bildirgec.org

kargaşa hakkında tüm yazılar

Günışığı

Elementer | 10 March 2009 10:30

Gregory Colbert_Ashes and Snow
Gregory Colbert_Ashes and Snow

Bir meleğin sıcak kanatları arasından sıyrıldı gün,
Teslim oldu geceye şehir.
Kapkara karanlığını, boşaltırken gökyüzü,
Sır olmuş beyaz boşluğuna.
Öldürdü yıldızları ve ay’ı,
Şehrin aldatıcı ışıkları…
Avunmak yetmedi,
Dumansız yalazlanan ruhlara.
Avunmak yetmedi…
Kalan cılız aydınlığa.
Hasretim bu yüzden…
Günışığı’na…

Koyu bir gece kapladı,
Şehrin yalancı sokaklarını…
Yarı siyah…
Yarı kırmızı…
Damıtılmış bir ihtirasın pençesinde kıvrandı,
İhtiramsız kırmızı olanları.
Sustu aydınlıklar,
Düğüm düğüm oldu, çığ olan haykırışları.
Özlemdi bir parçası, Sır beyazına…
Özlemdi bir parçası; Doğacak olana.
Hasretim bu yüzden…
Günışığı’na…

“Günaydın” Hepinize eyyy ahali…

Elementer | 08 February 2009 10:49

Yine geç kaldım. Bir “an” ile kaçırdım servisi. Koşsam peşinden belki… Yetişir miyim? Yakalar mıyım? Bugün gitmesem? Bensiz batar mıydı koca şirket? Yâda dünyanın dengesi falan bozulur muydu? Bilmem. En iyisi bu konuyu şu boyozcu da ayaküstü kahvaltı ederken düşünmeliyim beklide. Karbonhidrat ve çay eşliğinde…

Bir büyük su bardağı (duble dedikleri) çay ve iki boyoz geldi önüme. Bu aralar pek sık geç kalıyorum anlaşılan. Daha sipariş vermeden geldiğine göre masanın üstüne acil kahvaltım, tezgâhtarla da tanışmanın vakti gelmiş de geçiyor bile…

Ana fikir

| 24 December 2008 11:36

...

fırtına kuşu
saldırırken deniz örümceğine,
sarılır mı deniz yılanına, örümcek?

deniz tutar mı
deniz kızını?
ya da
basmış mıdır denizin kızı,
hiç deniz kestanesine?

deniz yıldızı, memnun mudur denizden?
uzatmak ister mi bir kolunu ay dedeye?

deniz mavi midir mesela?
yosuna, kırlangıca, ısırgana?

deniz kulağı, duyar mı bizi?
biz, tutabilir miyiz denizi?

Yalnız Kötü İnsanlar Korksun…

| 04 December 2008 15:23

Otobüsteyim, İstanbul’dan dönüyorum, bir yandan dışarıyı seyrederken diğer yandan televizyondaki haberleri izliyorum. Tanrım, Türkiye yine çok karışık; terör, doğu, kargaşa derken İstanbul’da tek başına yaşayan 82 yaşında bir amca ekrana çıkıyor. Bu amcamın çocukları onu bir Ukraynalı bakıcıya bırakmış. Amca ön cephe ve ikinci katta oturuyormuş. Bu şerefsiz Ukraynalı bakıcı, amcanın kafasına zigon sehpayı kırarcasına vururken, neyse ki açık pencereden ve gelen seslerden komşuları yetişmiş, çocuklarına haber gitmiş ve hastaneye kaldırmışlar, ak saçlı amcamı… O amcamın gözlerindeki şaşkınlık benim gözlerimle birleşti.
Eh dünya işte bu kadar kötü ve psikopat misafirlerinde var. Bunu anlamak mümkün değil; senin baban (kötü bir insan dahi olsa) o senin atan. Ne olursa olsun bakıcı tutacak kadar paran varsa kardeşim, kendi evinde gözünün önünde (sen bakamıyorsan) baktırsana…
Sevgili babacığım 78 yaşında vefat etti, yaşasaydı şu anda tam tamına 82 yaşında(televizyonda şaşkın gözlerle bakan amca kadar) olacaktı. Neyse, Ankara’ya yetişmek üzereyiz yarım saat kaldı… Haberler devam ediyor fakat ben 2005 yılının haziran ayındayım.

