bildirgec.org

hastalık hakkında tüm yazılar

işimdeyim, gücümdeyim

| 03 November 2006 07:26

selam günnük,

yokluğunda neler oldu dersen diye (ki demezsin; bilirim), anlatıyorum başımdan geçip aklıma gelenleri (bkz: geçip gelmek):

1. bayramda 9 günlüğüne memlekete gittim. halep’ten dayım ve yengem gelmiş “sınırdan vatandaş değişimi” programıyla. türkçe bilmediklerinden ben arapça öğrenmek zorunda kaldım 🙂 şimdi, 13. savaşçıdaki adam tadında arapça derdimi anlatabiliyorum.
2. askerlik şubelerinin ve tabipliğinin de devlet daireleri gibi çalıştığını farkettim üzülerek (bkz: tecil işlemi için gereken muayenenin 4 saat sürmesi; üstelik muayene yapılmadan onay verilmesi).
3. arkadaşın balık yemek için bizi dağa çıkmaya ikna etmesi (şaka değil valla bak) ve biz balık yerken başlayan yağmur sonucu dağın başında çamura saplanan araba başında 5 saat mahsur kaldık. yardıma gelen tamirci de çamura saplandı. 🙂 sonra gelen jip kurtardı da 02.30 suları evimize gidebildik.
4. geri vitesi “kelepçeli” olan abimin arabasını sürdüm biraz şehir içinde. vites kolu üstündeki kelepçeyi yukarı çekip birinci vitese taktığınızda geri vitese takılmış oluyor yani. ama şöyle bir sorun vardı ki, bu kelepçenin yayı takılmış. yani şöyle oluyor; kırmızıda duruyorum. sonrasında 1. vitese takıyorum (ya da öyle sanıyorum), sonra gaza bastığımda arkadaki arabanın tamponunu öpüyorum geri geri. 🙂 evet evet, kırmızıdan geri viteste kalkan ilk türk insanıyım ben sanırım. arabayı park ettikten sonra 45 dk ayak titremenizin geçmesini bekliyorsunuz; o ayrı konu.
5. pikniğe gittim nerdeyse yıllar sonra. tavuk pişirdim mangalda, dana etinin en güzel yerinin sırtından geldiğini öğrendim. çatal götürmeyi unuttuğumuzdan onlarsız da yemek yenebileceğini farkederek, açlığın nelere kâdir olduğunu anladım. biât ettim, inandım.
6. ikinci el bir opel corsa almayı düşünüyorum şu sıralar. arkasına “opel corsa – böyle cor” yazdıracağım. 🙂
7. yeni bir fantezim var işimle ilgili: yaptığım bir sitenin sloganı olarak “indernet bizim işimiz!”i kullanacağım. 🙂 arabesk cep telefonu melodisi sitesi olabilir misal. site adı da : yukleeeahh.kon olabilir.
8. üst maddede “utanmasam” yazınca aklıma (sanırım) ümit besen’in “utanmasam karşında ağlarım şimdiiiii” şarkısı geldi. bizim ailede arabesk dinlenmez. sezen aksu, ahmet kaya, zeki müren, ümit besen, adnan şenses, bülent ersoy da dinlenmiyor. aslında epeydir kimse müzik dinlemiyor. ama şimdi şöyle bir gariplik var ki, ben üstteki sanatçıların neredeyse tüm şarkılarını ezbere biliyorum. neden-nasıl bildiğimi de bilmiyorum. ama biri “nikah” dediğinde benim içimden anlamsız bir şekilde “nikah masasınaaaaa oturdun işte, unutmak çok zormuş böyle sevinceeah” diye şarkı söylemek geliyor. söylemiyorum, o ayrıııı. acaba şu “internet bizim işimiz” fantezisinin temelinde bu mu yatıyor diyoruz, ve bir sonraki haberimizle devam ediyoruz sayın sevgili okuyucular. evet.
9. “pınar altuğ beni de aldatsın!” kampanyası düzenlemek istiyorum şu sıralar. şahsımı demek istemiyorum, yo hayır, yanlış anlaşılmasın. bir arkadaşımın lafıydı bu: “abi, pınar altuğ beni de aldatsa ya ne güzel ohh!” o yüzden bir internet sitesi yapıp herkes özelliklerini yazsın istiyorum. sonra oylama başlasın. her haftanın birinicisini, pınar gelip ikinciyle aldatsın mesela di mi?
10. ev arkadaşım ay sonu askere gideceğinden evi taşımam icab ediyor yine. “sakınan göze çöp batar” misali, taşınmaktan ne kadar çok tiksinirsem o kadar sık ev taşımak zorunda kalıyorum. ev sahibine söyledim çıkacağımı. o da bas bareton komşumuz olan emlakçıya yetiştirmiş. bugün beni aradı godfather ses tonuyla. “şimdii, evi ziyarete gelecek olan adamları nasıl gezdiricez? anahtarı verseniz olmaz mı? hangi günler evdesiniz? bıdı bıdı vıcır vıcır püsür?” diyor özetle. ben de ev arkadaşıma topu atarak, “ben bi ona sorim bakim ne dicek” dedim. (bkz: “ben bilmem, beyin bilir.“)
11. “unutulanlar, unutanları asla unutmazlar” gibi laflarda tekrarlanan “unutma” yerine niye “aldatma” filan diyemiyoruz ki? (bkz: “aldatılanlar aldatanları asla aldatmazlar.“, “öldürülenler öldürenleri asla öldürmezler.“…)
12. patron bir gün iş verdiğinde, “bana iş verme, iş yapmasını öğret” demek istiyorum. (bkz: bir çin atasözü olan “bana balık verme; balık tutmasını öğret“)
13. geçen gece 01.20 sularında, sabah para gerek olacağı için para çekmek istedim. yoğun yağmur altında hiç de merkezi olmayan bir yerde bankamatik sırası bekledim garip bir şekilde. kamera şakası kurbanı olabilir miyim?
14. “impala, bişey sorcam” diyenlere hemen “beşşş” diyorum bu ara. genelde tutmuyor tabi. şahan’ın ilkokul öğrencisi küçük jose (“hoze” okunur :P) tiplemesinden kalmış sanırım. (bkz: “kaça gidiyorsun sen küçüğüm?” “sekkizzzz”)

