Parada leke kadar izi yok şimdi bu akşamların… Şehvet-in meçhul tendi bir zamanlar; şimdi zehr-i girdap, akşamlar…
Nankörler denizinde dehlizler yorulur mu? Sır tutar mı denizde kayalar? Her anı sana birer kaya olarak döndüğünde hala akşamlar o kadar sakin midir; hani kendini gecenin kollarına huzurla bıraktığı akşamlar…O saatler ki, -çok düşünmüşsündür- gündüzle gecenin ortası; şehvetle ızdırabın ortasıdır, aşk… İşte o kadar, işte o kadar.

İşte o kadar dediğin hiçbir şeyin, hiç de o kadar olmadığında, hayallerin leğendeki kağıt gemiden daha korunaksızdır.Bir çocuk için bu eğlenceliyken senin ayaklarının yerden kaymasıdır ki, bir yandan da tutman lazımdır kendini; hiçbir şey çaktırmadan devam etmen gereken bir yaşamın vardır çünkü.Çünküleri çoktan, çoktan geride bırakmak isterdin oysa ve en güzel günlerinin onunla geçmesini… O gitmişken ve yalan şerbetinde boğuluyorum demekten yorulmuşken; yaralı bir hücre gibi tedavi etmen gerekir kendini.Yeni baştan, devamlı ve elbette zorunlu olarak; böyle olması gerekiyor. Oysa bütün zorunlulukları çöpe attığımız bir düzlemden gelmiyor muyduk, el ele… Güldürme beni, el ele mi?

Gün kararıyor. Kararmasın, hep gündüz kalsın. Oysa ben akşamları çok severdim. Gökyüzüne bakmaktan korkuyorum. Boyasam pastel boyamla olur mu, bir çocuk gibi çizgi film seyrederken onunla ya da filmde sarılmışken sımsıkı; şimdi bunların her biri hatırlamak istemediğim ayrıntılar. Binlerce ayrıntı dolanıyor benliğime.Benliğime, sadece benim ilgilenmesini istediğim ayrıntılarla ilgilenmesini söylüyorum, söylüyorum, söylüyorum…Sessizlik, izsizlik kadar ağır. Adı olmayan bir anı –dahi- değilken, şarapta eskimiş bir tat kadar lezzet bırakmıyorum artık. Kanımı donduruyor, eğer düşünürsem bu gerçek.
Sonra diğer gerçekleri düşünüyorum: ‘sevse gitmezdi.’Binlerce kez söylüyorum bunu benliğime, kopsun ayrıntılardan ve akşamla barışsın diye.

Günde akşam da var, ki ben akşamı çok severdim; anılar her saniye ilmiklememeli bedenimi. Ruhumu değil de neden mi bedenim?Sol yanımda ağrı, sol elim, küçük parmağım ve yüzük parmağım, sol kolum, sırtımın sol yanı ve boynumun sol yanı ve kafamın başlangıcında sol kısım; ağrıyor.Ve ben biliyorum ki, kalp krizi geçirmiş biri için bu tehlike sinyalidir. İşte akşam -dile benden ne dilersen ama- bana bunu yapma. Evrenden kendi adıma güç istiyorum.Parada leke kadar izi yok şimdi bu akşamların… Şehvet-in meçhul tendi bir zamanlar; zehr-i girdap, akşamlar…(1-Yazılar herhangi birine yazılmamış olup, hayal gücünün özgür uçuşlarıdır. 2- Yasal Haklar: Kaynak gösterilsin ya da gösterilmesin, hangi dilde olursa olsun içeriğin bir kısmı ya da tamamının kullanılması yasaktır. Bu yazının yasal hakları www.hafif.org ve Astral’a aittir. Bu maddeler, altında yazmıyor olsa dahi, Astral’ın tüm yazıları için geçerlidir.3-Görseller, www.corbis.com adresinden alınmıştır.)