bildirgec.org

kişisel hakkında tüm yazılar

zehr-i girdap, akşamlar…

astral | 24 February 2010 10:38

Parada leke kadar izi yok şimdi bu akşamların… Şehvet-in meçhul tendi bir zamanlar; şimdi zehr-i girdap, akşamlar…

Nankörler denizinde dehlizler yorulur mu? Sır tutar mı denizde kayalar? Her anı sana birer kaya olarak döndüğünde hala akşamlar o kadar sakin midir; hani kendini gecenin kollarına huzurla bıraktığı akşamlar…

O saatler ki, -çok düşünmüşsündür- gündüzle gecenin ortası; şehvetle ızdırabın ortasıdır, aşk… İşte o kadar, işte o kadar.

İşte o kadar dediğin hiçbir şeyin, hiç de o kadar olmadığında, hayallerin leğendeki kağıt gemiden daha korunaksızdır.

Bir çocuk için bu eğlenceliyken senin ayaklarının yerden kaymasıdır ki, bir yandan da tutman lazımdır kendini; hiçbir şey çaktırmadan devam etmen gereken bir yaşamın vardır çünkü.

Çünküleri çoktan, çoktan geride bırakmak isterdin oysa ve en güzel günlerinin onunla geçmesini… O gitmişken ve yalan şerbetinde boğuluyorum demekten yorulmuşken; yaralı bir hücre gibi tedavi etmen gerekir kendini.

Yeni baştan, devamlı ve elbette zorunlu olarak; böyle olması gerekiyor. Oysa bütün zorunlulukları çöpe attığımız bir düzlemden gelmiyor muyduk, el ele… Güldürme beni, el ele mi?

İki Ziyan Bir Yalan (2)

astral | 23 February 2010 10:49

corbis.com
corbis.com

Sanki Tanrı anlatmak ister gibi, ‘Aşk kafana göre bir yazının devam etmesi değil, küçüğüm. Aklındakilerinin olmasıysa hiç gerekmiyor. Biraz karışıklık da işin içinin çamurlandığını değil tam tersine belki o çamur içinde senin yolunu bulmaya çalışırken büyüdüğünü de gösteriyor. Tamamen iyi yok.’

– Tamamen iyiyi aramıyorum.

– İyi de istiyorsun ki belki sorunsuz belki tutkusuna leke düşürecek ya da soru işaretleri yaratacak tutumlarda bulunmasın. Biz ne kadar koşut bir varlığız ki bunu başarabilelim. Çoğu zaman kendi içimizde de oldukça karışığız.

Gölgeler Açık Veriyor3

astral | 23 February 2010 09:45

corbis.com
corbis.com

Can, pencereye doğru yaklaştı. Evin salonunda oturuyorlardı. Çokta büyük olmayan bir salonları vardı. Salonun en güzel yanı bembeyaz, salonu ışıl ışıl yapan tülleriydi. Güneş giren bir evleri vardı.

Tüller, mobilyalara uyum sağlıyordu. Sıcacık olumlu bir etki yaratıyordu eve girer girmez. Hem öyle yarım da değil aşağı kadar uzanan tüllerden.

Salonun üç tarafında da pencereler vardı. Can’ın sırtı dönük bir yandan dışarıya bakıyordu. Dışarı aydınlıktı, zamansa öğleden sonraydı.

İki Ziyan Bir Yalan 1

astral | 22 February 2010 09:40

Yeşil, haki, gri karışımı bir palto giymişti. Yeniydi. Yakışmıştı. Badi badi ve sert sert atıyordu adımlarını dünyaya kızgın adam. Bana doğru geliyordu. Yine dudağında efkarlı bir sigara, en yakın arkadaşı. Gözlerinde çoğu zaman olduğu gibi tutku vardı.

Gözlerindeki o tutkuya mı aşığım ya da aşık olduklarımın arasında o da mı var bilmiyorum. Karşıdan bana doğru gelirken sahiplenici ve dünya yansa onu vermem diyen bir hali vardı. Bu hali benden başkası onun üzerinde okuyor mu bilemiyorum.

corbis.com
corbis.com

Çok ünlü bir oyuna bilet almıştık. Bana aşık eleman da orada bitmesin mi, bizimki ondan hiç haz etmiyor. Bir de üzerine üstlük tiyatro sahibi biletleri çifter dörder satmış.

Gölgeler Açık Veriyor 2

astral | 21 February 2010 18:18

Esin’i, Can tam bu an avucunda hissetti. Bir şeyleri ortaya çıkarmak istiyordu. Aslında içinde kalan ve konuşmak istediği şeyler vardı. Bunlar yılların getirdiği tortulardı. Artık çıkmak istemekteydiler.

Tam bunları düşünürken Esin’in heyecanlanması Can’ın daha da hoşuna gitti. İstediği buydu. Tam zamanı dedi, Esin’in üzerine gitti.

“ Sen sinirleniyorsuun! Demek ki seni sinirlendirecek bir şey var…”

corbis.com
corbis.com

Can bunları oldukça rahat, gevşek bir şekilde, yüzünde hafif bir gülümsemeyle söylemişti. Esin’in kapana kısıldığı ve amacına yaklaştığı düşüncesi olayı daha da zevkli hale getirmişti.

