bildirgec.org

kırmızı hakkında tüm yazılar

mavi ekran

ekinoksah | 18 May 2007 13:00

Bilgisayarımı açtıktan 10,15 dakika sonra bilindik mavi ekran hatasını alıyorum bu günlerde her zaman oluyor.Windows xp fiesta kullanıyorum 512 ramim var.Hangi programlar bios ayarlarını etkiler söylermisiniz.

EYVallAH

EUQON | 30 April 2007 14:06



Sene 1985. Uzaklarda hep özlediğim biricik vatanıma döneli 4 sene olmuş. Hasretle taşını, toprağını kokluyorum her fırsatta. Ara ara üç ay, beş ay, bazen bir sene kadar uzaklaşmak zorunda kalıyorum, yokluğu daha da katlanılmaz oluyor. Tek kanallı televizyonunu, kapanışında çalan marşını, dalgalanan bayrağını, yere tüküren adamını özlüyorum, arıyorum. Çocuğum daha. Gökyüzünün mavisini, doğanın yeşilini sevmeyi öğütleyen şarkının aynı kıtasını tekrarlıyorum hep henüz oturmamış kalbim kabardığında;

“Hep kırmızıdır elbiselerim. Ben bu rengi pek çok severim. Bayrağımı cicim, çok sevdiğim için hep kırmızıdır elbiselerim”

Kırmızı fenomeni

winmaker | 13 April 2007 11:41

Arabanızla yolda sakin sakin gidiyorsunuz. Birden yol kıpkırmızı oluyor, acaba kan mı bu yoksa önemli biri gelecek diye yola kırmızı halı mı serdiler ya da renk görü mü oldum (renkleri abartılı görme hastalığı diye atayım) şeklinde yarı bilinçli düşünürken az ilerde de kırmızı koyunlar görüyorsunuz. Bir yandan iyiki de boğa değilim diye kendinizi telkin ederken içinizdeki hınzır ruhun çağrışımıyla beraber gözlerinizin kırmızılı kadını aradığı sırada önünüze gri suratlı adam atlarsa paniğe kapılmayın, hayat garipliklerle dolu ne de olsa.

Kırmızı+Mavi=Mor

melody park | 11 April 2007 09:56

Dün gece düşündüm de
renkler olmasaydı
Yaşanmazdı bu dünyada
Korktuğum odur ki
Kapkara bir dünyayı
isteyenler var aramızda

Barış Manço

Çocukken en sevdiğim şarkılardan biriydi Barış Manço’nun ‘günaydın çocuklar’ şarkısı. İlk kez bu şarkıyı dinlediğimde gerçekten farkına varmıştım renklerin öneminin. Geçenlerde kitapçıda dolaşırken yeniler bölümünde Dost Yayınlarından çıkan ”Renkler” isimli kitabı görüp incelerken bilinçaltımdan bu şarkı fırladı ve bende psikologların yardımı olmadan çocukluğuma inmiş oldum bir güzel.

Red Red Red | Urawa Reds

RizeliAslan | 03 April 2007 10:07

http://www.youtube.com/watch?v=qQhJIfe6at8&eurl=http%3A%2F%2Fwww%2Etribundergi%2Ecom%2Fforum%2Fviewtopic%2Ephp%3Ft%3D29861

“Cinayet Okulu” Kırmızı ve Siyah —Açılış töreni—

neoturk | 21 March 2007 11:58

Adaletin kuşku duyulur hale geldiği bir ortamda , kendi adaletini arayan insanlar olabileceği gibi bu adalet hizmetini sunarak para kazananlarda olacaktır…Keşke bu paralar sadece polis , hakim , savcı ve hapishane memurlarına ödenen maaşlar olsa !
altta anlatılan gibi bir toplumda yaşamak veya o sahnelerde bir rol sahibi olmak istemiyorsak adalete güvenmeliyiz, devletimizde adaletini güvenilir hale getirmeli ki kırmızı ve siyahlara muhtaç olmayalım…

Sahne 1

Biri siyah diğeri kırmızı giymiş iki adam arkası dönük vaziyette bir masaya karşı oturuyorlar.

