bildirgec.org

ilişki hakkında tüm yazılar

ayrılmak böyle kolay olur….

nazokiraze | 12 October 2008 17:14

ayrılmak böyle kolay olur….* Ona hoşçakal deyin.(kendi kendinize onu artık görmek istemiyorum deyin)* Kararlı olun(emin olun, neden tekrar konuşmuyoruz?gibi soruları duymazdan gelin.Zaten uzun zamandır gereken kavgalar, tartışmalar, konuşmalar yapıldı sonuç:sıfır)* Hatırlayın.(onunla yaşadığınız romantik anlar yerine söylediginiz tatsız sözleri, uyuşmayan zevklerinizi, yada çorba içerken höpürdetmesini, beğenmediğiniz sözlerini hatırlayın. Etrafınızda böyle bir ahmak olmasaydı sizin daha hoşgörülü olacağınızı düşünün)

erkek,kadın,erkek,kadın….vesaire

nazokiraze | 12 October 2008 11:06

ERKEKLERİN KADINLAR HAKKINDA SORDUKLARI SORULAR

  • Çantalarındaki tüm o ıvır zıvır nedir?
  • Lavaboda geçirdikleri onca zaman içinde ne yapıyorlar?
  • Neye sinirlendiklerini bilmemizi nasıl bekliyorlar?
  • Neden hep gözyaşlarına boğuluyorlar?
  • Ne istiyorlar?
  • Alışverişe neden bu kadar deli oluyorlar?

KADINLARIN ERKEKLER HAKKINDA SORDUKLARI SORULAR

  • Neden otobüste bu kadar çok yer kaplarlar?
  • Neden klozet kapağını açık bırakırlar?
  • Neden ekmek bıçağını bulamazlar?
  • Neden öyledirler?
  • Onların cinsel organlarını kıskandığımıza gerçekten inanmışlarmıdır?
  • Neden bizin neye sinirlendiğimizi bilemezler?
  • Neden kendi kiloları, yağları, kılları asla sorun olmaz*

KADIN ALDATIRSA!

hayalicindegecti | 08 October 2008 13:13

Nedir bu aldatma aldatılma kakafonisi?
İnsan yaşamında prova var mı?
İnsan yaşamı cetvele, denkleme, teoriye geliyor mu?
Eeeee, o zaman ne yapacağız? El yordamıyla yaşayıp, başkalarının el yordamıyla yaşayıp koyduğu kurallara mı tabi olacağız? Ve bunun adına yaşamak diyeceğiz öyle mi? Ve kimse size kalbinin derinlerinde yatan gerçeği söylemeyecek…
Komik bunlar komik…
Bakın size bir aldatma hikayesi anlatayım…
Güzel bir çift, ikisi de ellili yaşlarda…Eğitim, entellektüel düzey ikisinde de zirvede…Yapılan işler, kazanımlar da öyle…Hele yuvayı taçlandıran iki çocuk…Anlayacağınız çiftimiz tam deyimiyle bir ‘dream couple‘.
Peki sonra ne mi oluyor?

Söyle, beni aldattın mı?
Söyle, beni aldattın mı?

İnatla Bekleyeceğim…

BAYEMRE | 26 August 2008 12:00

Deli gibi yanıyorum
Her yerde seni arıyorum
Rüyalarım bile sana işliyor
Ben derdimi kime söyleyeyim?

Kaç gün oldu senden ses çıkmayalı
Sesine, nefesine hasret kalalı
Sözlerim de gecelerim gibi hüzünlü
Uykuya bile sırf seni görmek için dalıyorum.

Son görüşüm müydü yoksa seni
İşte buna inanmak acı veriyor
Yüzünü çevirme bana
Derdine düştüm bir kere

Pişman Olduğunda Dönme…

bekunis | 26 August 2008 09:43

Merhamet duygumu çomakla eşeliyorsun,
Sabır yollarımı çıkmaz sokak yaptın,
Kendine bundan bir pay çıkarmalısın.
Hiçbir şey yokmuş gibi davranma

Düşleyemezdim bir gün seni kaybedeceğimi
Ben değil, sen beni kaybettin
Buna inanmak bile imkânsızdı.
Sen imkânsızı başardın.

“AŞK ” dediğin laf değildir..

| 22 August 2008 12:26

Uyuyor. yorgun kısrakların sıcak nefesini duyuyorum yanında..bundan beyle her daim duymak istediğim bir nefesti bu.
Yarın yine burada son günümüz.ikimiz de sık sık ayrılmaların sıkıntısını yaşamıyacağız artık; sık sık canımız istediği zaman nerede ne zaman olursa plansız,programsız..
Bugüne kadar hayatıma hiç kimse girmemişti, hiç birinin önemi kalmamıştı adeta. bu ilişkinin tadı macera kokan bir tarafının olmamasıydı. bilincimi ikiye ayırmıştı o’nun varlığı; bir yanda kendi dört duvarımın güven dolu dünyası, bir yanda da şu an yanımda uyuyan sevgili..
Elimi eline aldığında, düşüncelerim birden dağılıverdi.. ellerimi göğüslerine doğru çektiğinde ,içimdeki duygu sadece sabırsızlıktı..uzun uzun öpüştük..bugüne kadar bir kör gibi yaşadığımı düşündüm.nedenini bile bilmeden nice aptalca kavgalara girip çıkmıştım..
Belki de bu sonsuza varmadan geçirdiğim son sınavdı..
” hiç bu kadar iyi uyumamıştım ” dedim

