bildirgec.org

kadın hakkında tüm yazılar

ben öyle orospuluklardan anlamam

beyaz_sayfa | 08 June 2006 06:52

Hani şu meşhur dörtlü vardır ya bir İngiliz, bir Fransız, bir
Amerikalı, bir Türk.
işte bu defa onların eşleri bir araya gelmiş

önce, ingiliz hatun başlamış anlatmaya
benim esim öyle romantiktir ki her sabah eline bir gül alır o gülü tüm vücudumda gezdirerek beni uyandırır.

Amerikalı atlamış hemen
aaa benim eşimde çok romantiktir. Sabah ayak ucumuzda ki pencereyi açar hafif rüzgar ayaklarımdan başlayıp tüm vücudumu gezerek beni uyandırır ve eşim mutlaka başucuma bir çiçek bırakmış olur.

Fransız gülümsemiş kendinden emin
bunlarda ne ki benim esim her sabah ayaklarımdan başlayıp tüm vücudumu ve en son da dudaklarımı öperek uyandırır beni ben her sabah mutluluğun doruklarında uyanırım.

TÜRBANLAR VE KAFALAR

menese | 07 June 2006 00:29

Yanlış isimlendirilmiş olsa da bazı hanımlarımızın yüzleri hariç başlarını ve gerdanlarını ve de saçlarını -ki tek teli dahi gözükmeyecek şekilde- kapatan “meşhur” örtüye türban diyoruz..Doğrudur,yanlıştırı,dini emirdir ya da değildiri hatta güzeldir,çirkindiri bir yana bırakırsak bu kumaş parçası (dikkat ettiyseniz taraflı görünmemek için “bez parçası” demedim) baştan ayağa bir önyargı destanı adeta..Bu yazımda; başını bu şekilde bağlamayanları daha da fenası hiç bağlamayanları “türbancı” cenahın nasıl bir önyargıyla gördüğü ve değerlendirdiği konusuna dalmadan teğet geçiyor,diğer cenahın hislerine tercüman olmak istiyorum efendim..Bu kesimi,bilindiği gibi bu “bez parçası”nı laik cumhuriyete yöneltilmiş bir silah gibi gören ve kesin karşı çıkan insanlar oluşturuyor..Nasıl ki itiraz edilemez bi şekilde Türk milletinin yüzde doksandokuzbuçuğu müslümansa,bu güzel laik insanlarımızın da böylesi bir oranı,türbandan aşırı tedirgin ve gelecekten umutsuz bir karamsarlıkta..Şaşırtıcı olan şu ki;bu kesimin dine inanmayanı da, dindarı da türban karşısında aynı tavrı sergiliyor..Yani türban laiklik karşıtı üniformadır,takanlarda tümden gericidir,yobazdır..Hatta kadın “laik dindarlar” bu yaftalamada çok daha bir militan tavır sergiliyorlar..Çünkü onlar, başlarını böylesine sıkı sıkıya örtüp bunu da islamın şartı olarak öne sürenlerin “böyle başı açık müslümanlık olmaz” suçlamasına/hakaretine uğramaktadırlar sürekli..Sert tavırlarının nedeni belli ki bu etkiye karşı geliştirdikleri savunma mekanizmasından ibaret..En son danıştay saldırısı sonrası protesto için toplanan kadınların,aralarındaki türbanlı bir kadına başını açması için uyguladıkları baskı buna çok iyi bir örnektir..Oradaki kadınlar bu hareketlerinde çok samimiydi (dikkat! “doğru” demiyorum) hatta kadının baskıya dayanamayarak başını açmasıyla aynı kadınların bu kez ağlayarak bunun boynuna sarılmaları, samimiyetin zirvesiydi adeta..Hal böyle iken,ailemde olmasa bile öğrencilik yıllarımda ve iş hayatımda yani bugüne kadar çok uzun bir süreçte bir çok türbanlı kadınla uzak yakın temasım oldu..Gördüm ki onların -hadi hepsi demiyeyim- ezici çoğunluğu babasından korkarak,kocasından zorlanarak ya da Allah’ın isteğine uyarak kapanmıştılar ve siyasetle falan ilgileri tüm kadınlarımızın ilgisinden bir dirhem fazla değildi..Allahları var, öyle “yakalım,yıkalım şeriatı kuralım” hallerine hiç rastlamadım doğrusu..Demek istediğim ey okuyucu,hep birbirimizden umacı yaratıp duruyoruz on yıllardır..Sağcısı solcudan,solcusu sağcıdan ne canavarlar yarattı şimdiye kadar gıyabında,birbirlerini biraz olsun dinlemeden..Şu sıralarda da ne laikkafalar ne karanlık türbankafalar yaratıyorlar ya da tam tersi, birbirlerinin gıyaplarında..

miriam hakkında..bilmediklerimiz

collision | 01 June 2006 23:42

youtube’ı gerçekten cok severim

…enterans videoları her zaman ilgimi çekmişti..ama bu biraz farklı..miami,15000$ ödül ve miriam daha ne istenebilirki..demeyin bi izleyin.

