bildirgec.org

idam cezası hakkında tüm yazılar

ŞAKA GİBİ ÜLKEYİZ VESSELAM…

antiemperyal | 27 April 2011 10:21

C.Eren ÇELİK

Nasıl bir ülkede yaşıyoruz anlamak mümkün değil…

Bu ülkede yaşayan vatandaşların AKP’ye oy verenlerinden %27’si Ergenekon soruşturmasının hakkaniyetle yürütülmediğine inanıyor, ama aynı %27 AKP dışında partiye oy vermeyceğini ifade ediyor.

Bu ülkede yaşayan vatandaşların %59’u Türkiye’nin geleceğinin Avrupa’da olduğunu düşünüyor ama AB kriterlerinden olan idamın geri getirilmesini savunanların oranı %65.

Bu ülkenin vatandaşları,siyasileri,aydını sağda solda önüne gelen her yerde demokrasi nutukları atarken mangalda kül bırakmıyor ama demokrasinin temel unsurlarından birisi olan “temsil edilme hakkaniyeti” nin tam olarak sağlanması için barajın indirilmesini yalnızca %17’lik bir kesim savunurken “Bu günkü hali iyidir, böyle evam etsin” diyenlerin oranı %47’yi buluyor.

TÜRKİYE ÖZGÜRLEŞEBİLİRİ DÜŞÜNEMEYENLERE CEVAP….

| 15 November 2008 22:24

Ülkemizde özgürlük kavramını incelediğimizde;
Türkiye özgürleşebilir mi? sorusundan önce, dünya
özgürleşebilir mi? sorusuna cevap vermek gerektiğidir ve arkasından Türkiye ne kadar özgür bir ülkedir? sorusunu sormak gerekir.
Dünya (sözlük anlamında )özgürmüdür? Cevap:Hayır.
En özgür ülke hangisidir?
Amerika ve İsviçre en özgür ülke diyebiliriz, peki
tamamen özgür ülke diyebilirmiyiz…Hayır…
Amerika özgürlükler ülkesi; bu başlığı ile bilinir.
İçeriğini öğrendiğiniz de hayal kırıklığı…
Özgürüz demek dünyaca ünlü ‘Hürriyet Heykelini’
dikmek mi demek. Bu durumda Amerika da simgeleşmiş bir özgürlük var demek gerekir…
Siz, Amerika da her yıl kaç kişi idam sırası bekliyor,
biliyormusunuz. Kaç kişi elektirikli sandalyede fişinin çekilmesini bekliyor. Kaç kişi şırıngayla zehirlenerek idam edilecek…
İdam cezası verilmesi özgürlüğe sığacak bir uygulama mı?
Avrupa ve Latin Amerika da idam cezası kaldırıldı,
ABD, Guatemala, Karayipler, Asya ve Afrika’da da idam cezası halen uygulanmakta…