Doğadan Mucizeler

amphibian | 30 October 2006 00:29

Hangi yiyeceğin hangi hastalığa iyi geldiğini biliyor musunuz?
Depresyon: Avakado, çikolata, İstiridye, patates
Alerji: Kayısı
Diş: Ekmek, meyve, yoğurt veya beyaz peynir, muz
Sindirim sorunları: Arpa, yoğurt
Başağrısı: Nane, biberiye
Stres: Mayan kökü
Cilt sorunları: Papatya, acı pul biber, portakal suyu
Kalp: Bezelye, kepekli ekmek, kiraz, çikolata, elma, salatalık, yumurta, süt, şeftali pirinç.Daha fazla bilgi için buraya bakabilirsiniz.

Vajina diyalogları (Fikir bazında 18+)

Wrzl | 10 August 2006 05:46

apple pie
apple pie

Şu dergi sayfasında (yedek) bahsettiğine göre 15 yaşında 2 adet vajinası olduğunu öğrenen A.Ş.’nin yaşadıkları hafiften iç gıcıklayıcı ve ilginç. Çevirmek gerekirse; 2 hafta arayla 2 kez bekaretini kaybetmesi (Keşke birini evliliğe saklasaydı (diye düşünmeliymişiz)), erkeklerin 2’siyle de ilişki düşünmesi, A.Ş.’nin sol taraftakinden daha zevk alması, 2 tane G-spot’u olması, 2 tampon kullanması ve ayrı zamanlarda regl olması ve hatta bir gün bir adama anlattığında da “Amanın benim de 2 tane pipim var” tepkisini alma rüyası gibi. Bu soft erotik konuyu H.D.‘ye paslamadan önce A.Ş.’nin Anonim Şahıs olduğunu açıklığa kavuşturiyim.

Dev Peluş Mikroplar

zabun | 17 June 2006 14:14

Çocuklar, bir an önce kendi başlarının çaresine bakacak hale gelmelerini sağlayacak şekilde programlandıklarından, onlar için en kestirme öğrenme yolu, deneyim sahibi ebeveynlerine soru sormaktan (En çok sordukları soruya ise malumunuz üzere “seni leylekler getirdi yavrum” cevabını alırlar:) geçer. Çocuklara hijyen kurallarını öğretmek en mühim şeylerden biridir. Ama mikropları anlatmadan bunu öğretmeye çalışmak “seni leylekler getirdi ” demekten farksızdır sanırım. Bir oyuncak firması bize bunu kolaylaştıracak peluştan dev mikroplar üretmiş. Bunların şekilleri mikroskop altında görünen orjinallerinin karikatürize halleri denebilir (tabiki çocuklara sevimli gelmesi için). Belkide çoğumuzunda kültürsüz kaldığı ama merak ettiği canlılar, orjinalleri ve oyuncaklarıyla linkte gösterilmiş. Ülser, verem gibi hastalıkları yapan bakteriyel etkenler; AIDS, nezle gibi hastalıkları yapan virüsler; şiddetli ishal gibi hastalıklara yolaçan protozoonlar; Bit ve tahta kurusu enfestasyonlarına sebep olan eklembacaklılar; atlet ayağı gibi hastalıklara yolaçan mantarlar ve daha fazlasını öğrenmek-öğretmek için hazırlanmış.
Giant Microbes

zührevi hastalıklar

plush | 28 March 2006 18:24

disney’in 1973 yılında zührevi (cinsel yolla bulaşan) hastalıklar hakkında yaptığı kısa animasyon google video’da izlenebilir. bu da vd attack plan hakkında kısa bir makale.

Düzeltme hastaligi

mr.j | 25 March 2006 04:34

Gözlemlerime göre… Düzeltme hastaligi en cok türklerde ve fransizlarda görülen bir hastalik. Fransizlar sadece karsilarinda fransizca konusan veya onlarin izlenimine göre fransizca konusmaya cabalayanlarin konusmalarini düzeltirken, türkler herseyi düzeltme cabasi icindeler. Neden?

kuş gribi

ryan | 07 September 2005 22:50

dünya sağlık örgütü, dünyanın insanlar için öldürücü bir kuş gribi salgınıyla karşı karşıya kalacağını güney ve güneydoğu asya’da bu salgınla mücadeleye hazır tek ülkenin tayland olduğunu bildirdi. who bulaşıcı hastalıklar bölümü direktörü dr. jai p. narain, “salgın virüsünün ortaya çıkmasından önceki neredeyse son aşamada olabiliriz” dedi. sri lanka’nın başkenti colombo’da düzenlenen güney asya sağlık zirvesi sırasında bir basın toplantısı düzenleyen arain, “avian influenza salgının olup olmayacağı artık bir soru değil, salgının ne zaman olacağı (sorusu önemli)” dedi. şu anda avrupa’ya doğru ilerlediğinden endişe edilen ölümcül virüs, geçen hafta vietnam’da bir kişinin daha ölümüne neden olmuş ve asya’da bu hastalıktan ölenlerin sayısı 63’e ulaşmıştı.