Biz Birbirimize Benzeriz

tespitbocee | 24 May 2006 09:58

Hürriyet gazetesinde yayınlanan bir haber hepimizi şöyle bir silkelemeye, nasıl bir zihniyet içinde varolduğumuza uyanmamıza ve tüm bu cafcaflı, pek modern hayatlarımızın nasıl da sözde olduğunu anlamamıza yetiyor da artıyor.

Haber sırf Almanya’da cereyan etmesiyle önem kazanmış durumda aslında. Daha 4 yaşında bir veletken oturuşunun kalkışının cinsel göndermeler yapabileceği öğretilen, hep susmaya, sessiz kalmaya, hayattan zevk almamaya, zevk aldığını göstermemeye zorlanan kadınlarla dolu bir misak-ı milli ve onun gurbet ellerdeki uzantıları Alman komiserlerden biri demeç vermedikçe göze batmıyor.

ata ve ana

| 14 May 2006 23:16

Atatürk ve Ana
Alıntıdır

Gazi Çiftliği’nde dolaşıp hava alırken oldukça yaşlı bir kadına rasladık. Atatürk attan inerek bu ihtiyar kadının yanına sokuldu.

– Merhaba nine…
Kadın Ata’nın yüzüne bakarak hafif bir sesle;
– “Merhaba” dedi.
– Nereden gelip nereye gidiyorsun?

Kadın şöyle bir duralayıp, “Neden sordun ki?” dedi:
“Buraların sağbısı mısın? Yoksa bekçisi mi?”

Paşa gülümsedi.
– Ne sahibiyim ne de bekçisiyim nine. Bu topraklar Türk milletinin malıdır. Buranın bekçisi de Türk milletinin kendisidir. Şimdi nereden gelip nereye gittiğini söyleyecek misin?

yaşlanma ve kadınlar

esatergun | 05 May 2006 13:28

kızlarda bu yaşlar arasındaki fark nedir ?
8, 18, 28, 38, 48, 58, 68?

8 yaşında – yatağa götürüp, bir hikaye anlatırsın.

18 yaşında – Bir hikaye anlatırsın ve yatağa götürürsün.

28’de – yatağa götürmek için bir hikaye anlatmana gerek yoktur.

38 yaşında – O sana bir hikaye anlatır ve yatağa götürür.

48’inde – yatağa gitmemek için bir hikaye anlatman gerekir.

58 yaşında – Hikayesinden kurtulmak için yatakta kalman gerekir.

68’de – yatağa götürebilirsen işte bu bir hikaye olur…!!!

Bluetooth Vibratör

dreamworks | 24 April 2006 08:52

Bluetooth Vibratör
Bluetooth Vibratör

“Oyuncak” olarak adlandırılan bu zamazingolar aslında telefonunuza bluetooth ile bağlanmış bir vibratör. Senaryo şu şekilde; Bayan kişi sabah işe giderken oyuncağı yanına (!?) alıyor, beyefendi kişi ise gün boyunca ona SMS atıyor… Her SMS bayan kişi için ayrı bir zevk. E peki elalemden SMS gelirse o zaman bayan kişinin hali ne haldir? Yok, onu da düşünmüşler, 6 basamaklı bir şifre ile SMS’e başlamak gerekiyor.

Beyefendi kişi işe dalıp bayan kişiye SMS atmayı unutursa, o zaman kendi kendine SMS atar. İş yerindeyseniz önce sağınıza, sonra solunuza, sonra tekrar sağınıza bakın, sonra tıklayın.

Teknoloji ile Moda ELéLE

yusuph | 23 April 2006 10:46

Siemens-Escada; Samsung-Anna Sui işbirliklerine yeni bir işbirliği daha katıldı. Moda ile teknoloji bir kez daha beraber.

Glamphone, Elle ve Alcatelin işbirliğiyle çıkmış. Moda düşküne bayanlar için Elle dergisinin çizgilerini taşıyarak yaratılmış. Kamerası istenildiği zaman ayna olarak kullanılabiliyormuş.

