bildirgec.org

kedi hakkında tüm yazılar

neden?

absence of mind | 14 December 2007 20:09

ölüyor muyum bu defa?
inanmadığım bir tanrıya nasıl dualar ediyorum böyle, sadece biraz daha sürsün dayanım ömrüm diye.

‘Hala yazıyorsan ölmezsin sakin ol’, diye fısıldıyor tanrı..

Ya bunu sen yaparsan diye yakarışım…kendini öldür tanrı, kendini ifna et..beni bırak, beslemediğim karıncalar var bugün..senin de insanların aç, unuttun mu onları?

Biraz daha tadına varmak istiyorum öğütülmüş buğdayın, içime çekmek aromasını nergislerin, gizleri açığa çıkarmak istiyorum bir bir, ipek böceğinin tiz ayak seslerine eşlik eden şarkılar söylerken , ve feyzalmak istiyorum uçuşundan kelebeğin.

Denek hayvanları

darjeeling | 13 December 2007 15:17

Gün geçmiyor ki bir hayvan türünün daha genleriyle oynanıp tuhaflaştırıldığını görmeyelim. Bu seferki örnek ise , buradaki habere göre, Ankara kedileri. Güney Koreli bilimadamları bu kediciklerin genleriyle oynayıp onları karanlıkta parlar bir hale getirdiler. Amaç onların florasan proteini üreten genleriyle oynayıp insanlar için genetik hastalıklarda kullanılabilecek tedavilere katkıda bulunmak. yani insanlık adına.. Ama kimse düşünmüyor bu hayvanlar daha ne kadar yaşayacak diye. Yüzlerce işkence ve deneye maruz kalan hayvanlar bu haberde de görüldüğü üzere daha deney tamamlanamadan bile ölebiliyor. Burada da doğan kedilerden biri ölü doğuyor, gerisinin ise ne kadar yaşayacağı meçhul. Bu arada güya bu yöntemle elde edilecek gelişmeler nesli tükenmekte olan hayvanlar için de yardım kaynağı olabilcekmiş. Ama tabiki öncelikli amaç insanlar, çünkü biz daha değerliyiz değilmi? işte buna inanmıyorum. Hepimiz değerliyiz. Kedi de nefes alıyor, kuş ta.. Ayrım yapılmasına, onların sırf insanlığın geleceği adına deneylere maruz kalmalarına kızıyorum.
Kızarak yazımı bitiriyorum..

karanlıkta parlayan kedi

odo | 13 December 2007 08:07

günek koreli bilim adamları gerçekleştirdikleri genetik müdahaleler sonucu karanlıkta parlayan kedi üretmeyi başarmışlar. bu iş için kullandıkları kediler ise bizim ankara kedisi.
daha fazla bilgi için buradan ya da buradan buyrun.

Kaslan: Kaplan ve aslan melezi

anon10500 | 10 December 2007 23:56

Kaslan –

Kaplan-aslan melezi kaslan, adından anlaşılacağı gibi aslan ile kaplanın birleşmesinden oluşan dev ve hantalca bir hayvan.

Bu hayvanların boyutları çeneleri düşürecek ölçülerde; arka ayaklarının üstündeyken yaklaşık 4 metreye kadar uzanabiliyorlar. Bu hayvanların bu kadar büyük olmasını sağlayan faktör, bedenlerinin büyümeyi durdurucu bir madde salgılamaması.

Sanrı

proksima[pilli_silinen_hesap] | 01 December 2007 16:35

Günboyu binmeye tereddüt ettikten sonra buradaydı işte. Kursak derdi ağır basıp, içine işlemiş deniz korkusunu yenmiş, feribotun Harem’den kalkan son seferlerinden birisine binmeye cesaret etmişti.
Trenlerin tempolu süratine alışmış yorgun ayakları, daha attığı ilk adımda devasa ataletiyle bu yekun metal gövdeyi yadırgayıverdi. Soğuk rüzgar denizin yüzünü buruşturup, küpeşteden birkaç aracın olduğu geminin kıç tarafında doğru esti. Hissettiği ürpertiye aldırmadan, hızlı adımlarla feribotun sol kenarından ilerleyip, dar ve paslı merdivenleri takip ederek yukarıya çıktı ve yolcuların olduğu bölüme doğru yürüdü. İçeridekiler, sadece oradaki kalorifer petekleri çalıştığı için yolcu salonunun sağ tarafında toplanmışlardı. Göz göze gelmemek için farklı yönlere dönmüş çay içen iki kişi, ayakta dikilen bir delikanlı, bir anneyle çocuğu, koltuğa gömülmüş yorgun bir kadın, hepsi topu iki elin parmakları adedinceydi tüm yolcular. Çocuğunu uyutan anne, gözlerini karşı koltukta yatan oğlundan kaldırıp, ona elindeki iğne setlerinin fiyatını sordu. Bir diğeri bir örnek aldı. İnceleyip geri verdi .

Çığlık

pilli pati | 09 November 2007 22:35

one way
one way

.
Ön Uyarı: Kendini zayıf hisseden bünyelerin aşağıdakileri okumadan, direkt başka bloglara kahkahalarla yollanmalarını tavsiye ederim.*

Hoparlörlerin sesi maksimumda ilettiğini biliyorum. Bütün düzenekler aylar öncesinde tamamlandı. Bulunduğum mekanın şu an için boş ve soğuk olması ne garip! Terkedilmişliğin uzun soluğu yakında değişecek. Ama bunu, mekana anlatmak imkansız… Bir köşeye atılmış boş koliler bile bekleyip görmek zorundalar. Yapmadıkları iş değil!