benim aşk anlayışımda sorun var

photonnn | 18 August 2008 14:35

Uzun zamandır düsünüyorum, ve haleda çözüm bulamadım. Kendi içimde çelişki yaşıyorum. Sorunu size anlatmak için hikayeleştireceğim. Hikaye tamamen hayal ürünü, gerçekte böyle bir olay yaşanmadı. İki yıl önce bir kızla tanıştım, ondan hoşlandım ve çıkma teklifinde bulundum, o da kabu etti. İki yıl boyunca çok güzel vakit geçirdik, hayatımın en güzel anlarını onunla geçiriyordum. Ona gerçekten aşık olmuştum, yatmadan önce hep onu düşünür, uyandığımda yine onu düşünürdüm. Parkta el ele dolaşır, bir birimizin yüzüne bakarak gülümserdik. En mutlu anlarım ise onu yanağından öptüğüm anlardı. Sonunda evlenmeye karar verdik. Ailelerimizi haberdar ettik. Kısa zaman sonra da nişanlandık, düğün gününü de belirledik. Artık hazırlıklara başlamıştık. Düğüne iki hafta kala kız kaza geçirdi, yüzüne kaynar su döküldü. Yaşamsal tehlikesi yoktu, ama yüzü fena yanmıştı, yüzü sargı bezleriyle kaplıydı. Düğünü erteledik. Sargı bezlerinin açılma zamanı gelmişti, artık hastaneden ayrılabilirdi. Sargı bezleri açıldığında şok oldum, yüzü çok çirkinleşmişti. Benim güzel yüzlü sevgilimin yüzü basbaya çirkinleşmişti. Artık ona aşık olmadığımı hissetmeye başladım. Onunla yine evlenecektim, yoksa vicdan azabına dayanamazdım, onu çok acıyordum. Fakat bu benim için zoraki bir evlilik olacaktı. Bu durumda aşkımın ne kadar yüzeysel olduğunu fark ettim, demek ki kıza aşık olmamızın temel sebebi yüz güzelliğiymiş. Eskiden hayatamın en mutlu anları onu öptüğüm anlardı o tatlı yanaklarından, ama şimdi onu zoraki öpüyordum, yalnızca üzülmesin diye. Kendime kızıyorum, çünkü yüz güzelliği ya da beden güzelliği insanın elinde değildir. İnsan kendi yüzünün güzel ya da çirkin yaratılmasını sağlayamaz. Bu yüzden bir insanı bu özelliklerine göre sevmek, ya da bu özelliklerin bir kıza aşık olmada çok etken olması, çok ilkel geliyor bana. İnsanın ruhuna aşık olmalıyım, karakterine, huyuna aşık olmalıyım, yüzüne değil. Fakat böyle düşünmeme rağmen, ben de ilkelce davranıyorum. İçimdeki bu çelişki beni hasta ediyor. Eğer benim aşklarım böyle oluyorsa benim aşk anlayışımda bir sorun var demektir. Fakat bu benim elimde olan bir şey değil ki. Duygular, düşüncelerden bağımsız takılıyor. Düşüncelerle duygularıma hükmedemiyorum. Evet, sizce neden böyleyim? Bence çoğu insan da benim gibi düşünür. İnsanlar neden böyledir? İnsanları yüz güzelliklerinden dolayı sevmek adaletsizlik değil midir? yüzü çirkin olanlar ne olacak? insanları neden yalnızca ruh güzelligine göre sevemiyoruz?

1 2 3 … 365

expresyon | 30 July 2008 12:25

vallahi saydım…

tam 365 gün oldu.

sayılmamış yalnız-aşksız kaldığım günlere inat gibi, onunla geçen günlerimi saydım…

365 gün hiç ayrılmadan, onunla geçen 365 gün…

bugün 365. gün olmasından dolayı sordum kendime; ne önemi var ki, neden sayar insan sevdiği insanla geçirdiği saatleri, günleri? sayılı gün çabuk geçer gibi birşey de değil ki bu! başı belli sonu yok, sonunu bilen yok, müebbet desem onu da allah bilir değil mi ama! neyi sayıyorum ki ben? yarın biz ayrılsak mesela ne olacak; tam 365 gün bilmem kaç saat sevgili kaldık mı diyeceğim. o yüzden mi sayıyorum acep bu birliktelik günlerini…? kime-neye, neyi kanıtlamak bu? tokat gibi bir cevap versem ya ben bana; şöyle güzelce bir apışıp kalsam, kendime diyecek söz bulamasam.