bildirgec.org

kafes hakkında tüm yazılar

Çilekeş Papağan

super hero | 19 February 2010 11:48

Kızın nereden aklına estiyse, gitmiş 700 TL bayılmış, çok şirin, pamuk beyazı bir papağan almış. Hevesle evine getirmiş. Papağanı beslemeye başlamış.

Ancak, aradan çok fazla zaman geçmeden bu işlerin pek de öyle kolay olmadığını anlamış kızcağız. Papağanları beslemek zormuş. Üstelik, bu papağan pek öyle filmlerde falan gördüğü gibi konuşmuyormuş. Onun yerine, çok tiz ve çok güçlü, kulakları tırmalayan bir çığlık atıyormuş. Üstelik de azıcık deli gibiymiş. Papağanların zaten biraz çılgın olduğunu, alışmamış gözler için anormal sayılabilecek şeyler yaptığını bilmiyormuş.

bunaltı

taha3045 | 11 February 2009 13:14

Hala yalnızım bu akşam, gelen giden yok, çalan telefon da yok. Kendimi yamyam gibi hissediyorum, sevgiye aç, bulsa kemigine kadar yiyecek, bitirecek sevgiyi. İnsan ayrılınca öyle mi oluyor? Yoksa ben mi sırf böyleyim. Sanki çevremde kimse kalmamış, sanki hiç ayrılmayacakmışım gibi herkesi uzaklaştırmışım, dostluklarıma ara vermişim, ona odaklanmışım. Kısaca onu yakalamak için bir çok şeyi kaçırmışım. Sadece beni sevsin, bana baksın tek amacı ben olayım diye bencilce düşünürken, aslına o benim dünyamdan koca koca parça koparmış, bunu yeni anladım.

Umarım siz dememden rahatsız oluyorsunuzdur.

redorack | 29 June 2006 03:54

Maalesef, size verecek aşkım yok benim. ‘Sana’ diye hitap etmek isterdim ancak elimden gelmiyor samimiyet… Doğruyu telaffuz etmektense ipin üzerinde beceriksiz yürüyüşümle gidip gelmek, kaçmak; daha keyifli. Var olmanın, farklı cinsiyetler taşımamızın, her birimizin her birimizden bunca farkı varken bunca aynı olmamızın gereği bu. Kafesinize, parmaklıksız da olsa girmeyeceğim. Elbette, şeffaf kapıyı açıp davet etmemiş olsanız girerdim.

Seviyorum Tanrı’nız olmayı ancak sevmiyorum beni tanrılaştırmanızı. Umarım siz dememden rahatsız oluyorsunuzdur. Çünkü seviyorum rahatsız olmanızı. Yüzünüzdeki ‘sabah aydınlığını’ siz uzun süredir görmemişseniz de, ben onu hep yaşatıyorum. Ve seviyorum o aydınlıkları bir daha aydınlanmayacak alacakaranlığa çevirmeyi…