Kırmızı, mavi ve yeşil…

| 16 March 2007 15:43

Kırmızı, yeşil ve mavi yolda yürüyorlarmış birden karşılarına hızla karşıdan gelen sarı çıkmış. Hayrola nereye gidiyorsun diye sormuşlar sarıya böyle hızlı hızlı. Bir sergi var yetişmem lazım demiş. Sonra bu üçü yürümeye devam ederken yeşil benim eve gitmem lazım çoluk çocuk ekmek bekler demiş. eyvallah demişler kırmızı ve mavi, yeşile ve içmek için beyazın meyhanesine gidelim diye kararlaştırmışlar. Sonra beyazın meyhanesine gidip başlamışlar içmeye karşı masalarında siyahla karısı eflatun varmış. Bizim salak mavi ve kırmızı içip içip zıvanadan çıkınca dalmışlar eflatunun vucud hatlarına bunu gören siyah bunları bir güzel dövmüş ve beyaza söyleyip meyhaneye bir daha sokmamak üzere söz istemiş. Dayak yiyen mavi ve kırmızı perperişan yolda otururlarken karşıdan gelen kahverengiyi görmüşler nedir bu haliniz demiş kahverengi. Bekleyin sizi hastaneye götüreyim tanıdığım bir doktor var demiş adı turuncu…

küre

cosmicdust | 18 January 2007 02:45

Kürenin içinden çıkmak kolay olmadı…
Gerçekten kolay olmadı…
İçerdeyken sadece çıkmayı düşündüm. Dışarıda neler olabileceği beni o kadar çok heyecanlandırmıştı ki
Parmağımla yüzeyine dokundum önce pürüzsüz geldi fazlasıyla pürüzsüz gerçek olamaz dedim. Belki yüzlerce, binlerce kez kendi kendime zaten yapabileceğim başka bir şey de yoktu kendi kendime konuşmak dışında. İnsan kürenin içindeyken yalnızdır. Bunları anlatıyorum çünkü bazılarınız kürenin içine hiç girmedi küreden çıkanlarsa zaten bunu okumaya gerek bile duymayacaklar.İlk başlardaki pürüzsüz yüzeyini kaybetti küre…Benim korkak dokunuşlarım kuvvetlenip sertleştikçe; dışarı doğru esneyebilme ihtimalinin olacağı aklımın ucundan bile geçmezdi. Ama güzel olan birçok şey beklenmediktir zaten değil mi?
Beklemediğimiz: bilmediğimiz
Ama önemli olan şu an anlattıklarım değil.
Küre belki esnekti ama esnek olması onu güçsüz değil daha da sağlam kılıyordu. Günde belki onlarca kez gelen vahşet çağrısına uyup elimizde bir balyozla saldırıp kurtulabileceğimiz türden değildi. Küçük bir metal parçasıyla saatlerce vurarak delik açmaya, çatlatmaya çalışmak daha kolay olabilirdi
Kolay olmasını istememişlerdi…
Dokunduğum zaman içimin çekildiğini hissettim.
o esnedikçe ben büzüştüm.
Bir an hiç boşluk kalmayacağını düşündüm.
Kolay olmadı.
Neden bu kadar tekrarlıyorum bu cümleyi ”kolay olmadı” ne bekliyordum ki kolay olmasını mı?
Korunaklı sessiz ve huzurlu küremden neden çıkmak istedim
Hepimizin içinde var bu
“Merak”
Sadece merak
Başka nedeni yok
Armaya çalışmayın
Ya da
Siz bilirsiniz.
Öyle mutlu olacağınıza inanıyorsanız…
Dışarısı korkuttu beni,
Ama geri dönmek istemedim.
ASLA!
Nefes alamadım ilk önce
Birden genişledim.
Arkama dönüp baktığımda geldiğim yer artık olduğum yerden çok uzaktaydı.
Terk edilmiş kürelere ne olur
Biliyor musunuz?
Ben öğrenemedim.
Belki
Başka bir bebeği içine alıp büyütmek için cennete gidiyorlardır.
Kimi bebekler cennetten gelir buraya bazılar gelmez .
Kim karar veriyor derseniz.
İşte orasını bilene de rastlayamadım daha…