bildirgec.org

itiraf hakkında tüm yazılar

Oyun Parkı

AOLradiohead | 04 October 2008 16:16

Oyuncaklaştırdım iki kişilik kaderimi.
Çay ve sigara dumanından fallara yordum.
Pişmanlık…
Zaman kaybı…
Varsan yokum demeler…
Cümlelerim tamamlanmayacak kadar uzak, yorucu.
Noktasını, virgülünü koymaktan korkan ben…
Korkak ben..

Sorarsın ya kendine “neden”?
Kabullenemeyecek hissedersin…
Bilinmeyenden gelen güzel cümleler için ter dökersin.
Geri çeviremezsin.
Poh poh delisi ruhun kelimelerin aşüftesidir artık…
Zincirleme isim tamlaması kadar sapkındır ruhun..
İçinden ardı arkası kesilmeyen isimler geçer..
Ayten, Feriha, Şermin ne fark eder.
Halbuki
İçim senin “için” çürük.
“Kaldır, at” demeden ben daha,
Sevişmeden toplamak lazım pili-pırtı,
Saklanmak gerek sıradaki bahara…
İçimdeki buğulu sese platonik,
Tropik heveslere bu beden kan-kemik.
“Bir ünite ask lazım” der anonstaki ses,
Trafik var gelemem,
Mazeret hepsi bunların!
Aslında
Seni o kadar yakından sevemem..

Saygı biterse…

darjeeling | 10 July 2008 11:58

Ne zormuş saygı kelimesinin anlamını kavrayabilmek. Kavradığın anda güzel herşeyin geçmişte kaldığını fark etmek ise en kötüsü. Saygı sevgiden önce gelir derlerdi hep, inandım buna ben artık. Çünkü saygıyı yitiren insanlar sevgilerini de yitiriyorlar. Birini severken ona aynı zamanda bazı konularda saygısızlık yapıyor olmak, isteklerini umursamıyor olmak ya da sana ters geldiği için yapmamak ne kadar tutarsızca bir hareket dimi? Bunun sebepleri var aslında. Karşımızdaki her ne yaparsak yapalım kabullenir zannediyoruz, nazımız geçiyor, taframız geçiyor sanıyoruz. O yapma dedikçe yapıyoruz çünkü biliyoruz ki bizi terk etmez, gitmez, kaçmaz. Yalan. Bunu sadece aileler yapmıyor. Anne ve baba. Sadece onlar terk etmıyor bizi. Ama onların dışındaki kişilere karşı daha dikkatli olmalıyız. Olmalıydık. Olmalıydım…Peki hatalarımdan şu saniye ders almış biriysem ben herşeyi geri getirebilirmiyim? Doktorun da dediği gibi ‘geçmişi birbirinizin yüzüne asla vurmayın’ sözünü gerçek kılabilirmiyiz? Yeni bir sayfa açmak kısmını başaramazmıyız? Ben yine de inanıyorum. Öyle bir ben doğarki benim içimden yapılan hataları unutturabilirim. Ben buna inanıyorum. Kardeşime karşı kaybettiğim saygıyı geri kazanmam biraz zaman almıştı ama olmuştu. Yani birine yeniden saygı duyabiliyor olmanın gerçekçiliğini biliyorum ben. Neden bana karşı da duyulmasın…?
İnsanların özgürlüklerini kısıtlamaya çalışmak böyle kötü sonuçlar doğurabiliyor ve siz o zaman işte daha fazla hata yapma lüksünüzün kalmadığını anlayabiliyorsunuz.
Herşeyin iyi olacağına inanmak istiyorum…

Bir tatlı ıstırap tatmaya geldim

CemeL | 18 May 2008 00:39

editörün notu: bu yazıda verilen link çıplaklık içermiyor ancak ofis ortamı için uygun olmayabilir. bilginize…

Beatiful Agony
Beatiful Agony

Kadın ya da erkek yüzlerce kişi orgazm ile tattıkları hazzı, “tatlı ıstıraplarını” başkalarının da görmesini istiyor ve bunun için orgazm anlarının videosunu çekip Beatiful Agony sitesine gönderiyor. Sitede örnek videolar mecvut. Site; videoları, amaç çıplaklık olmadan sadece vücudun üst kısmını video kadrajına alarak gönderilmesini istiyor ve burada sergiliyor. Bu hazlarını fazlasıyla yaşayanları görmek için buraya da bakabilirsiniz. İtirafta bulunanları ise bu sayfada görebilir-izleyebilirsiniz.

Zeki Demirkubuz sineması

nevdalist | 15 April 2008 16:29

3. sayfa hikâyelerini sever misiniz, bilmiyorum. Okurken yok artık dediğiniz, bu kadarı da haksızlık diyerek isyan ettiğiniz zamanlar olur mu? Cevabınız evetse doğru yazıdasınız. Çünkü Zeki Demirkubuz sineması herşeyden önce 3. sayfa hikâyelerii anlatır. Hep bir kaybeden, hep hayatın sillesini yemiş, arabeks bir yön vardır. Bu yüzden ya sevilir ya nefret edilir. Bunun ortası yoktur. Cevabınız hayırsa devamını okumadan sizi başka bir yazıya alayım.

Isparta’da 1964 yılında doğan Demirkubuz; İletişim Fakültesi mezunudur. Aslında gazetecidir. Ama nedense bu alana hiç bulaşmaz. Onun yerine Zeki Ökten’in asistanlığını yapmaya başlar. Yıllar süren bu asistanlıktan sonra senaryolarını yazmaya başlar. Bütün filmlerinin senaryosu kendine aittir. Bir çoğunun senaryosunu çok önceden yazmış, gün ışığına çıkacağı günleri beklemektedir. Cebinde daha birçok kelimsei var. Zaman geldikçe onları da ortaya çıkaracaktır. Onu sevenler bilirler Demirkubuz bir kesimi, dönemi anlatır. Onun hikayelerinin kahramanları tutunamayanlardandır. Kendini tutunamayan sananlar değil, hakkaten tutunamayanlardır.

Postsecret: Sırlarını dünyayla paylaşmak isteyen?

neandertal | 02 April 2008 20:30

Postcrossing gibi. Yine posta kartlari atiyorsunuz, yine tanimadiginiz insanlar okuyor ama bu biraz daha farkli. Bu kartlari kendiniz hazirlayabiliyorsunuz, resim yapistiriyor ya da cizebiliyorsunuz, sonra uzerlerine itiraflarinizi yaziyorsunuz ve sitede yayinlanmak uzere yolluyorsunuz.

Paranizla rezil oluyorsunuz yani 🙂 ama kimliginizi aciga cikarmadan. Sitedeki kartlar gercekten cok ilginc, bazi itiraflar cok masum, bazilari eglenceli, komik, bazilariysa yurek burkan cinsten. Uzun lafin kisasi, paylastigimiz yine insan hikayeleri. Farkli cografyalar, farkli yuzler ama ayni hikayeler.. iyi okumalar.