bildirgec.org

istanbul hakkında tüm yazılar

Kız Kulesi’yle Galata Kulesi’nin aşkı

rehin | 23 March 2002 14:39

Anlatacaklarım bir aşk öyküsü. Bir arkadaşımdan dinlemiştim. O da bir başkasından… Öyle uzun bir öykü değil. Ama anlayabilen için, uzun bir ömüre sığdırılabilecek türden. İstanbul?da bir öykü. Yalnız, başka bir İstanbul konunun geçtiği mekan.

Anlatacaklarım bir aşk öyküsü. Bir arkadaşımdan dinlemiştim. O da bir başkasından… Öyle uzun bir öykü değil. Ama anlayabilen için, uzun bir ömüre sığdırılabilecek türden. İstanbul?da bir öykü. Yalnız, başka bir İstanbul konunun geçtiği mekan.

Hani İstanbul aşıkları vardır, İstanbul sarhoşları… En beğendikleri, en çok sevdikleri, hayranlık duydukları bir yerinden tutarlar kenti, o tuttukları yer İstanbul?dur. Hani bardağın dolu kısmını görerek değerlendirmek vardır ya, işte öyle. Bardakta bir damla su da olsa, o bardak doludur. Milyonlarca insanın, kentin her kesitine farklı anlamlar yüklediği, düşlerinin toplamı bir İstanbul. Bütün damlaların bardağı ağzına kadar doldurduğu İstanbul.

Vapurdayız. Ahmet omuzumu dürterek,

– Altan, Kız Kulesi?ni görüyormusun?

– Evet… Çok güzel. Aslında İstanbul çok güzel bir şehir.

– İstanbul?dan etkilendiğine göre, anlatacağım öyküden de çok etkileneceksin. Dinle bak şimdi, dedi ve öyküyü anlatmaya başladı.

-İstanbul?da gökyüzü daha masmaviyken, Halicinde yakamoz eksik olmuyorken, boğazın soluğu insanı sarhoş ediyorken daha; yani aşk varken henüz, topraktan fışkıran, gökyüzünden akan, denizden çıkan hep sevdaymış.

-Ya şimdi, şimdi böylemi peki?

-Dur acele etme de dinle… Her şey çok güzelmiş, ama bir gün mavisi terk etmiş gökyüzünü, Haliç?te yakmozlar öldürmüş kendini, motor dumanı boğazı boğmuş, aşk da Gülhane?de meşeden bir sandığa kitlemiş kendini, küskün.

-Yani şimdilerde adına aşk denilen şey, ?aşk? değil, öyle mi?

-Evet, öyle ne yazık ki. Ama yine de birbirlerine bağlı bir çift kalmış İstanbul?da.

-Kimlermiş onlar?

-Galata Kulesi ile Kız Kulesi. Seviyorlarmış birbirlerini hâlâ. Her şey yarım kalsa da, aşk meşe sandığa kitlese de kendini. İstanbul?un derin uykuda olduğu gecelerde fısıldaşır dururlarmış birbirlerine. Fısıltılar öyle sessiz, öyle derindenmiş ki, dalgaların sesi örtermiş seslerini. Çünkü martıların, konuştuklarını duymalarını istemezlermiş. Galata Kulesi boyuna şiirler dizer, yürek çalkalayan şarkılar söylermiş Kız Kulesi?ne. Kız Kulesi yunuslarla gönderirmiş selamını. Galata Kulesi sormuş:

– Ey Kız Kulesi, neden bu kadar güzelsin?

Kız Kulesi yanıt vermiş:

– Senin beni sevmen için.

Galata Kulesi sormuş:

– Ey Kız Kulesi, peki sen beni seviyormusun?

Kız Kulesi?nden ses yok. Bir kez daha sormuş kederli bir sesle:

– Ey Kız Kulesi beni seviyormusun?

Kız Kulesi üzgün:

– Evet… Evet, çok ama…

– Ama?..

– Aşk meşe sandıkta, bıraktı giti bizi. Deniz kirlendi. Gökyüzü karardı. O olmadan nasıl?.. demiş.

Galata Kulesi çok kederlenmiş bu işe. Artık şiirlerinden, şarkılarından keder akıyormuş. Kız Kulesi ağlıyor, yüreğini dalgalara dövdürüyormuş. Yunusları bile görmez olmuş gözü.

– Bir başkası mı varmış yoksa?

– Hayır, bu keder ikisinde de varmış. Çünkü aşkın meşe sandığa kendisini hapsetmesiyle, birbirlerine karşı duydukları sonsuz sevginin anlamını yitireceğinden korkuyorlarmış. İkisi de üzgün, ama umutlu, anlaşmışlar birlikte. Sevgimiz temiz kalmalı, denizin pisliği, gökyüzünün dumanı kirletmemeli sevdamızı, diye. İşte o gün bu gündür bekler durur Galata Kulesi ile Kız Kulesi. Heyecanla bekler ikisi de aşkın meşe sandıktan çıkarak doğayı yeniden kucaklamasını.

Diyelimki istanbula

romansmac | 26 July 2001 15:37

Diyelimki istanbula ilk defa geliyosunuz veya geldiniz 🙂 Sonuçta geldiginiz yer önemli degil eger dedigim gibi ilk kez geliyosanız en meşhur yerlerini gezmek istersiniz öncelikle sonrasında da dolaşabildiginiz kadar dolaşmaktır amacınız.Ben olsam once Ortakoy’e giderdim.

devamı için tıklayın