“ Hiç yorulmayacaksın değil mi ?”

santral taklidi

astral | 20 February 2010 17:22

Ne zaman bu şehirde iki üç kalsa patlıyor, elektrik santrali taklidi yapıyordu.

Oysa yapmasına gerek yoktu. Zaten yapısı oldukça mesafe koruyucu bir çember içeriyordu. Dedim ki, bu adam bu kadına katlanamıyor. Bir adam şehir dışından geldiğinde, çok yorgun olsa da, bal börekse ve buradayken sinirli oluyorsa bu kadının yüzüne katlanamıyordur.

Şu gitse de kimle birlikte oluyorsa olsa diye geçiriyorum içimden. Var bunda bir şey. Banane. Banane olur mu? Bunun tavrı siniri aynen yansıyor.

Koruyucu kalkan mıyım ben? Şu kadınlar, rahatlatıcı nice kadınlar ne kutsal varlıklarmış onlar. Bal oluyormuş kimi insanlar. Töreler de pek iş görmüyormuş, insanın ruhuna hizmet eden gerekliymiş. Kimilerinin ruhu neresinde bilinmez ama bilen biliyor demek ki. Bu şehirde bu ruh eror veriyor, olan bu.

corbis.com
corbis.com

Adam her zaman tertemiz ve karizmatik, hoş kokulu, çok hoş. Sanki kokuya tav olunurmuş gibi kimi zaman. Ki, kimileri de oluyor demek ki. Adamın sinirleri alındığına göre ince ince. İnce ince olan diğer hususları bilemesem de tahmin ediyorum. Kimileri çalışmayı pek sever. Kaçıştır. Evden. Kafadan, düşüncelerden, düşlerden, kurmamak için yoldur. Yollar dahi iyidir. Başka yollara çıksa da ruhun ilaç gelir yorgunluk. Yorgunluk da ilaç mıdır? Öyledir. Tamamiyle. Bunu da anladım ya, başka bir yerdeyim anladım.

Gölgeler Açık Veriyor 1

astral | 20 February 2010 12:08

Can durup dururken sordu, ‘Satılmış ruhlar kermesinde hangi yarım kürede olduğunu düşünüyorsun?

corbis.com
corbis.com

Esin pek önemsemedi Can’ın sorusunu. Alışkındı. Can zaten farklı bir insandı. Nereden çıktı bu diye düşünmedi.

Aklına geldi ve sordu diye düşündü. Pek de düşünmek istemedi işin aslı. Can felsefeye, dünyaya çok kafa yoran bir gençti.

Can’ın bu yönünü seviyordu ama şu an hiç de kendini bunlara kafa yoracak halde hissetmiyordu. Soruya kendi tarzında, gülümseyerek, rahat bir şekilde yanıt verdi.

CORSAIR FLASH PADLOCK 2

mcosar | 19 February 2010 18:55

Yüksek performanslı bilgisayar ürünleri ve flash bellek ürünlerinde dünya lideri konumunda olan Corsair firması bugün yeni Flash Padlock 2 güvenli USB flash sürücünün üretimine başladığını duyurdu. Bu benzersiz USB flash bellek kapsamlı ve kişisel verileri, kritik iş dökümanlarınızı, fotoğraflarınızı istemediğiniz kişiler tarafından kullanılmaması için veya kaybettiğinizde içindeki bilgilere ulaşılamaması amacıyla verileri ekstra korumak için tasarlanmıştır.

Islak Düğün

astral | 18 February 2010 13:01

İstediklerimin kala kaldığı bir an/ bin an. Kalakaldığım onca anın kaçında sen varsın, ben varım? Yalan dolan bu meşk oyunları, nihayet ayılan kadının dudaklarında aşk yazmıyor. Aşk yazmamasıysa aşkla tanışması.

Uzaklarda bir kadının düğünü var. İç soğukluk duyan kadının ıslak dünyasından son vedası bu şarkı, ağlıyor; göz yaşları yağmurları kıskandırırken, o da sessizliği kıskandıranlardan… Oysa içinde ne çığlıklar var.

Uzaklarda bir kadın evleniyor. Aşk yanmış bir yakamozda çoktan kaybettiği cehennemde. Hiç tutamadığı çiçeklerini atmış ateşin tam ortasına. Kadın düğünlere gitmeyi hiç sevmezmiş. Dalga geçenlerdendi kimi törenlerle, törelerle. Bir gün dergide bir model fotoğrafında yere fırlattı ömrünü. Sanmıyordu.

karma temizleme orucu

admin | 09 February 2010 11:19

www.crystalinks.com/karma1
www.crystalinks.com/karma1

Karmamı temizliyorum. 20 gün oldu, düşünüyorum. Ocak 20’ idi, ‘Şubat başı başlasam güzel olur’ dedim. Baktım Şubat 10 olmuş. ‘Nereye kadar erteliyorsun?’ dedim. Bu sabahtan başladım. Dua ettim. Niyette neden karmamı temizleme işine giriştiğime değindim ve yardım istedim. En sonda da karmamı temizlenmesini diledim.