Dünyanın hangi ülkesi tüm nüfusu ile aynı özgür düşünceleri paylaşıyor? Hiçbiri…Nufusları ister 10,ister 70, isterse 100 milyon olsun, dünya da tüm bireylerin aynı düşünmesi özgürlükmüdür?
Yoksa her bireyin özgür düşüncesine saygı göstermekmidir özgürlük?
Özgürlük; genel türkçe sözlük manasına bakınız…
Yada her sözlüğe baktığınız da birey özğürlüğü ve özgür ortam manası bakımından, kısaca şu anlamları çıkarırız; Özgürlük= dış etkenler, kısıtlamalar olmadan bireyin kendi başına düşünce ve davranışlarını uygulaması….
Özgürlük= Başka bireylerin kendi insiyatifi ile oluşan düşünce ve davranışlarına saygı, anlayış vehoşgörülü olması….
Özgürlük= Sen bir düşünce de isen, başkalarını da
bu düşüncene veya davranışına zorlamamaktır..
Özgürlük= Hayat hakkıdır…
Örnekler bir o kadar çoğaltılabilir, bununla birlikte
özgürüm demek başka bireyleri yok etmek değildir.
Günümüz koşullarında, dünya koşullarında, Türkiye
özgürlük yolunda büyük savaşlar verdi ve veriyor…
Türkiye özgürleşebilir….
Muzicelere inanınız…
Türkiye Cumhuriyeti, Mustafa Kemal Atatürk’ün
mucizesi değil midir?
Osmanlı İmparatorluğu=Türkiye Cumhuriyeti, olmuştur mucizevi kazanımlarla…
Nereden nereye geldiğimizi unutmayalım, o eli öpülesi gazilerimizi, analarımızı, çekilen onca acıları unutmayalım….Mucize bu değil midir?
Türkiye Özgürdür, daha da özgürleşebilir.
Eğitim sisteminin yanlışlığı yüzünden özgür değiliz diye bilirmiyiz?Eğitim sistemi, Adalet ve Hukuk sistemi, Sağlık sistemi v.s…tüm bu sistemler adı üstünde sistem…
Bunların yanlışlıkları yüzünden özgürlüğümüzü hafife almakmı doğru olan yoksa bu yanlışlarıdüzeltebilmek mi…
Türkiye de düşünce özgürlüğü var; var diye başka bireylerin özgürlüğünü almak mı (düşünce de özgürüm diye başka insanları rencide etmek mi)özgürlük, dilimize, ırkımıza, bayrağımıza, devletimize, laf atmakmıdır, özgürlük?
Anlaşılan Özgürlük kavramı görecelidir diyebiliriz…
Basın özgürlüğüne bakarsak, evet basın özğürlüğü var; var diye basın, başkalarının özgürlüğünü düşünmeden yayınları ile hareket ettiğin de , müdahale etmemek mi? Hayır, basın özgürce yayınını fazlası ile yapıyor ve tabi ki bireylerin özgürlüğünü alacak şekilde kişilere zarar veriyorsa o bireyde özgürlüğünü kullanır ve hukuk müdahalesini yapmakta özgürdür…

placebo etkisi kanseri yenecek mi?

