bildirgec.org

kirlilik hakkında tüm yazılar

toksik bilgisayar artıkları güvenli ürünlere dönüştürülecek

Banned | 13 May 2008 15:45

bilgisayarlar yeni çevresel sorunları da beraberinde getiriyor
bilgisayarlar yeni çevresel sorunları da beraberinde getiriyor

bir gün bilgisayar parçaları arabanız için yakıt olabilir. romanya ve türkiye‘deki araştırmacılar ortak bir çalışma ile bilgisayarlar için çevreyle dost ve verimli bir geri dönüşüm metodu buldular. bu metoda göre bilgisayar devre kartları; yakıt, plastik, kullanışlı tüketim malzemeleri vs… gibi ürünlerin hammaddesi olabilecek.

İETT baksana, IKARUS’ları kaldırsana

itumakina | 01 November 2007 14:59

Egzoz canavarı IKARUS
Egzoz canavarı IKARUS

İstanbul’da hava kirliliğine karşı duyarsız kalmayanların başlattığı “İETT Baksana, IKARUS’ları kaldırsana” adlı kampanyada İETT ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’i e-mail bombardımanına tutuluyor. Kampanyayla ilgili Bloglarda /web sayafalarınd bu konudan bahsediliyor.

Kampanyayla ilgili ayrıntılı bilgi için buraya tıklayınız.

Egzoz canavarı IKARUS’lara son!

İstanbul’da temiz hava için kampanya!

osidosi | 07 September 2007 18:40

Araçların egzozlarının neden olduğu hava kirliliğinden rahatsız olan İstanbullular işe İETT’den başlamayı düşündüler. Özellikle ,Özel halk otobüslerinin eski model ve simsiyah egzoz saçan otobüsleri yerine modern diesel otobüslerin veya doğazlgazla (LNG) çalışan otobüslerin kullanılması için İETT’ye e-mail ve faks yolu ile baskı yapılmaya başlandı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’nın ve İETT Genel Müdürlerinin e-mail adresinin verildiği Az ve Öz adlı blogda kampanya için gerekli metinler de bulunuyor. İnşallah yetkililer kulak verir. Çok desteğe ihtiyaç var.

Modern otobüs
Modern otobüs

Akdeniz’de deniz rezervleri istiyoruz!

beegee | 21 August 2007 15:02

Aldığımız her nefesin yarısının denizlerimizden geldigini biliyor muydunuz?
Gercekten de öyle, ancak böylesine hayati önem taşıdıkları halde, bizler elbette gereken önemi göstermiyoruz. Üstelik değerini yokolduğunda anlayacağımızı sanıyorsak gerçekten de yanılıyoruz. Çünkü bunu anlayacak kadar bile vaktimiz olmayacak.

Greenpeace Akdeniz Denizler Kampyası Sorumlusu Banu Dökmecibaşı denizlerle olan ilişkimizi çok güzel anlatıyor : “Dünya yüzeyinin üçte ikisini kaplayacak kadar önemli bir yeri olan denizlerin ve okyanusların yüzyıllardır insanoğlunun yalnızca faydalandığı ama hiç karşılığını ödemediğini hiç düşündük mü?” Bu karşılık vermeme durumu gerçekten bizlerin bir alışkanlığı. Doğadan olabildiğince faydanalım ancak yerine bir birşey koymayalım bilinci bizde gerçekten kemikleşmiş durumda. Ancak öğrenmeme lüksümüz yok elbette, en sonunda öğreneceğiz.Oldukca ünlü bir doğa ve hayvan fotoğrafçısı, üzerinden para kazanılan her hayvan ve doğa fotoğrafı için, kazancın bir bölümünün doğal yaşamı koruma fonu olarak ayrılmasını öngören bir yasa hazırlanması gerektiğini söylüyor. Çünkü gerçekten de sürekli olarak dünya’dan her açıdan faydalanıp, karşılığında sadece zarar vermek kabul edilebilir bir şey değil.

ANTALYA’DA DENİZE GİTMEK

akoni | 09 August 2007 15:12

Ben 25 yıl İstanbul da yaşamış biriyim deniz burnumuzun dibindeydi ama çevre kirliliği nedeni ile sadece kenarında oturup yosun kokusunu içimize çekerdik.O bile beni mutlu etmeye yeterdi.Şimdi herkesin adını dilinden düşürmediği, turistik bölge dediğimiz zaman herkesin aklına ilk gelen Bodrum,Çeşme,Antalya hani denizi çok tuzlu olsa da sonuçta deniz.

Beni doyuruyor,tatmin olabiliyorum ama mutlu değilim..Acaba kör olsaymışım dahamı iyi olurmuş? Ama o zaman da mutsuz olacaktım. Vallahi koca bir dilekçe yazmayı düşünüyorum.Sorun ne merak ediyorsunuz.Acaba ben mi abartıyorum diyorum bazen. Evindeki bütün mutfak aletlerini sepetine dolduran pikniğe gider gibi tabak,kaşık,çatal sesleri arasında yerlerde halılar sanki deniz kenarı değilmiş de piknik alanındaymışız gibi.

Hani iklim sıcak insanlar bunalıyor hoş görülü olmak geliyor içimden .Ama çıldırmama az kaldı resmen çöpçülük yapıyorum. Atılan pet şişeler,karpuz kabukları,kırık bira şişeleri sizlere deteylarını anlatsam uzun sürecek manzara vahim içler acısı. Dahası korkunç. Kıyafet desen yataktan kalkan pijaması ile denizde atlet ,don,gömlek,tayt,bluz,şalvar,badi ne desem bütün kıyafetlerden tutun her şey var

.Hani burası ( Antalya ) güzel ülkemin turistik bölgesi olmasa ne giyersen giy diyeceğim ama diyemiyorum. Allaha şükür duşumuz var tuzlu sulardan arınmak için ama olurmu sanki mübarekler evde banyo oluyorlar şampuanlanmadan olmuyor. Bir kez uyardım şampuan kullanmak yasak diye aldığım cevap çok ilginç : “Gözleri bozukmuş yola gidecekmiş.” Hala çözemedim gözle şampuan ve duşun nasıl bir bağlantısı var. Şimdi ise en çok rahatsızlık duyduğum şu zıkkım olası içmeden duramadıkları – içimizde içen arkadaşlar varsa da duyurulur – lütfen dikkat ediniz içtiğiniz şu sigaranın izmaritlerini lütfen yerlere atmayın.Yer gök izmarit dolu artık çıkarmak üzereyim çok doldum.

Bu sahil şeridi benim tapulu arsam değil yanlış anlamayın. Sadece boş bulduğum yerde oturup kitap okur,yüzer giderim. Çevremin temiz olmasını istiyorum.Bıraktığım gibi bulmak istiyorum. Herkese sesleniyorum. Nasıl ki yabancı devletlerde yerde bir izmarit bulsam eşşek gibi anıracağım diyorsam benim ülkemde öyle olsun istiyorum. Bazen acaba biz arap soyumuyuz diyorum. Elle yemek ye sonra ellerini üzerine sil. Biz bu olamayız.Atatürk ne demiş ne mutlu Türküm diyene.Mutlu olabilmem için çevremin temiz olması gerekiyor.