Modayla işbirliği fırsatları birçok sektörde değerlendirlmeyi bekliyor. Yerli markalar da harekete geçmeli.

pembe hat operasyonu

moroccom | 21 April 2006 08:51

antalya’da yapılan “pembe hat” isimli fuhuş operasyonunda bir bayan komiser de fuhuşa göz yumma iddiasıyla gözaltına alınmış.

ayrıca 9 kamu görevlisi daha bu konuyla ilgili gözaltına alınmış.

Dünyada insanlığını bilmekten,insanca yaşamaktan daha güzel,daha doğru bir iş yoktur

c.b. | 19 April 2006 21:18

“Dünyada insanlığını bilmekten,insanca yaşamaktan daha güzel,daha doğru bir iş yoktur.” diyordu Montaigne “yaşama” sanatını betimlerken.
Yaşamayı bir sanat olarak belleyenlerden Çetin Altan da bu konuyu irdeler durur:Etli,şaraplı,kadınlı,kahkahalı hayatlar ve diğerleri.Bir tarafta “ölmeden önce yaşamı değerlendirmeye odaklanmış medeniyet” öbür tarafta “öldükten sonra ödüllendirilmeye odaklanmış medeniyet”,bir tarafta “yaşam kalitesi” açısından dünyanın bir numaralı şehri Zürih’te “etli şaraplı,kadınlı kahkahalı bir deneyim”,öbür tarafta “rensiz,kadınsız,kahkahasız,baskılı bir dünya”
Birbiriyle çarpışan iki farklı kültüre ayrı ayrı sahip olan ama ikisinden de doğruları alarak kendine göre sentez oluşturmaktansa,birlikteliklerinden doğan kaosu ayrı bir kültür belleyenlerin ülkesine yeni bir haber geldi geçen hafta:Kuveyt tarihinde ilk kez kadınlar,ara yerel seçimde oy verdiler.16 bin kadın katıldı seçime,annelerine ninelerine nasip olmayanı,yaşadıkları ülkede tatmanın keyfiyle.
“İnsanca” yaşamanın ilk adımıdır bu ara yerel seçim.Yönetici kesimin belirlenmesinde fikri alınarak ilk kez “insan yerine” koyuluyorlar,yani hakkettiklerini alabiliyorlar,zaten bundan dolayı “kadınların zaferi” diyerek sunuluyor haber.
Türk kadını ile Kuveytli kadın arasındaki farkı gözümüze sokulan “iki Ahmet farkı” temalı fotoğraflardan da anlayabiliriz.Bizim “Ahmet”imizin daha albenili olması doğduğu ülkenin liderinden ileri gelir.22 Kasım 1916 tarihinde günlüğünü aldığı notta gizlidir Atatürk’ün:
“Gece saat 9’a kadar Erkanıharp Reisiyle örtünmenin kaldırılması ve toplumsal yaşamın düzeltilmesi hakkında sohbet;1)güçlü ve hayata vakıf anneler yetiştirmek,2)kadınlara özgürlüklerini vermek,3)kadınlarla bir arada bulunma,erkeklerin ahlakı,düşünceleri,duyguları üzerinde etki yapar.”
Batılılaşmayı batılı standartlarda yaşamak yerine fes takıp gezmek olarak görmeyen Atatürk’ün,bırakın kadınların,tüm insanların dışarıya çıkmaya korktuğu bir zamanda,savaşın tam ortasında yazdığı son madde;bakana kız çocuğunu okula göndermeyeceğini fütursuzca söyleyen adamdan daha muhafazakarların yaşadığı bir dönemde,Çetin Altan’ın belirttikleriyle birebir uyuşur.
Toplumdaki herhangi bir aksaklığın geneli ele verebileceği düşüncesinden hareketle;kadınların olmadığı sofra,bu sofradaki renksizlik tanımı ile “Eşitsizlikten bunalıp ameliyatla erkek olan 5 Suudi kadın” haberi her daim aklımızda olsun.
İki gerçekli,iki “Ahmet”li bir dünyada Kuveyt gibi geç bir açılım yapmaktansa şansı sayesinde Atatürk gibi bir lidere sahip olup,kadınlarına bu hakkı modern Avrupa ülkelerinin çoğundan önce veren Türkiye,dilerim ilerde kız çocuklarının okuma hakkını elde etmek için ana haber bültenlerine çıktıkları günler yerine,eşitliği ve erdemini tam olarak kavrayabilmiş insanların “şen,kahkahalı” yaşadıkları günlere sahip olur.