escritor | 25 May 2007 18:32

Belki de son dönemde beni en çok etkileyen konu şu malum placebo etkisi ve bunun sonucunda aslında bizim hayatımıza etkisi. Öncelikle bilmeyenler olabileceği kanaatiyle Placebo nedir onu belirteyim. Placebo herhangi bir farmakolojik etkisi olmayan, insan anatomisinde kimyasal bir değişikliğe sebep olmayan ilaçlar ya da tedavi yöntemlerine tıpta verilen isimdir. Ancak bu sadece tıp bilimine değil, hayatın her alanına uygulanabilir. Psikoloji biliminde de Bireysel Algı içine alabileceğimiz bu etki nelere mi deva oluyor? Örnek verecek olursak, yapılan deneyler öncelikle depresyon hastalarına yönelikmiş, deprsyonda olan 50 hastaya verilen Placebo ilaçlarının bu hastaların 35’nde etkili olduğu ortaya çıkmış, tabi böyle bir durumda da konuyla ilgilenenlerin zihinlerinde bir ‘acaba’ sorusu belirmiş ancak şunu da belirtmeliyim ki Arkeolojik kaynaklara göre bu etki aslında Antik Bergama Sağlık Merkezleri’nde uygulanıyormuş. Nasıl mı? Şöyle ki; Antik Bergama’da Sağlık Merkezlerinin kapısında hastalar kahinler tarafından kapıda kontrol edilirdi. Bunun sonucunda kendilerinin deyimine göre sadece iyileşebilecek durumda olanlar içeri alınırdı, tabi bu durum içeri girn hastaların algısında ‘herhalde iyileşeceğim’ sonucunu uyandırırdı. Evet gerçekten de mantıklı ve gerçekleşmesi 21. yüzyıl’da da mümkün bir yöntem olabilir kimimize göre ama asıl soru nasıl? Olayı depresyondan biraz sıyırıp İnsanlığın en büyük düşmanlarından biri olan ‘kanser’ hastalığına dayandırmak istiyorum. Erkeklerde Prostat, Kadınlarda meme ya da vajinal hastalıklar, erken yaşlarda kan hastalıkları ve tabiki hepsinin babası, bir metastas klasiği Akciğer. Kanser henüz çözümünü tam anlamıyla üretemediğimiz en büyük düşmanımız belki de, üstelik sadece sigara içenlere değil herkese potansiyel bir tehdit oluşturuyor. Bu hastalığı yenebilmek adına acaba Placebo Etkisi dediğimiz bu şeye başvurmamız mümkün olur mu? İncelediğinizde göreceksiniz ki bu tarz büyük hastalıklara yakalanan kişilere doktorlarının ilk tavsiyesi ‘önce kafanda bitirmelisin, inanmalısın’ oluyor. Bu da açık seçik ifade etmeseler de aslında bu etkinin varlığını kabullendikleri anlamına geliyor, gerçekten de sadece kanser değil birçok hastalıkta öncelikle psikolojik tutum ve beynimizin çıkarttığı sonuçlar bizlere yardım etmekte. Sizleri derinden etkileyeceğini düşündüğüm çok ilginç bir olayı da burada paylaşmak istiyorum. Amerika’da Texas Eyaletine bağlı bir hapishane’de çok cesur bir idam yöntemi gerçekleştirilmiş geçtiğimiz yıl ve bu olaya akredite olan bir Türk tarafından da belgelenmiş. Texas’da cinayetle yargılanıp ölüme mahkum edilen bir hastaya acısız bir ölüm isteyip istemediği sorulduğunda cevabı evet olmuş. Bunun sonucunda idam günü koltuğa bağlı bir şekilde ölümü bekleyen mahkumun açık bileğine ılık su damlaları akıtılmaya başlamış, telki yöntemiyle de bileğinin yeni çıkan acısız bir makineyle kesildiği ancak canının acımayacağı belirtilmiş. Tüyleri diken diken edecek nokta ise mahkumun tam 37 dk sonra kalp atışlarının durduğu ve öldüğü gerçeği tabiki. Mahkum yavaş yavaş kan kaybından öleceğine inandırılmıştı, kan akışı ılık su damlatılarak dikte edildi ve adrenalin zehirlenmesi ya da herhangi bir etki yüzünden bu kişi kendi kendini hem de acısız bir şekilde öldürmüş oldu. Peki bu noktada beyin gücümüzle kendimizi öldürebiliyorsak acaba ölümden de kurtarabilirmiyiz. Belki bazı popüler dizilerde olduğu gibi uzayı bükemeyip, uçamayabiliriz, ya da maddeleri oynatamayadabiliriz ancak en doğal hakkımız olan yaşama hakkımızı bu şekilde koruyup kendimizi kurtarabilirmiyiz? İşte esas soru bu, tıpkı Bergamalı Hastalar gibi, tıpkı depresyondakiler gibi, tıpkı idam mahkumu gibi, düşünerek yaşayabilirmiyiz? Şu anda hafife alınamayacak kadar fazla kişi tarafından merakla beklenen sorunun yanıtı nedir? Neresinden bakarsanız bakın bu etkiyi hayatımızın her alanında hissediyoruz, hatta birbirimize inanmak başarmanın yarısıdır diyebiliyoruz. Ama inanmak başarmanın tamamı olabilir mi acaba, sadece inanarak birşeyleri değiştirebilir miyiz acaba, ya da herşeyin ötesinde kendimiz yapamıyorsak inandırabilir miyiz acaba. Şimdilik belki büyük hedefler için biraz uzaktayız ancak sadece olabileceğine inanarak da bir alt placebo etkisi yaratıp moralimizi tazeleyebiliriz bence. Yazıyı yazmamım sebebi bu konuya olan merakım ve sizlerinde düşüncelerinizi merak etmem. Sonucunda bazılarımız değilmiyiz iyisiyle kötüsüyle yaşam süremizi doldurup şöyle bir iskelede veda etme niyeti olan, kendi kendimizi sonumuzun geldiğine inandırarak, tebessümle.

ölenin hakkı yok !

neoturk | 24 October 2006 15:52

seri katiller yakalandı şimdi ne olacak !
verilecek hiç bir ceza bu adamların yaptığının karşılığı değildir…Peki idam cezası !!?
Şimdi bazıları çıkıp insan hakkı derse onları bu adalarım eline tekrar silah verip onlarla beraber boş bir odaya koymak isterdim.
Bakalım karşılarındaki insan mı değil mi anlasınlar…7 yuva söndü bir hiç uğruna sebeb….sebeb…zevkten miş ?
nasıl ki zehirli otları tarladan koparıp atarsınız toplumda böyle insan müsvettelerini koparıp atmalı hayattan. Onlar en ağırlaştırılmış şart bile olsa nefes alacaklar ama çocukların anneleri babaları kara toprağa yüz sürecek 60-70 yıl!
idam cezasını geri istiyorum! idam cezasını geri istiyorum!
insanlar bu kadar elini kolunu sallaya sallaya cinayet işleyemesinler!
eğer biri kalkarda imza kampanyası başlatırsa idam cezasının geri gelmesi için benden +1