bildirgec.org

mavi hakkında tüm yazılar

her an daha çok…

minegece | 02 August 2007 11:57

Çoğalarak seviorum seni, giderek daha çok…her şeyi yenideb ögrenir gibi, ögrendiklerimi biriktirir gbi, çoğala çoğala. uzaklığında da, yakınlığında da, her zaman ve her mekanda…
Geceleri kısaltıp gündüz oluyorsun, gündüzleri biriktirip yıldız oluyorsun.Daha çok seviorum seni, yaramın kanamasını kesen bi ilaç gibi.Bir kıvılcımdan, bir yangına dnüşür gibi, büyüyerek ve daha çok. her an daha çookk…Seni sevmenin nöbetini tutuyorum, yüreğim ellerimde. Karda, kışta, deli yağmurda. Mavide ve yeşilde.parlaklığı giderek artan bi çicek gibi. Sevdikçe çoğalıyor benim parlaklığım da…Sevdikçe çoğaltıyorum seni, çoğaldıkça daha çok seviyorum. Yollardaki sisi savuruyorum, rüzgar oluyorum. Aydınlığa koşuyorum.Yüzünü taşıyorum rüyalarıma, ellerin darılıyor, onlarıda çağırıyorum. Gülüyorsun, gülüşüne haran oluyorum. Sevdikçe hayranlığımda çoğalıyor…Sevdam hep bir an öncesinden daha büyük. Aşkım, daha kararlı, bulmuşken seni kaybetmemek adına.Seni seviyorum, yaşama sevincim çoğalıyor, içimdeki kuşlar çoğalıyor, kanat çırpışlarını dinle. Hepsisenin aşkına uçuyor…Görmesek de birbirimizi ne gam!!.. Varsın işte, oradasın.Onca aşk öğretemedi: ama, şimdi yalnızkende öğreniyorum seni sevmeyi. Ögrendikçe daha da çoğaltıyorum seni, çoğaltıkça acı yok oluyor. Şimdi yıldızları daha büyük gecelerin, daha çok. Seninle birlikte yıldızlarda çoğalıyor.Korkam, nekadar çoğalırsan çoğal, yüreğim aşkını taşırmayacak kadar büyük. Sana dair ne varsa hepsini taşıyacak kadar güçlü. Senden gelecek he şeyi kucaklamaya hazır. Seni çoğaltıkça atacak. Gelecegini bilirse, sensizliğede dayanacak. Ve sevgilim bu aşk senide çoğaltacak… yasinim…

Mavi Ajanda – Web 2.0 Ajanda

mTuran | 19 July 2007 12:23

Mavi Ajanda türk yapımı bir Web 2.0 ajandasıdır.Diğer ajanda uygulamalarından widget desteği, rss okuma desteği, ana sayfa oluşturma(netvibes) gibi özellikleriyle ayrılmaktadır.

Mavi Ajanda‘nın özelliklerine kısaca bakacak olursak;

  • Akıllı Takvim ile düzene girin, bir kerelik, günlük veya haftalık etkinlikler ekleyin veya sevdiklerinizin doğum günlerini unutmamak için doğum günü hatırlatıcısını kullanın !
  • Mavi Ajanda size istediğiniz zaman SMS veya E-Posta ile haber versin.
  • Kendi Ana Sayfanızı oluşturun! Widget(Oyunlar, Radyo, Sözlük…), rss besleme veya en son gazete başlıklarını ekleyip Sürükle Bırak desteği ile istediğiniz şekilde yerleştirin.
  • 100MB’lık dosya deponuz ile dosylarınızı taşıyın.
  • Web 2.0 arayı ile basit, sade ve kullanışlı tasarım ve Ajax alt yapı ile işlemlerinizi çok kolay ve hızlı yapın.
  • ve daha birçok özellik…

Önemli Not: Sitenin sahibi bildiriyi yazan kişi yani benim, reklam gibi polemiklere girmeyelim Mavi Ajanda ücretsiz bir hizmettir ve ayda SMS & Sunucu hicmeti için 300 milyona yakın karşılıksız maddi destek sağlamaktayım, yardımcı olmak isterseniz sistemdeki hataları(bug) bize bildirmeniz yeterlidir, teşekkürler.