SaçmaLamak 2

necronamber | 15 October 2007 09:29

Canım sıkılıyor evet senin sıkılmıyor mu ? Benim mi ? evet senin canın sıkılmıyor mu ? Hayır sen ne yapıyorsun ben ne yapıyorum. SanaL aLemin amına koyayım. Gercekte götünden korkan ipneler burada kendini bir bok sanır. Neden dir ? Aklıma yine o orospu geldi. Bakmayın orospu dediğime o eve onu seviyorum. Neden mi bimiyorum aşk mı belki de evet peki sen seni hiç tatmin eden yok mu beni var evet peki ya seni ?
kAFAm iyi bakıyorum keyfime buna keyif mi deniyor bilmiyorum ama benim için öyle yanlışlar için de doğruları bulma kaygısı bizim ki yanlışlar için de çamura saplanmak gibi tıpkı sen senin beni çamur gibi çektiğin an geldi düşüncelerime senin beni benim seni anlamak için anlamzsız dünya’nın anlamını çıkarmaya çalışan bizler neyi bekliyorduk
Seni mi ? hayır seks m i ? Para …
evet para…
para…
onu seviyormusun yok sa beni mi ?
Arkadaşlık kavramı cigaran var mı?
yeni bitti, sıra kimde …

*KAVGAM*

egomeltem | 27 August 2007 10:44

Ve kavga biter! … havadaki boşlukta asılı kalmış kelimeler çoktan vücut bulmuştur. Savrulmuş harflerin tokat izleri azgın geceyi dondurmaya yeter de artar bile… Aksak masanın üstünden yere damlayan kansa, az önce yitirilmiş beklentilerin, şiddetli sancıyla doğurduğu hüsrandandır. Pelteleşmiş acıyı kıvamında bırakan isteksiz haykırış da artık yavaş yavaş gölgesini terk eder. Soluk alışlar o kadar hızlıdır ki nutkun tutulur nerdeyse, soğuk bir sızı başlar ve nefes aldırmaz sesine . Boğulmak üzere bırakılan acı sükunetle beslenir ve büyür sinsice kaderiymişçesine. Yük ağırlaşır kendini aşar ve çöker olduğu yere… Uzlaşmak mı bitkinlik mi bilinmez tırsak titrekliğin sebebi. Sonra Ampirik bir bilim adamı düşüncesi bürünür donukluk son çırpınışlara aldırmaksızın , boşlukta kaybolmaya mahkum izler teker teker yok olur… Seçim hakkı olmayan bir kabulleniştir bu yengiyi mecburiyetle birlikte. Son darmadağınıklık kalmıştır artık geride çaresizce….. Daha tüketemediğin ürkek hımbıllığı da omzuna alıp yavaşça aynadaki çatlak aksini okşarsın hüzünle… Kendinden vazgeçişle, süzülen tortulaşmış aciz tuzlu birikintiyi fütursuzca silip dikili verirsin yine de. Yakıcı soğukluk gecenin karanlığında belirir, hesaplaşmaya tek şahittir ama umarsız çatırtıdaki asi sessizlikle yandaş olup çekilir gerilere. Ve bilirsin artık ‘’ben‘’ bir başkasıdır gerçekte… Sarılıp, yarı uyuşuk bedenine hazırlanırsın yeni kavga hallerine. Kendini kandırma acizliğini yaşamak mı? yoksa vazgeçiş basamaklarına tutunarak çıkmak mıdır bu? Hangisi daha erdemli? Hangisi daha azlettirici? Kim bilir ve kimin umurundaki… Eziklik haline geçişlerin ulvi bir sebebi olabilir mi? Çaresizlik değil bu kabulleniştir aslında gerçeği, özgür bırakılmanın tek hali. Az biraz takatin de kaldıysa, tapınarak mecbur kalışlara, saygıyla eğil haykırışlara ve azat ed kendini kendinden, ayır,acıt ancak bütünlük ve özgürlük (sanırım) böyle sağlanır. Siz kaç kere vazgeçtiniz kendinizden, kaç kere yalan gerçeklere haykırdınız hıçkırıklarınızla düğümlüyken ve kaç kere döne bildiniz gerçekten özünüze, kendinize ? kolay olan zor olmayandır ya hani işte hep zoru mu seçiyoruz dersiniz bilinçsizce ???( bu hak revamıdır bize?) Meltemce:)