunuşla uyandırıyor, öncesinde ise lacivert gökyüzünde binlerce yıldız kayboluyor.niko abi hoşgeldin 🙂
Boşver thing. Bir Dumbo Cumbo için tecavüzlere lüzum yok. Sevgiyle kal, mutlu kal, mutlu uyu bu gece. Bilgiler bizi her zaman yanıltabilir. Ama güzel duyguları dikkate al sen.
cizıs end meri çeyn. the crow un soundtrack ini seslendiren grubu bu vesile ile tavsiye eder, hayat nelere kadirmiş derim.
Güzel duygular güzelliği, çirkin duygular çirkinliği çağırır..Hoşgeldin Nico..
ı ıh. pempe :)gül pembe geldi aklıma, barış manço.
fikrinizin ırzına geçen kişi yada şeyi lütfetseniz o zaman.. belki bi faydamız dokunur.
Hos bulduk arkadaslar, Yattim fakat uykum kacti. Iki gündür de giremiyorum pek. Bakayim bizimkiler ne halde, neler yazmislar diye girmistim. Gördüm kü yalniz degilmisim:) Burda saat 02:32 sizin orda 1 saat ileri. Uykunuz gelmedi mi daha?:)))
Gri rengini hiç sevmem ama filde güzel duruyor..
7 den 77 ye mi, öyle bişeydi. ya da şu an tamamen uyduruyorum. bilirsiniz sayın thing, isimler unutulur. demek ki yaşlara ilişkin isimler daha çabuk. ya da isimlere ilişkin yaşlar. hay allah. neyse ki arrogante nin yazısı, dızzzttt demek istiyorum 🙂
bak mesela ben puella ismini hiç unutmam, yaptığı yorumlar pudra şekeri gibi, pudra-puella..işte bir isim kişinin özellliği ile birleşerek, şekillendi şu anda
pibek 🙂 teşekkür ederim, o senin hüsnü şekerliğin.. bak arrogante, yavaş yavaş kendine geliyor ortam. bu arada ben uçan pembe file halen (haleda) jumbo demek istiyorum.
pudra şekeri Puella, kafama kazındı artık..Tamlama oldu, bir sürü tamlama var kafamda daha..Think Pink..
Ucan kaz dönmedi mi daha:)
majo illa problem çıkaracaksın:)
yakari nin atının adı ne idi ?
beyaz şimşekmiş
kaynak:ekşi
bu yazıdaki nostaljiye uzaylı zekiye yazısının altındaki yorumlarla katımak isterim.
dumbo griydi ayrıca pembe değil.
Kaz etini haşlayarak bişirmeye çalışmayın, çünki haşladıkça sertleşir mümkünse ızgarada pişirmeniz tavsiye olunur.
büyük hüzün. hem adı jumbo değildi hem de pembe değildi demek. neler yaşamışım ben küçükken..
dayım tavşan pişirmişti ağlamıştım. ye halbuki ne ağlıyorsun.
pempe olan panterdi, zoh zoh zoh..
Tavşan yahnisi yemiştim hiç sevmedim tadını.
bendeki hayal ürünü de süpermiş bu arada. insan peri falan görür, pembe fil yahu. hay allahım.
pembe başlıklı kız
travmaya bağlıyorum bunu puella. küçükken bir fil tarafından hortumla dövülmüş olabilirsin. o esnada üzerindeki pembe dantelli kıyafet kana bulanmıştır filan. travma sonrası stres bozukluğu.
pempe panter de komik. panter yahu bu. gücü, hırcınlıgı, cevikligi, hızı vb. temsil eden bir hayvan pempe olur mu?bu arada bir pempe panter muzigi performansı ve fazlasını gormek isteyenler elime mum diksin.
Pembe panter yahu bu, birçok arabanın camına “bebek var” dan önce tutturulur.Ama neden pembe acep, iç dünyasında bazı dalgalanmalar mı var yoksam?
pembe demeyin bana pembe demeyiiiin 🙂
ben zaten hep pempe demişim. şimdi farkettim.
Puella dersane zamanından bir arkadaşım vardı. Çocuğun pembeye tiki vardı. Pembe dedin mi baygınlık geçiriyordu.
PEMBE PANTER FİLM OLARAK DOĞMUŞ ANCAKJENERİK İÇİN ÇALIŞILIRKEN FRİZ FRELENG ÇİZGİ FİLM FORMATINDA BİR ŞEYLER YAPTIĞINDAN SEVİMLİLİK KATMAK İÇİN PANTERİ PEMBE ÇİZMİŞ. HEMİ DE ÇOK SEVİLEN BU PEMBE YARATIK SONRADAN ÇİZGİ FİLM OLMUŞ. O BAKIMDAN PEMBE KENDİSİ.
haaa, o zaman tamam.
Hııı anlaşıldı tamam.
sorun yok o halde
deja ciddi misin, nasıl yani hatta 🙂 pembe tiki ilginçmiş 🙂
Bende çok şaşırmıştım. Pembe dendiği anda, pembe gördüğü anda her yanı titriyor sara krizine girmişçesine. Ama her geldiğinde “dün yine bilmediğim bir evde uyandım” felan derdi, yanında hatunlar felan.. Pembe kriziyle daha o yaştaki uç yaşantısı gözümün önüne geliyor da, aklıma tek birşey geliyor.