GECE LAMBASI

redorack | 02 May 2007 10:31

Etrafına dikkatlice bakındı. “Şu şirin, pembe süslemelere bak!” dedi içinden. Çocukluğundan beri ısınamamıştı ‘şeker’ şeylere. Yine de elini uzatıp yaldızlı kağıtlardan aldı; kendisine sinir olma eşiğinde… Biliyordu aslında seçmesi gereken diğer renkleri. Renkler hakkında bu kadar bilgisi olmasına kızdı birden. Sırf ona yakıştırdığı rengin anlamını bilmesinden dolayı almadı. “Karakterinin şu yönünü simgelermiş! Kime göre?” Yine de almadı… Kafasındaki, ona ‘yakışması gereken’ renkli kağıtlardan da aldı, hatta gereğinden fazla aldı. Hata yapacaktı elbet ilk denemesinde. Yeniden aynısından bulamayacağının evhamıyla… Kendisini gittikçe ufalan bir çocuk gibi gördü. Yaşı da boyu da ufaldıkça ufalıyordu. Kasaya geldiğinde, dükkan sahibinin ne uzun olduğunu düşündü. Bakkaldan elmaşekeri alır misali sevinçle paketlenmelerine baktı aldıklarının. Sonra -şimdiden severek- aldı torbasını eline, çıktı dükkandan.

Kırmızı+Mavi=Mor

melody park | 11 April 2007 09:56

Dün gece düşündüm de
renkler olmasaydı
Yaşanmazdı bu dünyada
Korktuğum odur ki
Kapkara bir dünyayı
isteyenler var aramızda

Barış Manço

Çocukken en sevdiğim şarkılardan biriydi Barış Manço’nun ‘günaydın çocuklar’ şarkısı. İlk kez bu şarkıyı dinlediğimde gerçekten farkına varmıştım renklerin öneminin. Geçenlerde kitapçıda dolaşırken yeniler bölümünde Dost Yayınlarından çıkan ”Renkler” isimli kitabı görüp incelerken bilinçaltımdan bu şarkı fırladı ve bende psikologların yardımı olmadan çocukluğuma inmiş oldum bir güzel.

Kırmızı, mavi ve yeşil…

| 16 March 2007 15:43

Kırmızı, yeşil ve mavi yolda yürüyorlarmış birden karşılarına hızla karşıdan gelen sarı çıkmış. Hayrola nereye gidiyorsun diye sormuşlar sarıya böyle hızlı hızlı. Bir sergi var yetişmem lazım demiş. Sonra bu üçü yürümeye devam ederken yeşil benim eve gitmem lazım çoluk çocuk ekmek bekler demiş. eyvallah demişler kırmızı ve mavi, yeşile ve içmek için beyazın meyhanesine gidelim diye kararlaştırmışlar. Sonra beyazın meyhanesine gidip başlamışlar içmeye karşı masalarında siyahla karısı eflatun varmış. Bizim salak mavi ve kırmızı içip içip zıvanadan çıkınca dalmışlar eflatunun vucud hatlarına bunu gören siyah bunları bir güzel dövmüş ve beyaza söyleyip meyhaneye bir daha sokmamak üzere söz istemiş. Dayak yiyen mavi ve kırmızı perperişan yolda otururlarken karşıdan gelen kahverengiyi görmüşler nedir bu haliniz demiş kahverengi. Bekleyin sizi hastaneye götüreyim tanıdığım bir doktor var demiş adı turuncu…

Baykal Baykal, kına yak

serdarsabri | 06 November 2006 09:13

Bak, önünde kimse kalmadı artık.

Devrimlerle halkı barıştırmak için hayatını vakf etmiş , Cumhuriyet’in yarattığı tek gerçek sentez, Bülent Ecevit, nur içinde yat, mekanın cennet olsun.

Yarım kalan hikayeler

sbaskentli | 28 September 2006 12:35

Bir okyanus gördüm dün gece Ankara yolu üzerin de. Oysa göller bile ufacıkdır buralarda bırakın okyanusu deniz bile olmaz diye bilirdim bu bozkır topraklar da.

Oysa evet vardı ve tam oradaydı. alabildiğine mavi , alabildiğine coşkun dalgalara sahip bir okyanus. Zaman zaman duruluyordu dalgaları ama tatlı bir gülümseyeşin vals yapan eşi gibi tekrar coşuyordu dudaklardan yayılan tebessüm ile birlikte.

Bir kaç ay olmuştu sanırım Ankara ya gelmeyeli ve bu yollardan geçmeyeli. çoğu zaman olduğu gibi sadece bir günlüğüne gidiyordum gene memleketime. Yorucu geçen bir gün gecenin saat 3 ünde binerek başladığım otobüs yolculuğunun başlangıcı ile noktalanmıştı benim için.